Proje Okulu Sorunsalı: Mersin Örneği

Eğitim (ÖZ) - Özel | 03.07.2025 - 22:31, Güncelleme: 04.07.2025 - 09:54
 

Proje Okulu Sorunsalı: Mersin Örneği

Proje Okulları ile ilgili olarak tartışılan konuları ve Mersin örneğinde yapılan eleştirileri Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Toros Akademi Düşünce Kuruluşu danışmanı Prof. Dr. Mehmet Şahin gazetemiz Birebir Haber’e açıkladı.

Son zamanlarda eğitim ile ilgili olarak tartışılan Proje Okulları konusunda Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Toros Akademi Düşünce Kuruluşu danışmanı Prof. Dr. Mehmet Şahin gazetemiz Birebir Haber’e açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şahin’e Proje Okulları ile ilgili olarak gündemdeki soruları sorduk ve değerlendirmelerini aldık. Eğitim kimin işidir? İdeal insan veya ideal toplum ütopyalarının tümünde eğitim devletin ve yöneticilerin görevi olarak belirtilmiştir. İdeal devlet için iyi yurttaş veya vatandaş, erdemli insan yetiştirilmesi gereği vurgulanmaktadır. İdeal eğitim modellerinin hepsi, çocuk veya genç eğitimi üzerinde odaklanmakta ve yetişkin eğitimi örgün eğitimin sonucu ve devamı olarak görülmektedir. Bazı ideal eğitim modellerinde eğitimin temeli matematik iken bazı modellerde tarım ve iş eğitimi, meslek eğitimi temel olarak alınmıştır. Diğer bazı modellerde de eğitimin temeli bilim insanı yetiştirmektir. Proje okulları nereden çıktı? Proje okulu modellerinde temel olarak proje alınmaktadır. Proje okullarında geliştirilen bölgesel, ulusal ve uluslararası projelerin bölgeleri ya da ülkeleri temsil etmesi beklenmektedir. Proje okullarının diğer okullardan farkı diğer okullara göre daha çok projede yer almasıdır. MEB tarafından belirlenen bazı okullar proje okulları olarak adlandırılır. Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde “Gerekli görülmesi hâlinde bünyesinde ortaokul bulunan proje okullarının ortaokul kısmına öğrenci alımı, okul yönetimince yapılacak yazılı ve/veya sözlü sınav sonucuna göre yapılabilir” denilmektedir. Genellikle başarı sıralaması yüksek olan okullar arasından tercih edilirler. Öğretmenlerin ve yöneticilerin tamamı Milli Eğitim Bakanlığının uygun gördüğü şekilde yerleştirilir. Proje okullarında görev alan öğretmenler oldukça önemlidir. MEB tarafından atanan öğretmenlerde bazı şartlar aranır. Öğretmenlerin atanması dört yılla sınırlıdır. Ayrıca, atanan öğretmenlerin çalışabileceği en fazla süre 8 yıl olarak belirlenmiştir. Proje okullarına yönelik eleştiriler nelerdir? Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki ister proje okulu olsun isterse de başka okullar olsun kamu okullarıdır ve tüm vatandaşların vergileri ile finanse edilmektedir. Kamu kurumu olan okullar arasında bir ayrım veya ötekileştirme yapmak söz konusu olamaz. Böyle bir durum hukuk devleti terimi ile ters düşer. Kamuya ait olan okullarda keyfilik olmaz. Öğretmen ataması yapılacaksa belirli kriterler vardır ve o kriterler öğretmen atamalarında liyakat esasını oluşturur. Atanan öğretmeni kimlerin atadığı, nasıl atadığı ve hangi yetkiyle atadığı şeffaf biçimde kamuya açıklanır. “Bakanlığın uygun gördüğü” şeklinde bir kriter olamaz. “Bakanlığın uygun gördüğü” demek hiyerarşik olarak İllerde “Milli eğitim müdürlüğünün uygun gördüğü”, ilçelerde “İlçe milli eğitim müdürlüğünün uygun gördüğü” anlamına gelir. Bu uygunluğun sahaya yansıması da hangi kritere göre atandığı belli olmayan “proje okulu müdürünün uygun gördüğü” uygulamasına dönüşür. Mersin’de Proje Okulları Nasıl? Nitekim şu anda Mersin örneğinde proje okulları ile ilgili olarak yaşanan sorunlardan birisi budur. Keyfilik almış başını gidiyor.  