Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Ali Babacan ve Hüseyin Çelik'ten büyük rezalet!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 19.10.2022 - 10:32, Güncelleme: 19.10.2022 - 10:51
 

Ali Babacan ve Hüseyin Çelik'ten büyük rezalet!

İnsan biraz utanır, utanır

Salih Tuna, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Biz kader planına inanmış insanlarız" sözüne algı oluşturup türlü anlamlar yükleyenler arasında bulunan eski AK Partili bakanlar Ali Babacan ve Hüseyin Çelik'i yerden yere vurdu. "Siz tedbiri, takdiri, Akif'in 'kader' temalı şiirini, Emeviler'in kadercilik anlayışını biliyorsunuz da Erdoğan bilmiyor öyle mi?" diye soran Tuna, "İnsan hayâ eder, utanır! Ayıptır, ayıp!" dedi. Tuna, Sabah gazetesindeki yazısında şunları kaydetti: "Elim bir trafik kazası sonucunda kaybettiğimiz oldukça "dindar" bir arkadaşımızın evine taziyeye gitmiştik. Babası ayakta zor duruyordu. Abisinin gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Merhum arkadaşımızın ilahiyatçı, medreseli arkadaşları olduğumuzu bildikleri için bizden Kuran okumamızı özellikle beklemişlerdi. Fakat okumamıştık. Bir Yasin, hatta Fatiha bile okumamıştık. Hep sustuk. Sessizlik gitgide öyle boğucu bir hal almıştı ki anlatamam. Sonradan şunu anladık: Kuran, tamam, ölüler için indirilmedi ama bizim yaptığımız da iş değildi... Medreselerde dirsek çürütmüş bir arkadaş, yıllar önce Güneydoğu Anadolu'da bir evdeki taziye anısını böyle anlatmıştı. Entegrist, literalist, Vehhabi zihniyetin "dramı" budur. Dini "ihya" edeyim derken "geleneği" öyle viran ederler ki bastıkları yerde ot bitmez. Taziye evinde Kuran okuma "geleneği" de her şeyden evvel dinleyenlerin kalbine inşirah verir, teselli eder. Ölenlerin ardından yakınlarını teselli etmek için de sıklıkla "Hepimiz öleceğiz" denir. Şayet ölüm nedeni kaza veya afet ise "Takdir-i ilahi, elden bir şey gelmez, kader!" denir. Bunlar "şifa" dilekleridir. Malumunuz "Başın sağ olsun" demek de "Yaran iyileşsin" demektir. Zira "baş" sözcüğü "yara" anlamındadır. Erdoğan'ın madencilerimizi kaybetmemizin ardından Amasra'da, "Biz kader planına inanmış insanlarız..." sözü de bu babdandır. Alt gelir mensuplarının uçağa binmesinden bahisle, "Ay şekerim, ameleler bile uçağa biniyor, uçaklar ter kokusundan geçilmiyor" diyen eski sınıfın yeni dallamalarından, AK Parti mitingini, "Varoş bunlar, mitinglere otobüsle gidiyorlar, çünkü arabaları yok!.." diye yorumlayan yellozlara kadar bir yığın eşhas, Cumhurbaşkanı'nın bu sözü üzerinde günlerce tepindiler. Daha aklı başında olanları da, "kaderci" olduğuna hükmettikleri Erdoğan'ı, akılları sıra mahkûm ettiler... Kader, nihayetinde olandır. Nedensellik değil. Şuncacık şeyi kavramak çok mu zor? Hayır yani, Sayın Erdoğan sandığınız gibi "tedbiri" önemsemeyen "kaderci/cebriyyeci" biri olduğu için mi onca duble yolu, kavşağı, tüneli, köprüyü, havaalanını yaptı?.. Rızkın Allah'tan olduğuna inanmadığı için mi Akdeniz'de bile doğalgaz aramaya koyuldu?.. Allah'ın yardımına güvenmediği için mi insanız hava araçlarına varıncaya değin Cumhuriyet tarihinin en büyük savunma sanayii hamlesini gerçekleştirdi? Hepsinden geçtim, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz kader planına inanmış insanlarız" sözüne, bunların algı oluşturma belasına yükledikleri anlamı yükleseydi, söz konusu maden kazası hakkında soruşturma açılması için talimat verir miydi? Hadi bunları anladık, "ya yeni sınıfın yeni muhafazakârına" ne demeli? Bunlar ki isyan ahlakına karşı köle ahlakını "tevazu" ve "ihlas" diye sürgit yutturmaya çalışanlardı. "İslami Kalvinizm" gibi kavramlaştırmalarla "abdestli kapitalistleri" orda, burda dönemin Zaman gazetesinde kutsayanlardı. Ali Babacan'lar, Hüseyin Çelik'ler işte bunlardandı. Tuzla Tersanesi'ndeki işçi ölümleri üzerine, "Mukadderatmış!.. Geçin bunları. En ucuz maliyete en kısa sürede en çok kâr için, can güvenliği olmayan olumsuz koşullarda işçi çalıştıracaksın, sonra da 'takdir-i ilahi' diyeceksin! Ucuz emek gücüyle kârına kâr katanlara gelince 'serbest piyasa ekonomisi' diyeceksin, çocuklarına bir lokma aş için can güvenliğinden yoksun koşullarda çalışmayı göze alan emekçiye gelince 'takdir-i ilahi'... Kazanmayı 'piyasaya', kaybetmeyi 'mukadderata' bağlayan bu tuhaf 'din' algısını nereden öğrendiniz?!.." diye sorduğumda yıl 2008 idi. O vakitler Ali Babacan Dışişleri Bakanı, Hüseyin Çelik de Milli Eğitim Bakanı'ydı. Bugünlerde bu ikisi de Başkan Erdoğan'ın mezkûr sözünü fırsat bilmiş şavulluyorlar. İnsan hayâ eder, utanır! Siz tedbiri, takdiri, Akif'in "kader" temalı şiirini, Emeviler'in kadercilik anlayışını biliyorsunuz da Erdoğan bilmiyor öyle mi? Ayıptır, ayıp! O kadar biliyorsanız, iltisaklı olduğunuz şakirtlere uluhiyet ve ubudiyeti anlatın, kader sizin neyinize!"
İnsan biraz utanır, utanır

