Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

CHP ve İngiliz dostları 100. yılda neyi kutlayacak?

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 03.11.2022 - 09:45, Güncelleme: 03.11.2022 - 09:45
 

CHP ve İngiliz dostları 100. yılda neyi kutlayacak?

Zekeriya Say'ın Köşe Yazısı

Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk Milli Eğitim Bakanı Dr. Rıza Nur ve arkadaşları, talebelik yıllarında Sultan Abdülhamid’i sıkıştırmak için İngiltere’den yardım isterler..  Üsküdar’da el koydukları vapur ile Sirkeci’ye, ardından da yürüyerek Beyoğlu’nda bulunan İngiliz sefaretine ellerinde pankartlarla giderek, “Dünyanın denizlerini İngiliz donanması doldursun sonra da İngiltere, Türk’ün hürriyetine yardım etsin” niyazında bulunurlar.  İttihatçılardaki ‘İngiliz aşkı”, daha sonra devamı niteliğindeki CHP’ye de sirayet etmiştir. “Karaoğlan” lakaplı Bülent Ecevit’in, İngiltere’de ateşe yardımcılığı yaparken, bazı İngilizlerle sıkı ilişki kurduğu ve oradan gelen sempatiyle, “İngiliz Demokrasisi’ni Türkiye’de uygulamak” niyetinde olduğu iddia edilmişti.  Yıllarca kendisini ‘Türk milliyetçisi’ olarak pazarlayan Mansur Yavaş, CHP’ye geçtikten ve 2019 yılında, ABB Başkanlık koltuğunda oturduktan iki ay sonra, üstelik Ankara’yı basan ve 3 kişinin öldüğü sele rağmen İngiltere’ye tatile(!) gitmişti…  Yavaş’tan birkaç gün sonra, özellikle operasyon üssü Chatham House’un bulunduğu Londra’ya giderek Abdullah Gül fotoğrafı önünde poz veren.. İstanbul halkı kar yağışı nedeniyle felç olan trafikte ölüm kalım mücadelesi verirken, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Chilcott ile balık keyfi yapan Ekrem İmamoğlu’nun , “beginner” seviyesine rağmen her fırsatta İngilizce konuşmaya çalışması bile durumunu özetlemeye yetiyor. Peki ya, 1 Mart 2011 tarihinde, İngiltere’nin başkenti Londra’da Avam Kamerası’nda düzenlenen Türkiye’nin İşçi Partili Dostları grubunun 4’üncü kuruluş yıldönümü resepsiyona katılan ve muhatap bulamadığı için İşçi Parti’nin gölge dışişleri bakanı ile görüşerek geri dönen Kemal Kılıçdaroğlu için aynı şeyi söylemek mümkün mü? * Detaylara devam etmeden küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum. 1830’larda bu coğrafyada görev yapan ve İngilizlerin Osmanlı politikasını şekillendiren beyinlerden birisi olan Lord Palmerson, ‘’İngiltere’nin ebedi dost ve düşmanları yoktur, değişmez çıkarları vardır” sözüyle ünlüdür.  İngilizler, “CHP Genel Başkanı” sıfatıyla 2011’de İngiltere’ye geldiğinde yüzüne bile bakmadıkları Kılıçdaroğlu’nu, anlaşılan  “dostlar” listesinin üst sıralarına yazmış görünüyor. Kısa bir süre önce İngiliz ekonomi dergisi The Economist, yayımladığı manşet haberinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 seçimlerindeki rakibi” olarak tanıtarak, “Erdoğan’ın Muhtemel Rakibiyle Tanışın” başlığını kullanmıştı. İmamoğlu ile yediği balık ile gündeme gelen Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Dominick Chilcott bile adeta İmamoğlu’na mesaj gönderircesine, Türkiye’den ayrılmadan 2 hafta önce 8 Haziran 2022’de Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’ndeki makamında ziyaret etmişti.  Bu süreçte bendeniz, “ajan” kimliğiyle bilinen ve Türkiye’den ayrılırken, “DNA’mı burada bırakıyorum” diyen İngiliz sefiri Dominick Chilcott’un serencamını anlatmış ve Türkiye’nin 100. yılına yönelik mesajını hatırlatmıştım. O gün fark edemediğim bir ipucunu hatırlatmak için yazının o kısmını aynen aktarıyorum:  “Sir Dominick John Chilcott. İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi… 1980’li yıllarda Türkiye’de bulundu. Henüz 20’li yaşlarında iken uzun süre ülkemizde çalıştı. Saddam sonrası Irak’ı bölmek için kurulan ve Osmanlı’dan esinlenerek Irak’ı önemli merkezler çevresinde idari bölgelere ayırmayı kararlaştıran, “Bakanlıklararası Planlama Ünitesi” adlı koordinasyon kuruluşuna başkanlık yaptı. “Irak lideri Saddam Hüseyin’in kimyasal ve biyolojik silah taşıyan orta menzilli füzelerle aralarında Türkiye’nin de bulunduğu komşularını 45 dakika içinde vurmak için askeri planlara sahip olduğunu” öne süren İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair’e, Irak Savaşı’nda izlediği politikasıyla ilgili oluşturulan soruşturma komisyonun başkanlığını da o yürüttü. 2011’de, Londra’nın İran’ın nükleer programına yönelik yaptırımlarını protesto eden ve İngiliz elçinin ülkeyi terk etmesini isteyen İranlı öğrenciler, Tahran’daki İngiliz Büyükelçiliği’ne baskın düzenlediğinde, İngiltere’nin Tahran Büyükelçisi Chilcott’tu. Ocak 2018’de ise gençliğini geçirdiği Türkiye’ye, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi olarak atandı. Sir Chilcott, su gibi Türkçesinin yanı sıra kendisine hediye edilen Atatürk portresini, “odamın en güzel yerinde saklayacağım” diyecek kadar Atatürk hayranı.  Değme Türk’ten daha Türkmüş gibi davranan Birleşik Krallık Büyükelçisi Dominick Chilcott, verdiği özel bir röportajda, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümü geldiğinde kutlanacak çok şey olacak” demişti.” * Ezcümle: “Teknolojik gezi” bahanesiyle ABD’ye icazet seferine giden ve kayıp 8 saatle gezisine FETÖ gölgesi düşüren Kılıçdaroğlu, ülkeye döner dönmez,  TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tarafından TSK’ya yönelik “kimyasal silah” iftirası karşısında sessiz kaldı. Bu iftira milletin sinesine takılınca, bu kez Kemal Kılıçdaroğlu devreye girerek İngiltere’ye yapacağı sözde gezi öncesi yanına aldığı İngiliz gelini Hacer Foggo ile kolluk kuvvetlerine ve devlete, kimyasallar katılarak laboratuvarda üretilen metamfetamin iftirası attı. Süleyman Demirel, 1992 yılında İngiltere’ye yaptığı ziyaret öncesinde, “İngiltere, ABD siyasetinin mutfağı gibidir” demişti.  Anlaşılan Kılıçdaroğlu, ABD’de aldığı siparişi İngiltere’de pişirecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümü geldiğinde kutlayacaklarına göre pişirdikleri her neyse belli ki kendilerine göre çok kıymetli bir şey! 
Zekeriya Say'ın Köşe Yazısı

Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk Milli Eğitim Bakanı Dr. Rıza Nur ve arkadaşları, talebelik yıllarında Sultan Abdülhamid’i sıkıştırmak için İngiltere’den yardım isterler..

 Üsküdar’da el koydukları vapur ile Sirkeci’ye, ardından da yürüyerek Beyoğlu’nda bulunan İngiliz sefaretine ellerinde pankartlarla giderek, “Dünyanın denizlerini İngiliz donanması doldursun sonra da İngiltere, Türk’ün hürriyetine yardım etsin” niyazında bulunurlar.

 İttihatçılardaki ‘İngiliz aşkı”, daha sonra devamı niteliğindeki CHP’ye de sirayet etmiştir.

“Karaoğlan” lakaplı Bülent Ecevit’in, İngiltere’de ateşe yardımcılığı yaparken, bazı İngilizlerle sıkı ilişki kurduğu ve oradan gelen sempatiyle, “İngiliz Demokrasisi’ni Türkiye’de uygulamak” niyetinde olduğu iddia edilmişti. 

Yıllarca kendisini ‘Türk milliyetçisi’ olarak pazarlayan Mansur Yavaş, CHP’ye geçtikten ve 2019 yılında, ABB Başkanlık koltuğunda oturduktan iki ay sonra, üstelik Ankara’yı basan ve 3 kişinin öldüğü sele rağmen İngiltere’ye tatile(!) gitmişti… 

Yavaş’tan birkaç gün sonra, özellikle operasyon üssü Chatham House’un bulunduğu Londra’ya giderek Abdullah Gül fotoğrafı önünde poz veren..

İstanbul halkı kar yağışı nedeniyle felç olan trafikte ölüm kalım mücadelesi verirken, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Chilcott ile balık keyfi yapan Ekrem İmamoğlu’nun , “beginner” seviyesine rağmen her fırsatta İngilizce konuşmaya çalışması bile durumunu özetlemeye yetiyor.

Peki ya, 1 Mart 2011 tarihinde, İngiltere’nin başkenti Londra’da Avam Kamerası’nda düzenlenen Türkiye’nin İşçi Partili Dostları grubunun 4’üncü kuruluş yıldönümü resepsiyona katılan ve muhatap bulamadığı için İşçi Parti’nin gölge dışişleri bakanı ile görüşerek geri dönen Kemal Kılıçdaroğlu için aynı şeyi söylemek mümkün mü?

