Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Akdeniz’deki oyunu KKTC ile bozarız!

Gündem 04.05.2022 - 10:37, Güncelleme: 04.05.2022 - 10:37
 

Akdeniz’deki oyunu KKTC ile bozarız!

Mavi Vatan doktrininin mimarı Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TURKDES) Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri ve doğalgaz tedarikiyle ilgili oluşan yeni fırsatları Akit’e anlattı.

Mavi Vatan davasını disiplinler arası bir çalışma ile doktrinleştiren Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TURKDES) Başkanı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı ile Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve doğalgaz tedarikiyle ilgili oluşan yeni fırsatları konuştuk. Doğu Akdeniz’de halihazırda ABD-İtalya-Katar şirketlerinin iki noktada sismik araştırma faaliyeti yürüttüğünü kaydeden Doç. Dr. Yaycı, bölgede doğalgaz araması için Türkiye’nin KKTC’ye gemi desteği vermesini ve bu gemilerin KKTC bayrağı ile Akdeniz’e inerek arama yapması teklifini gündeme getirdi. TURKDES Başkanı Yaycı, Doğu Akdeniz’deki Yunan-Rum oyununun bozulması için Libya ile olduğu gibi, Filistin’i de kapsayacak şekilde bir münhasır ekonomik bölge (MEB) işbirliği anlaşması daha yapılması gerektiğini ifade etti. Yaycı, Kuzey Irak doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasına ilişkin İngiltere ile anlaşma yapıldığı iddiasına temkinli yaklaşılması gerektiğini söyleyerek, gaz ve petrol konusunda yalnızca Irak merkezi hükümetinin muhatap alınmasını ve halihazırda Irak’la olan mevcut boru hattının işlevselliğinin artırılmasının daha doğru olacağının altını çizdi. Balıkçı gemilerimiz bile bölgede yer almalı Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, Türkiye’nin 20 Aralık 2020’den itibaren Doğu Akdeniz’de Sevilla Haritası’nın dışına çıkmadığını ifade ederek, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise son olarak 27 Nisan 2022 tarihinde bir Navtex ilan ederek Kıbrıs adasının güneybatısı ve güneyinde sondaj faaliyetine başlayacağını söyledi. Bizim bugüne kadar ki tezlerimiz Kıbrıs adasının çevresindeki bütün sularda KKTC’nin de hakkı olduğu ve arama faaliyetlerinin tek taraflı yapılamayacağı yönündeydi. Türk devleti elbette dış politika dengelerini gözeterek birtakım kararlar alıyordur. Çünkü yumurta küfesini devletin yönetenler sırtında taşıyor” dedi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirmesi gerektiğini belirten TURKDES Başkanı Yaycı, “Kullanmadığımız yer bizim değildir. Münhasır ekonomik bölgede varlığımız sadece askeri gemilerle değil, sismik, sondaj gemileri, araştırma gemileri ve balıkçı gemileriyle varlığımız gösterilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin elini rahatlatacak strateji geliştirmemiz lazım” şeklinde konuştu. Şu anda Doğu Akdeniz’de aktif olarak 10 ve 5 numaralı parselde gaz arama çalışmaları yapıldığını ifade eden Cihat Yaycı, “ABD, İtalya ve Katar şirketleri ortaklığında lisansı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden alınmış şekilde çalışma yürütüyorlar. Bunlar doğalgazı çıkarırlarsa sittin sene oradan ayrılmazlar” görüşünde. KKTC bayrağı oyunu bozar Müstafi Amiral Cihat Yaycı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bandıralı gemilerle sahaya inilmesi teklifini gündeme taşıdığı konuşmasında şunları kaydetti: “Devletimiz eğer kendi bayrağı ile sondaj ve sismik araştırma faaliyeti yapmayı şu an uygun görmüyor ise, o zaman KKTC’nin de varlığının pekiştirilmesi ve ‘Kıbrıs adasının çevresindeki sularda Kıbrıs Türkleri’nin hakkı da vardır’ söylemini pekiştirmesi açısından şöyle bir öneri getirebilir; Bizim sondaj ve sismik araştırma gemilerimizin birkaçı belli bir süreliğine KKTC’ye devredilebilir. KKTC’ye devrettikten sonra bunlara KKTC bayrağı çekilir. Ve Rum Yönetimi’nin sondaj yaptığı alanlarda KKTC bayrağı ile biz de sondaj ve sismik araştırma yaparız.” KKTC’yi tanımak zorunda kalırlar Bu girişim ile Avrupa’nın kendi tezleriyle karşı karşıya kalacağını belirten Yaycı, itiraz edecek olan ülkelerinde kendi tezleriyle çelişeceğini ifade etti. Yaycı, şunları dile getirdi: “Bu girişime Yunanistan-Rum ikilisinin kışkırtmasıyla itiraz etmeye kalkacak Avrupa Birliği kendi tezleriyle çelişir. Çünkü AB, Kıbrıs Adası’nda Türkler ve Rumların tümünün hakkı olduğunu savunuyor. O zaman KKTC bayrağı asılı araştırma gemileri kendi tezlerini çökertir. Eğer itiraz edecek olurlarsa doğrudan Türkiye’ye bir şey söyleyemezler. Söylerlerse de Türkiye çıkıp, ‘Biz KKTC’yi bağımsız bir devlet olarak tanıyoruz, ona müracaat edin’ der. Bu müracaatın gerçekleşmesi durumunda