Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

7 yaşından beri namaz kılıyordu

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 21.12.2022 - 10:58, Güncelleme: 21.12.2022 - 10:58
 

7 yaşından beri namaz kılıyordu

Meral ablamız başörtüsü teklifi için on gündür tek kelime edemedi

CHP’nin yeniden halkın gündemine getirdiği başörtüsü sorunu için, AK Parti bir kanun teklifi hazırlamıştı. Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, bu kanun teklifi karşısında suskun kalan İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’i eleştirerek “7 yaşından beri beş vakit namaz kılıyorum” diyen Meral ablamız, şimdi başörtü hakkı ile ilgili anayasal güvence teklifi için, 10 gündür tek kelime edemedi.” dedi. Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu’nun “Bu nasıl ittifak: Karaduman imzaladı, CHP ve İP düşünüyor!” başlıklı yazısının konu ile ilgili bölümü aynen şöyle... Biz söylerken, “Nasıl da fitnecilik yapıyorsunuz” diyorlardı. Şimdi altılı masadaki en büyük partinin genel başkanı söylüyor.. “Partimizin içişlerine karışılmamalı” diyor. Devam ediyor:  “Saraçhane’deki mitingi, sosyal medyadan öğrendim” diyor. Bu iki cümle üzerinden, altılı masanın akibetini siz tahmin edin. Bunların iktidara geldiğini, bir anlığına düşünün.. “Suriye’ye asker gönderilmesi gerektiğini sosyal medyadan öğrendim” derler mi? Derler.. Biri Aile Bakanlığı’nı alıp, diğeri de Adalet Bakanlığı’nı aldıklarında. İki bakanlığı da ilgilendiren bir konu çıktığında, biri diğerine, “Bizim bakanlığımızın içişlerini karışılmamalı” der mi? Der.. Tek taraflı düşünmeyelim.. İyi Parti’nin yaptığı da densizlik.. İttifak yaptığı partinin altını oymaya kalkışanlara, bu millet nasıl güvenecek.? “Siz kendi müttefiğinize bile oyun kuruyorsunuz, kimbilir millete ne oyunlar kurarsınız” demezler mi? İP’in, “Ceza aldı” diye ortalığı birbirine kattığı adam, onların partilerinin üyesi bile değil.. İki yıl önce de, “Haddini bil” diye manşetle atıp, parti yetkilileriniz tarafından şamar üstüne şamar indirdiğiniz bir belediye başkanına şimdi bu kadar samimiyet kurmanızın arkasında ne yatıyor?.. (Hatırlamayanlar için, 8 Mart 2020 Yeniçağ gazetesine bakabilirler. O tarihte İyi Parti milletvekili Ahmet Çelik’in sahibi olduğu Yeniçağ gazetesi, şu başlığı atmıştı: “Ekrem İmamoğlu tarafını seçti. HDP’li Pervin Buldan’la birlikte ağaç dikti.” Şimdi artık İyi Parti de tarafını seçmiş olmalı. O da HDP ile yol yürüme kararı almış olmalı ki, Ekrem İmamoğlu ile sarmaş dola oluyorlar.)  Ekrem İmamoğlu açısından da sorun büyük.. Üyesi olduğun partinin genel başkanına bilgi vermeden, miting düzenliyorsun.. İyi Parti’nin genel başkanını çağırıyorsun.. Ve, takmadığın, yapacağın mitingin bilgisini bile vermekten kaçındığın genel başkanın partisinde kalmaya hâlâ devam ediyorsun. Nasıl zikzaklar bunlar? Altılı masanın muhafazakar partileri de, bu kavgayı üzülerek seyrediyorlar. “Tam da kendimize eklemlenecek bir yer bulmuştuk.. Ama bunların her biri, çatlamak için kendilerine bir gerekçe arıyorlarmış. Biz şimdi hangi kapıya gideceğiz” diye kara kara düşünüyorlar.. Ali Babacan efelenip duruyordu.. “Biz tek başımıza iktidara gelmek üzere yola çıktık” diyordu. Ahmet Davutoğlu, ondan daha yüksek sesle haykırıyordu: “Biz hiçbir parti ile ittifak kurmayacağız. Tek başımıza seçime gireceğiz” iddiasında bulunuyordu.. Şimdi ne oldu? Seçim barajı % 7’ye indi ama.. SP, DEVA, Gelecek ve DP’nin dördünü bir yerde toplasanız bile, % 7 oy almaları imkansız.. CHP ile İyi Parti kavgayı kızıştırdıklarında, bu dört parti de kapıda kalacaklar.. Seçimden sonra bunların yaşanması, seçimden önce yaşanmasından çok daha millet zararına olurdu. Neyse ki, gerçek yüzlerini şimdiden ortaya koydular.. Bir yandan “Cumhurbaşkanı olmak üzere adayı altılı masa belirleyecek” diyorlar.. Bir