Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Ne karşılIğında bu hakarete sessiz kalıyorsun?

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 18.11.2022 - 10:55, Güncelleme: 18.11.2022 - 10:55
 

Ne karşılIğında bu hakarete sessiz kalıyorsun?

İP ’li Akşener, düştüğü çukurda kalmaya kararlı!

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "İP’li Akşener, düştüğü çukurda kalmaya kararlı!" başlıklı yazısı... Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teklifine ret cevabı veren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in sözlerini değerlendirdi. Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, G-20 Zirvesi’nden dönüşte, gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, İyi Parti’ye bir defa daha “gül” uzatmış.. “Toplumu karpuz gibi yarıdan ikiye bölüyor, kutuplaştırıyor” önyargılı söylemlerine rağmen.. Erdoğan, Saadet Partisi’ne de defalarca uzattığı “gül”den, İyi Parti’ye de bir tane uzatıyor... “Biz bu muhalefete yabancı değiliz. Bunların tavırlarına da yabancı değiliz. Şu anda bunlar PKK’nın parlamentodaki uzantısıyla zaten beraber hareket etmiyorlar mı? Beraber hareket ediyorlar. Kaldı ki bunların şu anda kendi içinde zaten terör söylemlerini ifade eden kişiler yok mu? Var. (..) Bunlara alıştık” hatırlatması ile CHP’nin ve HDP’nin PKK’ya yönelik mesafe koymama tavırlarını eleştirdikten sonra.. Muhafazakar partilerin, milliyetçi partilerin kendilerine gelmeleri için, hatırlatmasını yapıyor: “ Burada özellikle muhalefetin içinde, CHP’yi bir kenara koyalım, 6’lı masanın hepsini söylememe gerek yok, ama İP’in (İyi Parti’nin) bunlarla aynı çizgiye düşmesi tabii düşündürücü. Onlar niye bunlarla aynı masaya düşüyor veyahut aynı konuma geliyor? Bu tabii düşündürücüdür. Hele hele böyle bir dönemde. Temenni ederiz ki bunlar da bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir.” Erdoğan “Eyyy ...” diye başlayan her cümlesinden sonra, “Bu dili bırak” diye kendisine cevap veren Meral Akşener.. “Bu dil doğru değil. Bu dil birleştirici değil” diyerek, Erdoğan’a akıl vermeye kalkışan Akşener.. Şimdi kendisine yönelik uyarıcı bir cümleyi, elinin tersi ile itiyor ve şu cevabı veriyor: ‘’Biz bugüne kadar sayın Erdoğan’ın yaptığı zigzaglara alıştık. Masaya oturan açılım yapan kendileri. Biz Erdoğan ve arkadaşlarının yaptığı yerli ve milli tanımına ihtiyaç duyan bir parti değiliz!’’ Hani sorsak Akşener’e: “Çözüm süreci sırasında, bir tane askere sıkılan kurşunu göster.. Sonunda PKK’nın tekrar hainliğini göstermesi ayrı.. Ama, çözüm süreci sırasında askere polise kurşun sıkmamışlar ise, bu yönde söz vermişler ve 2015 Temmuz’una kadar da bu sözlerini büyük oranda tutmuşlar ise.. Sözlerini çiğnedikleri anda da, tepelerine balyoz ile inildi ise..” Evet.. Bu hatırlatmalar yapıldıktan sonra, Akşener’e büyük harflerle sorsak: “erdoğan’ın askere-polise tek kurşun sıkılmayan çözüm süreci dönemini eleştiriyorsun da, PKK-PYD’nin hemen her gün bir veya iki asker-polisi şehid ettiği dönemde, PKK’nın başının heykelini dikme sözü veren selAhattin demirtaş ile kahvaltıya oturma hazırlığını, onun tahliye edilmesi gerektiği açıklamanı ne ile izah edeceksin?”  Evet, Meral Akşener bu soruya cevap vermesi gerekir.. Çözüm sürecine karşısın.. MHP gibi yaparsın, “Dün de karşıydık, bugün de karşıyız” dersin.. “Biz çözüm sürecine karşı değildik.. Kan kusup, kızılcık şerbeti içmeye bile razı olmuştuk.. Ama kan kusturanlar, yine kandan beslendiklerini gösterip, ihanetlerini sürdürdüler. Artık bu saatten sonra onlara, özellikle de yönetim kadrosuna acıma da yok” deriz..  