Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

BM üyesi 47 ülke, Sincan'daki insan hakları durumuna dair kaygıları dile getirdi

Dünya (Web Sitesi) - Web Sitesi | 15.06.2022 - 09:41, Güncelleme: 15.06.2022 - 09:41
 

BM üyesi 47 ülke, Sincan'daki insan hakları durumuna dair kaygıları dile getirdi

Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 47 ülke, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik insan hakları ihlali iddialarına ilişkin kaygılarını belirtti.

BM İnsan Hakları Konseyi'nin (BMİHK) 50'ci oturumunda, Hollanda'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Paul Bekkers tarafından sunulan ortak açıklamada, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'nin, Sincan'daki insan haklarının durumuna ilişkin hazırladığı, ertelenen raporun bir an önce yayınlanmasının beklendiği bildirildi. Üye ülkelerin Sincan'daki insan hakları durumuna ilişkin derin kaygılarının sürdüğü belirtilen açıklamada, "Kapsamlı araştırmalara dayanan çok sayıda güvenilir rapor, 1 milyonu aşkın insanın keyfi olarak gözaltında tutulduğuna işaret ediyor. Dahası, Uygurların ve diğer azınlık mensuplarının yaygın elektronik takibe ve ayrımcı uygulamalara maruz kaldığı, Uygur kültürü ile din ve inanç özgürlüğü dahil temel hak ve özgürlükler üzerinde aşırı kısıtlamaların olduğuna dair haberler var." ifadeleri kullanıldı. 47 ülke adına yapılan açıklamada, "İşkence ve diğer insanlık dışı, zalimce ve aşağılayıcı muamele ve cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel ve cinsiyete dayalı şiddet, zorla çalıştırma ve çocukların ebeveynlerinden zorla ayrıldığına ilişkin haberlere dair de kaygılarımızı bildiriyoruz." ifadelerine yer verildi. Pekin yönetimine bu konudaki endişelere derhal yanıt vermesi çağrısı yapılan açıklamada, "Çin'i hukukun üstünlüğüne bağlı kalmaya, insan haklarının korunması konusunda ulusal ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeye, BM Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesini imzalamaya çağırıyoruz." değerlendirmesi yer aldı. BM üyesi ülkeler, Çin hükümetinden, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Özel Prosedürler mekanizması dahil tüm bağımsız gözlemcilere Sincan'a anlamlı ve engelsiz erişim sağlaması, Irk Ayrımının Sonlandırılması Komitesinin (CERD) Ağustos 2018'de Sincan konusundaki önerilerini yerine getirmesi ve o zamandan bu yana dile getirilen endişelere yanıt vermesi talep edildi. Ülkeler, Sincan'daki insan hakları durumu nedeniyle diğer üyelere, "sığınmacıları iade etmeme" kuralını uygulamasını salık verdi. Bachelet'e Sincan raporu sorusu Öte yandan BM üyeleri, İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in mayısta Çin'e yaptığı ziyaret ve Sincan'daki temaslarıyla ilgili daha detaylı bilgi sağlamasını, ziyaret sırasında uygulanan kısıtlamalara, hareket serbestisi ve sivil toplum temsilcilerine erişimine yönelik engellere ilişkin detaylı gözlemlerini aktarması istendi. Ülkeler ayrıca, Bachelet'in BMİHK'nin 48'nci oturumunda duyurduğu, Sincan'daki insan haklarının durumuna ilişkin ertelenen raporun bir an önce yayınlanmasını beklediklerini belirterek, raporun yayınına ilişkin takvimin açıklanmasını talep etti. BM İnsan Hakları Ofisi, 8 Mart'ta BM İnsan Hakları Konseyinin 48'inci oturumunda Pekin yönetimi ile BM heyetinin bölgeyi ziyaret etmesi konusunda anlaştıklarını duyurmuştu. Çin tarafının ziyarete, raporun ertelenmesi koşuluyla izin verdiği ileri sürülmüştü. Sincan'daki insan hakları ihlallerine ilişkin iddialar Çin, son yıllarda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlık mensuplarını hedef alan sistematik hak ihlallerine ilişkin iddialar nedeniyle uluslararası kamuoyunda eleştirilere hedef oluyor. Türkiye'nin de yer aldığı BM üyesi 43 ülke, 21 Ekim 2021'de New York'ta düzenlenen BM İnsan Hakları Komitesi Toplantısı'nda yaptıkları ortak açıklamada, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 1 milyondan fazla kişinin "yeniden eğitim merkezi" adı verilen siyasi kamplarda alıkonulmasından, işkence, kötü muamele, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları ailelerinden ayırma gibi yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerine maruz kalmasından duydukları endişeyi dile getirmişti. Açıklamada, bölgede din ve inanç özgürlüğü ile seyahat, toplantı ve ifade özgürlükleri üzerinde kısıtlamalar bulunduğu ve yaygın kullanılan elektronik izleme teknolojilerinin orantısız şekilde Uygurları ve diğer azınlık mensuplarını hedef aldığı belirtilmişti. Pekin yönetiminin hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarını koruma konusundaki ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uyması gerektiği vurgulanan açıklamada, "Çin'e BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve ofisi de dahil bağımsız gözlemcilere Sincan'a hızlı, anlamlı ve serbest erişim sağlama çağrısı yapıyoruz." ifadelerine yer verilmişti. Çin yönetimi, Sincan'da kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin tutulduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermezken, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermişti. Zorla çalıştırma Öte yandan çok sayıda Uygur Türkü'nün bölgedeki fabrikalarda zorla çalıştırıldığı iddia edilmiş, Sincan'daki bazı işletmeler, "zorla çalıştırma" yoluyla üretim yapıldığı iddialarının hedefi olmuştu. ABD Kongresi, Aralık 2021'de Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygur Türkleri ile diğer etnik ve dini azınlıkların zorla çalıştırılması yoluyla ürettiği malların ABD'ye ithalatının yasaklanmasını öngören yasayı kabul etmişti. Washington yönetimi, iddialara konu olan işletmelere ve onlarla çalışan şirketlere yaptırım kararları almıştı. Pekin yönetiminin sözcüleri ise zorla çalıştırma iddialarını "Çin-karşıtı güçler tarafından uydurulmuş yalanlar" olarak nitelemiş; ülkedeki insan hakları durumunun gerçeğe aykırı olarak karalanmaya çalışıldığını savunmuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 47 ülke, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik insan hakları ihlali iddialarına ilişkin kaygılarını belirtti.

