Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

'Kıbrıs’ta kirli oyun!'

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 19.08.2022 - 16:48, Güncelleme: 19.08.2022 - 16:48
 

'Kıbrıs’ta kirli oyun!'

Yazar İsmail Şahin Rum Kesiminin Kıbrıs üzerinde gerçekleştirdiği oyunu ve Türkiye'ye dair rahatsızlığını köşesine taşıdı.

Adada Türkiye'nin varlığından Kıbrıs Türklerinin milliyetçi- vatansever bir çizgiye, geçmişe göre daha yakın olmalarından rahatsız olan Rum yönetiminin tüm adayı kontrol altına alma hevesini Şahin yazısında deyim yerinde ise ifşa etti. Diriliş Postası Yazarı İsmail Şahin Rum Kesiminin Kıbrıs üzerinde gerçekleştirdiği oyunu ve Türkiye'ye dair rahatsızlığını köşesine taşıdı. Adada Türkiye'nin varlığından Kıbrıs Türklerinin milliyetçi- vatansever bir çizgiye, geçmişe göre daha yakın olmalarından rahatsız olan Rum yönetiminin tüm adayı kontrol altına alma hevesini, Şahin 'Kıbrıs’ta kirli oyun!' başlıklı yazısında deyim yerinde ise ifşa etti. İşte o yazı: Rum Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Türkiye’ye yönelik bazı suçlamalarda bulundu. Buna göre Türkiye, “hibrit taktikler ve yasa dışı eylemler yoluyla işgal altındaki adanın kuzeyinin kültürel karakterini değiştirmeye, Kıbrıs Türk toplumunun laik karakterini zayıflatmaya ve Kıbrıs Türklerinin Türkiye’ye bağımlılık koşullarını pekiştirmeye çalışıyor.” Bakanlık ayrıca, Türkiye’nin iki devletli çözüm modelinde ısrarcı olmasından dolayı müzakere sürecinin bir türlü başlatılamadığını ileri sürüyor. Rum tarafının iki devletli çözüm modeline sıcak bakmadığını cümle âlem biliyor. Onların isteği, müzakerelerin 2017 yılında kaldığı yerden devam etmesi. Yani siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli iki toplumlu federasyon temelinde kapsamlı bir çözüm bulunması amacıyla müzakerelerin yeniden başlatılması. Gerçek şu ki Rum tarafı federasyon modeline de sıcak bakmıyor. Ama bir defa ağızları alışmış bu lafa. Esas gayeleri, tüm adayı kontrol altına almak ve tek başlarına yönetmek. Bir de Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığını sonlandırmak. Yoksa adanın yönetimini Türklerle paylaşmak gibi bir dertleri yok. Bu konuda samimi olmadıklarını çok kez ispatladılar. Son yıllarda yürüttükleri strateji, Kıbrıs Türkleri ile Türkiye’yi birbirine düşürmek. Bu konuda yoğun bir çaba harcıyorlar. Akla hayale gelmeyen iddialar ortaya atıp Türkiye ile Kıbrıs Türkleri arasındaki bağları zayıflatmak için her türlü oyuna başvurmaktan geri durmuyorlar. Tüm arzuları, Kıbrıs Türk halkının kendi başına kalması ve Rum tarafına muhtaç bir durumda yaşaması.   Bunun yanında Kıbrıs Türklerini, Türk-İslam âleminden uzak tutma yönünde takip ettikleri strateji de dikkatlerden kaçmıyor. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarında yapılan Türk-İslam kültürüne ait yatırımlar ile Türk ve İslam ülkeleriyle kurulmaya çalışılan bağları baltalamak için her yola başvuruyorlar. Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkileri, “ilhak ve laiklik tartışmalarına” indirgemeye ve bu noktada fırtınalar koparılmasını sağlamaya bayılıyorlar. Buradaki hedefleri çok açık: Kıbrıs’ın Yunan ve Hristiyan kimliğinin dışına çıkmasını engellemek. Yoksa laiklik gibi dertleri yok. Şayet böyle bir dertleri olsa öncelikle adanın en zengin ve etkili gücü olan Kıbrıs Kilisesini karşılarına alarak işe başlamaları gerekir. Kıbrıs’ta iki farklı halk ve iki kimlik vardır. Bunlardan birini pekiştirmek diğerini köksüzleştirmek kabul edilecek bir durum değildir. Adanın Türk ve İslam kimliği tarihi bir gerçekliktir. Kıbrıs Türkleri, asırlar boyunca adanın Türk ve İslam kimliğinin sancaktarlığını yapmış bir toplumdur. Dolayısıyla ne Türklükleri ne de Müslümanlıkları 1974 sonrasına aittir. Bunu görmezden gelmek, bu kültürel birikimi yok saymak, Kıbrıs Türkünü yok saymakla eşdeğerdir. Bugün adanın güneyinde, “Rumlar Yunanlaştırılıyor veyahut Hıristiyanlaştırılıyor” şeklinde bir kimlik tartışmasına rastlamak mümkün müdür? Rumlar, Avrupa Birliği üyesi oldukları halde onları böyle bir tartışmanın içerisine çekebilir misiniz? Elbette çekemezsiniz. O halde Kıbrıs Türkünü de çekemezsiniz. 450 yıldır adanın Müslüman ve Türk mührünü elinde tutan Kıbrıs Türklüğünü, “Türkleştiriliyor, Müslümanlaştırılıyor” şeklinde suni bir tartışmaya hapsetmeye çalışmak, ona yapılmış en büyük hakaretlerden biridir. Kıbrıs Türkü bu tür basit oyunlara gelmeyecek kadar tecrübeli ve bir o kadar da basiret sahibidir.        
Yazar İsmail Şahin Rum Kesiminin Kıbrıs üzerinde gerçekleştirdiği oyunu ve Türkiye'ye dair rahatsızlığını köşesine taşıdı.

