Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Balkanlar yeni savaşın eşiğinde! Erdoğan devreye giriyor

Dünya (Web Sitesi) - Web Sitesi | 07.09.2022 - 10:12, Güncelleme: 07.09.2022 - 10:12
 

Balkanlar yeni savaşın eşiğinde! Erdoğan devreye giriyor

Erdoğan'ın Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'a gerçekleştirdiği ziyaretlerin perde arkasında yeni bir savaş krizinin patlak vermesinin önüne geçiyor.

Balkanlarda çok önemli ziyaretlerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üstlendiği roller hakkında değerlendirmelerde bulunan Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7.com Yazarı Mehmet Acet, "Erdoğan’ın Balkan ülkelerine yaptığı ziyaret ve üstlendiği barış misyonu bu anlamda gerçekten büyük önem arz ediyor." dedi. Mehmet Acet'in dikkat çeken o köşe yazısı: Saraybosna Havalimanı’ndan şehrin öbür ucundaki Başçarşı’ya yaptığımız her yolculuk, savaş döneminin acı hatıralarını gözümüzde canlandırıyor. Savaşın bitmesinin üzerinden 27 yıl geçmiş olmasına rağmen, binaların bir çoğunda, savaş sırasında açılan ateş sonucu oluşan mermi delikleri hala yerli yerinde duruyor. Bir kısmı imkan olmadığı için böyle bırakılmış olmalı. Ama ihtimal, bir kısmı da, savaşın acıları hiç unutulmasın diye özel olarak öyle bırakılmış olabilir mi? Evet, olabilir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün sabah, Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’ı kapsayan üç ayaklı önemli bir Balkan turuna çıktı. Sabah saatlerinde Ankara’dan kalkan uçağımız, yaklaşık iki saatlik bir yolculuğun ardından Saraybosna Havalimanına iniş yaptı. Bosna Hersek, son dönemde savaşın bitiminden bugüne en gerilimli dönemlerinden birini yaşıyor. Çok ciddi bir siyasi kriz de denebilir buna. Ruslar, 1995 yılında imzalanan Dayton anlaşmasını bozmak için Sırpları teşvik ediyor. Bu teşvikin sonucu olarak buradaki Sırplar, bir süredir ayrılıkçı söylemler kullanmaya başlamış durumdalar. Geçen yılın sonlarına doğru, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Sırp üyesi Milorad Dodik, kendisini Dayton Anlaşması’yla kurulan devlete ait hissetmediğini söylemiş, ayrılma taraftarı açıklamalar yapmıştı. Örneğin; -Bosna Hersek Ordusu içindeki Sırp askerleri geri çekip Sırp Entitesi içinde kendi ordusunu kurmak, -Bosna mahkemelerinin kararlarını uygulamamak, -Devletin vergilendirme sisteminden çıkmak gibi vaatler, Dodik tarafından aleni bir şekilde dillendirilmişti.   Gerçi, Sırp lider Dodik, Haziran ayında yaptığı bir açıklamada “Ukrayna savaşı nedeniyle ayrılma fikrini erteledik” şeklinde ifadeler kullanmış olsa da, bu sözleri, daha önce dillendirdiği düşüncelerinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. ERDOĞAN’IN SAKİNLEŞTİRİCİ ROLÜ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hem Bosna Hersek, hem de Sırbistan ve Hırvatistan’a yaptığı ziyaretin odak noktasında, yeni bir kıvılcımla Balkanlar’ı tekrar bir ateş topunun içine sürükleme potansiyeli olan bu krize çare üretme arayışları var. Erdoğan, daha geziye başlarken Esenboğa’da yaptığı açıklamada bu hususa değindi, “Ziyaretimin ana gündemini Bosna Hersek’te bir yıldan beridir devam eden siyasi krize yönelik çabalar oluşturacaktır. Bosna Hersek’in egemenliğine olan desteğimi vurgulayacağım” dedi. Şunun altını çizelim: Erdoğan’ın bu siyasi krizin bütün tarafları üzerinde ciddi bir ağırlığı var. Boşnak, Hırvat ve Sırp liderlerin görev aldığı Üçlü Konseyin Başkanı Şefik Caferoviç’in şu sözleri bu anlamda kıymet arz ediyor: “Erdoğan’ın bölge için dengeli, sakinleştirici etkisi var. Barışın korunmasındaki rolü büyük” Boşnakların Erdoğan’a itimat etmesi, sakinleştirici rolüne atıf yapması doğal bulunabilir. Ancak, benzer bir yaklaşımın Hırvat ve Sırp liderler için de geçerli olması, o sakinleştirici etkiyi daha bir değerli kılıyor. Bir süre önce Ankara’ya gelen Dodik, “Erdoğan’a söz verdim savaşmayacağız” şeklinde ifadeler kullanmıştı örneğin. “CUMHURBAŞKANIMIZIN BÜTÜN TARAFLARA DENGELİ ŞEKİLDE YAKLAŞIYOR OLMASI GÜVEN TELKİN EDİYOR” Saraybosna yolunda üst düzey bir yetkiliye bu durumu sordum. Boşnakların dışında Sırpların ve Hırvatların Türkiye’ye ve Erdoğan’a güven duymasının nedeni nedir diye. “Çünkü Cumhurbaşkanımız bütün taraflara karşı dengeli bir şekilde yaklaşıyor” cevabı geldi muhatabımdan. Rusların Sırplara açıktan, Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinin Hırvatlara örtülü bir şekilde arka çıktığı bir ortamda, Erdoğan’ın bütün taraflara dengeli şekilde yaklaşması, samimiyetini göstermesi, hem güven telkin ediyor, hem de gerilimin yumuşamasına dönük yapıcı katkılar sağlıyor. Unutmamak lazım. Etnik farklılıkların derinleşerek kök saldığı bir coğrafya Balkanlar. Derinleşmiş sorunlara, krizlere köklü çözümler bulmak kolay değil. Dolayısıyla krizlerin yönetilmesi, yeni acıların yaşanmaması adına büyük önem taşıyor. Erdoğan’ın Balkan ülkelerine yaptığı ziyaret ve üstlendiği barış misyonu bu anlamda gerçekten büyük önem arz ediyor.
Erdoğan'ın Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'a gerçekleştirdiği ziyaretlerin perde arkasında yeni bir savaş krizinin patlak vermesinin önüne geçiyor.

