Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Kırmızı püsküllü kadın!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 04.11.2022 - 11:10, Güncelleme: 04.11.2022 - 11:10
 

Kırmızı püsküllü kadın!

Hacer Yıldırım

Köy Enstitüsü mezunu öğretmen bir baba ile ev hanımı bir annenin kızı olarak Tokat’ın Zile ilçesinde dünyaya geldi. Ailesi, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra İstanbul’a taşındı. İlkokuldayken, okul önlerinde bekleyen devrimci(!) ağabeylerinin yanına giderek onlara selam verirdi. 1989 yılında gazeteciliğe başladı. Yaklaşık 20 yıl boyunca gazetecilik yaptı. Çeşitli gazete, dergi ve radyolarda söyleşiler yaptı, işçi-sendika ve insan hakları üzerine yazılar yazdı. İçindeki “devrimci” ruh yüzünden ondan, “Kırmızı saçlı, kırmızı parkalı, kırmızı ayakkabılı, kırmızı düşlü kız” şeklinde bahsediyordu. İstanbul Gaziosmanpaşa'da 12 - 13 Mart 1995 tarihlerinde meydana gelen ve 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan Gazi Olayları ile ilgili Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Evrim Alataş, Ahmet Şık, Miyase İlknur gibi gazetecilerle birlikte “tanık” olarak katıldı. Polis memuru Adem Albayrak'ın “uzun namlulu silahlarla halkın üzerine ateş ettiğini gördüklerini ve fotoğrafladıklarını” söyleyen isimler arasında yer aldı. Sonrasında marjinal sol örgüt militanlarına yönelik desteğiyle bilinen İnsan Hakları Derneği'nin Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'unda görev aldı. Bu süreçte İngiliz bir eğitimci ile evlenerek, eşinin soyadını aldı. Akabinde Romanlara yönelik sistematik ayrımcılık ve zulüm uygulandığını iddia ederek, sözde çalışmalarını bu yöne kaydırdı. Sulukule’de kentsel dönüşüm kapsamına alınan binaların üzerine “yıkılacak” anlamında yazılan “Y” harfini bile çarpıtarak, “Nazi simgeleriyle yıkım”  şeklinde algı yürüttü. Zamanla Romanların kanaat önderi gibi hareket etmeye başladı. Sulukule Platformu Sözcülüğü, Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği üyeliği, Avrupa Roman Hakları Merkezi Türkiye İnsan Hakları Gözlemciliği görevini üstlendi. Bu arada yazılarına da devam etti. 3 Aralık 2006 tarihinde, Aydın Doğan’ın  “solcu” gazetesi Radikal’de yayımlanan “Cehennem mahallesi” başlıklı yazısında, AK Partili Kağıthane Belediyesi tarafından Yahya Kemal Mahallesindeki Roman ailelere ait evlerin kentsel dönüşüm gerekçesiyle yıkıldığını ve beş aylık Zeynep bebeğin kaldığı çadırda soğuktan donarak öldüğünü yazdı. Gerçekte ise Yahya Kemal Mahallesinde kentsel dönüşüm kapsamında hiçbir Roman vatandaşın evi yıkılmamış, habere konu olan Zeynep bebek ve annesi Sultan Eser ise hiçbir zaman o mahallede bulunmamıştı. Zeynep bebeğin ailesi yazın Trakya’da çalışan, kışın büyükşehirlerde uygun buldukları yerleri mekan edinen göçebe bir Roman ailesiydi. Roman vatandaşları istismar ederek daha fazla ilerleyemeyeceğini anlayan Hacer Yıldırım Foggo ilgisini farklı alanlara kaydırdı Sırasıyla; Ulaşılabilir Yaşam Derneği (UYD) Yönetim Kurulu üyeliği, Sıfır Ayrımcılık Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. 2016 yılında ise 15 Temmuz darbesine sayılı günler kala FETÖ’nün “Fuat Avni”si Said Sefa, Büşra Erdal ve FETÖ medyasında kalem oynatan Cafer Solgun, Prof. Dr. Ferhat Kentel, Yavuz Baydar ile İştar Gözaydın, Levent Gültekin gibi birçok isim isimlerle “Yüzleşme Derneği”nce ‘düzenlenen panellere katıldı. 