Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Açız' edebiyatı yapan Habertürk'te

Gündem 05.04.2022 - 02:40, Güncelleme: 05.04.2022 - 10:27
 

Açız' edebiyatı yapan Habertürk'te

Sabahtan akşama kadar "Açız" edebiyatı yapılan Habertürk'te Fatih Altaylı ile Nagehan Alçı, "Cuistot’ta Belçika usulü midye" ve üzerine "meşhur Meksika tatlısı Churro" muhabbeti yaptı.

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, köşe komşusu Fatih Altaylı'nın Beyoğlu ile ilgili yazısına katılmadığını kaydetti. Nagehan Alçı yazısında, "Ben her gün dolaştığım Beyoğlu’nun sokaklarında Altaylı’nın bahsettiği Suriyeli çetelere hiç rastlamadım ama Suriyelilerin açtığı nefis falafel, humus, tabule yapan restoran ve büfeleri biliyorum. Onların yanı sıra artık gerçek Hint restoranları var, Pakistan restoranları, Vietnam restoranları da var Beyoğlu’nda. Hem de son derece mütevazi ve iyi restoranlar bunlar. Sevgili Altaylı herhalde Beyoğlu turu diye sadece Talimhane ile yetindi, Taksim Meydana kadar gelip geri döndü. Bir gün vakit ayırırsa kendisine güzel bir İstiklal turu attırıp, önce Cuistot’ta Belçika usulü midye üzerine de Asmalımescit’teki meşhur Meksika tatlıcısında Churro ısmarlamak isterim" görüşünü savundu. Alçı yazısında şunları kaydetti: "90’ları İstiklal’de geçirmiş bir İstanbulluyum. Boğaziçi yıllarımız boyunca film festivalleri, hafta sonları, tatiller… Her fırsatta sosyalleşmek için hep İstiklal’deydik. Roxy’nin altın yıllarını da, Kemancı’nın popüler zamanını da, Teoman’ın Papatya dönemindeki sahnesini de dün gibi hatırlıyorum. Hatta Meis’te Cem Karaca’yı dinlemeye gittiğimiz günler gözümün önünde… O yıllar İstiklal ve Sıraselviler hakikaten çok renkli, çok eğlenceliydi. Ancak Beyoğlu asla bugünkü kadar dünyalı ve kozmopolit değildi. Dünya 90'ların Beyoğlu'sunu bugünkünün yüzde biri kadar bilirdi. Bunu Beyoğlu’na özellikle 90’ların İstiklal’ine aşık biri olarak söylüyorum. Duygularımız bizi gerçeklerden uzaklaştırmamalı… Bırakın bugünü, 90’lardaki Beyoğlu dünyanın diğer metropollerindeki şehir merkezleri ile kıyaslanamayacak kadar monolitik ve sadece tek dilin hakim olduğu bir semtti. Yalnızca Beyoğlu değil, İstanbul da öyleydi. 90'ların Beyoğlu'sunda dünya mutfağı diye bir şey yok denecek kadar azdı. Rus lokantaları Ayaspaşa ve Rejans’ı saymazsak Türklerin açtığı birkaç İtalyan bir de Gümüşsuyu'nun başlangıcındaki Çin lokantası vardı. Zaten farklı yemekler pek de tanınmaz ve istenmezdi. Ben her gün dolaştığım Beyoğlu’nun sokaklarında Altaylı’nın bahsettiği Suriyeli çetelere hiç rastlamadım ama Suriyelilerin açtığı nefis falafel, humus, tabule yapan restoran ve büfeleri biliyorum. Onların yanı sıra artık gerçek Hint restoranları var, Pakistan restoranları, Vietnam restoranları da var Beyoğlu’nda. Hem de son derece mütevazi ve iyi restoranlar bunlar. Sevgili Altaylı herhalde Beyoğlu turu diye sadece Talimhane ile yetindi, Taksim Meydana kadar gelip geri döndü. Bir gün vakit ayırırsa kendisine güzel bir İstiklal turu attırıp, önce Cuistot’ta Belçika usulü midye üzerine de Asmalımescit’teki meşhur Meksika tatlıcısında Churro ısmarlamak isterim."
Sabahtan akşama kadar "Açız" edebiyatı yapılan Habertürk'te Fatih Altaylı ile Nagehan Alçı, "Cuistot’ta Belçika usulü midye" ve üzerine "meşhur Meksika tatlısı Churro" muhabbeti yaptı.

