Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Bu dünyanın bir de ahireti var! Arınç’ın hakim katilinin isminin verildiği salonda yaptığına bak

Siyaset (Web Sitesi) - Web Sitesi | 06.07.2022 - 12:13, Güncelleme: 06.07.2022 - 12:13
 

Bu dünyanın bir de ahireti var! Arınç’ın hakim katilinin isminin verildiği salonda yaptığına bak

Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, bugünkü köşe yazısında CHP’li Çankaya Belediyesi’nin, hakim katili Yılmaz Güney’in ismi verilen bir salonda düzenlenen “Olağanüstü Hal Hukuku” isimli konferansta yaptığı açıklamalara tepki gösterdi.

Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, "Bülent Arınç, hakim katilinin ismi verilen salonda konuştu!" başlıklı  bugünkü köşe yazısında CHP’li Çankaya Belediyesi’nin, hakim katili Yılmaz Güney’in ismi verilen bir salonda düzenlenen “Olağanüstü Hal Hukuku” isimli konferansta, FETÖ'cülerle ilgili yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. İşte o yazı; Bülent Arınç susmuyor.. Çağırıyoruz, “bu kadar konuşmaya meraklı isen, CHP’lilerin içinde değil, FETÖ’cülerin medyasında değil, bir de akit tv’de konuş” diyoruz.. Korkuyor..   Gelemiyor.. “Akit tv’ye gelmekten korkuyor, bu vesile ile CHP’lilerin yanına gitmekten de belki çekinir” diyoruz.. Üç günü, dört edemiyor, yine koşuyor, dün FETÖ’yü gerekçe gösterip bu milletin inancını yasaklamakla meşgul olan darbeci CHP’lilerin etkinliklerinde boy gösterip, aynı FETÖ’yü aklayıp-paklayanlarla işbirliği yapıyor.. Bizde soyut anlatım yok. Ne diyorsak, somut belgesi de hemen peşinden geliyor.. Yıllarca Milli Görüş partilerinde görev yapan, o tarihlerde sürekli aşağılanan, en sonunda “Şeyini şey ettiğiminin şeyindendir” vecizesini patlatan Bülent Arınç, CHP’li Çankaya Belediyesi’nin, hakim katili Yılmaz Güney’in ismi verilen bir salonda düzenlenen “Olağanüstü Hal Hukuku” isimli konferansa katılmış. (Hakim katili derken, mecazi anlamda söylemiyorum.. Bildiğiniz türden bir silah ile bir hakimi öldüren Yılmaz Güney’den bahsediyorum.. Cezaevinden kaçırılıp, yurtdışına götürülen, böylece hakkettiği cezayı çekmeyen hakim katili Yılmaz Güney’in ismi verilmiş bir kamusal alandan düzenlenen etkinlikten bahsediyorum..) Bülent Arınç, “Bu salonda bir hakim katilinin portresinin ne işi var? Milletin vergileri ile masrafları karşılanan bir salonda, bir katilin ne işi var” diye sorması gerekir iken.. Uslu uslu salona girmiş.. Konuşmasını yapmış.. Çıkmış.. Ne mi demiş? Bildiğiniz, tahmin ettiğiniz türden sözler.. Sivil insanları iki parçaya ayıran tankları yürütenler için, Özel Harekat Polislerini havadan bombalayan alçaklar için, vücudu yerde, başı parçalanmış olarak bir binanın çatısında bulunan sivil kadının katilleri için, “Ben bu işin sivil tarafında olmaya söz verdim”den öte bir cümle kuramayan Arınç, o hain darbe girişimine katıldığı iddia edilenler için ise.. Bülbül olup, şakımış.. Oysa, dindar bir insan olarak tanıdığımız Bülent bey, önce bulunduğu ortama bakıp.. Şöyle kendisini bir sallayıp.. “Ben neredeyim. Bunlar kim? Beni dolduruşa getirmek isteyenler, dün neyi savunuyorlar idi, bugün neyi savunuyorlar” dese.. Kendisine verilmek istenilen rolden kurtulup, gerçekleri haykıracak.. Ama maalesef ki maalesef.. Bülent bey gerçekleri haykırmak bir yana, inadına inadına, kendisine verilen rolü, ustalıkla oynamakta kararlı.. “Burası CHP’nin onlarca yıldır elinden düşmeyen Çankaya Belediyesi’nin bir etkinlik alanı.. Bu CHP’liler, düne kadar FETÖ’nün emperyal bir örgüt olduğunu söyleyerek, onların üzerinden dindar insanların temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamışlardı. Başörtü yasağını uygularken, FETÖ’nün devleti ele geçirme planlarını öne sürüyorlardı.. İHL’lere katsayı zulmünü getirirken, FETÖ’nün üniversiteleri ele geçirme planlarını kendilerine gerekçe yapıyorlardı. Ama şimdi, FETÖ tam da hain darbe girişimine imza atmış.. Millet direnmiş, FETÖ başarılı olamamış.. ‘Bu ülkede artık darbe olmaz. Darbe olursa, tankın üzerine ilk, ben çıkarım’ diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe olduğunda, tankların arasından, kendisine açılan yoldan geçip, belediye başkanının evine gidip, darbeyi uzaktan seyretmiş.. Şimdi, 100 darbecinin arasında üç tane de, darbeye gönüllü katılmamış sanık var ise.. O üç kişiyi gösterip, darbeyi tümden aklayıp-paklayan söylemlere destek verip, sandıktan çıkan siyasi iktidarı devirmeye kalkışanlarla ben niye birlikte olayım ki?” demiyor.. Kapı kapı dolaşıp.. Tv tv koşturup.. (Ama akit tv’den korkuyor.) İnternet sitelerinden birisine verdiği demeç yayınlanmadan, bir diğerine demeç yollayıp.. CHP’yi iktidara taşımak için çalışan FETÖ’cülerle birlik olup, “Benim askeri okulda okuyan oğlum, darbeye katılmadığı halde cezaevinde” derken bile, “Fetullah Gülen’e terörist diyemem” açıklaması yapabilenlerle kol kola, İmam Hatipli cumhurbaşkanının ayağını kaydırmaya çalışıyor.. “Askeri uçakla bombalanıp şehid edilen 44 Özel Harekat Polisinin bir kusuru var mıydı? niye bombalandılar? Niye öldürüldüler? Niye, milletin vergileri ile vatan savunması için alınmış savaş uçakları, kendi polislerimizi bombaladı?” diye sorması gerekenler.. Bu soruyu sormuyorlar.. “Başı, vücudundan ayrılmış olarak bulunan kadının suçu neydi ki, havadan bombalandı” diye sorulmuyor.. “Tankın paletleri altında vücudu ikiye ayrılan sivil insanların bildiğiniz herhangi bir suçu var mıydı?” diye sorulmuyor.. Eğer gerçekten darbe ile ilgileri yok ise, eninde sonunda beraat edecekleri açık olan insanların yargılamaları daha sürerken, “Askeri okulda öğrenci olup da haksızlığa uğrayan var mıdır” diye yöneltilen soruya, Bülent bey hemen cevabı yapıştırıyor: “Elbette fazlasıyla haksızlığa uğrayan vardır.” Bülent bey bu sözleri sarfeder de, 15 Temmuz hain darbe girişiminde başarılı olamayınca, yurtdışına kaçan FETÖ’nün elemanları boş durur mu? Yurtdışına kaçıp, oradan kronos internet sitesini kuran FETÖ’cüler, hemen haberi patlatıyorlar:
Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, bugünkü köşe yazısında CHP’li Çankaya Belediyesi’nin, hakim katili Yılmaz Güney’in ismi verilen bir salonda düzenlenen “Olağanüstü Hal Hukuku” isimli konferansta yaptığı açıklamalara tepki gösterdi.

Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, "Bülent Arınç, hakim katilinin ismi verilen salonda konuştu!" başlıklı  bugünkü köşe yazısında CHP’li Çankaya Belediyesi’nin, hakim katili Yılmaz Güney’in ismi verilen bir salonda düzenlenen “Olağanüstü Hal Hukuku” isimli konferansta, FETÖ'cülerle ilgili yaptığı açıklamalara tepki gösterdi.

İşte o yazı;

Bülent Arınç susmuyor..

Çağırıyoruz, “bu kadar konuşmaya meraklı isen, CHP’lilerin içinde değil, FETÖ’cülerin medyasında değil, bir de akit tv’de konuş” diyoruz..

Korkuyor..

 

Gelemiyor..

“Akit tv’ye gelmekten korkuyor, bu vesile ile CHP’lilerin yanına gitmekten de belki çekinir” diyoruz..

Üç günü, dört edemiyor, yine koşuyor, dün FETÖ’yü gerekçe gösterip bu milletin inancını yasaklamakla meşgul olan darbeci CHP’lilerin etkinliklerinde boy gösterip, aynı FETÖ’yü aklayıp-paklayanlarla işbirliği yapıyor..

Bizde soyut anlatım yok.

Ne diyorsak, somut belgesi de hemen peşinden geliyor..

Yıllarca Milli Görüş partilerinde görev yapan, o tarihlerde sürekli aşağılanan, en sonunda “Şeyini şey ettiğiminin şeyindendir” vecizesini patlatan Bülent Arınç, CHP’li Çankaya Belediyesi’nin, hakim katili Yılmaz Güney’in ismi verilen bir salonda düzenlenen “Olağanüstü Hal Hukuku” isimli konferansa katılmış. (Hakim katili derken, mecazi anlamda söylemiyorum.. Bildiğiniz türden bir silah ile bir hakimi öldüren Yılmaz Güney’den bahsediyorum.. Cezaevinden kaçırılıp, yurtdışına götürülen, böylece hakkettiği cezayı çekmeyen hakim katili Yılmaz Güney’in ismi verilmiş bir kamusal alandan düzenlenen etkinlikten bahsediyorum..)