Objektif ve şeffaf kriterlere dayalı olmadan “uygun” görülen proje okulu müdürleri “uygun" gördükleri öğretmenleri proje okulları için belirlemektedir. Mersin örneğinde olduğu gibi işin içine bir de sendika girince kimin uygun gördüğü de belirsiz hale gelmektedir. Siyaset mi? Sendika mı? Okul müdürü mü? Bir de "birlikte pilav yeme" meselesi var ama buna şimdi girmek istemiyorum. Proje okulu müdürlerinin uygun gördüğü öğretmenler proje okullarına atanmaktadır. Yönetmelikte belirli bir süre müdür olarak görev yapmak ve belirli bir süre öğretmen olarak görev yapmak idareci ve öğretmen atamalarında kriter olarak konmuş. İdareciler arasında ve öğretmenler arasında ayırt edici bir ölçüt veya ölçütler yer almıyor. Bu nedenle özellikle bugünlerde Mersin’de proje okulları ile ilgili şikâyetler ve eleştiriler artmaktadır. Bu şikâyetlerden ilki, proje okulu atamalarında kritere dayalı olmayan keyfi atamaların yapılması. Atamaya dair objektif hiçbir kriteri bulunmayan proje okulları, siyasetin ve yandaş sendikaların keyfi şekilde uygulamalarına dönüşmüştür. Nitelikli ve niteliksiz ne demek? Diğer yandan okullar, öğretmen ve öğrencileri proje, nitelikli, niteliksiz gibi kategorilere göre değerlendirilmektedir. Bu kategorilere ayırma süreci proje okuluna alınan öğrencilerin ve atanan öğretmenlerin diğer öğrenciler ve öğretmenlere göre nitelikli olduğu algısı oluşurken diğer öğretmenler ve öğrenciler niteliksiz olarak algılanmaya başlamaktadır. Bu durum hem öğretmenler hem de öğrenciler arasında psikolojik olarak rahatsızlık verici bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Görev süresi biten öğretmenler ne yapar? Proje okullarında görev yapan ve görev süresi uzatılmayan öğretmenler görev süresinin neden uzatılmadığını bilemiyorlar. Ayrıca yeni atanan öğretmenlerin de hangi ölçütlere göre atamalarının yapıldığına dair somut ve açık bir açıklama yapılamıyor. Proje okullarında görev yapan ve görev süresi uzatılmayan öğretmenlerin sonraki görev yerlerinin neresi olacağı ve neye göre yeni görev yerlerinin belirleneceği de belirsizliğini devam ettirmektedir. Bu durum görev süresi uzatılmayan öğretmenlerin yaşadığı bu belirsizlik zihinsel ve ruhsal sorunlara yol açmaktadır. Eğitimde Ayrımcılık nasıl olur? Okullar arasında proje uygulama okulu gibi ayrım öğretmenler ve öğrenciler arasında da ayrım yapılmasına yol açmaktadır. Milli eğitimin görevi kamu bütçesi ile işleyen bir kurum olarak okullar, öğretmenler ve öğrenciler arasında oluşması muhtemel ayrımcılığın önüne geçmesidir. İdareci, öğretmen ve öğrenci atamalarında ve alımlarında objektif kriterlere dayalı şeffaf bir süreç izlenmeli, eğitim sisteminde liyakat esası sahadaki uygulamalar ile ortaya konmalıdır. “Bakanlığın uygun gördüğü” şeklinde ifade edilen belirleme yöntemi her zaman tartışmaya açıktır. Böyle bir yaklaşım sorun çözmekten çok sorun yaratmaya hizmet eder. Öğretmen soruyor... Sınavla Bakanlıkça atanan öğretmenler yerine sınavsız öğretmen seçmek ve atamak tenakuz değil mi? Evet. Sahadaki eleştirilere ve uygulamalara bakıldığında nerden baksan tutarsızlık. Maarif Modelinin temel felsefesini uygulamayan veya uygulayamayan bir Milli Eğitim var ortada. Adalet, liyakat, irfan... nerde kaldı? Bunlar Maarif Modelinde yazılı olarak duruyor. Sahada uygun görülen bir müdürün uygun gördüğü öğretmenlerin ataması var. Müdürün uygun görmediği öğretmenler boşa çıkarılıyor. Belirsizlik, rencide etme, ötekileştirme başlıyor.  Ya ne olacaktı? Maarif modelinin temel felsefesini bilmeyen, bilse de işine gelmeyen müdürlerin uygun görmesi yetmiyor mu? Sonuç olarak ne dersiniz? Özellikle Mersin özelinde burada işaret ettiğim konular hem öğretmenler hem de öğrenci velileri arasında tartışılmakta ve eleştirilmektedir. Adalet ve liyakat esasının ihmal edildiği bu sistem içinde belirleyici olan siyaset olmaya devam ederse Mersinde Maarif Modelini uygulamak mümkün değildir. Adalet ve liyakat esası yerine “uygun görme” ölçüt olarak uygulanırsa okul müdürünün uygun görmesi, sendikanın uygun görmesi gibi esaslara göre yapılan uygulamalar maarif modeli ile tenakuz oluşturmaktadır. Maarif Modelinde söylenen  ile sahadaki uygulama ters. Demek ki yazılan ile uygulananın tutarlı olması gerekmez. "Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir gazap nedenidir." (Saf, 61/2-3)
Proje Okulları ile ilgili olarak tartışılan konuları ve Mersin örneğinde yapılan eleştirileri Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Toros Akademi Düşünce Kuruluşu danışmanı Prof. Dr. Mehmet Şahin gazetemiz Birebir Haber’e açıkladı.