Balkanlarda çok önemli ziyaretlerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üstlendiği roller hakkında değerlendirmelerde bulunan Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7.com Yazarı Mehmet Acet, "Erdoğan’ın Balkan ülkelerine yaptığı ziyaret ve üstlendiği barış misyonu bu anlamda gerçekten büyük önem arz ediyor." dedi.

Mehmet Acet'in dikkat çeken o köşe yazısı:

Saraybosna Havalimanı’ndan şehrin öbür ucundaki Başçarşı’ya yaptığımız her yolculuk, savaş döneminin acı hatıralarını gözümüzde canlandırıyor.

Savaşın bitmesinin üzerinden 27 yıl geçmiş olmasına rağmen, binaların bir çoğunda, savaş sırasında açılan ateş sonucu oluşan mermi delikleri hala yerli yerinde duruyor.

Bir kısmı imkan olmadığı için böyle bırakılmış olmalı.

Ama ihtimal, bir kısmı da, savaşın acıları hiç unutulmasın diye özel olarak öyle bırakılmış olabilir mi?

Evet, olabilir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün sabah, Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’ı kapsayan üç ayaklı önemli bir Balkan turuna çıktı.

Sabah saatlerinde Ankara’dan kalkan uçağımız, yaklaşık iki saatlik bir yolculuğun ardından Saraybosna Havalimanına iniş yaptı.

Bosna Hersek, son dönemde savaşın bitiminden bugüne en gerilimli dönemlerinden birini yaşıyor.

Çok ciddi bir siyasi kriz de denebilir buna.

Ruslar, 1995 yılında imzalanan Dayton anlaşmasını bozmak için Sırpları teşvik ediyor.