BM İnsan Hakları Konseyi'nin (BMİHK) 50'ci oturumunda, Hollanda'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Paul Bekkers tarafından sunulan ortak açıklamada, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'nin, Sincan'daki insan haklarının durumuna ilişkin hazırladığı, ertelenen raporun bir an önce yayınlanmasının beklendiği bildirildi.

Üye ülkelerin Sincan'daki insan hakları durumuna ilişkin derin kaygılarının sürdüğü belirtilen açıklamada, "Kapsamlı araştırmalara dayanan çok sayıda güvenilir rapor, 1 milyonu aşkın insanın keyfi olarak gözaltında tutulduğuna işaret ediyor. Dahası, Uygurların ve diğer azınlık mensuplarının yaygın elektronik takibe ve ayrımcı uygulamalara maruz kaldığı, Uygur kültürü ile din ve inanç özgürlüğü dahil temel hak ve özgürlükler üzerinde aşırı kısıtlamaların olduğuna dair haberler var." ifadeleri kullanıldı.

47 ülke adına yapılan açıklamada, "İşkence ve diğer insanlık dışı, zalimce ve aşağılayıcı muamele ve cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel ve cinsiyete dayalı şiddet, zorla çalıştırma ve çocukların ebeveynlerinden zorla ayrıldığına ilişkin haberlere dair de kaygılarımızı bildiriyoruz." ifadelerine yer verildi.

Pekin yönetimine bu konudaki endişelere derhal yanıt vermesi çağrısı yapılan açıklamada, "Çin'i hukukun üstünlüğüne bağlı kalmaya, insan haklarının korunması konusunda ulusal ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeye, BM Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesini imzalamaya çağırıyoruz." değerlendirmesi yer aldı.