yandan ise, birbirlerinin altını oyuyorlar.. Biri diğerine aday dayatmasında bulunuyor.. Hem nasıl dayatma.. Bizans oyunlarına taş çıkartırcasına.. Diğer partinin içinden bir ismi, altılı masanın adayı olarak hazırlıyorlar ki, o partinin içinden de destek alsınlar.. Bu eleştirim İyi Parti’ye idi. CHP’ye de sözüm var: CHP de, kendi partisi içinden bir isme bile tahammül edemiyor.. Seçim kazanacak olurlarsa, bakanlık paylaşımında, bunlar ne kavgalar yapacaklar, hep birlikte görürüz. CHP de, İP de, diğerleri de dürüst olmalı.. Halkın huzuruna çıkıp, “Bizde hiçbir sorun yok. Anayasa değişikliği hazırlığı bile yaptık” demekle işler yürümüyor.. İşte duvara tosladınız.. Bırakın anayasa değişikliği yapmayı.. Bırakın Anayasa’nın 80 maddesini değiştirme konusunda mutabık kalmayı.. Belediye başkanınıza verilen ceza sonrasında, miting yapıp yapmayacağınızı, mitingin ne zaman yapılacağını, mitinge kimlerin katılacağını bile çözemiyorsunuz.. Ülkenin sorunlarını nasıl çözeceksiniz? Kılıçdaroğlu’nun, İyi Parti’ye yönelik sözlerinin ardından başörtü hakkının anayasal güvenceye kavuşturulması ile ilgili Cumhur İttifakının teklifi hakkında yaptığı açıklama da, oldukça ilginç.. Ne diyor, Kılıçdaroğlu, “Hukukçulardan görüş istedim. Değerlendiriyoruz.” İyi Parti ne diyor? Şimdilik onun bir fikri yok.. “7 yaşından beri beş vakit namaz kılıyorum” diyen Meral ablamız, şimdi başörtü hakkı ile ilgili anayasal güvence teklifi için, 10 gündür tek kelime edemedi.. Ortağı CHP ise, hukukçulara inceletiyor. Soralım Kemal beye.. “İncelemeniz kaç gün sürer?” Daha doğrusu şöyle mi soralım: “İncelemeniz kaç yıl sürer?” 10 gün geçti zaten.. İnceleyeceğiniz, yarım sayfalık bir değişiklik teklifi.. Onlarca hukukçunuz var.. Biri kayak tatilinde ise, diğerine sorun.  Diğeri kafa tatilinde ise, öbürüne sorun.. Ama konuyu savsaklamak istiyorsanız.. Onu da açık açık söylemeniz gerekir. Başörtü konusunu Türkiye’nin gündemine sokan sizsiniz.. Şimdi sizin teklifinizin kanunda değil, Anayasa’da düzenlenmesi için getirilen karşı teklifine mızıkçılık yapan, yine sizsiniz.. Neyse ki, Saadet Partisi Milletvekili Abdülkadir Karaduman, Cumhur İttifakı’nın başörtü ile ilgili teklifine imza attığını açıklamış.. Altılı masaya, bu imza üzerinden “bakın yine ayrı düştünüz” eleştirisi getirmek istemem. Sonuçta Karaduman doğrusunu yapmış.. Onu da, altılı masa içinde, zor duruma düşürmek istemem.. Ama elimizi vicdanımıza koyup sakin bir şekilde düşünecek olursak.. Başörtü konusunda Cumhur İttifakı’nın teklifine, Abdülkadir Karaduman 10 günde karar verebildiği halde, CHP ile İyi Parti neyi bekliyor desek, yanlış soru mu sormuş oluruz? Aynı şekilde, LGBT konusunda da, CHP’li belediyelerin LGBTİ destekçisi eylemlerinin önünü kesmek için anayasaya eklenmek istenilen, “Ailenin erkek ve kadının evlenmesi ile oluşacağı” maddesine SP’li Karaduman imza atarken, CHP ve İP’in görüş açıklamaması, manidar değil mi? Aynı şekilde Babacan ile Davutoğlu da, “Biz bu altılı masaya nereden düştük” diye kara kara düşünüyor olmalılar ki, başörtüsü ve aile konusundaki teklif hakkında görüşlerini henüz net olarak açıklamadılar.. Yarın ola, hayrola.. Bakalım, kimler kimlerle yol yürümeye devam edecek. Kimlerin kafalarının arkasında, hangi planlar olduğu hangi aşamada ortaya çıkacak?
Meral ablamız başörtüsü teklifi için on gündür tek kelime edemedi

CHP’nin yeniden halkın gündemine getirdiği başörtüsü sorunu için, AK Parti bir kanun teklifi hazırlamıştı. Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, bu kanun teklifi karşısında suskun kalan İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’i eleştirerek “7 yaşından beri beş vakit namaz kılıyorum” diyen Meral ablamız, şimdi başörtü hakkı ile ilgili anayasal güvence teklifi için, 10 gündür tek kelime edemedi.” dedi.

