Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

'Bay Kemal nereye koşuyor?'

Siyaset (Web Sitesi) - Web Sitesi | 11.08.2022 - 11:34, Güncelleme: 11.08.2022 - 11:34
 

'Bay Kemal nereye koşuyor?'

Sabah Gazetesi Yazarı Okan Müderrisoğlu bugünkü 'Bay Kemal nereye koşuyor?' başlıklı köşe yazısında CHP Genel Müdürü'nün hal-i pür melalini ve siyaset virajında savruluşunu izah etti. Müderrisoğlu yazısında '12 yıllık Kemal Bey dönemi, siyasal gelgitler içinde bocalayan, tek seçim başarısı olmayan, "düşmanımın düşmanı dostumdur" oportünizminden medet uman, Atatürk ya da Ecevit çizgisinden sapan, emperyalist çevrelere göz kırpan ve siyaseten son düzlükteki bir portrenin ibretlik öyküsünü tarihin tozlu sayfalarında miras bırakıyor.' ifadelerine yer verdi.

Sabah Gazetesi Yazarı Okan Müderrisoğlu bugünkü 'Bay Kemal nereye koşuyor?' başlıklı köşe yazısında CHP Genel Müdürü'nün hal-i pür melalini ve siyaset virajında savruluşunu izah etti. Müderrisoğlu yazısında '12 yıllık Kemal Bey dönemi, siyasal gelgitler içinde bocalayan, tek seçim başarısı olmayan, "düşmanımın düşmanı dostumdur" oportünizminden medet uman, Atatürk ya da Ecevit çizgisinden sapan, emperyalist çevrelere göz kırpan ve siyaseten son düzlükteki bir portrenin ibretlik öyküsünü tarihin tozlu sayfalarında miras bırakıyor.' ifadelerine yer verdi.İşte o yazı: Çok açık ki kendisini bekleyen kaçınılmaz sona doğru doludizgin yol alıyor. Yanlışlarının doğrularını götürdüğü sıfır hesaplı bir denklemde patinaj yapıyor. Dostları ile düşmanlarını hakiki manada ayıramadığı bir virajda sağa sola savruluyor. Her kaybını (seçimler dahil) kısa vadeli kazanca çevirebildiği bir siyasi oyunun sonuna geliyor. Kimliğini dönüştürdüğü CHP'de, bünye içi sorunları baskıladığı yönetim tarzının nihai demlerini yaşıyor. Amaca ulaşmak için her aracı mubah gören taktiklerle son kartlarını açıyor! *** Gelgelelim...   Ekrem İmamoğlu, hırsı aklının önünde giden siyaseti ve konjonktürel başarıyı sadece kendisine mal eden tutumuyla giderek puan kaybederken, Ekrem Bey'i parlatan akıl, şimdilerde Kemal Bey'e çalışıyor. "Top ayağıma gelsin" diye bekleyen ve bazı büyük sermaye gruplarının örtülü desteğini alan Mansur Yavaş'ın önü HDP tarafından kesilirken, netice Kemal Bey'e yarıyor. Haliyle Kılıçdaroğlu 6'lı masanın sürpriz cumhurbaşkanı adayını mutlak olarak belirleyeceği, umduğunu bulamazsa bir seçimlik saltanatının olacağı sandık yarışına şahsen girmeye hazırlanıyor. *** Dedim ya bir halka ilişkiler aklı Kemal Bey'e alışılmış CHP kabiliyetini aşan akıl veriyor diye. Bunun, dikkat çekici örnekleri tek tek uygulanıyor. Önce... İddia siyaseti ile başlanıyor. Kemal Bey, birtakım duyumlar veya ikinci sınıf sızıntılarla iftiralar atıyor. Tutarsa üzerine gidiyor. Tutmazsa kulağının üstüne yatıyor ve ardından bir başka söylemle ortaya çıkıyor. Böylece toplumsal bilinçaltına, cumhurbaşkanı ve partisiyle ilgili negatiflik tohumları ektiğini düşünüyor. "Karşı mahalleden kaç kişiyi etkilersem kardır" diye bakıyor. Veya... Hükümetin, halkın refahını artırmaya dönük mali önlemlerini görüyor, sırtında yumurta küfesi olmadığı için bol keseden vaatler sıralıyor. Derken... Ekonomik şartların gereği olarak diyelim ki asgari ücrete yıl ortasında ek düzeltme yapıldığında, "Biz demiştik" diye ortaya çıkıp parsayı toplama fırsatçılığına yöneliyor. "Bay Kemal" yakıştırmasını da lehine çevirmeye gayret gösteriyor. Devamlı zikzak yapan, beceri eksiği ve dirayet açığı ile malul "Bay Kemal" figürünü, "Herkesle helalleşen, halkın dertlerini çözen, iktidar adayı" bir aktöre çevirmeye uğraşıyor. Özetle... 12 yıllık Kemal Bey dönemi, siyasal gelgitler içinde bocalayan, tek seçim başarısı olmayan, "düşmanımın düşmanı dostumdur" oportünizminden medet uman, Atatürk ya da Ecevit çizgisinden sapan, emperyalist çevrelere göz kırpan ve siyaseten son düzlükteki bir portrenin ibretlik öyküsünü tarihin tozlu sayfalarında miras bırakıyor.
Sabah Gazetesi Yazarı Okan Müderrisoğlu bugünkü 'Bay Kemal nereye koşuyor?' başlıklı köşe yazısında CHP Genel Müdürü'nün hal-i pür melalini ve siyaset virajında savruluşunu izah etti. Müderrisoğlu yazısında '12 yıllık Kemal Bey dönemi, siyasal gelgitler içinde bocalayan, tek seçim başarısı olmayan, "düşmanımın düşmanı dostumdur" oportünizminden medet uman, Atatürk ya da Ecevit çizgisinden sapan, emperyalist çevrelere göz kırpan ve siyaseten son düzlükteki bir portrenin ibretlik öyküsünü tarihin tozlu sayfalarında miras bırakıyor.' ifadelerine yer verdi.