Son zamanlarda eğitim ile ilgili olarak tartışılan Proje Okulları konusunda Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Toros Akademi Düşünce Kuruluşu danışmanı Prof. Dr. Mehmet Şahin gazetemiz Birebir Haber’e açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şahin’e Proje Okulları ile ilgili olarak gündemdeki soruları sorduk ve değerlendirmelerini aldık.

Eğitim kimin işidir?

İdeal insan veya ideal toplum ütopyalarının tümünde eğitim devletin ve yöneticilerin görevi olarak belirtilmiştir. İdeal devlet için iyi yurttaş veya vatandaş, erdemli insan yetiştirilmesi gereği vurgulanmaktadır. İdeal eğitim modellerinin hepsi, çocuk veya genç eğitimi üzerinde odaklanmakta ve yetişkin eğitimi örgün eğitimin sonucu ve devamı olarak görülmektedir. Bazı ideal eğitim modellerinde eğitimin temeli matematik iken bazı modellerde tarım ve iş eğitimi, meslek eğitimi temel olarak alınmıştır. Diğer bazı modellerde de eğitimin temeli bilim insanı yetiştirmektir.

Proje okulları nereden çıktı?

Proje okulu modellerinde temel olarak proje alınmaktadır. Proje okullarında geliştirilen bölgesel, ulusal ve uluslararası projelerin bölgeleri ya da ülkeleri temsil etmesi beklenmektedir. Proje okullarının diğer okullardan farkı diğer okullara göre daha çok projede yer almasıdır.