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu’nun “Bu nasıl ittifak: Karaduman imzaladı, CHP ve İP düşünüyor!” başlıklı yazısının konu ile ilgili bölümü aynen şöyle...

Biz söylerken, “Nasıl da fitnecilik yapıyorsunuz” diyorlardı.

Şimdi altılı masadaki en büyük partinin genel başkanı söylüyor..

“Partimizin içişlerine karışılmamalı” diyor.

Devam ediyor: 

“Saraçhane’deki mitingi, sosyal medyadan öğrendim” diyor.

Bu iki cümle üzerinden, altılı masanın akibetini siz tahmin edin.

Bunların iktidara geldiğini, bir anlığına düşünün..

“Suriye’ye asker gönderilmesi gerektiğini sosyal medyadan öğrendim” derler mi?

Derler..

Biri Aile Bakanlığı’nı alıp, diğeri de Adalet Bakanlığı’nı aldıklarında.

İki bakanlığı da ilgilendiren bir konu çıktığında, biri diğerine, “Bizim bakanlığımızın içişlerini karışılmamalı” der mi?

Der..

Tek taraflı düşünmeyelim..

İyi Parti’nin yaptığı da densizlik..

İttifak yaptığı partinin altını oymaya kalkışanlara, bu millet nasıl güvenecek.?

“Siz kendi müttefiğinize bile oyun kuruyorsunuz, kimbilir millete ne oyunlar kurarsınız” demezler mi?

İP’in, “Ceza aldı” diye ortalığı birbirine kattığı adam, onların partilerinin üyesi bile değil..

İki yıl önce de, “Haddini bil” diye manşetle atıp, parti yetkilileriniz tarafından şamar üstüne şamar indirdiğiniz bir belediye başkanına şimdi bu kadar samimiyet kurmanızın arkasında ne yatıyor?.. (Hatırlamayanlar için, 8 Mart 2020 Yeniçağ gazetesine bakabilirler. O tarihte İyi Parti milletvekili Ahmet Çelik’in sahibi olduğu Yeniçağ gazetesi, şu başlığı atmıştı: “Ekrem İmamoğlu tarafını seçti. HDP’li Pervin Buldan’la birlikte ağaç dikti.” Şimdi artık İyi Parti de tarafını seçmiş olmalı. O da HDP ile yol yürüme kararı almış olmalı ki, Ekrem İmamoğlu ile sarmaş dola oluyorlar.) 

Ekrem İmamoğlu açısından da sorun büyük..

Üyesi olduğun partinin genel başkanına bilgi vermeden, miting düzenliyorsun.. İyi Parti’nin genel başkanını çağırıyorsun..

Ve, takmadığın, yapacağın mitingin bilgisini bile vermekten kaçındığın genel başkanın partisinde kalmaya hâlâ devam ediyorsun.

Nasıl zikzaklar bunlar?

Altılı masanın muhafazakar partileri de, bu kavgayı üzülerek seyrediyorlar.

“Tam da kendimize eklemlenecek bir yer bulmuştuk.. Ama bunların her biri, çatlamak için kendilerine bir gerekçe arıyorlarmış. Biz şimdi hangi kapıya gideceğiz” diye kara kara düşünüyorlar..

Ali Babacan efelenip duruyordu..

“Biz tek başımıza iktidara gelmek üzere yola çıktık” diyordu.

Ahmet Davutoğlu, ondan daha yüksek sesle haykırıyordu: “Biz hiçbir parti ile ittifak kurmayacağız. Tek başımıza seçime gireceğiz” iddiasında bulunuyordu..

Şimdi ne oldu?

Seçim barajı % 7’ye indi ama..

SP, DEVA, Gelecek ve DP’nin dördünü bir yerde toplasanız bile, % 7 oy almaları imkansız..

CHP ile İyi Parti kavgayı kızıştırdıklarında, bu dört parti de kapıda kalacaklar..

Seçimden sonra bunların yaşanması, seçimden önce yaşanmasından çok daha millet zararına olurdu.

Neyse ki, gerçek yüzlerini şimdiden ortaya koydular..

