Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Eski istihbaratçıdan bomba Kılıçdaroğlu iddiası!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 04.01.2023 - 11:26, Güncelleme: 04.01.2023 - 11:26
 

Eski istihbaratçıdan bomba Kılıçdaroğlu iddiası!

Türkiye, günlerce bunu konuşacak

Eski istihbaratçı Bülent Orakoğlu, "Bu durum, Kılıçdaroğlu ile FETÖ arasındaki ilişkinin çok daha derin ve üst düzeyde olduğunun açık işaretlerini veriyor" dediği bomba bir iddiayı ortaya attı. "Kılıçdaroğlu’nun Johns Hopkins Üniversitesi ziyaretinin asıl nedeni gizlediği çok önemli sırrı mı?" diye soran Orakoğlu, Yeni Şafak'taki olay yazısında şunları kaydetti: "Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ı evinde ziyaret etmesi bazı yazarlar tarafından ikili arasında olumlu bir görüşme olarak yansıtılsa da gerçek bu değil sanırım. Baykal’ın kabuldeki resminden Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden hiç hoşlanmadığı açıkça görülebiliyor. Ayrıca Baykal’a yakınlığı ile bilinen CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ise, “Dikkat ederseniz 3 kişinin fotoğrafı var. Orada halinden memnun mutlu olan gülücükler dağıtan Sayın Kılıçdaroğlu. Deniz Baykal’ın yüzüne baktığımızda acı, ıstırap ve büyük bir hayal kırıklığı görüyoruz.” ifadelerini kullanmıştı. Baykal şüphesiz kendisine yapılan kaset kumpası sonrasında Kılıçdaroğlu’nun kendi koltuğuna oturmasında bir şeylerden şüphelendiği anlaşılıyor. Uzun yıllar CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan Baykal’ın istihbarat dünyasından yakın dostları olduğu yadsınamaz, gerçeklerin kendisine iletildiğini düşünüyorum. Eski CHP Milletvekili Mehmet Sevigen Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ı ziyaretine ilişkin ziyareti YeniŞafak’a emrivaki olarak nitelemiş Baykal’ın Kılıçdaroğlu’nu desteklemediğini defalarca randevu isteklerini geri çevirdiklerini son olarak Kılıçdaroğlu’nun ağabeyinin vefatı neden ile zoraki bu görüşmenin yapıldığını açıklamıştı. Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal ile zoraki görüşmesi aslında FETÖ kumpası ile görevinden istifa etmek zorunda kalan Baykal’ın kendisinden şüphe edip etmediğini test etmek için yapılmış olabilir. Zira CHP’den ihraç edilen Mehmet Sevigen’in, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu zor sorular yönelterek cevap vermeye zorlaması Kılıçdaroğlu hakkında bazı şüpheler taşıdığının açık işareti sanırım. Baykal’a yapılan kaset kumpası sonrası Kılıçdaroğlu’nun aday olduğunu hatırlatan Sevigen, “Aday ol diye sana kim baskı yaptı? Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kim getirdi? Enis Berberoğlu’na o kaseti sen mi verdin? Sen mi gönderdin gazeteye?” sorularını yöneltti. 75 SAYFALIK RAPORDAKİ ‘KEHANET’ GİBİ TÜRKİYE’Yİ SARSACAK ÖNGÖRÜLERDEN BİRİ 72. SAYFADAKİ İFADELERDİ CHP liderinin Amerikan derin devletinin kontrolü altında olan Johns Hopkins Üniversitesi’ni seçmesi ise asla bir tesadüf değil. Zira Kılıçdaroğlu, 30 Kasım-4 Aralık 2013 tarihleri arasında da aynı üniversiteye konuk olmuştu. Kılıçdaroğlu’nun icazet gezisinde ikinci kez Amerika derin devletinin kontrolündeki Johns Hopkins Üniversitesi’ni seçmesi bu ziyaretten neyi amaçladığı ile doğru orantılıdır. CHP liderinin o dönemde Gezi kalkışmasıyla ilgili sözler söyleyip, Gezi’deki terör olaylarını “halk direnişi” gibi sözlerle savunması asıl amacını örtme amaçlıdır. Johns Hopkins Üniversitesi, her ne kadar Kılıçdaroğlu’nun “illegal ini” olsa da, o üniversitenin “daha derin” bir yönü var. Kılıçdaroğlu CHP milletvekili iken, Ekim 2008 tarihinde Johns Hopkins Üniversitesi’ne bağlı Amerikan-İsveç merkezli Slikroad (İpek Yolu) Enstitüsü tarafından bir rapor hazırlandı. Svante E.Cornell ve Hail Magnus Karavelli imzalı 75 sayfalık rapordaki “kehanet” gibi Türkiye senaryoları Türkiye’deki siyasetin dizayn edilmesi açısından dikkat çekiciydi. Raporun içinde Türkiye’yi sarsacak demokrasi dışı öngörülerden en önemlisi raporun 72. sayfasındaki ifadelerdi: “CHP’den istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal’la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak.” Ne ilginç ki rapor yayınlandığında CHP Grup Başkan Vekili olan Kılıçdaroğlu, tam 2 yıl sonra 2010’da FETÖ’nün kaset kumpasıyla devrilen Deniz Baykal’ın yerine o koltuğa oturuyordu. Görünüşe göre KIlıçdaroğlu Johns Hopkins Üniversitesi’ne 2013 ve 2022 yıllarında gitmiş görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olacağı öngörüsü veya kumpasın 2008 tarihli olması Kılıçdaroğlu’nu aklamaz. Zira bu durum Kılıçdaroğlu ile FETÖ arasındaki ilişkinin çok daha derin ve üst düzeyde olduğunun açık işaretlerini veriyor. Önemli olan ise Kılıçdaroğlu’nun 2022 yılının son aylarında FETÖ ve ABD’nin derin yapılarından ne istediğidir sanırım? FETÖ, Türk siyasetini dizayn etme hedefleri doğrultusunda CHP Genel Başkanı’nı değiştirmek için bundan tam 10 yıl önce düğmeye bastı. Dönemin CHP lideri Deniz Baykal’ı ve CHP Milletvekili Nesrin Baytok’u yıllarca usulsüz bir şekilde dinleyen örgüt, son olarak 6 Mayıs’ta bazı internet siteleri üzerinden Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntüleri yayınladı. Böylece CHP’de yıllar sürecek değişimin temelleri atılmış oldu. Baykal, 10 Mayıs 2010 tarihinde istifa ederken, faillerin ortaya çıkmaması için çalışılan kumpasta dava 7 yıl sonra açılabildi. Elebaşı Gülen ile birlikte olayı soruşturan FETÖ’cü istihbaratçılar ve FETÖ’cü savcı Cemil Tuğtekin sanık olarak yargı karşısında hesap veriyor."
Türkiye, günlerce bunu konuşacak