2018’e gelindiğinde ise önce Açık Alan Derneği’ni… Pandemi sürecinde de alt kuruluşu olan Derin Yoksulluk Ağı’nı kurdu. Bu arada, 24 Haziran 2018 seçimlerinde İstanbul 2. Bölge Bölgeden milletvekili adayı oldu. Daha sonra ise her fırsatta açlık ve yoksulluk edebiyatı yaptığı halde geceliği 100 bin TL olan Hilton Oteli’nin suitinde geceleyen Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörlüğü görevine getirildi. Buna rağmen Bayan Foggo, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 8 Nisan’da kapısında dayandığı Et ve Süt Kurumu önünde sade vatandaş gibi söz alarak konuşma yaptı. Hacer Foggo şöhreti ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye yaptığı ve kayıp 8 saat ile üzerine FETÖ gölgesi düşen icazet seferinde yakaladı. Bu gezi sonrası insanlar, “Kim bu Foggo” sorusunun cevabını aramaya başladı. Hakkında, Hacer Yıldırım Foggo'nun kurucusu olduğu Açık Alan Derneği ile alt kuruluşu olan Derin Yoksulluk Ağı’nın, 2021 yılında Amerikan "The German Marshall Fund Of The United States" Vakfı tarafından 257 bin TL aldığına yönelik belgeler saçıldı. Amerikan Turkish Philanthropy Funds (TPF) Vakfı ile NDI, Alman Heinrich Böll Vakfı ve Alman Freudenberg Grubu’nun da Foggo’nun derneğine maddi kaynak sağladığı öne sürüldü. Derken… Bu kez onu İngiltere ziyareti öncesinde devlete ve kolluk kuvvetlerine “uyuşturucu” iftirası atan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yanında boy gösterirken gördük. Fakat kimse, İngiltere ziyareti öncesi yayımlanan skandal videoda Hacer Foggo’nun niçin yer aldığına bir anlam veremedi. Foggo sonrasında yaptığı açıklamada, videonun hazırlanması talebinin bizzat ana muhalefet liderinden geldiğini ve kendisinden de mahallelerde uyuşturucu kullanımına ilişkin rapor hazırlaması istendiğini söyleyerek durumu toparlamaya çalıştı. Bendeniz ise birden bire Türkiye’nin gündeminde oturan İngiliz gelini Hacer Foggo’nun o karede yer almasının derin bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Çünkü Foggo’nun “Kırmızı Püskül 1843-1846 Nesturi Katliamı” adında bir kitabı bulunuyor. Kitap, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan Süryanilerin, İngilizlerin kışkırtması ve silah desteği sonucu ayaklandıkları ve 7 Ağustos 1924’de kalkıştıkları isyan hareketini anlatıyor. Malum Kemal Bey de şu sıralar, partisinde yaşanan uyuşturucu rezaletlerine aldırmadan, metamfetamini bahane ederek “kafalarını koparacağım”, “hapislerde çürüteceğim” diyerek kendince  tehditler savuruyor. Tabii bunları yapabilmesi için de iktidara gelmesi gerekiyor. İktidara sandıkla gelemeyeceğini bildiğinden olsa gerek, muhtemelen o da “Kırmızı Püskül” kitabının yazarıyla İngilizlere mesaj gönderiyor. Bu arada, sözde çiçeği burnunda bir “devrimci” iken “Kırmızı saçlı, kırmızı parkalı, kırmızı ayakkabılı, kırmızı düşlü kız” olarak pazarlanan ve uzun yıllar bir Roman kanaat önderi gibi hareket eden Hacer Foggo’nun kitabına başlık yaptığı “Kırmızı püskül”  Roman geleneklerine göre “kanı” simgeliyor.
Hacer Yıldırım

Köy Enstitüsü mezunu öğretmen bir baba ile ev hanımı bir annenin kızı olarak Tokat’ın Zile ilçesinde dünyaya geldi. Ailesi, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra İstanbul’a taşındı.