Ad ada Türkiye'nin varlığından Kıbrıs Türklerinin milliyetçi- vatansever bir çizgiye, geçmişe göre daha yakın olmalarından rahatsız olan Rum yönetiminin tüm adayı kontrol altına alma hevesini Şahin yazısında deyim yerinde ise ifşa etti.

Diriliş Postası Yazarı İsmail Şahin Rum Kesiminin Kıbrıs üzerinde gerçekleştirdiği oyunu ve Türkiye'ye dair rahatsızlığını köşesine taşıdı. Ad ada Türkiye'nin varlığından Kıbrıs Türklerinin milliyetçi- vatansever bir çizgiye, geçmişe göre daha yakın olmalarından rahatsız olan Rum yönetiminin tüm adayı kontrol altına alma hevesini, Şahin 'Kıbrıs’ta kirli oyun!' başlıklı yazısında deyim yerinde ise ifşa etti. İşte o yazı:

Rum Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Türkiye’ye yönelik bazı suçlamalarda bulundu. Buna göre Türkiye, “hibrit taktikler ve yasa dışı eylemler yoluyla işgal altındaki adanın kuzeyinin kültürel karakterini değiştirmeye, Kıbrıs Türk toplumunun laik karakterini zayıflatmaya ve Kıbrıs Türklerinin Türkiye’ye bağımlılık koşullarını pekiştirmeye çalışıyor.” Bakanlık ayrıca, Türkiye’nin iki devletli çözüm modelinde ısrarcı olmasından dolayı müzakere sürecinin bir türlü başlatılamadığını ileri sürüyor.

Rum tarafının iki devletli çözüm modeline sıcak bakmadığını cümle âlem biliyor. Onların isteği, müzakerelerin 2017 yılında kaldığı yerden devam etmesi. Yani siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli iki toplumlu federasyon temelinde kapsamlı bir çözüm bulunması amacıyla müzakerelerin yeniden başlatılması.

Gerçek şu ki Rum tarafı federasyon modeline de sıcak bakmıyor. Ama bir defa ağızları alışmış bu lafa. Esas gayeleri, tüm adayı kontrol altına almak ve tek başlarına yönetmek. Bir de Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığını sonlandırmak. Yoksa adanın yönetimini Türklerle paylaşmak gibi bir dertleri yok. Bu konuda samimi olmadıklarını çok kez ispatladılar.

Son yıllarda yürüttükleri strateji, Kıbrıs Türkleri ile Türkiye’yi birbirine düşürmek. Bu konuda yoğun bir çaba harcıyorlar. Akla hayale gelmeyen iddialar ortaya atıp Türkiye ile Kıbrıs Türkleri arasındaki bağları zayıflatmak için her türlü oyuna başvurmaktan geri durmuyorlar. Tüm arzuları, Kıbrıs Türk halkının kendi başına kalması ve Rum tarafına muhtaç bir durumda yaşaması.

 

Bunun yanında Kıbrıs Türklerini, Türk-İslam âleminden uzak tutma yönünde takip ettikleri strateji de dikkatlerden kaçmıyor. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarında yapılan Türk-İslam kültürüne ait yatırımlar ile Türk ve İslam ülkeleriyle kurulmaya çalışılan bağları baltalamak için her yola başvuruyorlar.

Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkileri, “ilhak ve laiklik tartışmalarına” indirgemeye ve bu nokt ada fırtınalar koparılmasını sağlamaya bayılıyorlar. Buradaki hedefleri çok açık: Kıbrıs’ın Yunan ve Hristiyan kimliğinin dışına çıkmasını engellemek. Yoksa laiklik gibi dertleri yok. Şayet böyle bir dertleri olsa öncelikle adanın en zengin ve etkili gücü olan Kıbrıs Kilisesini karşılarına alarak işe başlamaları gerekir.

Kıbrıs’ta iki farklı halk ve iki kimlik vardır. Bunlardan birini pekiştirmek diğerini köksüzleştirmek kabul edilecek bir durum değildir. Adanın Türk ve İslam kimliği tarihi bir gerçekliktir. Kıbrıs Türkleri, asırlar boyunca adanın Türk ve İslam kimliğinin sancaktarlığını yapmış bir toplumdur. Dolayısıyla ne Türklükleri ne de Müslümanlıkları 1974 sonrasına aittir. Bunu görmezden gelmek, bu kültürel birikimi yok saymak, Kıbrıs Türkünü yok saymakla eşdeğerdir.

Bugün adanın güneyinde, “Rumlar Yunanlaştırılıyor veyahut Hıristiyanlaştırılıyor” şeklinde bir kimlik tartışmasına rastlamak mümkün müdür? Rumlar, Avrupa Birliği üyesi oldukları halde onları böyle bir tartışmanın içerisine çekebilir misiniz? Elbette çekemezsiniz.

O halde Kıbrıs Türkünü de çekemezsiniz. 450 yıldır adanın Müslüman ve Türk mührünü elinde tutan Kıbrıs Türklüğünü, “Türkleştiriliyor, Müslümanlaştırılıyor” şeklinde suni bir tartışmaya hapsetmeye çalışmak, ona yapılmış en büyük hakaretlerden biridir. Kıbrıs Türkü bu tür basit oyunlara gelmeyecek kadar tecrübeli ve bir o kadar da basiret sahibidir.

 
 
 
  •  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.