Sapkın dernekler kapatılsın
Sapkın dernekler kapatılsın
Türkiye’nin toplum ve aile yapısını bozmayı hedefleyen ahlaksız derneklere yönelik açılan fesih davalarının bir an önce neticelenmesi isteniyor
Türkiye’nin toplum ve aile yapısını bozmayı hedefleyen ahlaksız derneklere yönelik açılan fesih davalarının bir an önce neticelenmesi isteniyor
Kadın ve çocuk haklarını savunma kılıfıyla hareket eden ahlaksız derneklere yönelik şikâyetlerin işleme alınmasıyla haklarında fesih davası başlatılan Tarlabaşı Toplum Merkezi Derneği ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’nin çocuklara eşcinsellik videoları izlettirdiği ve sapkınlığı meşrulaştırılmaya çalıştığı belirlendi.
Haçlı Batı’dan aldıkları fonlarla “kadın ve çocuk hakları” maskesiyle Türkiye’nin toplum ve aile yapısını bozmayı hedefleyen ahlaksız derneklere yönelik açılan fesih davalarının bir an önce neticelenmesi isteniyor. Zillet İttifakı’nın kontrolündeki muhalif medyanın “kadın ve çocuk haklarını savundukları” kisvesiyle cilaladığı Tarlabaşı Toplum Merkezi Derneği ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’nin ne kadınla, ne de çocukla ilgisi yok. Tarlabaşı TM ile KCDP’nin hemen her faaliyetinde eşcinsel sapkınların öncelendiği, çocuklara eşcinsellik videoları izlettirilip kitaplar okutturulduğu ve eşcinsel arzularını resmettirdikleri, travestiler üzerinden sürekli mağdur edebiyatı yapılıp meşrulaştırılmaya çalışıldıkları gibi birçok ahlaksız faaliyet yer alıyor.
“Tarlabaşı pislik yuvası olmuş”
AB, Hollanda, İsveç ve Almanya’nın fonladığı Tarlabaşı TM Derneği kız çocuklarını erkek, erkek çocuklarını kız gibi yetiştirme gayesiyle faaliyet yürütüyor. Reşit olmayan çocuklara ahlakdışı kavramlar öğreten, PKK güzellemesi yaptıran, küçücük çocukların cinsel tercihlerini değiştirmeye çalışıp deneyimlerini dinlemek için toplantılar yapan Tarlabaşı TM, ojeli erkek çocukların fotoğraflarını sosyal medya hesabı üzerinden yayınlıyor. Tarlabaşı Toplum Merkezi kurucularından Ceren Suntekin, LGBT eylemlerinde “Teşhirci değil travestiyiz” pankartı altında pozlar paylaşıyor. Suntekin verdiği bir röportajda, “Yaklaşık 8 aydır çocuklarla toplumsal cinsiyet eşitliği, LGBTİ hakları, ifade özgürlüğü kavramlarını konuşuyor, gündemi takip ediyoruz” itirafında bulunmuştu. Suntekin ayrıca CHP’li Şişli Belediyesi’nde Eşitlik Birimi Sorumlusu olarak istihdam ediliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “hukuka ve ahlaka aykırılık” gerekçesiyle iddianame hazırladığı Tarlabaşı Toplum Merkezi Derneği’nin feshedilmesi talebiyle İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmıştı.
Kadın hakları değil LGBT
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği ise, yurt dışından aldığı fonlarla eşcinsellik sapkınlığını yaygınlaştırma üzerine faaliyet yürütüyor. Hükümet, devlet, polis, asker karşıtı söylemleriyle bilinen KCDP, hemen her açıklamasında kadınlardan ziyade LGBT sapkınlığını öne çıkarıyor.
İstanbul Sözleşmesi hayranı
KCDP Derneği’nin İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı çıkarken yaptığı itiraf şöyle: “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonuçlarına nefret suçlarıyla, şiddetle ve ayrımcılıkla maruz bırakılan LGBTİQ+ları koruyacak olan İstanbul Sözleşmesi’dir. Sözleşme kapsamında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine bakılmaksızın korunması gereken LGBTİQ+lar hedef gösterilmeye çalışılıyor. Yaşadığımız eşitsizliklerin karşısında mücadelemizi LGBTİQ+larla beraber büyütüyoruz. Bütün kadınların, LGBTİQ+ların özgür yaşamasını sağlayacak olan İstanbul Sözleşmesi’dir.” Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla Taksim’de düzenlenen yasa dışı eylemde ezan sesini ıslıklayan koronun başını çekmişti.
Çevik: Bataklık kurutulmalı
Konuya ilişkin konuşan Dünya Çocuk Hakları Derneği ve Türkiye Aile Meclisi Platformu Başkanı Adem Çevik, şunları dile getirdi: “Sadece Tarlabaşı ve diğeri değil; Mor Çatı, KAOS GL, Pembe Hayat gibi birçok dernek var bunlardan daha beter faaliyetler yürüten. Bunların tamamı kapatılmalı ve malvarlıkları kamuya aktarılmalıdır. Batı’dan aldıkları milyon dolarlık fonlarla yıllardır toplumumuzu ifsat eden ahlaksızlardan Anayasa’nın 41’inci maddesi gereği çocuklarımızı bu sapkınlardan korumak hem devletin hem de milletin görevidir. Bataklık kurutulmazsa Tarlabaşı Toplum Merkezi kapatılır, ‘Bağdat Caddesi Toplum Merkezi’ kurulur yine işlerine devam ederler. İstanbul Sözleşmesi’ni iptal ettiğimiz gibi, hukuki uygulamaya konulan maddelerini de iptal etmeliyiz.”
Sayan: Devamı da gelmeli
Avukat ve Sosyolog İlhami Sayan da, şunları ifade etti: “Tehlikenin farkına varan devletin ve yargımızın bu adımını takdirle karşılıyoruz. Devamını temenni ediyoruz. Bu oluşumların sayıları çok fazla ve ne kanun dinliyorlar ne de toplumun kültürüne saygıları var. Tam tersine toplum kültürüne ve dinine saldırıları söz konusu. Bu tür hukuki müdahaleler çerçevesinde bunların engellenmesi tabii ki önemli fakat bataklığı muhafaza edip sineklerle uğraşmak yeterli değildir. Bunların arkasındaki hukuki dayanak ve desteklerin kaldırılması gerekir. Bunların yasalara da dayanarak fonlanmasının önüne geçilmelidir.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.