ise KKTC tanınmış olur. Böylece bir taşla birkaç kuş vurmuş oluruz.” EASTMED’den sonra yeni arayış TURKDES Başkanı Yaycı, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Doğu Akdeniz’de Türkiye lehine yeni fırsatlar oluştuğunu söyledi. Savaş nedeniyle Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığının azaltılması kararı aldığını, ABD ve AB’nin bu nedenle başka kaynaklardan arayış içine girdiğini hatırlatan Yaycı, Türkiye’nin kararlı duruşu nedeniyle iptal edilen EastMed projesinin ardından yeni gaz tedarik çalışmasının KKTC’ye ciddi fayda sağlayabileceği görüşünü paylaştı. Doç. Dr. Cihat Yaycı şöyle konuştu: “Ukrayna savaşının başlangıcında ABD, Eastmed projesinin Batı güzergahından desteğini çekti. Kıbrıs adasının güneyinden Girit Adası’na, oradan Yunanistan’a uzanan bir boru hattı projesiydi bu. ABD ‘bu proje ekonomik değil. Aynı zamanda güvenlik riski oluşturuyor’ dedi. Türkiye zaten bu konuda ‘Bizden izin alınmadıkça bu boru hattı geçemez’ tavrını koydu. Yunanistan ise ‘Türkiye’den izin alırsak Ankara’nın ilan ettiği münhasır ekonomik bölgeyi tanımış oluruz. O yüzden izin almayacağız’ dedi. Bu durum güvenlik sorunu oluşturdu. Türkiye’nin güvenli duruşu sayesinde bu boru hattı güzergahı kadük oldu. Şimdi Ukrayna savaşının başında bu güzergahın iptal olması sebebiyle durum şu oldu; Ukrayna savaşının hemen başında İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, Türkiye’ye geldi. Buradaki görüşmelerde Kıbrıs’ın doğusundan bir güzergah geçirilmesi konusunun gündeme getirildiği bildirildi.” Cihat Yaycı, bu boru hattının hem deniz altından, hem de KKTC sınırları içerisinde kara üstünden geçirilebileceğini, bunun daha az maliyetinin olacağını belirtti. Yaycı, bu sebeple gaz aktarımının gelirinin belirli bir oranda KKTC’ye verilebileceğini ve bunun KKTC ekonomisini güç katacağını sözlerine ekledi. Filistin'le deniz sınırı anlaşması “Bizim Akdeniz’deki amacımız KKTC’nin tanınması ve Doğu Akdeniz meselesinde Yunan-Rum oyununun bozulması” diyen Cihat Yaycı, “Burada Yunan-Rum oyununun bozulması için biz Libya ile Türk Kalkanını çizmiştik. Doğu’da da Filistin’i de içeren bir anlaşma ile Türk Kalkanı’nı çizebiliriz. Yani Girit adasının doğusunda Libya ile Kıbrıs adasının batısında Filistin ve İsrail ile çizilecek münhasır ekonomik işbirliği anlaşması ile Yunan-Rum Yönetimi ilişkisi ortadan kalkmış olacak” dedi. Böyle bir anlaşma durumda elde edilecek kazanımlara değinen Yaycı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye bir Kıbrıs adası büyüklüğünde deniz yetki alanı kazanıyor. Filistin, kara ülkesinin 8 katı büyüklüğünde deniz yetki alanı kazanıyor. Kaybeden ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi oluyor. Ve GKRY, zaten hileyle ve deniz hukukunu istismar ederek, çarpıtarak, yok sayarak elde etmiş olduğu münhasır ekonomik bölgedeki deniz alanlarından çekilecek ve böylelikle hak ettiği alanlara dönmüş olacak.” Yaycı, bu adımların atılmayıp ‘sadece boru hatları sınırlarımızdan geçsin’ politikası izlenmesi durumunda ciddi bir fırsatın kaçırılmış olacağını belirtti ve bürokratların siyasileri uyarması ve bilgilendirmesi gerektiğine dikkat çekti. Kuzey Irak doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması için İngiltere ile anlaşma yapıldığı iddiasını da değerlendiren Yaycı, bu gelişmeye dikkatli yaklaşılması gerektiğini söyledi. “Bu tür anlaşmalarla Irak’ın bütünlüğünü koruma tavrımız ile çelişmemeliyiz” diyen Yaycı, “Buradaki tek otoritenin Irak merkezi hükümetinin olduğu duruşunu terk etmemeliyiz. Ayrıca ülkemizde halihazırda Irak ile bir doğalgaz boru hattımız vardır. Ve bu hat doğru düzgün işletilmemektedir. Onlarca yıldır var olan bu hattı aktif hale getirmenin yollarını aramalıyız. Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulması için Barzani yönetiminin bağımsızlık referandumu gerçekleştirdiğini unutmayalım” sözlerini sarf etti. Yaycı, sözlerini şöyle tamamladı: “Başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin baskısıyla referandumu iptal etmeyip, referandum sonuçlarını açıklamayı ertelediler. İngiltere’nin tavrı da başından beri burada bir Kürt devleti kurulması yönündedir. Molla Mustafa Barzani’nin ‘Büyük Kürdistan’ hayalini unutmamalıyız. Bunlar en başından beri dış desteklidir. Bu yapıyı kendi elimizle güçlendirmemeliyiz. Günlük kazançlar uğruna asırlık kayıplara imza atmamalıyız.”
Mavi Vatan doktrininin mimarı Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TURKDES) Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri ve doğalgaz tedarikiyle ilgili oluşan yeni fırsatları Akit’e anlattı.