MHP’nin “çözüm süreci”ne karşıtlığına gönül koyarız..  Ama MHP’nin hakkını da teslim ederiz: “Dün çözüm sürecine bile karşı iken, bugün Selahattin Demirtaş’a  özgürlük de isteyecek kadar büyük bir çelişkiye düşmüyorlar” deriz. Ya İyi Parti? Ya Meral Akşener.. Üç kuruşluk koltuklar için.. Dün çözüm sürecine bile karşı çıkarken.. Şimdi çözüm sürecinin çok ötesinde bir söylemle karşımıza çıkıyor.. HDP ile birlikte hareket ediyor.. Birlikte aday göstermiyorlar.. Birlikte CHP’li adayları destekliyor ve kazandırıyorlar.. Başlarını devekuşu gibi toprağa gömmüşler.. “Biz görmüyoruz, başkaları da gerçekleri görmüyorlar” diye düşünüyor olmalılar ki.. Kandil’den ve Pensilvanya’dan gelen talimatlar sonrasındaki süreçte.. AK Parti’ye kaybettirmek için, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya ve daha birçok büyükşehirde, HDP ile birlikte mahalli seçimlerde aday çıkarmadıklarının rezilliğini izah edemiyorlar.. Ama, bir askerimiz şehid olmasın, bir polisimize zarar gelmesin diye başlatılan çözüm sürecini dillerine dolayıp.. Altılı masa ekseninde düştükleri çukurdan çıkmamaya kararlı olduklarını tekrar tekrar dillendiriyorlar.. Akşener, Erdoğan’ın dün yaptığı çağrıya, hemen anında verdiği cevabında şunları da söylüyor: ‘’Dolayısıyla çizgisinde hiç kırıklık olmayan, dün neyi savunduysa bugün de aynı şeyi kararlılıkla savunan partiyiz. Milletimizin geleceğinin heba edildiği ortaya sürüldüğü kumar masasında, hiç olmadık bundan sonra da olmayız.’’ Dün MHP’de idin..  Çözüm sürecine karşı idin. Bugün altılı masadasın.. Yanıbaşında HDP var.. Ve “Çizgide hiç kırıklık yok” diyorsun.. O zaman buyur, nasıl bir çukurdasın, kırıklığı geçtim, nasıl bir baş döndürücü U dönüşlerini aldığın haplarla tolere etmeye çalışıyorsun, sana hatırlatalım. Altılı masanın büyük ortağı Kemal Kılıçdaroğlu MHP’ye söylüyor ama. Devlet Bahçeli’ye söylüyor ama.. Siz o sözleri, altılı masanın ortağı Meral Akşener’e de söylendiğini kabul etmek zorundasınız. Kılıçdaroğlu konuşuyor: “Bahçeli, Suriye tezkeresiyle ilgili konuşmuş. Gittiğim her toplantıda bu soru geldiğinde şunu söylüyorum, salondaki bütün vatandaşlara; terörle mücadele konusunda, yabancı askerlerin Türkiye’ye gelmesini isteyen el kaldırsın, diyorum. Hiç kimse el kaldırmıyor. Biz de öyle yaptık, dedim. Terörle mücadele konusunda yabancı asker postallarının Türkiye topraklarını çiğnemesine neden Bahçeli evet dedi? Bir daha soruyorum; sayın Bahçeli, sen neden evet dedin?” Tezkere geçeli, aylar oldu.. Türkiye topraklarında bir tane yabancı asker postalı gördünüz mü? Görmediniz. Kılıçdaroğlu’nun bu çarpıtması bir yana.. Bu yalanı, bir yana.. Olaylara bakış açısı, sınırötesine asker gönderme ile ilgili tezkereye evet oyu verilmesini, aslında Türkiye’ye yabancı asker postalının girmesi olarak göstermesi hakkında.. Bahçeli’yi suçluyor ise.. Aslında aynı suçlamayı, tezkereye “evet” oyu veren İyi Parti’ye de yapmış olmuyor mu? Şimdi söyler misin sayın Akşener, siz nasıl bir derin çukurdasınız ki, ortağınız, sizi “Yabancı akser postallarını Türkiye’ye sokmak” iftirasına muhatap ediyor.. Siz çıtınızı çıkaramıyorsunuz? Ne karşılığında bu hakareti görmezden geliyorsunuz? Söyler misiniz?
İP ’li Akşener, düştüğü çukurda kalmaya kararlı!
Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun, "İP’li Akşener, düştüğü çukurda kalmaya kararlı!" başlıklı yazısı...