Salih Tuna, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Biz kader planına inanmış insanlarız" sözüne algı oluşturup türlü anlamlar yükleyenler arasında bulunan eski AK Partili bakanlar Ali Babacan ve Hüseyin Çelik'i yerden yere vurdu. "Siz tedbiri, takdiri, Akif'in 'kader' temalı şiirini, Emeviler'in kadercilik anlayışını biliyorsunuz da Erdoğan bilmiyor öyle mi?" diye soran Tuna, "İnsan hayâ eder, utanır! Ayıptır, ayıp!" dedi. Tuna, Sabah gazetesindeki yazısında şunları kaydetti:

"Elim bir trafik kazası sonucunda kaybettiğimiz oldukça "dindar" bir arkadaşımızın evine taziyeye gitmiştik. Babası ayakta zor duruyordu. Abisinin gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Merhum arkadaşımızın ilahiyatçı, medreseli arkadaşları olduğumuzu bildikleri için bizden Kuran okumamızı özellikle beklemişlerdi. Fakat okumamıştık. Bir Yasin, hatta Fatiha bile okumamıştık. Hep sustuk. Sessizlik gitgide öyle boğucu bir hal almıştı ki anlatamam. Sonradan şunu anladık: Kuran, tamam, ölüler için indirilmedi ama bizim yaptığımız da iş değildi...

Medreselerde dirsek çürütmüş bir arkadaş, yıllar önce Güneydoğu Anadolu'da bir evdeki taziye anısını böyle anlatmıştı.

Entegrist, literalist, Vehhabi zihniyetin "dramı" budur.

Dini "ihya" edeyim derken "geleneği" öyle viran ederler ki bastıkları yerde ot bitmez.

Taziye evinde Kuran okuma "geleneği" de her şeyden evvel dinleyenlerin kalbine inşirah verir, teselli eder.

Ölenlerin ardından yakınlarını teselli etmek için de sıklıkla "Hepimiz öleceğiz" denir.