Mavi Vatan davasını disiplinler arası bir çalışma ile doktrinleştiren Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TURKDES) Başkanı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı ile Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve doğalgaz tedarikiyle ilgili oluşan yeni fırsatları konuştuk.

Doğu Akdeniz’de halihazırda ABD-İtalya-Katar şirketlerinin iki noktada sismik araştırma faaliyeti yürüttüğünü kaydeden Doç. Dr. Yaycı, bölgede doğalgaz araması için Türkiye’nin KKTC’ye gemi desteği vermesini ve bu gemilerin KKTC bayrağı ile Akdeniz’e inerek arama yapması teklifini gündeme getirdi. TURKDES Başkanı Yaycı, Doğu Akdeniz’deki Yunan-Rum oyununun bozulması için Libya ile olduğu gibi, Filistin’i de kapsayacak şekilde bir münhasır ekonomik bölge (MEB) işbirliği anlaşması daha yapılması gerektiğini ifade etti. Yaycı, Kuzey Irak doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasına ilişkin İngiltere ile anlaşma yapıldığı iddiasına temkinli yaklaşılması gerektiğini söyleyerek, gaz ve petrol konusunda yalnızca Irak merkezi hükümetinin muhatap alınmasını ve halihazırda Irak’la olan mevcut boru hattının işlevselliğinin artırılmasının daha doğru olacağının altını çizdi.

