Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Meral Akşener anasının gözü çıktı!

Siyaset (Web Sitesi) - Web Sitesi | 07.05.2022 - 15:36, Güncelleme: 07.05.2022 - 15:36
 

Meral Akşener anasının gözü çıktı!

Vay uyanık vay

''Meral Akşener, oluşturduğu dumanlı hava içerisinde ana muhalefete oynuyor. Demek ki başbakan olmakta ısrarlı; darbeyle olamayınca, belli ki bu yolu deneyecek" ifadelerini kullanan Hürriyet gazetesi yazarı Fuat Bol, "Bize göre; Sayın Akşener Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilir" dedi. Bol, yazısında şunları kaydetti: "Meral Akşener’i, Erbakan başkanlığındaki hükümette (1996) koalisyon ortağı, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in teklifiyle İçişleri Bakanı olarak tanıdık. İç ve dış vesayet odakları, en az Erbakan kadar, Erbakan’ı başbakanlığa taşıyan DYP lideri Tansu Çiller’e de kızıyordu ve onu neredeyse bir kaşık suda boğacaklardı. Nitekim aynı Erbakan’la Mesut Yılmaz anlaşmak üzereyken, vesayet odaklarının tehditleri yüzünden hükümet kurmaktan imtina etmiştir (geri durmuştur). O günkü vesayetin Milli Güvenlik Kurulu toplantılarını hatırlayın; az sayıda seçilmişler, çok sayıda atanmışların (asker ve sivil bürokrat) yanında adeta hesap verir konumda diziliyorlardı. Çoğu lüzumsuz ve manasız sorular karşısında Başbakan Erbakan’ın nasıl kan ter içinde bırakıldığı hâlâ hafızalarda tazeliğini korumaktadır. Erbakan’a ve kabinesine o denli hakaretleri yapanların bir kısmı, şu anda kodeste (hapis) gün sayıyor. Benzer hakaretlerden İçişleri Bakanı Meral Akşener de hanım kişiliğine bakılmaksızın nasibini almış ve mahut kişilerin iğrenç küfürlerine muhatap kılınmıştı. Meral Akşener’i daha sonra AK Parti’nin kurucuları arasında görmemizle kaybetmemiz bir oldu. Partinin tanıtım çalışmalarına katıldığı bir seyahatte otobüsten indi. İniş o iniş! Verdiği milliyetçi imajıyla MHP’de aradığını buldu ve orada Meclis Başkan Vekilliği’ne kadar yükseldi. Dışarıdan MHP dizayn edilmek istenince partide durup direnmedi, bilakis dizayn edicilerin ekmeğine yağ sürerek ayrıldı ve yeni bir parti kurdu. 15 Temmuz’daki aşağılık FETÖ darbe girişiminden önce; daha sonra darbeyle dillendirilecek olan ‘Yurtta sulh’ sözünü diline pelesenk etti ve daha enteresanı, çok yakında başbakan olacağını (!) ilan etti. Bu denli şifreli sözler hâlâ esrarını korumaktadır. Kurduğu İYİ Parti’yi milliyetçi temele oturttu lakin zamanla milliyetçi kadroları ya saf dışı bıraktı ya da pasifize etti. Milliyetçilerin en hassas oldukları konuda; İYİ Partili bir milletvekilinin (Lütfü Türkkan) şehit yakınına ettiği küfrü duymazdan gelmesi, sineye çekmesi ve milletvekiline gerekli cezayı vermemesi, hakkındaki soru işaretlerini arttırdı. Son olarak Sultan 2. Abdülhamit Han için sarf ettiği galiz ifadeler, gerçek yüzünü ve neye oynadığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Meğer Meral Akşener İttihatçıymış da kimsenin haberi yokmuş. Yıllarca saman altından su yürüterek, sağ gösterip sol vurmayı politika ve maharet bilmiş. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki ısrarını gördü; onun bu makama seçilemeyeceğini bildiğinden, Kılıçdaroğlu tarafından temelleri sarsılan ve çığırından çıkarılan CHP’nin tabanına talip oldu. Meral Akşener, oluşturduğu bu dumanlı hava içerisinde ana muhalefete oynuyor. Demek ki başbakan olmakta ısrarlı; darbeyle olamayınca, belli ki bu yolu deneyecek. Halbuki Meral Akşener’i ve partisini kuvveden fiile çıkaran; ona 20 CHP’li vekili ödünç veren ve seçimlere girmesine sebep olan Kılıçdaroğlu idi. Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu, ‘Besle kargayı, oysun gözünü!’ deyip hayıflanacak mı, yoksa ‘Emir yüksek yerden geldi!’ deyip sineye mi çekecek, hep birlikte göreceğiz. Bize göre; Sayın Akşener Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilir. Zira deprem, CHP’nin yönetim kadrolarında oldu; partinin tabanı kemik olma hüviyetini her daim koruduğu gibi bundan sonra da koruyacaktır. CHP’li taban kerhen de olsa Kılıçdaroğlu’na oy verse bile, bir Meral Akşener’e asla oy vermez. Denemesi bedava; 2023 seçimlerinden sonra, bu fakir için, dediydi dersiniz!"
Vay uyanık vay

''Meral Akşener, oluşturduğu dumanlı hava içerisinde ana muhalefete oynuyor. Demek ki başbakan olmakta ısrarlı; darbeyle olamayınca, belli ki bu yolu deneyecek" ifadelerini kullanan Hürriyet gazetesi yazarı Fuat Bol, "Bize göre; Sayın Akşener Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilir" dedi. Bol, yazısında şunları kaydetti:

"Meral Akşener’i, Erbakan başkanlığındaki hükümette (1996) koalisyon ortağı, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in teklifiyle İçişleri Bakanı olarak tanıdık.