BM üyesi ülkeler, Çin hükümetinden, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Özel Prosedürler mekanizması dahil tüm bağımsız gözlemcilere Sincan'a anlamlı ve engelsiz erişim sağlaması, Irk Ayrımının Sonlandırılması Komitesinin (CERD) Ağustos 2018'de Sincan konusundaki önerilerini yerine getirmesi ve o zamandan bu yana dile getirilen endişelere yanıt vermesi talep edildi.

Ülkeler, Sincan'daki insan hakları durumu nedeniyle diğer üyelere, "sığınmacıları iade etmeme" kuralını uygulamasını salık verdi.

Bachelet'e Sincan raporu sorusu

Öte yandan BM üyeleri, İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in mayısta Çin'e yaptığı ziyaret ve Sincan'daki temaslarıyla ilgili daha detaylı bilgi sağlamasını, ziyaret sırasında uygulanan kısıtlamalara, hareket serbestisi ve sivil toplum temsilcilerine erişimine yönelik engellere ilişkin detaylı gözlemlerini aktarması istendi.

Ülkeler ayrıca, Bachelet'in BMİHK'nin 48'nci oturumunda duyurduğu, Sincan'daki insan haklarının durumuna ilişkin ertelenen raporun bir an önce yayınlanmasını beklediklerini belirterek, raporun yayınına ilişkin takvimin açıklanmasını talep etti.

BM İnsan Hakları Ofisi, 8 Mart'ta BM İnsan Hakları Konseyinin 48'inci oturumunda Pekin yönetimi ile BM heyetinin bölgeyi ziyaret etmesi konusunda anlaştıklarını duyurmuştu. Çin tarafının ziyarete, raporun ertelenmesi koşuluyla izin verdiği ileri sürülmüştü.

Sincan'daki insan hakları ihlallerine ilişkin iddialar

Çin, son yıllarda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlık mensuplarını hedef alan sistematik hak ihlallerine ilişkin iddialar nedeniyle uluslararası kamuoyunda eleştirilere hedef oluyor.

Türkiye'nin de yer aldığı BM üyesi 43 ülke, 21 Ekim 2021'de New York'ta düzenlenen BM İnsan Hakları Komitesi Toplantısı'nda yaptıkları ortak açıklamada, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 1 milyondan fazla kişinin "yeniden eğitim merkezi" adı verilen siyasi kamplarda alıkonulmasından, işkence, kötü muamele, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları ailelerinden ayırma gibi yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerine maruz kalmasından duydukları endişeyi dile getirmişti.

Açıklamada, bölgede din ve inanç özgürlüğü ile seyahat, toplantı ve ifade özgürlükleri üzerinde kısıtlamalar bulunduğu ve yaygın kullanılan elektronik izleme teknolojilerinin orantısız şekilde Uygurları ve diğer azınlık mensuplarını hedef aldığı belirtilmişti.

Pekin yönetiminin hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarını koruma konusundaki ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uyması gerektiği vurgulanan açıklamada, "Çin'e BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve ofisi de dahil bağımsız gözlemcilere Sincan'a hızlı, anlamlı ve serbest erişim sağlama çağrısı yapıyoruz." ifadelerine yer verilmişti.

Çin yönetimi, Sincan'da kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin tutulduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermezken, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermişti.

Zorla çalıştırma

Öte yandan çok sayıda Uygur Türkü'nün bölgedeki fabrikalarda zorla çalıştırıldığı iddia edilmiş, Sincan'daki bazı işletmeler, "zorla çalıştırma" yoluyla üretim yapıldığı iddialarının hedefi olmuştu.

ABD Kongresi, Aralık 2021'de Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygur Türkleri ile diğer etnik ve dini azınlıkların zorla çalıştırılması yoluyla ürettiği malların ABD'ye ithalatının yasaklanmasını öngören yasayı kabul etmişti.

Washington yönetimi, iddialara konu olan işletmelere ve onlarla çalışan şirketlere yaptırım kararları almıştı.

Pekin yönetiminin sözcüleri ise zorla çalıştırma iddialarını "Çin-karşıtı güçler tarafından uydurulmuş yalanlar" olarak nitelemiş; ülkedeki insan hakları durumunun gerçeğe aykırı olarak karalanmaya çalışıldığını savunmuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.