Sabah Gazetesi Yazarı Okan Müderrisoğlu bugünkü ' Bay Kemal nereye koşuyor?' başlıklı köşe yazısında CHP Genel Müdürü'nün hal-i pür melalini ve siyaset virajında savruluşunu izah etti. Müderrisoğlu yazısında '12 yıllık Kemal Bey dönemi, siyasal gelgitler içinde bocalayan, tek seçim başarısı olmayan, "düşmanımın düşmanı dostumdur" oportünizminden medet uman, Atatürk ya da Ecevit çizgisinden sapan, emperyalist çevrelere göz kırpan ve siyaseten son düzlükteki bir portrenin ibretlik öyküsünü tarihin tozlu sayfalarında miras bırakıyor.' ifadelerine yer verdi.İşte o yazı:

Çok açık ki kendisini bekleyen kaçınılmaz sona doğru doludizgin yol alıyor. Yanlışlarının doğrularını götürdüğü sıfır hesaplı bir denklemde patinaj yapıyor. Dostları ile düşmanlarını hakiki manada ayıramadığı bir virajda sağa sola savruluyor.

Her kaybını (seçimler dahil) kısa vadeli kazanca çevirebildiği bir siyasi oyunun sonuna geliyor. Kimliğini dönüştürdüğü CHP'de, bünye içi sorunları baskıladığı yönetim tarzının nihai demlerini yaşıyor. Amaca ulaşmak için her aracı mubah gören taktiklerle son kartlarını açıyor!

***

Gelgelelim...

 

Ekrem İmamoğlu, hırsı aklının önünde giden siyaseti ve konjonktürel başarıyı sadece kendisine mal eden tutumuyla giderek puan kaybederken, Ekrem Bey'i parlatan akıl, şimdilerde Kemal Bey'e çalışıyor.

"Top ayağıma gelsin" diye bekleyen ve bazı büyük sermaye gruplarının örtülü desteğini alan Mansur Yavaş'ın önü HDP tarafından kesilirken, netice Kemal Bey'e yarıyor. Haliyle Kılıçdaroğlu 6'lı masanın sürpriz cumhurbaşkanı adayını mutlak olarak belirleyeceği, umduğunu bulamazsa bir seçimlik saltanatının olacağı sandık yarışına şahsen girmeye hazırlanıyor.

***

Dedim ya bir halka ilişkiler aklı Kemal Bey'e alışılmış CHP kabiliyetini aşan akıl veriyor diye. Bunun, dikkat çekici örnekleri tek tek uygulanıyor.

Önce... İddia siyaseti ile başlanıyor. Kemal Bey, birtakım duyumlar veya ikinci sınıf sızıntılarla iftiralar atıyor. Tutarsa üzerine gidiyor. Tutmazsa kulağının üstüne yatıyor ve ardından bir başka söylemle ortaya çıkıyor. Böylece toplumsal bilinçaltına, cumhurbaşkanı ve partisiyle ilgili negatiflik tohumları ektiğini düşünüyor. "Karşı mahalleden kaç kişiyi etkilersem kardır" diye bakıyor.

Veya...

Hükümetin, halkın refahını artırmaya dönük mali önlemlerini görüyor, sırtında yumurta küfesi olmadığı için bol keseden vaatler sıralıyor. Derken... Ekonomik şartların gereği olarak diyelim ki asgari ücrete yıl ortasında ek düzeltme yapıldığında, "Biz demiştik" diye ortaya çıkıp parsayı toplama fırsatçılığına yöneliyor.

"Bay Kemal" yakıştırmasını da lehine çevirmeye gayret gösteriyor. Devamlı zikzak yapan, beceri eksiği ve dirayet açığı ile malul "Bay Kemal" figürünü, "Herkesle helalleşen, halkın dertlerini çözen, iktidar adayı" bir aktöre çevirmeye uğraşıyor.

Özetle...

12 yıllık Kemal Bey dönemi, siyasal gelgitler içinde bocalayan, tek seçim başarısı olmayan, "düşmanımın düşmanı dostumdur" oportünizminden medet uman, Atatürk ya da Ecevit çizgisinden sapan, emperyalist çevrelere göz kırpan ve siyaseten son düzlükteki bir portrenin ibretlik öyküsünü tarihin tozlu sayfalarında miras bırakıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.