Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Başbağlar'ı vuran silahlar ABD'den

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 10.08.2022 - 10:10, Güncelleme: 10.08.2022 - 10:10
 

Başbağlar'ı vuran silahlar ABD'den

CHP’li Seyfi Dede yargısının üstünü kapattığı Başbağlar katliamı dosyasını 29 sene sonra raftan indiren Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 33 masumu kurşunlayan silahların Amerikan yapımı olduğu ortaya çıkarıldı.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı Başbağlar katliamına ilişkin iddianameye ulaşan Akit, 29 sene sonra yargı gündemine alınan olay hakkında şok bir bilgiye daha ulaştı. CHP/SHP’nin koalisyon ortağı olduğu 1993’te karanlık Madımak olayının 3 gün sonrasında gerçekleştirilen ve CHP’li Seyfi Dede yargısının hemen üstünü kapattığı Başbağlar katliamı dosyasını 29 sene sonra raftan indiren Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 33 masumu kurşunlayan silahların Amerikan yapımı olduğu ortaya çıktı. Saldırıda kullanılan silahlara ilişkin mermi çekirdekleri ve kovanlardan yola çıkan savcılık, eylemde kullanılan silahın “FS I 601736” seri numaralı ABD yapımı otomatik tüfekler olduğunu belirledi. O dönem PKK’nın envanterinde yalnızca Rus yapımı kalaşnikof ve el yapımı patlayıcılar olduğu halde, bu saldırının ABD üretimi özel tüfeklerle yapıldığının belirlenmesi, katliamdaki derin yapıyı ifşa etti. Silah ABD'den, tetik PKK'dan Başbağlar katliamındaki “Amerika parmağını” yakalayan savcılığın hazırladığı 2022/1785 Esas, 2022/254 sayılı iddianamede şu ifadeler yer alıyor: “07/05/1994 günü Tunceli ili, Pülümür ilçesi, Senek Köyü civarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışma sonucu ölü olarak ele geçirilen 22 adet teröristin üzerinden çıktığı bildirilen “FS I 601736” seri numaralı 5.56 mm çapında, ABD yapısı otomatik tüfeğe ait olduğu bildirilen 5.56*45 mm çapında 3 adet mukayese kovanın, Başbağlar Katliamı sonucu ele geçirilen 5.56*45 mm çapındaki 17 adet kovandan 12 adedi ile irtibatlı olduğu dolayısı ile bu 12 adet kovanın “FS I 601736” seri numaralı otomatik tüfek ile atıldığının tespit edildiği...”   Anap'lı Başkana da aynı silahlı saldırı İddianamede, Başbağlarlılara ölüm kusulan olay mahallinde 146 adet 7.62 mm. çapında boş kovan, 3 adet 7.62 mm. çapında patlamamış fişek, 2 adet mermi çekirdeği ve 17 adet 5.55 mm. çapında boş kovanın ele geçirilmiş olduğu vurgulandı. Başbağlar’da bulunan mermi çekirdeği ve kovanların izini süren savcılık, karanlık ellerin bu olaydan sonra aynı silahların 10 kanlı eylemde daha kullanıldığını saptadı. Bu saldırılardan en dikkat çekeni, Başbağlar katliamının 3 ay sonrasında Tunceli’de ANAP Belediye Başkanı Suphi Vural’ın evine yapılan saldırının da aynı silahlarla düzenlendiğinin tespiti oldu. ANAP’lı Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın şüpheli kalp kriziyle hayatını kaybettiği 1993 yılında silsile halinde yaşanan karanlık hadiseler arasında yer alan Başbağlar saldırısı ile ANAP’lı Vural’ın adresine yapılan saldırının aynı merkezden düzenlendiği gün yüzüne çıkarıldı. Provokasyona doymamışlar Başbağlar’da ölüm saçan silahlarla ayrıca bir yıl içerisinde; Tunceli Ovacık’ta 4, Tunceli Pertek’te 2 vatandaşımızın daha katledildiği, 3 kişinin yaralandığı kaydedildi. Savcılık soruşturmasıyla saptanan o 10 saldırı iddianamede şöyle yer aldı: 1- 19/10/1993 günü saat 20:05 sıralarında Tunceli ili, Pertek ilçesi İstiklal Mahallesi’nde ikamet eden ANAP Belediye Başkanı Suphi Vural’ın evine teröristlerce ateş açılması olayı, 2- 30 Ekim 1993 günü Tunceli-Pertek