Balıkçı gemilerimiz bile bölgede yer almalı

Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, Türkiye’nin 20 Aralık 2020’den itibaren Doğu Akdeniz’de Sevilla Haritası’nın dışına çıkmadığını ifade ederek, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise son olarak 27 Nisan 2022 tarihinde bir Navtex ilan ederek Kıbrıs adasının güneybatısı ve güneyinde sondaj faaliyetine başlayacağını söyledi. Bizim bugüne kadar ki tezlerimiz Kıbrıs adasının çevresindeki bütün sularda KKTC’nin de hakkı olduğu ve arama faaliyetlerinin tek taraflı yapılamayacağı yönündeydi. Türk devleti elbette dış politika dengelerini gözeterek birtakım kararlar alıyordur. Çünkü yumurta küfesini devletin yönetenler sırtında taşıyor” dedi.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirmesi gerektiğini belirten TURKDES Başkanı Yaycı, “Kullanmadığımız yer bizim değildir. Münhasır ekonomik bölgede varlığımız sadece askeri gemilerle değil, sismik, sondaj gemileri, araştırma gemileri ve balıkçı gemileriyle varlığımız gösterilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin elini rahatlatacak strateji geliştirmemiz lazım” şeklinde konuştu.

Şu anda Doğu Akdeniz’de aktif olarak 10 ve 5 numaralı parselde gaz arama çalışmaları yapıldığını ifade eden Cihat Yaycı, “ABD, İtalya ve Katar şirketleri ortaklığında lisansı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden alınmış şekilde çalışma yürütüyorlar. Bunlar doğalgazı çıkarırlarsa sittin sene oradan ayrılmazlar” görüşünde.

KKTC bayrağı oyunu bozar

Müstafi Amiral Cihat Yaycı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bandıralı gemilerle sahaya inilmesi teklifini gündeme taşıdığı konuşmasında şunları kaydetti: “Devletimiz eğer kendi bayrağı ile sondaj ve sismik araştırma faaliyeti yapmayı şu an uygun görmüyor ise, o zaman KKTC’nin de varlığının pekiştirilmesi ve ‘Kıbrıs adasının çevresindeki sularda Kıbrıs Türkleri’nin hakkı da vardır’ söylemini pekiştirmesi açısından şöyle bir öneri getirebilir; Bizim sondaj ve sismik araştırma gemilerimizin birkaçı belli bir süreliğine KKTC’ye devredilebilir. KKTC’ye devrettikten sonra bunlara KKTC bayrağı çekilir. Ve Rum Yönetimi’nin sondaj yaptığı alanlarda KKTC bayrağı ile biz de sondaj ve sismik araştırma yaparız.”

KKTC’yi tanımak zorunda kalırlar

Bu girişim ile Avrupa’nın kendi tezleriyle karşı karşıya kalacağını belirten Yaycı, itiraz edecek olan ülkelerinde kendi tezleriyle çelişeceğini ifade etti. Yaycı, şunları dile getirdi: “Bu girişime Yunanistan-Rum ikilisinin kışkırtmasıyla itiraz etmeye kalkacak Avrupa Birliği kendi tezleriyle çelişir. Çünkü AB, Kıbrıs Adası’nda Türkler ve Rumların tümünün hakkı olduğunu savunuyor. O zaman KKTC bayrağı asılı araştırma gemileri kendi tezlerini çökertir. Eğer itiraz edecek olurlarsa doğrudan Türkiye’ye bir şey söyleyemezler. Söylerlerse de Türkiye çıkıp, ‘Biz KKTC’yi bağımsız bir devlet olarak tanıyoruz, ona müracaat edin’ der. Bu müracaatın gerçekleşmesi durumunda ise KKTC tanınmış olur. Böylece bir taşla birkaç kuş vurmuş oluruz.”

EASTMED’den sonra yeni arayış

TURKDES Başkanı Yaycı, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Doğu Akdeniz’de Türkiye lehine yeni fırsatlar oluştuğunu söyledi. Savaş nedeniyle Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığının azaltılması kararı aldığını, ABD ve AB’nin bu nedenle başka kaynaklardan arayış içine girdiğini hatırlatan Yaycı, Türkiye’nin kararlı duruşu nedeniyle iptal edilen EastMed projesinin ardından yeni gaz tedarik çalışmasının KKTC’ye ciddi fayda sağlayabileceği görüşünü paylaştı.