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teklifine ret cevabı veren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in sözlerini değerlendirdi.

Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, G-20 Zirvesi’nden dönüşte, gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, İyi Parti’ye bir defa daha “gül” uzatmış..

“Toplumu karpuz gibi yarıdan ikiye bölüyor, kutuplaştırıyor” önyargılı söylemlerine rağmen..

Erdoğan, Saadet Partisi’ne de defalarca uzattığı “gül”den, İyi Parti’ye de bir tane uzatıyor...

“Biz bu muhalefete yabancı değiliz. Bunların tavırlarına da yabancı değiliz. Şu anda bunlar PKK’nın parlamentodaki uzantısıyla zaten beraber hareket etmiyorlar mı? Beraber hareket ediyorlar. Kaldı ki bunların şu anda kendi içinde zaten terör söylemlerini ifade eden kişiler yok mu? Var. (..) Bunlara alıştık” hatırlatması ile CHP’nin ve HDP’nin PKK’ya yönelik mesafe koymama tavırlarını eleştirdikten sonra..

Muhafazakar partilerin, milliyetçi partilerin kendilerine gelmeleri için, hatırlatmasını yapıyor:

“ Burada özellikle muhalefetin içinde, CHP’yi bir kenara koyalım, 6’lı masanın hepsini söylememe gerek yok, ama İP’in (İyi Parti’nin) bunlarla aynı çizgiye düşmesi tabii düşündürücü. Onlar niye bunlarla aynı masaya düşüyor veyahut aynı konuma geliyor? Bu tabii düşündürücüdür. Hele hele böyle bir dönemde. Temenni ederiz ki bunlar da bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir.”

Erdoğan “Eyyy ...” diye başlayan her cümlesinden sonra, “Bu dili bırak” diye kendisine cevap veren Meral Akşener..

“Bu dil doğru değil. Bu dil birleştirici değil” diyerek, Erdoğan’a akıl vermeye kalkışan Akşener..

Şimdi kendisine yönelik uyarıcı bir cümleyi, elinin tersi ile itiyor ve şu cevabı veriyor:

‘’Biz bugüne kadar sayın Erdoğan’ın yaptığı zigzaglara alıştık. Masaya oturan açılım yapan kendileri. Biz Erdoğan ve arkadaşlarının yaptığı yerli ve milli tanımına ihtiyaç duyan bir parti değiliz!’’

Hani sorsak Akşener’e:

“Çözüm süreci sırasında, bir tane askere sıkılan kurşunu göster.. Sonunda PKK’nın tekrar hainliğini göstermesi ayrı.. Ama, çözüm süreci sırasında askere polise kurşun sıkmamışlar ise, bu yönde söz vermişler ve 2015 Temmuz’una kadar da bu sözlerini büyük oranda tutmuşlar ise.. Sözlerini çiğnedikleri anda da, tepelerine balyoz ile inildi ise..”

Evet..

Bu hatırlatmalar yapıldıktan sonra, Akşener’e büyük harflerle sorsak:

“erdoğan’ın askere-polise tek kurşun sıkılmayan çözüm süreci dönemini eleştiriyorsun da, PKK-PYD’nin hemen her gün bir veya iki asker-polisi şehid ettiği dönemde, PKK’nın başının heykelini dikme sözü veren selAhattin demirtaş ile kahvaltıya oturma hazırlığını, onun tahliye edilmesi gerektiği açıklamanı ne ile izah edeceksin?”

 Evet, Meral Akşener bu soruya cevap vermesi gerekir..

Çözüm sürecine karşısın..

MHP gibi yaparsın, “Dün de karşıydık, bugün de karşıyız” dersin..

“Biz çözüm sürecine karşı değildik.. Kan kusup, kızılcık şerbeti içmeye bile razı olmuştuk.. Ama kan kusturanlar, yine kandan beslendiklerini gösterip, ihanetlerini sürdürdüler. Artık bu saatten sonra onlara, özellikle de yönetim kadrosuna acıma da yok” deriz..

 MHP’nin “çözüm süreci”ne karşıtlığına gönül koyarız.. 