Eski istihbaratçı Bülent Orakoğlu, "Bu durum, Kılıçdaroğlu ile FETÖ arasındaki ilişkinin çok daha derin ve üst düzeyde olduğunun açık işaretlerini veriyor" dediği bomba bir iddiayı ortaya attı. "Kılıçdaroğlu’nun Johns Hopkins Üniversitesi ziyaretinin asıl nedeni gizlediği çok önemli sırrı mı?" diye soran Orakoğlu, Yeni Şafak'taki olay yazısında şunları kaydetti:

"Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ı evinde ziyaret etmesi bazı yazarlar tarafından ikili arasında olumlu bir görüşme olarak yansıtılsa da gerçek bu değil sanırım. Baykal’ın kabuldeki resminden Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden hiç hoşlanmadığı açıkça görülebiliyor. Ayrıca Baykal’a yakınlığı ile bilinen CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ise, “Dikkat ederseniz 3 kişinin fotoğrafı var. Orada halinden memnun mutlu olan gülücükler dağıtan Sayın Kılıçdaroğlu. Deniz Baykal’ın yüzüne baktığımızda acı, ıstırap ve büyük bir hayal kırıklığı görüyoruz.” ifadelerini kullanmıştı. Baykal şüphesiz kendisine yapılan kaset kumpası sonrasında Kılıçdaroğlu’nun kendi koltuğuna oturmasında bir şeylerden şüphelendiği anlaşılıyor. Uzun yıllar CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan Baykal’ın istihbarat dünyasından yakın dostları olduğu yadsınamaz, gerçeklerin kendisine iletildiğini düşünüyorum. Eski CHP Milletvekili Mehmet Sevigen Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ı ziyaretine ilişkin ziyareti YeniŞafak’a emrivaki olarak nitelemiş Baykal’ın Kılıçdaroğlu’nu desteklemediğini defalarca randevu isteklerini geri çevirdiklerini son olarak Kılıçdaroğlu’nun ağabeyinin vefatı neden ile zoraki bu görüşmenin yapıldığını açıklamıştı. Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal ile zoraki görüşmesi aslında FETÖ kumpası ile görevinden istifa etmek zorunda kalan Baykal’ın kendisinden şüphe edip etmediğini test etmek için yapılmış olabilir. Zira CHP’den ihraç edilen Mehmet Sevigen’in, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu zor sorular yönelterek cevap vermeye zorlaması Kılıçdaroğlu hakkında bazı şüpheler taşıdığının açık işareti sanırım. Baykal’a yapılan kaset kumpası sonrası Kılıçdaroğlu’nun aday olduğunu hatırlatan Sevigen, “Aday ol diye sana kim baskı yaptı? Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kim getirdi? Enis Berberoğlu’na o kaseti sen mi verdin? Sen mi gönderdin gazeteye?” sorularını yöneltti.