Bu teşvikin sonucu olarak buradaki Sırplar, bir süredir ayrılıkçı söylemler kullanmaya başlamış durumdalar.Mehmet Acet

Geçen yılın sonlarına doğru, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Sırp üyesi Milorad Dodik, kendisini Dayton Anlaşması’yla kurulan devlete ait hissetmediğini söylemiş, ayrılma taraftarı açıklamalar yapmıştı.

Örneğin;

-Bosna Hersek Ordusu içindeki Sırp askerleri geri çekip Sırp Entitesi içinde kendi ordusunu kurmak,

-Bosna mahkemelerinin kararlarını uygulamamak,

-Devletin vergilendirme sisteminden çıkmak gibi vaatler, Dodik tarafından aleni bir şekilde dillendirilmişti.  

Gerçi, Sırp lider Dodik, Haziran ayında yaptığı bir açıklamada “Ukrayna savaşı nedeniyle ayrılma fikrini erteledik” şeklinde ifadeler kullanmış olsa da, bu sözleri, daha önce dillendirdiği düşüncelerinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor.

ERDOĞAN’IN SAKİNLEŞTİRİCİ ROLÜ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hem Bosna Hersek, hem de Sırbistan ve Hırvatistan’a yaptığı ziyaretin odak noktasında, yeni bir kıvılcımla Balkanlar’ı tekrar bir ateş topunun içine sürükleme potansiyeli olan bu krize çare üretme arayışları var.

Erdoğan, daha geziye başlarken Esenboğa’da yaptığı açıklamada bu hususa değindi, “Ziyaretimin ana gündemini Bosna Hersek’te bir yıldan beridir devam eden siyasi krize yönelik çabalar oluşturacaktır. Bosna Hersek’in egemenliğine olan desteğimi vurgulayacağım” dedi.

Şunun altını çizelim:

Erdoğan’ın bu siyasi krizin bütün tarafları üzerinde ciddi bir ağırlığı var.

Boşnak, Hırvat ve Sırp liderlerin görev aldığı Üçlü Konseyin Başkanı Şefik Caferoviç’in şu sözleri bu anlamda kıymet arz ediyor:

“Erdoğan’ın bölge için dengeli, sakinleştirici etkisi var. Barışın korunmasındaki rolü büyük”

Boşnakların Erdoğan’a itimat etmesi, sakinleştirici rolüne atıf yapması doğal bulunabilir.

Ancak, benzer bir yaklaşımın Hırvat ve Sırp liderler için de geçerli olması, o sakinleştirici etkiyi daha bir değerli kılıyor.

Bir süre önce Ankara’ya gelen Dodik, “Erdoğan’a söz verdim savaşmayacağız” şeklinde ifadeler kullanmıştı örneğin.

“CUMHURBAŞKANIMIZIN BÜTÜN TARAFLARA DENGELİ ŞEKİLDE YAKLAŞIYOR OLMASI GÜVEN TELKİN EDİYOR”

Saraybosna yolunda üst düzey bir yetkiliye bu durumu sordum.

Boşnakların dışında Sırpların ve Hırvatların Türkiye’ye ve Erdoğan’a güven duymasının nedeni nedir diye.

“Çünkü Cumhurbaşkanımız bütün taraflara karşı dengeli bir şekilde yaklaşıyor” cevabı geldi muhatabımdan.

Rusların Sırplara açıktan, Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinin Hırvatlara örtülü bir şekilde arka çıktığı bir ortamda, Erdoğan’ın bütün taraflara dengeli şekilde yaklaşması, samimiyetini göstermesi, hem güven telkin ediyor, hem de gerilimin yumuşamasına dönük yapıcı katkılar sağlıyor.

Unutmamak lazım.

Etnik farklılıkların derinleşerek kök saldığı bir coğrafya Balkanlar.

Derinleşmiş sorunlara, krizlere köklü çözümler bulmak kolay değil.

Dolayısıyla krizlerin yönetilmesi, yeni acıların yaşanmaması adına büyük önem taşıyor.

Erdoğan’ın Balkan ülkelerine yaptığı ziyaret ve üstlendiği barış misyonu bu anlamda gerçekten büyük önem arz ediyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.