Bülent Arınç, “Bu salonda bir hakim katilinin portresinin ne işi var? Milletin vergileri ile masrafları karşılanan bir salonda, bir katilin ne işi var” diye sorması gerekir iken..

Uslu uslu salona girmiş..

Konuşmasını yapmış..

Çıkmış..

Ne mi demiş?

Bildiğiniz, tahmin ettiğiniz türden sözler..

Sivil insanları iki parçaya ayıran tankları yürütenler için, Özel Harekat Polislerini havadan bombalayan alçaklar için, vücudu yerde, başı parçalanmış olarak bir binanın çatısında bulunan sivil kadının katilleri için, “Ben bu işin sivil tarafında olmaya söz verdim”den öte bir cümle kuramayan Arınç, o hain darbe girişimine katıldığı iddia edilenler için ise..

Bülbül olup, şakımış..

Oysa, dindar bir insan olarak tanıdığımız Bülent bey, önce bulunduğu ortama bakıp..

Şöyle kendisini bir sallayıp..

“Ben neredeyim. Bunlar kim? Beni dolduruşa getirmek isteyenler, dün neyi savunuyorlar idi, bugün neyi savunuyorlar” dese..

Kendisine verilmek istenilen rolden kurtulup, gerçekleri haykıracak..

Ama maalesef ki maalesef..

Bülent bey gerçekleri haykırmak bir yana, inadına inadına, kendisine verilen rolü, ustalıkla oynamakta kararlı..

“Burası CHP’nin onlarca yıldır elinden düşmeyen Çankaya Belediyesi’nin bir etkinlik alanı.. Bu CHP’liler, düne kadar FETÖ’nün emperyal bir örgüt olduğunu söyleyerek, onların üzerinden dindar insanların temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamışlardı. Başörtü yasağını uygularken, FETÖ’nün devleti ele geçirme planlarını öne sürüyorlardı.. İHL’lere katsayı zulmünü getirirken, FETÖ’nün üniversiteleri ele geçirme planlarını kendilerine gerekçe yapıyorlardı. Ama şimdi, FETÖ tam da hain darbe girişimine imza atmış.. Millet direnmiş, FETÖ başarılı olamamış.. ‘Bu ülkede artık darbe olmaz. Darbe olursa, tankın üzerine ilk, ben çıkarım’ diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe olduğunda, tankların arasından, kendisine açılan yoldan geçip, belediye başkanının evine gidip, darbeyi uzaktan seyretmiş.. Şimdi, 100 darbecinin arasında üç tane de, darbeye gönüllü katılmamış sanık var ise.. O üç kişiyi gösterip, darbeyi tümden aklayıp-paklayan söylemlere destek verip, sandıktan çıkan siyasi iktidarı devirmeye kalkışanlarla ben niye birlikte olayım ki?” demiyor..

Kapı kapı dolaşıp..

Tv tv koşturup.. (Ama akit tv’den korkuyor.)

İnternet sitelerinden birisine verdiği demeç yayınlanmadan, bir diğerine demeç yollayıp..

CHP’yi iktidara taşımak için çalışan FETÖ’cülerle birlik olup, “Benim askeri okulda okuyan oğlum, darbeye katılmadığı halde cezaevinde” derken bile, “Fetullah Gülen’e terörist diyemem” açıklaması yapabilenlerle kol kola, İmam Hatipli cumhurbaşkanının ayağını kaydırmaya çalışıyor..

“Askeri uçakla bombalanıp şehid edilen 44 Özel Harekat Polisinin bir kusuru var mıydı? niye bombalandılar? Niye öldürüldüler? Niye, milletin vergileri ile vatan savunması için alınmış savaş uçakları, kendi polislerimizi bombaladı?” diye sorması gerekenler..

Bu soruyu sormuyorlar..

“Başı, vücudundan ayrılmış olarak bulunan kadının suçu neydi ki, havadan bombalandı” diye sorulmuyor..

“Tankın paletleri altında vücudu ikiye ayrılan sivil insanların bildiğiniz herhangi bir suçu var mıydı?” diye sorulmuyor..

Eğer gerçekten darbe ile ilgileri yok ise, eninde sonunda beraat edecekleri açık olan insanların yargılamaları daha sürerken, “Askeri okulda öğrenci olup da haksızlığa uğrayan var mıdır” diye yöneltilen soruya, Bülent bey hemen cevabı yapıştırıyor:

“Elbette fazlasıyla haksızlığa uğrayan vardır.”

Bülent bey bu sözleri sarfeder de, 15 Temmuz hain darbe girişiminde başarılı olamayınca, yurtdışına kaçan FETÖ’nün elemanları boş durur mu?

Yurtdışına kaçıp, oradan kronos internet sitesini kuran FETÖ’cüler, hemen haberi patlatıyorlar:

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.