Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Bakan Süleyman Soylu Akit’e konuştu

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 26.05.2022 - 10:21, Güncelleme: 26.05.2022 - 10:21
 

Bakan Süleyman Soylu Akit’e konuştu

Kılıçdaroğlu taşeronluk yapıyor

Akit’e özel açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan sözleri ile ilgili olarak, “Ana muhalefet partisi Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyenlere taşeronluk yapmaktadır” sözleriyle eleştirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Erdoğan kaçacak” yalanıyla yayınladığı videolara tepki gösterdi. Yeni Akit’e konuşan Bakan Soylu, şunları dile getirdi: Son bağımsızlık ekonomi “Birincisi tuz kokmuştur. Ana muhalefet partisi Türk siyasetini zehirlemektedir ve Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyenlere taşeronluk yapmaktadır. Şunu söylemek gerekir, Türkiye bir bağımsızlık mücadelesi veriyor. Kimse böyle bir şey etmedi. Hatta hayal bile edemedi. Erdoğan milletin kendisine olan itimadı, inancı ve yetkisini vermesiyle Türkiye’yi 21.yüzyılın ilk çeyreğinde bağımsızlık noktasında çok önemli bir eşiğe getirdi. Türkiye’nin bir tek bağımsızlık noktası kaldı. Ekonomik olarak tam bağımsızlık. Türkiye’nin ortaya koyduğu altyapı ile elde ettiği özgüven bugüne kadar vesayete karşı yaptığı kazanımlarla birlikte uyum sağlamış. Şimdi ekonomik bağımsızlıkta bu eşiği aşacak Türkiye. Elbette bunu isteyenler var, istemeyenler var. Ben dışarıdan isteyenleri ya da istemeyenleri onlar görevlerini yapıyor diye değerlendiriyorum. Fakat dışarıdan istemeyenlerin içerdeki taşeron ortaklarını elbette bu vatan, bu devlet, bu millet için, gelecek ve geçmişimiz için tehlikeli buluyorum. ‘Bunu nereden çıkarıyorsunuz?’ derseniz Kılıçdaroğlu’na üst üste sorular sorduk biz. Kılıçdaroğlu’na, ‘Pensilyanya’yla görüştün mü?’ diye bir soru sorduk. Cevabı gelmedi. Yurtta sulh cihanda sulh mantığının ve sözünün, yani 15 Temmuz’un şifresi olan bu cümlenin bir muayenehanede neşet ettiği ortaya çıktı. Tarihleriyle, kişileriyle ortaya koyduk. Cevap veremedi Cevap bekledik, cevap gelmedi. Üçüncüsü ise kendi yakınındaki eski bir büyükelçiyi AB Büyükelçiliği’ne gönderdi. Yukarıdan aşağı neler konuştuklarını, 6’lı masanın bundan haberdar olup olmadığı, oradaki ortaya konan deklarasyonun redakte edildiği, göçten Rusya-Ukrayna savaşına kadar, içerideki Cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. ve 2. turuna kadar, 3 yıl sonra yapılması planlanıp mühendislik yapılan 2. Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, ortaklardan küçük ortakların eleştirilmesine veya iğneleyici değerlendirilmeler yapılmasına kadar, bizim arkadaşımız Çağatay Kılıç’ın Almanya’da görevlendirilmesine kadar birçok meseleyi orada değerlendirdiler. Bütün bunları daha detaylı bir şekilde ifade edebilme kabiliyetimiz söz konusu. 1960’da da aynı yalancılık Bugüne kadar bunların hiçbirine cevap veremedi. Çünkü bunların hepsi gerçek ve var olan olaylar. Peki, şimdi ne yapmak istiyor? 3 maymunu oynamak istiyor. Kendisinin üzerinde endişe ve tedirginlikleri ortadan kaldırabilmek için bir yalan uydurup, buna iftira bile denmeyebilir, çünkü iftiranın bile kendine ait bir çerçevesi vardır. Bu düpedüz yalancılıktır. Hakikaten Türk siyasetinde bu yalancılığı bu kadar fütursuzca yapan bir durumla karşı karşıyayız. Ben söylüyorum CHP maalesef bugün İnönü’nün tarz-ı siyasetinin içerisindedir. Aynı yalanlar aynı müfterilik 1960 darbesine giderken de konuşuldu. Akla hayale sığmayacak iftiralarda bulunuldu. Ölçüsüz yalanlara başvuruldu. Bütün bunlarla Türkiye çok önemli bir kesintiyi büyük bir travmayla beraber yaşadı. Ama bunu yapan İnönü zihniyetiydi. Yani şunu söyleyemeyiz, İnönü rahmetli oldu bu zihniyet tamamen ortadan kalktı, diyemiyoruz. Bu zihniyet maalesef Batı’dan beslenen zihniyettir. Batıcı bir zihniyettir ve oradaki oyunların aleti bir zihniyettir. Şimdi bunu yapmaya çalışıyor. Travma geçiriyor Akıllarından çıkardıkları ve kaçırdıkları bir şey var. Türkiye’de oyları Büyükelçiler kullanmıyor. Yine kaçırdıkları bir şey var, Avrupa’da ve ABD’de kaçak olan Fetö’cüler de oy kullanmıyor. Yine kaçırdıkları bir şey var, ABD’deki akıldâneleri de oy kullanmıyorlar. Bizim vatandaşımız oy kullanıyor ve her şeyi bütün çıplaklığıyla çok net bir şekilde görüyor. Ben Kılıçdaroğlu’nun adaylık sebebiyle travmatik bir dönemden geçtiğini düşünüyorum. Bu travmatik dönemin kendilerinde denge kaybına yol açtığını düşünüyorum. Afedersiniz ama ergen biri gibi hareket ediyor. Bazen ulaşılmak istenen makamların böyle bir hastalığı oluşur. Sayın Kılıçdaroğlu da ahir ömründe böyle bir hedefi kendi kafasına koymuş. Kendi rakiplerini, herkesi biçiyor, parti içerisinde öyle. Partide bu kolay ama halkın önüne düştüğü zaman elbette adamı rezil eder. Ben utanılacak bir durum olduğunu değerlendiriyorum ama bu konuda öyle bir anlayış içerisinde olduğunu da zannediyor değilim. Şu bir gerçek, önümüzdeki bir yılın hararetli olacağını söylemiştim. Önümüzdeki bu bir yılda hararetlerin daha da yükseleceğini düşünüyorum.”
Kılıçdaroğlu taşeronluk yapıyor