75 SAYFALIK RAPORDAKİ ‘KEHANET’ GİBİ TÜRKİYE’Yİ SARSACAK ÖNGÖRÜLERDEN BİRİ 72. SAYFADAKİ İFADELERDİ

CHP liderinin Amerikan derin devletinin kontrolü altında olan Johns Hopkins Üniversitesi’ni seçmesi ise asla bir tesadüf değil. Zira Kılıçdaroğlu, 30 Kasım-4 Aralık 2013 tarihleri arasında da aynı üniversiteye konuk olmuştu. Kılıçdaroğlu’nun icazet gezisinde ikinci kez Amerika derin devletinin kontrolündeki Johns Hopkins Üniversitesi’ni seçmesi bu ziyaretten neyi amaçladığı ile doğru orantılıdır. CHP liderinin o dönemde Gezi kalkışmasıyla ilgili sözler söyleyip, Gezi’deki terör olaylarını “halk direnişi” gibi sözlerle savunması asıl amacını örtme amaçlıdır. Johns Hopkins Üniversitesi, her ne kadar Kılıçdaroğlu’nun “illegal ini” olsa da, o üniversitenin “daha derin” bir yönü var. Kılıçdaroğlu CHP milletvekili iken, Ekim 2008 tarihinde Johns Hopkins Üniversitesi’ne bağlı Amerikan-İsveç merkezli Slikroad (İpek Yolu) Enstitüsü tarafından bir rapor hazırlandı. Svante E.Cornell ve Hail Magnus Karavelli imzalı 75 sayfalık rapordaki “kehanet” gibi Türkiye senaryoları Türkiye’deki siyasetin dizayn edilmesi açısından dikkat çekiciydi. Raporun içinde Türkiye’yi sarsacak demokrasi dışı öngörülerden en önemlisi raporun 72. sayfasındaki ifadelerdi: “CHP’den istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal’la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak.” Ne ilginç ki rapor yayınlandığında CHP Grup Başkan Vekili olan Kılıçdaroğlu, tam 2 yıl sonra 2010’da FETÖ’nün kaset kumpasıyla devrilen Deniz Baykal’ın yerine o koltuğa oturuyordu. Görünüşe göre KIlıçdaroğlu Johns Hopkins Üniversitesi’ne 2013 ve 2022 yıllarında gitmiş görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olacağı öngörüsü veya kumpasın 2008 tarihli olması Kılıçdaroğlu’nu aklamaz. Zira bu durum Kılıçdaroğlu ile FETÖ arasındaki ilişkinin çok daha derin ve üst düzeyde olduğunun açık işaretlerini veriyor. Önemli olan ise Kılıçdaroğlu’nun 2022 yılının son aylarında FETÖ ve ABD’nin derin yapılarından ne istediğidir sanırım?

FETÖ, Türk siyasetini dizayn etme hedefleri doğrultusunda CHP Genel Başkanı’nı değiştirmek için bundan tam 10 yıl önce düğmeye bastı. Dönemin CHP lideri Deniz Baykal’ı ve CHP Milletvekili Nesrin Baytok’u yıllarca usulsüz bir şekilde dinleyen örgüt, son olarak 6 Mayıs’ta bazı internet siteleri üzerinden Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntüleri yayınladı. Böylece CHP’de yıllar sürecek değişimin temelleri atılmış oldu. Baykal, 10 Mayıs 2010 tarihinde istifa ederken, faillerin ortaya çıkmaması için çalışılan kumpasta dava 7 yıl sonra açılabildi. Elebaşı Gülen ile birlikte olayı soruşturan FETÖ’cü istihbaratçılar ve FETÖ’cü savcı Cemil Tuğtekin sanık olarak yargı karşısında hesap veriyor."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.