Bir yandan “Cumhurbaşkanı olmak üzere adayı altılı masa belirleyecek” diyorlar..

Bir yandan ise, birbirlerinin altını oyuyorlar..

Biri diğerine aday dayatmasında bulunuyor..

Hem nasıl dayatma..

Bizans oyunlarına taş çıkartırcasına..

Diğer partinin içinden bir ismi, altılı masanın adayı olarak hazırlıyorlar ki, o partinin içinden de destek alsınlar..

Bu eleştirim İyi Parti’ye idi.

CHP’ye de sözüm var:

CHP de, kendi partisi içinden bir isme bile tahammül edemiyor..

Seçim kazanacak olurlarsa, bakanlık paylaşımında, bunlar ne kavgalar yapacaklar, hep birlikte görürüz.

CHP de, İP de, diğerleri de dürüst olmalı..

Halkın huzuruna çıkıp, “Bizde hiçbir sorun yok. Anayasa değişikliği hazırlığı bile yaptık” demekle işler yürümüyor..

İşte duvara tosladınız..

Bırakın anayasa değişikliği yapmayı..

Bırakın Anayasa’nın 80 maddesini değiştirme konusunda mutabık kalmayı..

Belediye başkanınıza verilen ceza sonrasında, miting yapıp yapmayacağınızı, mitingin ne zaman yapılacağını, mitinge kimlerin katılacağını bile çözemiyorsunuz..

Ülkenin sorunlarını nasıl çözeceksiniz?

Kılıçdaroğlu’nun, İyi Parti’ye yönelik sözlerinin ardından başörtü hakkının anayasal güvenceye kavuşturulması ile ilgili Cumhur İttifakının teklifi hakkında yaptığı açıklama da, oldukça ilginç..

Ne diyor, Kılıçdaroğlu, “Hukukçulardan görüş istedim. Değerlendiriyoruz.”

İyi Parti ne diyor?

Şimdilik onun bir fikri yok..

“7 yaşından beri beş vakit namaz kılıyorum” diyen Meral ablamız, şimdi başörtü hakkı ile ilgili anayasal güvence teklifi için, 10 gündür tek kelime edemedi..

Ortağı CHP ise, hukukçulara inceletiyor.

Soralım Kemal beye..

“İncelemeniz kaç gün sürer?”

Daha doğrusu şöyle mi soralım:

“İncelemeniz kaç yıl sürer?”

10 gün geçti zaten..

İnceleyeceğiniz, yarım sayfalık bir değişiklik teklifi..

Onlarca hukukçunuz var..

Biri kayak tatilinde ise, diğerine sorun. 

Diğeri kafa tatilinde ise, öbürüne sorun..

Ama konuyu savsaklamak istiyorsanız..

Onu da açık açık söylemeniz gerekir.

Başörtü konusunu Türkiye’nin gündemine sokan sizsiniz..

Şimdi sizin teklifinizin kanunda değil, Anayasa’da düzenlenmesi için getirilen karşı teklifine mızıkçılık yapan, yine sizsiniz..

Neyse ki, Saadet Partisi Milletvekili Abdülkadir Karaduman, Cumhur İttifakı’nın başörtü ile ilgili teklifine imza attığını açıklamış..

Altılı masaya, bu imza üzerinden “bakın yine ayrı düştünüz” eleştirisi getirmek istemem.

Sonuçta Karaduman doğrusunu yapmış..

Onu da, altılı masa içinde, zor duruma düşürmek istemem..

Ama elimizi vicdanımıza koyup sakin bir şekilde düşünecek olursak..

Başörtü konusunda Cumhur İttifakı’nın teklifine, Abdülkadir Karaduman 10 günde karar verebildiği halde, CHP ile İyi Parti neyi bekliyor desek, yanlış soru mu sormuş oluruz?

Aynı şekilde, LGBT konusunda da, CHP’li belediyelerin LGBTİ destekçisi eylemlerinin önünü kesmek için anayasaya eklenmek istenilen, “Ailenin erkek ve kadının evlenmesi ile oluşacağı” maddesine SP’li Karaduman imza atarken, CHP ve İP’in görüş açıklamaması, manidar değil mi?

Aynı şekilde Babacan ile Davutoğlu da, “Biz bu altılı masaya nereden düştük” diye kara kara düşünüyor olmalılar ki, başörtüsü ve aile konusundaki teklif hakkında görüşlerini henüz net olarak açıklamadılar..

Yarın ola, hayrola..

Bakalım, kimler kimlerle yol yürümeye devam edecek.

Kimlerin kafalarının arkasında, hangi planlar olduğu hangi aşamada ortaya çıkacak?

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.