ilçesi, Pınarlar Köyü, Cankurtaran mevkiinde bir grup PKK terör örgütü mensubunca Muhittin Kılıç’ın öldürülmesi olayı, 3- 01/11/1993 günü saat 18:40 sıralarında Tunceli ili, Pertek ilçesi Camikebir Mahallesi’nde ikamet eden Yaşar Cantürk’ün öldürülmesi ve eşi ile kızının yaralanması olayı, 4- 19/10/1993 günü Tunceli-Pertek ilçesi, Günboğazı Jandarma Karakolu’nun yakın emniyeti için çıkarılan time bir grup terör örgütü mensubunca taciz ateşi açılması olayı, 5- 25/08/1993 günü saat 21:50 sıralarında Tunceli ili, Çemişgezek ilçesi, Meydan Mahallesi’nde bulunan askerlik şubesine teröristlerce silahlı saldırı olayı, 6- 20/04/1994 günü Tunceli ili Ovacık ilçesi karayolu üzerinde bir grup terör örgütü mensubunca 4 vatandaşın öldürülmesi 1 vatandaşın yaralanması olayı, 7- 15/03/1994 günü saat 20:30 sıralarında Tunceli ili, Çemisgezek ilçesi, Peymunut Mezrası’na teröristlerce ateş açılması olayı, 8- 09/09/1992 günü Karakoçan-Kiğı ilçesi karayolu üzerinde Mollaköy mezrası yakınlarında Karakoçan İlçe Jandarma Komutanlığı’na ait timlere bir grup terör örgütü mensubunca ateş açılması olayı, 9- 09/06/1993 günü Tunceli ili Pertek ilçesi, Akdemir Nahiyesi, Ağ mezrası mevkiinde bir grup terör örgütü mensubu ile silahlı çatışmaya girilmesi olayı, 10- 07/05/1994 günü Tunceli ili, Pülümür ilçesi, Senek Köyü civarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışma. Evlere nokta atışı saldırı 150 sayfalık iddianamede, 5 Temmuz 1993’te Başbağlar’a baskın düzenleyen teröristler ve beraberindeki milislerin köyde hangi evde kimin oturduğunu ve hangi evde ne tür silahın bulunduğunu bilerek geldikleri ortaya konulmuştu. Akit’in 9 Ağustos tarihli “Derin devlet-PKK organizasyonu” manşetiyle gündeme taşıdığı iddianameye yansıyan ifadelerden mağdur Fatma Parto’nun alınan ilk ifadesinde “olay günü akşam ezanının okunduğu sırada evinin önünden ikisi kadın olmak üzere 30 kişilik silahlı bir grubun geçtiğini, şahısların Salim Parto’nun evinin önüne giderek ‘Salim buraya gel’ dediklerini, teröristlerin bütün köylülere isimleri ile hitap etmesinin dikkatini çektiğini” beyan etmişti. Sırada Celal'in evi var Mağdur Ogün Kuruçaylı’nın alınan ifadesinde ise, “olay günü evinin önünde 15 kişilik silahlı bir grup gördüğünü, bu şahısların Salim Parto’nun evine giderek ‘Salim çık dışarı’ diyerek kapıyı tekmelediklerini, şahıslardan birinin diğerine ‘şurada Celal’in evi var, onu da getirin’ dediğini ve Celal Demirci’nin evine doğru gittiklerini gördüğünü’ söylediği kayda geçirilmişti. Jandarma ‘bu saatte gelemeyiz’ demiş! Başbağlar Katliamına ilişkin iddianamede derin devlet ve PKK arasındaki şok edici ilişkiyi ifşa eden bir bilgiye yer verilmişti. İddianamede yer alan ifadelere göre, Başbağlar katliamının yaşandığı esnada köylülerin bölge jandarma karakolunu arayıp köyün teröristler tarafından basıldığını söyledikleri, ancak jandarmanın herhangi bir müdahalede bulunmadığı ifade edilmişti. Mağdur Hafize (Parto) Çelik’in ifadesine yer verilen iddianamede, “Olay gecesi saat 03:00 sıralarında jandarmaya telefon ettiklerini, telefondaki şahsın kendilerine ‘bu saatte askerin bölgeye gelemeyeceği’ cevabını verdiği” vurgulanmıştı.
CHP’li Seyfi Dede yargısının üstünü kapattığı Başbağlar katliamı dosyasını 29 sene sonra raftan indiren Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 33 masumu kurşunlayan silahların Amerikan yapımı olduğu ortaya çıkarıldı.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı Başbağlar katliamına ilişkin iddianameye ulaşan Akit, 29 sene sonra yargı gündemine alınan olay hakkında şok bir bilgiye daha ulaştı.