Akit’e özel açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan sözleri ile ilgili olarak, “Ana muhalefet partisi Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyenlere taşeronluk yapmaktadır” sözleriyle eleştirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Erdoğan kaçacak” yalanıyla yayınladığı videolara tepki gösterdi. Yeni Akit’e konuşan Bakan Soylu, şunları dile getirdi:

Son bağımsızlık ekonomi

“Birincisi tuz kokmuştur. Ana muhalefet partisi Türk siyasetini zehirlemektedir ve Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyenlere taşeronluk yapmaktadır. Şunu söylemek gerekir, Türkiye bir bağımsızlık mücadelesi veriyor. Kimse böyle bir şey etmedi. Hatta hayal bile edemedi. Erdoğan milletin kendisine olan itimadı, inancı ve yetkisini vermesiyle Türkiye’yi 21.yüzyılın ilk çeyreğinde bağımsızlık noktasında çok önemli bir eşiğe getirdi. Türkiye’nin bir tek bağımsızlık noktası kaldı. Ekonomik olarak tam bağımsızlık. Türkiye’nin ortaya koyduğu altyapı ile elde ettiği özgüven bugüne kadar vesayete karşı yaptığı kazanımlarla birlikte uyum sağlamış. Şimdi ekonomik bağımsızlıkta bu eşiği aşacak Türkiye. Elbette bunu isteyenler var, istemeyenler var.

Ben dışarıdan isteyenleri ya da istemeyenleri onlar görevlerini yapıyor diye değerlendiriyorum. Fakat dışarıdan istemeyenlerin içerdeki taşeron ortaklarını elbette bu vatan, bu devlet, bu millet için, gelecek ve geçmişimiz için tehlikeli buluyorum. ‘Bunu nereden çıkarıyorsunuz?’ derseniz Kılıçdaroğlu’na üst üste sorular sorduk biz. Kılıçdaroğlu’na, ‘Pensilyanya’yla görüştün mü?’ diye bir soru sorduk. Cevabı gelmedi. Yurtta sulh cihanda sulh mantığının ve sözünün, yani 15 Temmuz’un şifresi olan bu cümlenin bir muayenehanede neşet ettiği ortaya çıktı. Tarihleriyle, kişileriyle ortaya koyduk.