Şayet ölüm nedeni kaza veya afet ise "Takdir-i ilahi, elden bir şey gelmez, kader!" denir.

Bunlar "şifa" dilekleridir. Malumunuz "Başın sağ olsun" demek de "Yaran iyileşsin" demektir. Zira "baş" sözcüğü "yara" anlamındadır.

Erdoğan'ın madencilerimizi kaybetmemizin ardından Amasra'da, "Biz kader planına inanmış insanlarız..." sözü de bu babdandır.

Alt gelir mensuplarının uçağa binmesinden bahisle, "Ay şekerim, ameleler bile uçağa biniyor, uçaklar ter kokusundan geçilmiyor" diyen eski sınıfın yeni dallamalarından, AK Parti mitingini, "Varoş bunlar, mitinglere otobüsle gidiyorlar, çünkü arabaları yok!.." diye yorumlayan yellozlara kadar bir yığın eşhas, Cumhurbaşkanı'nın bu sözü üzerinde günlerce tepindiler.

Daha aklı başında olanları da, "kaderci" olduğuna hükmettikleri Erdoğan'ı, akılları sıra mahkûm ettiler...

Kader, nihayetinde olandır. Nedensellik değil. Şuncacık şeyi kavramak çok mu zor?

Hayır yani, Sayın Erdoğan sandığınız gibi "tedbiri" önemsemeyen "kaderci/cebriyyeci" biri olduğu için mi onca duble yolu, kavşağı, tüneli, köprüyü, havaalanını yaptı?.. Rızkın Allah'tan olduğuna inanmadığı için mi Akdeniz'de bile doğalgaz aramaya koyuldu?.. Allah'ın yardımına güvenmediği için mi insanız hava araçlarına varıncaya değin Cumhuriyet tarihinin en büyük savunma sanayii hamlesini gerçekleştirdi?

Hepsinden geçtim, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz kader planına inanmış insanlarız" sözüne, bunların algı oluşturma belasına yükledikleri anlamı yükleseydi, söz konusu maden kazası hakkında soruşturma açılması için talimat verir miydi?

Hadi bunları anladık, "ya yeni sınıfın yeni muhafazakârına" ne demeli?

Bunlar ki isyan ahlakına karşı köle ahlakını "tevazu" ve "ihlas" diye sürgit yutturmaya çalışanlardı. "İslami Kalvinizm" gibi kavramlaştırmalarla "abdestli kapitalistleri" orda, burda dönemin Zaman gazetesinde kutsayanlardı.

Ali Babacan'lar, Hüseyin Çelik'ler işte bunlardandı.

Tuzla Tersanesi'ndeki işçi ölümleri üzerine, "Mukadderatmış!.. Geçin bunları. En ucuz maliyete en kısa sürede en çok kâr için, can güvenliği olmayan olumsuz koşullarda işçi çalıştıracaksın, sonra da 'takdir-i ilahi' diyeceksin! Ucuz emek gücüyle kârına kâr katanlara gelince 'serbest piyasa ekonomisi' diyeceksin, çocuklarına bir lokma aş için can güvenliğinden yoksun koşullarda çalışmayı göze alan emekçiye gelince 'takdir-i ilahi'... Kazanmayı 'piyasaya', kaybetmeyi 'mukadderata' bağlayan bu tuhaf 'din' algısını nereden öğrendiniz?!.." diye sorduğumda yıl 2008 idi.

O vakitler Ali Babacan Dışişleri Bakanı, Hüseyin Çelik de Milli Eğitim Bakanı'ydı.

Bugünlerde bu ikisi de Başkan Erdoğan'ın mezkûr sözünü fırsat bilmiş şavulluyorlar.

İnsan hayâ eder, utanır!

Siz tedbiri, takdiri, Akif'in "kader" temalı şiirini, Emeviler'in kadercilik anlayışını biliyorsunuz da Erdoğan bilmiyor öyle mi?

Ayıptır, ayıp!

O kadar biliyorsanız, iltisaklı olduğunuz şakirtlere uluhiyet ve ubudiyeti anlatın, kader sizin neyinize!"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.