CHP/SHP’nin koalisyon ortağı olduğu 1993’te karanlık Madımak olayının 3 gün sonrasında gerçekleştirilen ve CHP’li Seyfi Dede yargısının hemen üstünü kapattığı Başbağlar katliamı dosyasını 29 sene sonra raftan indiren Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 33 masumu kurşunlayan silahların Amerikan yapımı olduğu ortaya çıktı. Saldırıda kullanılan silahlara ilişkin mermi çekirdekleri ve kovanlardan yola çıkan savcılık, eylemde kullanılan silahın “FS I 601736” seri numaralı ABD yapımı otomatik tüfekler olduğunu belirledi. O dönem PKK’nın envanterinde yalnızca Rus yapımı kalaşnikof ve el yapımı patlayıcılar olduğu halde, bu saldırının ABD üretimi özel tüfeklerle yapıldığının belirlenmesi, katliamdaki derin yapıyı ifşa etti.

Silah ABD'den, tetik PKK'dan

Başbağlar katliamındaki “Amerika parmağını” yakalayan savcılığın hazırladığı 2022/1785 Esas, 2022/254 sayılı iddianamede şu ifadeler yer alıyor: “07/05/1994 günü Tunceli ili, Pülümür ilçesi, Senek Köyü civarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışma sonucu ölü olarak ele geçirilen 22 adet teröristin üzerinden çıktığı bildirilen “FS I 601736” seri numaralı 5.56 mm çapında, ABD yapısı otomatik tüfeğe ait olduğu bildirilen 5.56*45 mm çapında 3 adet mukayese kovanın, Başbağlar Katliamı sonucu ele geçirilen 5.56*45 mm çapındaki 17 adet kovandan 12 adedi ile irtibatlı olduğu dolayısı ile bu 12 adet kovanın “FS I 601736” seri numaralı otomatik tüfek ile atıldığının tespit edildiği...”

 

Anap'lı Başkana da aynı silahlı saldırı

İddianamede, Başbağlarlılara ölüm kusulan olay mahallinde 146 adet 7.62 mm. çapında boş kovan, 3 adet 7.62 mm. çapında patlamamış fişek, 2 adet mermi çekirdeği ve 17 adet 5.55 mm. çapında boş kovanın ele geçirilmiş olduğu vurgulandı. Başbağlar’da bulunan mermi çekirdeği ve kovanların izini süren savcılık, karanlık ellerin bu olaydan sonra aynı silahların 10 kanlı eylemde daha kullanıldığını saptadı. Bu saldırılardan en dikkat çekeni, Başbağlar katliamının 3 ay sonrasında Tunceli’de ANAP Belediye Başkanı Suphi Vural’ın evine yapılan saldırının da aynı silahlarla düzenlendiğinin tespiti oldu. ANAP’lı Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın şüpheli kalp kriziyle hayatını kaybettiği 1993 yılında silsile halinde yaşanan karanlık hadiseler arasında yer alan Başbağlar saldırısı ile ANAP’lı Vural’ın adresine yapılan saldırının aynı merkezden düzenlendiği gün yüzüne çıkarıldı.

Provokasyona doymamışlar

Başbağlar’da ölüm saçan silahlarla ayrıca bir yıl içerisinde; Tunceli Ovacık’ta 4, Tunceli Pertek’te 2 vatandaşımızın daha katledildiği, 3 kişinin yaralandığı kaydedildi. Savcılık soruşturmasıyla saptanan o 10 saldırı iddianamede şöyle yer aldı:

1- 19/10/1993 günü saat 20:05 sıralarında Tunceli ili, Pertek ilçesi İstiklal Mahallesi’nde ikamet eden ANAP Belediye Başkanı Suphi Vural’ın evine teröristlerce ateş açılması olayı,