Cevap veremedi

Cevap bekledik, cevap gelmedi. Üçüncüsü ise kendi yakınındaki eski bir büyükelçiyi AB Büyükelçiliği’ne gönderdi. Yukarıdan aşağı neler konuştuklarını, 6’lı masanın bundan haberdar olup olmadığı, oradaki ortaya konan deklarasyonun redakte edildiği, göçten Rusya-Ukrayna savaşına kadar, içerideki Cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. ve 2. turuna kadar, 3 yıl sonra yapılması planlanıp mühendislik yapılan 2. Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, ortaklardan küçük ortakların eleştirilmesine veya iğneleyici değerlendirilmeler yapılmasına kadar, bizim arkadaşımız Çağatay Kılıç’ın Almanya’da görevlendirilmesine kadar birçok meseleyi orada değerlendirdiler. Bütün bunları daha detaylı bir şekilde ifade edebilme kabiliyetimiz söz konusu.

1960’da da aynı yalancılık

Bugüne kadar bunların hiçbirine cevap veremedi. Çünkü bunların hepsi gerçek ve var olan olaylar. Peki, şimdi ne yapmak istiyor? 3 maymunu oynamak istiyor. Kendisinin üzerinde endişe ve tedirginlikleri ortadan kaldırabilmek için bir yalan uydurup, buna iftira bile denmeyebilir, çünkü iftiranın bile kendine ait bir çerçevesi vardır. Bu düpedüz yalancılıktır. Hakikaten Türk siyasetinde bu yalancılığı bu kadar fütursuzca yapan bir durumla karşı karşıyayız. Ben söylüyorum CHP maalesef bugün İnönü’nün tarz-ı siyasetinin içerisindedir. Aynı yalanlar aynı müfterilik 1960 darbesine giderken de konuşuldu. Akla hayale sığmayacak iftiralarda bulunuldu. Ölçüsüz yalanlara başvuruldu. Bütün bunlarla Türkiye çok önemli bir kesintiyi büyük bir travmayla beraber yaşadı. Ama bunu yapan İnönü zihniyetiydi. Yani şunu söyleyemeyiz, İnönü rahmetli oldu bu zihniyet tamamen ortadan kalktı, diyemiyoruz. Bu zihniyet maalesef Batı’dan beslenen zihniyettir. Batıcı bir zihniyettir ve oradaki oyunların aleti bir zihniyettir. Şimdi bunu yapmaya çalışıyor.

Travma geçiriyor

Akıllarından çıkardıkları ve kaçırdıkları bir şey var. Türkiye’de oyları Büyükelçiler kullanmıyor. Yine kaçırdıkları bir şey var, Avrupa’da ve ABD’de kaçak olan Fetö’cüler de oy kullanmıyor. Yine kaçırdıkları bir şey var, ABD’deki akıldâneleri de oy kullanmıyorlar. Bizim vatandaşımız oy kullanıyor ve her şeyi bütün çıplaklığıyla çok net bir şekilde görüyor. Ben Kılıçdaroğlu’nun adaylık sebebiyle travmatik bir dönemden geçtiğini düşünüyorum. Bu travmatik dönemin kendilerinde denge kaybına yol açtığını düşünüyorum. Afedersiniz ama ergen biri gibi hareket ediyor. Bazen ulaşılmak istenen makamların böyle bir hastalığı oluşur. Sayın Kılıçdaroğlu da ahir ömründe böyle bir hedefi kendi kafasına koymuş. Kendi rakiplerini, herkesi biçiyor, parti içerisinde öyle. Partide bu kolay ama halkın önüne düştüğü zaman elbette adamı rezil eder. Ben utanılacak bir durum olduğunu değerlendiriyorum ama bu konuda öyle bir anlayış içerisinde olduğunu da zannediyor değilim. Şu bir gerçek, önümüzdeki bir yılın hararetli olacağını söylemiştim. Önümüzdeki bu bir yılda hararetlerin daha da yükseleceğini düşünüyorum.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.