MEB tarafından belirlenen bazı okullar proje okulları olarak adlandırılır. Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde “Gerekli görülmesi hâlinde bünyesinde ortaokul bulunan proje okullarının ortaokul kısmına öğrenci alımı, okul yönetimince yapılacak yazılı ve/veya sözlü sınav sonucuna göre yapılabilir” denilmektedir. Genellikle başarı sıralaması yüksek olan okullar arasından tercih edilirler. Öğretmenlerin ve yöneticilerin tamamı Milli Eğitim Bakanlığının uygun gördüğü şekilde yerleştirilir.

Proje okullarında görev alan öğretmenler oldukça önemlidir. MEB tarafından atanan öğretmenlerde bazı şartlar aranır. Öğretmenlerin atanması dört yılla sınırlıdır. Ayrıca, atanan öğretmenlerin çalışabileceği en fazla süre 8 yıl olarak belirlenmiştir.

Proje okullarına yönelik eleştiriler nelerdir?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki ister proje okulu olsun isterse de başka okullar olsun kamu okullarıdır ve tüm vatandaşların vergileri ile finanse edilmektedir. Kamu kurumu olan okullar arasında bir ayrım veya ötekileştirme yapmak söz konusu olamaz. Böyle bir durum hukuk devleti terimi ile ters düşer.

Kamuya ait olan okullarda keyfilik olmaz. Öğretmen ataması yapılacaksa belirli kriterler vardır ve o kriterler öğretmen atamalarında liyakat esasını oluşturur. Atanan öğretmeni kimlerin atadığı, nasıl atadığı ve hangi yetkiyle atadığı şeffaf biçimde kamuya açıklanır. “Bakanlığın uygun gördüğü” şeklinde bir kriter olamaz.

“Bakanlığın uygun gördüğü” demek hiyerarşik olarak İllerde “Milli eğitim müdürlüğünün uygun gördüğü”, ilçelerde “İlçe milli eğitim müdürlüğünün uygun gördüğü” anlamına gelir. Bu uygunluğun sahaya yansıması da hangi kritere göre atandığı belli olmayan proje okulu müdürünün uygun gördüğü” uygulamasına dönüşür.

Mersin’de Proje Okulları Nasıl?

Nitekim şu anda Mersin örneğinde proje okulları ile ilgili olarak yaşanan sorunlardan birisi budur. Keyfilik almış başını gidiyor.  Objektif ve şeffaf kriterlere dayalı olmadan “uygun” görülen proje okulu müdürleri “uygun" gördükleri öğretmenleri proje okulları için belirlemektedir.

Mersin örneğinde olduğu gibi işin içine bir de sendika girince kimin uygun gördüğü de belirsiz hale gelmektedir. Siyaset mi? Sendika mı? Okul müdürü mü? Bir de "birlikte pilav yeme" meselesi var ama buna şimdi girmek istemiyorum.

Proje okulu müdürlerinin uygun gördüğü öğretmenler proje okullarına atanmaktadır. Yönetmelikte belirli bir süre müdür olarak görev yapmak ve belirli bir süre öğretmen olarak görev yapmak idareci ve öğretmen atamalarında kriter olarak konmuş. İdareciler arasında ve öğretmenler arasında ayırt edici bir ölçüt veya ölçütler yer almıyor.

Bu nedenle özellikle bugünlerde Mersin’de proje okulları ile ilgili şikâyetler ve eleştiriler artmaktadır. Bu şikâyetlerden ilki, proje okulu atamalarında kritere dayalı olmayan keyfi atamaların yapılması. Atamaya dair objektif hiçbir kriteri bulunmayan proje okulları, siyasetin ve yandaş sendikaların keyfi şekilde uygulamalarına dönüşmüştür.

Nitelikli ve niteliksiz ne demek?