İç ve dış vesayet odakları, en az Erbakan kadar, Erbakan’ı başbakanlığa taşıyan DYP lideri Tansu Çiller’e de kızıyordu ve onu neredeyse bir kaşık suda boğacaklardı.

Nitekim aynı Erbakan’la Mesut Yılmaz anlaşmak üzereyken, vesayet odaklarının tehditleri yüzünden hükümet kurmaktan imtina etmiştir (geri durmuştur).

O günkü vesayetin Milli Güvenlik Kurulu toplantılarını hatırlayın; az sayıda seçilmişler, çok sayıda atanmışların (asker ve sivil bürokrat) yanında adeta hesap verir konumda diziliyorlardı.

Çoğu lüzumsuz ve manasız sorular karşısında Başbakan Erbakan’ın nasıl kan ter içinde bırakıldığı hâlâ hafızalarda tazeliğini korumaktadır. Erbakan’a ve kabinesine o denli hakaretleri yapanların bir kısmı, şu anda kodeste (hapis) gün sayıyor. Benzer hakaretlerden İçişleri Bakanı Meral Akşener de hanım kişiliğine bakılmaksızın nasibini almış ve mahut kişilerin iğrenç küfürlerine muhatap kılınmıştı.

Meral Akşener’i daha sonra AK Parti’nin kurucuları arasında görmemizle kaybetmemiz bir oldu. Partinin tanıtım çalışmalarına katıldığı bir seyahatte otobüsten indi. İniş o iniş!

Verdiği milliyetçi imajıyla MHP’de aradığını buldu ve orada Meclis Başkan Vekilliği’ne kadar yükseldi.

Dışarıdan MHP dizayn edilmek istenince partide durup direnmedi, bilakis dizayn edicilerin ekmeğine yağ sürerek ayrıldı ve yeni bir parti kurdu. 15 Temmuz’daki aşağılık FETÖ darbe girişiminden önce; daha sonra darbeyle dillendirilecek olan ‘Yurtta sulh’ sözünü diline pelesenk etti ve daha enteresanı, çok yakında başbakan olacağını (!) ilan etti.

Bu denli şifreli sözler hâlâ esrarını korumaktadır. Kurduğu İYİ Parti’yi milliyetçi temele oturttu lakin zamanla milliyetçi kadroları ya saf dışı bıraktı ya da pasifize etti.

Milliyetçilerin en hassas oldukları konuda; İYİ Partili bir milletvekilinin (Lütfü Türkkan) şehit yakınına ettiği küfrü duymazdan gelmesi, sineye çekmesi ve milletvekiline gerekli cezayı vermemesi, hakkındaki soru işaretlerini arttırdı.

Son olarak Sultan 2. Abdülhamit Han için sarf ettiği galiz ifadeler, gerçek yüzünü ve neye oynadığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.

Meğer Meral Akşener İttihatçıymış da kimsenin haberi yokmuş. Yıllarca saman altından su yürüterek, sağ gösterip sol vurmayı politika ve maharet bilmiş.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki ısrarını gördü; onun bu makama seçilemeyeceğini bildiğinden, Kılıçdaroğlu tarafından temelleri sarsılan ve çığırından çıkarılan CHP’nin tabanına talip oldu.

Meral Akşener, oluşturduğu bu dumanlı hava içerisinde ana muhalefete oynuyor. Demek ki başbakan olmakta ısrarlı; darbeyle olamayınca, belli ki bu yolu deneyecek.

Halbuki Meral Akşener’i ve partisini kuvveden fiile çıkaran; ona 20 CHP’li vekili ödünç veren ve seçimlere girmesine sebep olan Kılıçdaroğlu idi. Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu, ‘Besle kargayı, oysun gözünü!’ deyip hayıflanacak mı, yoksa ‘Emir yüksek yerden geldi!’ deyip sineye mi çekecek, hep birlikte göreceğiz.

Bize göre; Sayın Akşener Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilir.

Zira deprem, CHP’nin yönetim kadrolarında oldu; partinin tabanı kemik olma hüviyetini her daim koruduğu gibi bundan sonra da koruyacaktır. CHP’li taban kerhen de olsa Kılıçdaroğlu’na oy verse bile, bir Meral Akşener’e asla oy vermez.

Denemesi bedava; 2023 seçimlerinden sonra, bu fakir için, dediydi dersiniz!"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.