İlkokuldayken, okul önlerinde bekleyen devrimci(!) ağabeylerinin yanına giderek onlara selam verirdi.

1989 yılında gazeteciliğe başladı.

Yaklaşık 20 yıl boyunca gazetecilik yaptı.

Çeşitli gazete, dergi ve radyolarda söyleşiler yaptı, işçi-sendika ve insan hakları üzerine yazılar yazdı.

İçindeki “devrimci” ruh yüzünden ondan, “Kırmızı saçlı, kırmızı parkalı, kırmızı ayakkabılı, kırmızı düşlü kız” şeklinde bahsediyordu.

İstanbul Gaziosmanpaşa'da 12 - 13 Mart 1995 tarihlerinde meydana gelen ve 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan Gazi Olayları ile ilgili Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Evrim Alataş, Ahmet Şık, Miyase İlknur gibi gazetecilerle birlikte “tanık” olarak katıldı. Polis memuru Adem Albayrak'ın “uzun namlulu silahlarla halkın üzerine ateş ettiğini gördüklerini ve fotoğrafladıklarını” söyleyen isimler arasında yer aldı.

Sonrasında marjinal sol örgüt militanlarına yönelik desteğiyle bilinen İnsan Hakları Derneği'nin Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'unda görev aldı.

Bu süreçte İngiliz bir eğitimci ile evlenerek, eşinin soyadını aldı.

Akabinde Romanlara yönelik sistematik ayrımcılık ve zulüm uygulandığını iddia ederek, sözde çalışmalarını bu yöne kaydırdı.

Sulukule’de kentsel dönüşüm kapsamına alınan binaların üzerine “yıkılacak” anlamında yazılan “Y” harfini bile çarpıtarak, “Nazi simgeleriyle yıkım”  şeklinde algı yürüttü.

Zamanla Romanların kanaat önderi gibi hareket etmeye başladı.

Sulukule Platformu Sözcülüğü,

Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği üyeliği,

Avrupa Roman Hakları Merkezi Türkiye İnsan Hakları Gözlemciliği görevini üstlendi.

Bu arada yazılarına da devam etti.

3 Aralık 2006 tarihinde, Aydın Doğan’ın  “solcu” gazetesi Radikal’de yayımlanan “Cehennem mahallesi” başlıklı yazısında, AK Partili Kağıthane Belediyesi tarafından Yahya Kemal Mahallesindeki Roman ailelere ait evlerin kentsel dönüşüm gerekçesiyle yıkıldığını ve beş aylık Zeynep bebeğin kaldığı çadırda soğuktan donarak öldüğünü yazdı.

Gerçekte ise Yahya Kemal Mahallesinde kentsel dönüşüm kapsamında hiçbir Roman vatandaşın evi yıkılmamış, habere konu olan Zeynep bebek ve annesi Sultan Eser ise hiçbir zaman o mahallede bulunmamıştı.

Zeynep bebeğin ailesi yazın Trakya’da çalışan, kışın büyükşehirlerde uygun buldukları yerleri mekan edinen göçebe bir Roman ailesiydi.

Roman vatandaşları istismar ederek daha fazla ilerleyemeyeceğini anlayan Hacer Yıldırım Foggo ilgisini farklı alanlara kaydırdı

Sırasıyla;

Ulaşılabilir Yaşam Derneği (UYD) Yönetim Kurulu üyeliği,

Sıfır Ayrımcılık Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.

2016 yılında ise 15 Temmuz darbesine sayılı günler kala FETÖ’nün “Fuat Avni”si Said Sefa, Büşra Erdal ve FETÖ medyasında kalem oynatan Cafer Solgun, Prof. Dr. Ferhat Kentel, Yavuz Baydar ile İştar Gözaydın, Levent Gültekin gibi birçok isim isimlerle “Yüzleşme Derneği”nce ‘düzenlenen panellere katıldı.