*

Detaylara devam etmeden küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum.

1830’larda bu coğrafyada görev yapan ve İngilizlerin Osmanlı politikasını şekillendiren beyinlerden birisi olan Lord Palmerson, ‘’İngiltere’nin ebedi dost ve düşmanları yoktur, değişmez çıkarları vardır” sözüyle ünlüdür. 

İngilizler, “ CHP Genel Başkanı” sıfatıyla 2011’de İngiltere’ye geldiğinde yüzüne bile bakmadıkları Kılıçdaroğlu’nu, anlaşılan  “dostlar” listesinin üst sıralarına yazmış görünüyor.

Kısa bir süre önce İngiliz ekonomi dergisi The Economist, yayımladığı manşet haberinde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 seçimlerindeki rakibi” olarak tanıtarak, “Erdoğan’ın Muhtemel Rakibiyle Tanışın” başlığını kullanmıştı.

İmamoğlu ile yediği balık ile gündeme gelen Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Dominick Chilcott bile adeta İmamoğlu’na mesaj gönderircesine, Türkiye’den ayrılmadan 2 hafta önce 8 Haziran 2022’de Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’ndeki makamında ziyaret etmişti. 

Bu süreçte bendeniz, “ajan” kimliğiyle bilinen ve Türkiye’den ayrılırken, “DNA’mı burada bırakıyorum” diyen İngiliz sefiri Dominick Chilcott’un serencamını anlatmış ve Türkiye’nin 100. yılına yönelik mesajını hatırlatmıştım. O gün fark edemediğim bir ipucunu hatırlatmak için yazının o kısmını aynen aktarıyorum: 

“Sir Dominick John Chilcott. İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi… 1980’li yıllarda Türkiye’de bulundu. Henüz 20’li yaşlarında iken uzun süre ülkemizde çalıştı.

Saddam sonrası Irak’ı bölmek için kurulan ve Osmanlı’dan esinlenerek Irak’ı önemli merkezler çevresinde idari bölgelere ayırmayı kararlaştıran, “Bakanlıklararası Planlama Ünitesi” adlı koordinasyon kuruluşuna başkanlık yaptı.

“Irak lideri Saddam Hüseyin’in kimyasal ve biyolojik silah taşıyan orta menzilli füzelerle aralarında Türkiye’nin de bulunduğu komşularını 45 dakika içinde vurmak için askeri planlara sahip olduğunu” öne süren İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair’e, Irak Savaşı’nda izlediği politikasıyla ilgili oluşturulan soruşturma komisyonun başkanlığını da o yürüttü.

2011’de, Londra’nın İran’ın nükleer programına yönelik yaptırımlarını protesto eden ve İngiliz elçinin ülkeyi terk etmesini isteyen İranlı öğrenciler, Tahran’daki İngiliz Büyükelçiliği’ne baskın düzenlediğinde, İngiltere’nin Tahran Büyükelçisi Chilcott’tu.

Ocak 2018’de ise gençliğini geçirdiği Türkiye’ye, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi olarak atandı. Sir Chilcott, su gibi Türkçesinin yanı sıra kendisine hediye edilen Atatürk portresini, “odamın en güzel yerinde saklayacağım” diyecek kadar Atatürk hayranı. 

Değme Türk’ten daha Türkmüş gibi davranan Birleşik Krallık Büyükelçisi Dominick Chilcott, verdiği özel bir röportajda, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümü geldiğinde kutlanacak çok şey olacak” demişti.”

*

Ezcümle:

“Teknolojik gezi” bahanesiyle ABD’ye icazet seferine giden ve kayıp 8 saatle gezisine FETÖ gölgesi düşüren Kılıçdaroğlu, ülkeye döner dönmez,  TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tarafından TSK’ya yönelik “kimyasal silah” iftirası karşısında sessiz kaldı. Bu iftira milletin sinesine takılınca, bu kez Kemal Kılıçdaroğlu devreye girerek İngiltere’ye yapacağı sözde gezi öncesi yanına aldığı İngiliz gelini Hacer Foggo ile kolluk kuvvetlerine ve devlete, kimyasallar katılarak laboratuvarda üretilen metamfetamin iftirası attı.

Süleyman Demirel, 1992 yılında İngiltere’ye yaptığı ziyaret öncesinde, “İngiltere, ABD siyasetinin mutfağı gibidir” demişti. 

Anlaşılan Kılıçdaroğlu, ABD’de aldığı siparişi İngiltere’de pişirecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümü geldiğinde kutlayacaklarına göre pişirdikleri her neyse belli ki kendilerine göre çok kıymetli bir şey! 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.