2- 30 Ekim 1993 günü Tunceli-Pertek ilçesi, Pınarlar Köyü, Cankurtaran mevkiinde bir grup PKK terör örgütü mensubunca Muhittin Kılıç’ın öldürülmesi olayı,

3- 01/11/1993 günü saat 18:40 sıralarında Tunceli ili, Pertek ilçesi Camikebir Mahallesi’nde ikamet eden Yaşar Cantürk’ün öldürülmesi ve eşi ile kızının yaralanması olayı,

4- 19/10/1993 günü Tunceli-Pertek ilçesi, Günboğazı Jandarma Karakolu’nun yakın emniyeti için çıkarılan time bir grup terör örgütü mensubunca taciz ateşi açılması olayı,

5- 25/08/1993 günü saat 21:50 sıralarında Tunceli ili, Çemişgezek ilçesi, Meydan Mahallesi’nde bulunan askerlik şubesine teröristlerce silahlı saldırı olayı,

6- 20/04/1994 günü Tunceli ili Ovacık ilçesi karayolu üzerinde bir grup terör örgütü mensubunca 4 vatandaşın öldürülmesi 1 vatandaşın yaralanması olayı,

7- 15/03/1994 günü saat 20:30 sıralarında Tunceli ili, Çemisgezek ilçesi, Peymunut Mezrası’na teröristlerce ateş açılması olayı,

8- 09/09/1992 günü Karakoçan-Kiğı ilçesi karayolu üzerinde Mollaköy mezrası yakınlarında Karakoçan İlçe Jandarma Komutanlığı’na ait timlere bir grup terör örgütü mensubunca ateş açılması olayı,

9- 09/06/1993 günü Tunceli ili Pertek ilçesi, Akdemir Nahiyesi, Ağ mezrası mevkiinde bir grup terör örgütü mensubu ile silahlı çatışmaya girilmesi olayı,

10- 07/05/1994 günü Tunceli ili, Pülümür ilçesi, Senek Köyü civarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışma.

Evlere nokta atışı saldırı

150 sayfalık iddianamede, 5 Temmuz 1993’te Başbağlar’a baskın düzenleyen teröristler ve beraberindeki milislerin köyde hangi evde kimin oturduğunu ve hangi evde ne tür silahın bulunduğunu bilerek geldikleri ortaya konulmuştu. Akit’in 9 Ağustos tarihli “Derin devlet-PKK organizasyonu” manşetiyle gündeme taşıdığı iddianameye yansıyan ifadelerden mağdur Fatma Parto’nun alınan ilk ifadesinde “olay günü akşam ezanının okunduğu sırada evinin önünden ikisi kadın olmak üzere 30 kişilik silahlı bir grubun geçtiğini, şahısların Salim Parto’nun evinin önüne giderek ‘Salim buraya gel’ dediklerini, teröristlerin bütün köylülere isimleri ile hitap etmesinin dikkatini çektiğini” beyan etmişti.

Sırada Celal'in evi var

Mağdur Ogün Kuruçaylı’nın alınan ifadesinde ise, “olay günü evinin önünde 15 kişilik silahlı bir grup gördüğünü, bu şahısların Salim Parto’nun evine giderek ‘Salim çık dışarı’ diyerek kapıyı tekmelediklerini, şahıslardan birinin diğerine ‘şurada Celal’in evi var, onu da getirin’ dediğini ve Celal Demirci’nin evine doğru gittiklerini gördüğünü’ söylediği kayda geçirilmişti.

Jandarma ‘bu saatte gelemeyiz’ demiş!

Başbağlar Katliamına ilişkin iddianamede derin devlet ve PKK arasındaki şok edici ilişkiyi ifşa eden bir bilgiye yer verilmişti. İddianamede yer alan ifadelere göre, Başbağlar katliamının yaşandığı esnada köylülerin bölge jandarma karakolunu arayıp köyün teröristler tarafından basıldığını söyledikleri, ancak jandarmanın herhangi bir müdahalede bulunmadığı ifade edilmişti. Mağdur Hafize (Parto) Çelik’in ifadesine yer verilen iddianamede, “Olay gecesi saat 03:00 sıralarında jandarmaya telefon ettiklerini, telefondaki şahsın kendilerine ‘bu saatte askerin bölgeye gelemeyeceği’ cevabını verdiği” vurgulanmıştı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.