29. yıl dönümünde hain katliamın ardındaki plan

1993 yılının en kanlı, en alçak, en sinsi katliamlarından biri.  Bir hafta sonra Kurban Bayramı’nı kutlayacak Türkiye’ye, bayramı zehir eden katliam… PKK terör örgütünün, 24 Mayıs’ta Bingöl-Elazığ karayolunda gerçekleştirdiği katliamın acısı hala yüreklerimizde diri… Usta birliklerine giden silahsız askerleri durduran teröristler, yanlarında götürdükleri askerlerimizi otomatik silahlarla taramış ve 33 mehmetçiğimizi şehit etmişti. O kara günün üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen, şehitlerimizin acısı kalplerimizde halen diri olarak duruyor. Gelin 33 erimizin haince şehit edildiği saldırıya ilişkin dosyamızın kapağını birlikte aralayalım... Tarihler 17 Ocak 1991’i gösteriyordu... ABD’nin müttefikleriyle beraber, Kuveyt’i işgal eden Irak’a saldırısı o tarihte başladı. Dünya kamuoyuna yansıyan harekatın gerekçesi Irak’ın işgalini sonlandırmaktı. Oysa ki, 1980’li yılların başından itibaren stratejisi belirlenen bir plan artık sahaya sürülüyordu. ABD’nin Ortadoğu’yu kendi ve İsrail’in çıkarları için dizayn etme planı. İşte Irak saldırısı, bu planın parçasıydı. Bu nedenle 2 Ağustos 1990 tarihindeki Kuveyt’in işgali sonrası harekete geçmişti. Oysa ABD’nin Irak Büyükelçisi April Glapsie, işgalin yaklaşık 1 hafta öncesinde, yani 25 Temmuz 1990’da, Irak’ın Kuveyt sınırına yaptığı yığınak için Saddam Hüseyin’le görüşmesinde şunu söylemişti: “Kuveyt’le olan sınır uyuşmazlığınız türünden Araplararası anlaşmazlıklar konusunda fikir yürütemeyiz.”  Yani “Biz karışmayız” demişti. Bu görüşme ABD ile Saddam Hüseyin arasındaki son görüşmeydi. Bu açıklama işgal sonrasında çok ses getirse de yönetim Büyükelçinin, yani o sözlerin arkasında durdu. Plan işliyordu. Irak’la yetinilmeyecekti. Türkiye de hedefteydi. Bunun için de bin yıldır kardeşçe, omuz omuza yaşayan Türk ile Kürt arasında nifak tohumları ekilecekti. Bunun için gereken aparat da 1980’li yıllarda temasa geçtiği PKK terör örgütüydü. Artık mesele uluslararası zemine, yani ABD’nin güdümüne sokuluyordu. Teröristbaşı, 33 erin şehit edildiği katliamdan iki ay önce sözde ateşkes ilan ederken, “Batı siyasi çözüm istiyor” derken bu plan çerçevesinde konuşmaktaydı.