Üç maymun ittifakı

Kadın hakları ve liyakat denildiğinde mangalda kül bırakmayan CHP ve avaneleri, parti içerisinde yaşanan rezaletlerin üzerini örtmek için canhıraş bir şekilde uğraşıyor. CHP’li Aykut Erdoğdu ile aldattığı eski eşi Özge Pomen ve “50 kişiyle yattı” dediği yeni eşi Tuba Torun üçgeninde yaşanan rezalet sonrası Erdoğdu ile yeni eşi partiden istifa ederken, parti yönetim kademesi ile arka bahçesi konumundaki feminist kadın dernekleri ve malum medya sessizliğe büründü. CHP’de yükselmenin para ve torpil ilişkisiyle yürüdüğünü gözler önüne seren görüşme kaydı sonrası malum kesimin ölü taklidi yapmasını değerlendiren STK temsilcileri ve gazeteciler, gazetemize özel açıklamada bulundu. İkiyüzlülüğü tescillendi Uluslararası Yazarlar ve Gazeteciler Derneği (UYGAD) Divan Başkanı Mustafa Kuran, şunları dile getirdi: “Aykut Erdoğdu ve eşinin beyanları, CHP zihniyetinin ve yöneticilerinin ne kadar yanlış, hatalı ve topluma ızdırap veren eylemler içerisinde olduğunu gösterdi. CHP yönetim kademesi yaşanan rezalet karşısında bir şey yapmazken, Erdoğdu ve eşi istifa ederek kendilerince partiyi kurtarmaya çalıştı. Bu çirkinlik devam edecektir. Türkiye’de Hak ile batılın mücadelesi var. Düşününüz dolarla satılan milletvekillikleri ispat ediliyor, fakat medyası ve STK’ları bu rezaletleri görmüyor. Kadın haklarını savunan dernek ve cemiyetler ile gazetelerin yaşan rezaletlere sessiz kalması onların ikiyüzlülüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Yalnız Genel Merkez’de, Bilecik’te, Bolu’da değil birçok yerlerde buna benzeyen vakalar oldu. Dolarlarla milletvekili olmak hadisesi daha önce de uygulanmıştır. Maalesef CHP zihniyeti bunu olağan görüyor. Bugün insan hakları konusunda en hassas davrandığını söyleyen ve bu minvalde beyanlarda bulunan CHP’nin bu rezaletten kendisini kurtarması mümkün değildir. Bu yaşananlar milletin vicdanında makes bulacaktır.” Susarak CHP'yi aklıyorlar Gazeteci Yazar Murat Özer de, şunları ifade etti: “Cumhuriyet Halk Partisi’nde birilerinin nasıl yükseldiğini gösteren çok açık bir örnekle karşılaştık. Bir kadının, CHP’li bir Genel Başkan Yardımcısının himmetiyle nasıl yükseldiğini gördük. Bir erkeğin, kaç dolar verdikten sonra CHP’de milletvekili oluyor, bunun itirafını duyduk. CHP’de siyaset yapmanın bedelinin nereden geçtiğini, karı koca olan ve biri CHP Genel Başkan Yardımcısı diğeri Disiplin Kurulu Üyesi en üst makamlarda bulunan iki kişinin ağzından öğrenmiş olduk. CHP’nin bize nasıl bir yönetim vaat ettiğini gördük. Bunun konuşulması gerekirdi. Fakat hiç konuşmadılar. Adamlar sessiz sedası istifa etti. CHP’nin medyası ve arka bahçesi durumundaki STK’lar bunu görmezden geldi. Ve böylece CHP de tertemiz bir geleceğe emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Eğer bu taraftan bir sağcı, muhafazakâr ve milliyetçi bir partide böyle bir skandal yaşansaydı, yapılan linç hâlâ devam ederdi. Bizler bugün hâlâ bu meseleyi konuşuyor olurduk. Nerede sözde STK’lar? Hiç kimse, özellikle onların ne medyası, ne kadın hakları kuruluşları, ne insan hakları kuruluşları ne de her konuda konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve TTB gibi örgütler hiçbir şey olmamış gibi hareket ediyorlar. Hatta bir de çıkıp, üstüne üstlük burada asıl problemin cinsiyetçilik olduğunu söyleyerek CHP yönetimindeki rezaletleri perdelediler. Yaşanan olayda her şey doğru bir tek adamın ‘50 kadınla birlikte oldu’ sözü mü yanlış?”