2018’e gelindiğinde ise önce Açık Alan Derneği’ni…

Pandemi sürecinde de alt kuruluşu olan Derin Yoksulluk Ağı’nı kurdu.

Bu arada, 24 Haziran 2018 seçimlerinde İstanbul 2. Bölge Bölgeden milletvekili adayı oldu.

Daha sonra ise her fırsatta açlık ve yoksulluk edebiyatı yaptığı halde geceliği 100 bin TL olan Hilton Oteli’nin suitinde geceleyen Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörlüğü görevine getirildi.

Buna rağmen Bayan Foggo, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 8 Nisan’da kapısında dayandığı Et ve Süt Kurumu önünde sade vatandaş gibi söz alarak konuşma yaptı.

Hacer Foggo şöhreti ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye yaptığı ve kayıp 8 saat ile üzerine FETÖ gölgesi düşen icazet seferinde yakaladı.

Bu gezi sonrası insanlar, “Kim bu Foggo” sorusunun cevabını aramaya başladı.

Hakkında,

Hacer Yıldırım Foggo'nun kurucusu olduğu Açık Alan Derneği ile alt kuruluşu olan Derin Yoksulluk Ağı’nın, 2021 yılında Amerikan "The German Marshall Fund Of The United States" Vakfı tarafından 257 bin TL aldığına yönelik belgeler saçıldı.

Amerikan Turkish Philanthropy Funds (TPF) Vakfı ile NDI, Alman Heinrich Böll Vakfı ve Alman Freudenberg Grubu’nun da Foggo’nun derneğine maddi kaynak sağladığı öne sürüldü.

Derken…

Bu kez onu İngiltere ziyareti öncesinde devlete ve kolluk kuvvetlerine “uyuşturucu” iftirası atan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yanında boy gösterirken gördük.

Fakat kimse, İngiltere ziyareti öncesi yayımlanan skandal videoda Hacer Foggo’nun niçin yer aldığına bir anlam veremedi.

Foggo sonrasında yaptığı açıklamada, videonun hazırlanması talebinin bizzat ana muhalefet liderinden geldiğini ve kendisinden de mahallelerde uyuşturucu kullanımına ilişkin rapor hazırlaması istendiğini söyleyerek durumu toparlamaya çalıştı.

Bendeniz ise birden bire Türkiye’nin gündeminde oturan İngiliz gelini Hacer Foggo’nun o karede yer almasının derin bir anlamı olduğunu düşünüyorum.

Çünkü Foggo’nun “Kırmızı Püskül 1843-1846 Nesturi Katliamı” adında bir kitabı bulunuyor.

Kitap, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan Süryanilerin, İngilizlerin kışkırtması ve silah desteği sonucu ayaklandıkları ve 7 Ağustos 1924’de kalkıştıkları isyan hareketini anlatıyor.

Malum Kemal Bey de şu sıralar, partisinde yaşanan uyuşturucu rezaletlerine aldırmadan, metamfetamini bahane ederek “kafalarını koparacağım”, “hapislerde çürüteceğim” diyerek kendince  tehditler savuruyor. Tabii bunları yapabilmesi için de iktidara gelmesi gerekiyor. İktidara sandıkla gelemeyeceğini bildiğinden olsa gerek, muhtemelen o da “Kırmızı Püskül” kitabının yazarıyla İngilizlere mesaj gönderiyor.

Bu arada, sözde çiçeği burnunda bir “devrimci” iken “Kırmızı saçlı, kırmızı parkalı, kırmızı ayakkabılı, kırmızı düşlü kız” olarak pazarlanan ve uzun yıllar bir Roman kanaat önderi gibi hareket eden Hacer Foggo’nun kitabına başlık yaptığı “Kırmızı püskül”  Roman geleneklerine göre “kanı” simgeliyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.