Ama MHP’nin hakkını da teslim ederiz:

“Dün çözüm sürecine bile karşı iken, bugün Selahattin Demirtaş’a  özgürlük de isteyecek kadar büyük bir çelişkiye düşmüyorlar” deriz.

Ya İyi Parti?

Ya Meral Akşener..

Üç kuruşluk koltuklar için..

Dün çözüm sürecine bile karşı çıkarken..

Şimdi çözüm sürecinin çok ötesinde bir söylemle karşımıza çıkıyor..

HDP ile birlikte hareket ediyor..

Birlikte aday göstermiyorlar..

Birlikte CHP’li adayları destekliyor ve kazandırıyorlar..

Başlarını devekuşu gibi toprağa gömmüşler..

“Biz görmüyoruz, başkaları da gerçekleri görmüyorlar” diye düşünüyor olmalılar ki..

Kandil’den ve Pensilvanya’dan gelen talimatlar sonrasındaki süreçte..

AK Parti’ye kaybettirmek için, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya ve daha birçok büyükşehirde, HDP ile birlikte mahalli seçimlerde aday çıkarmadıklarının rezilliğini izah edemiyorlar..

Ama, bir askerimiz şehid olmasın, bir polisimize zarar gelmesin diye başlatılan çözüm sürecini dillerine dolayıp..

Altılı masa ekseninde düştükleri çukurdan çıkmamaya kararlı olduklarını tekrar tekrar dillendiriyorlar..

Akşener, Erdoğan’ın dün yaptığı çağrıya, hemen anında verdiği cevabında şunları da söylüyor:

‘’Dolayısıyla çizgisinde hiç kırıklık olmayan, dün neyi savunduysa bugün de aynı şeyi kararlılıkla savunan partiyiz. Milletimizin geleceğinin heba edildiği ortaya sürüldüğü kumar masasında, hiç olmadık bundan sonra da olmayız.’’

Dün MHP’de idin.. 

Çözüm sürecine karşı idin.

Bugün altılı masadasın..

Yanıbaşında HDP var..

Ve “Çizgide hiç kırıklık yok” diyorsun..

O zaman buyur, nasıl bir çukurdasın, kırıklığı geçtim, nasıl bir baş döndürücü U dönüşlerini aldığın haplarla tolere etmeye çalışıyorsun, sana hatırlatalım.

Altılı masanın büyük ortağı Kemal Kılıçdaroğlu MHP’ye söylüyor ama. Devlet Bahçeli’ye söylüyor ama..

Siz o sözleri, altılı masanın ortağı Meral Akşener’e de söylendiğini kabul etmek zorundasınız.

Kılıçdaroğlu konuşuyor:

“Bahçeli, Suriye tezkeresiyle ilgili konuşmuş. Gittiğim her toplantıda bu soru geldiğinde şunu söylüyorum, salondaki bütün vatandaşlara; terörle mücadele konusunda, yabancı askerlerin Türkiye’ye gelmesini isteyen el kaldırsın, diyorum. Hiç kimse el kaldırmıyor. Biz de öyle yaptık, dedim. Terörle mücadele konusunda yabancı asker postallarının Türkiye topraklarını çiğnemesine neden Bahçeli evet dedi? Bir daha soruyorum; sayın Bahçeli, sen neden evet dedin?”

Tezkere geçeli, aylar oldu..

Türkiye topraklarında bir tane yabancı asker postalı gördünüz mü?

Görmediniz.

Kılıçdaroğlu’nun bu çarpıtması bir yana..

Bu yalanı, bir yana..

Olaylara bakış açısı, sınırötesine asker gönderme ile ilgili tezkereye evet oyu verilmesini, aslında Türkiye’ye yabancı asker postalının girmesi olarak göstermesi hakkında..

Bahçeli’yi suçluyor ise..

Aslında aynı suçlamayı, tezkereye “evet” oyu veren İyi Parti’ye de yapmış olmuyor mu?

Şimdi söyler misin sayın Akşener, siz nasıl bir derin çukurdasınız ki, ortağınız, sizi “Yabancı akser postallarını Türkiye’ye sokmak” iftirasına muhatap ediyor..

Siz çıtınızı çıkaramıyorsunuz?

Ne karşılığında bu hakareti görmezden geliyorsunuz?

Söyler misiniz?

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.