Doç. Dr. Cihat Yaycı şöyle konuştu: “Ukrayna savaşının başlangıcında ABD, Eastmed projesinin Batı güzergahından desteğini çekti. Kıbrıs adasının güneyinden Girit Adası’na, oradan Yunanistan’a uzanan bir boru hattı projesiydi bu. ABD ‘bu proje ekonomik değil. Aynı zamanda güvenlik riski oluşturuyor’ dedi. Türkiye zaten bu konuda ‘Bizden izin alınmadıkça bu boru hattı geçemez’ tavrını koydu. Yunanistan ise ‘Türkiye’den izin alırsak Ankara’nın ilan ettiği münhasır ekonomik bölgeyi tanımış oluruz. O yüzden izin almayacağız’ dedi. Bu durum güvenlik sorunu oluşturdu. Türkiye’nin güvenli duruşu sayesinde bu boru hattı güzergahı kadük oldu. Şimdi Ukrayna savaşının başında bu güzergahın iptal olması sebebiyle durum şu oldu; Ukrayna savaşının hemen başında İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, Türkiye’ye geldi. Buradaki görüşmelerde Kıbrıs’ın doğusundan bir güzergah geçirilmesi konusunun gündeme getirildiği bildirildi.”

Cihat Yaycı, bu boru hattının hem deniz altından, hem de KKTC sınırları içerisinde kara üstünden geçirilebileceğini, bunun daha az maliyetinin olacağını belirtti. Yaycı, bu sebeple gaz aktarımının gelirinin belirli bir oranda KKTC’ye verilebileceğini ve bunun KKTC ekonomisini güç katacağını sözlerine ekledi.

Filistin'le deniz sınırı anlaşması

“Bizim Akdeniz’deki amacımız KKTC’nin tanınması ve Doğu Akdeniz meselesinde Yunan-Rum oyununun bozulması” diyen Cihat Yaycı, “Burada Yunan-Rum oyununun bozulması için biz Libya ile Türk Kalkanını çizmiştik. Doğu’da da Filistin’i de içeren bir anlaşma ile Türk Kalkanı’nı çizebiliriz. Yani Girit adasının doğusunda Libya ile Kıbrıs adasının batısında Filistin ve İsrail ile çizilecek münhasır ekonomik işbirliği anlaşması ile Yunan-Rum Yönetimi ilişkisi ortadan kalkmış olacak” dedi.

Böyle bir anlaşma durumda elde edilecek kazanımlara değinen Yaycı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye bir Kıbrıs adası büyüklüğünde deniz yetki alanı kazanıyor. Filistin, kara ülkesinin 8 katı büyüklüğünde deniz yetki alanı kazanıyor. Kaybeden ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi oluyor. Ve GKRY, zaten hileyle ve deniz hukukunu istismar ederek, çarpıtarak, yok sayarak elde etmiş olduğu münhasır ekonomik bölgedeki deniz alanlarından çekilecek ve böylelikle hak ettiği alanlara dönmüş olacak.”

Yaycı, bu adımların atılmayıp ‘sadece boru hatları sınırlarımızdan geçsin’ politikası izlenmesi durumunda ciddi bir fırsatın kaçırılmış olacağını belirtti ve bürokratların siyasileri uyarması ve bilgilendirmesi gerektiğine dikkat çekti.

Kuzey Irak doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması için İngiltere ile anlaşma yapıldığı iddiasını da değerlendiren Yaycı, bu gelişmeye dikkatli yaklaşılması gerektiğini söyledi. “Bu tür anlaşmalarla Irak’ın bütünlüğünü koruma tavrımız ile çelişmemeliyiz” diyen Yaycı, “Buradaki tek otoritenin Irak merkezi hükümetinin olduğu duruşunu terk etmemeliyiz. Ayrıca ülkemizde halihazırda Irak ile bir doğalgaz boru hattımız vardır. Ve bu hat doğru düzgün işletilmemektedir. Onlarca yıldır var olan bu hattı aktif hale getirmenin yollarını aramalıyız. Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulması için Barzani yönetiminin bağımsızlık referandumu gerçekleştirdiğini unutmayalım” sözlerini sarf etti.

Yaycı, sözlerini şöyle tamamladı: “Başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin baskısıyla referandumu iptal etmeyip, referandum sonuçlarını açıklamayı ertelediler. İngiltere’nin tavrı da başından beri burada bir Kürt devleti kurulması yönündedir. Molla Mustafa Barzani’nin ‘Büyük Kürdistan’ hayalini unutmamalıyız. Bunlar en başından beri dış desteklidir. Bu yapıyı kendi elimizle güçlendirmemeliyiz. Günlük kazançlar uğruna asırlık kayıplara imza atmamalıyız.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.