Diğer yandan okullar, öğretmen ve öğrencileri proje, nitelikli, niteliksiz gibi kategorilere göre değerlendirilmektedir. Bu kategorilere ayırma süreci proje okuluna alınan öğrencilerin ve atanan öğretmenlerin diğer öğrenciler ve öğretmenlere göre nitelikli olduğu algısı oluşurken diğer öğretmenler ve öğrenciler niteliksiz olarak algılanmaya başlamaktadır. Bu durum hem öğretmenler hem de öğrenciler arasında psikolojik olarak rahatsızlık verici bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Görev süresi biten öğretmenler ne yapar?

Proje okullarında görev yapan ve görev süresi uzatılmayan öğretmenler görev süresinin neden uzatılmadığını bilemiyorlar. Ayrıca yeni atanan öğretmenlerin de hangi ölçütlere göre atamalarının yapıldığına dair somut ve açık bir açıklama yapılamıyor.

Proje okullarında görev yapan ve görev süresi uzatılmayan öğretmenlerin sonraki görev yerlerinin neresi olacağı ve neye göre yeni görev yerlerinin belirleneceği de belirsizliğini devam ettirmektedir. Bu durum görev süresi uzatılmayan öğretmenlerin yaşadığı bu belirsizlik zihinsel ve ruhsal sorunlara yol açmaktadır.

Eğitimde Ayrımcılık nasıl olur?

Okullar arasında proje uygulama okulu gibi ayrım öğretmenler ve öğrenciler arasında da ayrım yapılmasına yol açmaktadır. Milli eğitimin görevi kamu bütçesi ile işleyen bir kurum olarak okullar, öğretmenler ve öğrenciler arasında oluşması muhtemel ayrımcılığın önüne geçmesidir.

İdareci, öğretmen ve öğrenci atamalarında ve alımlarında objektif kriterlere dayalı şeffaf bir süreç izlenmeli, eğitim sisteminde liyakat esası sahadaki uygulamalar ile ortaya konmalıdır.

“Bakanlığın uygun gördüğü” şeklinde ifade edilen belirleme yöntemi her zaman tartışmaya açıktır. Böyle bir yaklaşım sorun çözmekten çok sorun yaratmaya hizmet eder.

Öğretmen soruyor... Sınavla Bakanlıkça atanan öğretmenler yerine sınavsız öğretmen seçmek ve atamak tenakuz değil mi?

Evet. Sahadaki eleştirilere ve uygulamalara bakıldığında nerden baksan tutarsızlık. Maarif Modelinin temel felsefesini uygulamayan veya uygulayamayan bir Milli Eğitim var ortada. Adalet, liyakat, irfan... nerde kaldı?

Bunlar Maarif Modelinde yazılı olarak duruyor. Sahada uygun görülen bir müdürün uygun gördüğü öğretmenlerin ataması var. Müdürün uygun görmediği öğretmenler boşa çıkarılıyor. Belirsizlik, rencide etme, ötekileştirme başlıyor. 

Ya ne olacaktı? Maarif modelinin temel felsefesini bilmeyen, bilse de işine gelmeyen müdürlerin uygun görmesi yetmiyor mu?

Sonuç olarak ne dersiniz?

Özellikle Mersin özelinde burada işaret ettiğim konular hem öğretmenler hem de öğrenci velileri arasında tartışılmakta ve eleştirilmektedir. Adalet ve liyakat esasının ihmal edildiği bu sistem içinde belirleyici olan siyaset olmaya devam ederse Mersinde Maarif Modelini uygulamak mümkün değildir.

Adalet ve liyakat esası yerine “uygun görme” ölçüt olarak uygulanırsa okul müdürünün uygun görmesi, sendikanın uygun görmesi gibi esaslara göre yapılan uygulamalar maarif modeli ile tenakuz oluşturmaktadır.

Maarif Modelinde söylenen  ile sahadaki uygulama ters. Demek ki yazılan ile uygulananın tutarlı olması gerekmez. "Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir gazap nedenidir." (Saf, 61/2-3)

Mersin HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.