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, köşe komşusu Fatih Altaylı'nın Beyoğlu ile ilgili yazısına katılmadığını kaydetti.

Nagehan Alçı yazısında, "Ben her gün dolaştığım Beyoğlu’nun sokaklarında Altaylı’nın bahsettiği Suriyeli çetelere hiç rastlamadım ama Suriyelilerin açtığı nefis falafel, humus, tabule yapan restoran ve büfeleri biliyorum. Onların yanı sıra artık gerçek Hint restoranları var, Pakistan restoranları, Vietnam restoranları da var Beyoğlu’nda. Hem de son derece mütevazi ve iyi restoranlar bunlar. Sevgili Altaylı herhalde Beyoğlu turu diye sadece Talimhane ile yetindi, Taksim Meydana kadar gelip geri döndü. Bir gün vakit ayırırsa kendisine güzel bir İstiklal turu attırıp, önce Cuistot’ta Belçika usulü midye üzerine de Asmalımescit’teki meşhur Meksika tatlıcısında Churro ısmarlamak isterim" görüşünü savundu.

Alçı yazısında şunları kaydetti:

"90’ları İstiklal’de geçirmiş bir İstanbulluyum. Boğaziçi yıllarımız boyunca film festivalleri, hafta sonları, tatiller…

Her fırsatta sosyalleşmek için hep İstiklal’deydik. Roxy’nin altın yıllarını da, Kemancı’nın popüler zamanını da, Teoman’ın Papatya dönemindeki sahnesini de dün gibi hatırlıyorum. Hatta Meis’te Cem Karaca’yı dinlemeye gittiğimiz günler gözümün önünde…

O yıllar İstiklal ve Sıraselviler hakikaten çok renkli, çok eğlenceliydi. Ancak Beyoğlu asla bugünkü kadar dünyalı ve kozmopolit değildi. Dünya 90'ların Beyoğlu'sunu bugünkünün yüzde biri kadar bilirdi. Bunu Beyoğlu’na özellikle 90’ların İstiklal’ine aşık biri olarak söylüyorum. Duygularımız bizi gerçeklerden uzaklaştırmamalı…

Bırakın bugünü, 90’lardaki Beyoğlu dünyanın diğer metropollerindeki şehir merkezleri ile kıyaslanamayacak kadar monolitik ve sadece tek dilin hakim olduğu bir semtti. Yalnızca Beyoğlu değil, İstanbul da öyleydi. 90'ların Beyoğlu'sunda dünya mutfağı diye bir şey yok denecek kadar azdı. Rus lokantaları Ayaspaşa ve Rejans’ı saymazsak Türklerin açtığı birkaç İtalyan bir de Gümüşsuyu'nun başlangıcındaki Çin lokantası vardı. Zaten farklı yemekler pek de tanınmaz ve istenmezdi.

Ben her gün dolaştığım Beyoğlu’nun sokaklarında Altaylı’nın bahsettiği Suriyeli çetelere hiç rastlamadım ama Suriyelilerin açtığı nefis falafel, humus, tabule yapan restoran ve büfeleri biliyorum. Onların yanı sıra artık gerçek Hint restoranları var, Pakistan restoranları, Vietnam restoranları da var Beyoğlu’nda. Hem de son derece mütevazi ve iyi restoranlar bunlar.

Sevgili Altaylı herhalde Beyoğlu turu diye sadece Talimhane ile yetindi, Taksim Meydana kadar gelip geri döndü. Bir gün vakit ayırırsa kendisine güzel bir İstiklal turu attırıp, önce Cuistot’ta Belçika usulü midye üzerine de Asmalımescit’teki meşhur Meksika tatlıcısında Churro ısmarlamak isterim."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.