CHP’li Ekrem İmamoğlu yine kemalistleri kızdırdı! Düşündü düşündü ve sonunda ‘Atatürk’ ile…
CHP’li Ekrem İmamoğlu yine kemalistleri kızdırdı! Düşündü düşündü ve sonunda ‘Atatürk’ ile…
CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaptığı ‘Atatürk’ açıklamasıyla kemalistleri fena kızdırdı. Yıllarca ‘Atatürk’ istismarıyla vatandaşların oylarını sömüren CHP’nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir Youtube programında, “Bugünlerde günlerce Atatürk ile dertleşmek isterdim” dedi.
CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaptığı ‘Atatürk’ açıklamasıyla kemalistleri fena kızdırdı. Yıllarca ‘Atatürk’ istismarıyla vatandaşların oylarını sömüren CHP’nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir Youtube programında, “Bugünlerde günlerce Atatürk ile dertleşmek isterdim” dedi.
Yıllardır ‘Atatürk’ istismarıyla oy devşiren CHP’nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaptığı ‘Atatürk’ açıklamasıyla kemalistleri kızdırdı.
Uzunca düşündükten sonra ‘Atatürk’ ile dertleşmek istediğini söyledi!
Osmantan Erkır'ın Youtube kanalına konuk olan İmamoğlu, burada kendisine sorulan" Bir sohbet sofrası kurulacak olsa, hani şairin deyimiyle “masa da masaymış ha” diyeceğimiz bir sofra olsa, kimler olsun isterdiniz?" sorusu soruldu. İmamoğlu, ‘düşündü düşündü düşündü… Çok var’ dedi. İmamoğlu uzunca bir düşünmenin ardından sonunda bombayı patlattı: Bugünlerde günlerce Atatürk ile dertleşmek isterdim!
İmamoğlu’nun ‘Atatürk’ sözleri kemalistleri kızdırdı
Ekrem İmamoğlu, çok uzunca düşündükten sonra ‘Atatürk’ün ismini söyleyerek kemalistleri kızdıran sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onun deneyimleri üzerinden herhalde muhteşem bir sofra olurdu, çok zevkli bir sofra olurdu. Ve tabii Atatürk’ün dostları o sofrada varsa eğer, zaten çok zengin bir sofraya dönüşürdü. Düşünsenize şöyle mesela, Nâzım Hikmet de olsa... Nâzım Hikmet muhteşem bir şair, çok başka bir insan. Ben çok şiir okurum bu arada. Rahatlatıyor, yani dalıp gidiyorsunuz bazen. Nâzım Hikmet’in yanına Bedri Rahmi otursa fena mı olur? Kemal Tahir otursa fena mı olur?"
CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun kemalistleri kızdıran sözleri, Kadir Mısıroğlu’nun ‘Atatürk heykelinden izin alan asker’ olayını hatırlattı.
Merhum tarihçi Üstad Kadir Mısıroğlu, geçtiğimiz yıllarda yaptığı bir sohbetinde Kemalist zihniyetin ne denli bir zillete düştüğünü gözler önüne seren bir ‘Atatürk heykelinden izin alan asker’ anısını paylaşmıştı.
Mısıroğlu şunları anlatmıştı;
Eskişehir askerî cezâevinde askerlerden biri görünmeyince.. "Falan asker nerede?" "O Atadan izinli." Ben de zannediyorum Atadan soyadında bir subay var; o izin vermiş.. Bu söyler.. Lakırtılar çoğalınca.. "Bu Atadan subay burada mı?" dedim, "Vazîfeli?" Çünkü benim gördüğüm orada bir üsteğmen var, bir astsubay var. "Aaa" dediler, "Sen bilmiyorsun. Burada bir vak'a yaşandı da kaçanlara biz ATADAN İZİNLİ diyoruz." "Hayırdır?" dedim. Dediler ki.. Askerin biri kumandandan izin istedi; kumandan buna izin vermedi. İşte bir ma'zeret beyân etti; "Anam öldü, babam öldü." Neyse vermedi.. Bu kaçtı.. Bir müddet sonra hiçbir şey olmamış gibi çıktı geldi. "Ulan sen nerdeydin?!" "Ben izinliydim." "Ulan!".. Subay diyor ki "Ben sana izin vermedim! Sen ben.." "Sen vermedin; ama ben Atatürk'ten izin aldım!" diyor. "Ne demek o?!" Diyor ki.. "Gittim Atatürk'e." Orada her birlikte bir heykel var. Cumartesi, pazar önünde rükû derecesinde eğilirler. Câhiliye devâm ediyor; câhiliye ortadan kalkmaz. Ümmet-i Muhammed de ebedîdir; Ümmet-i Cühelâ da Ebû Cehil de ebedîdir. "Gittim heykele sizi şikâyet ettim. Ondan izin istedim; o da bana izin verdi gittim." "Ulan kafadan kontak mısın?!" Dövdükçe adam gene teyîd etti. Sonunda koynundan bir gazete çıkarmış. 27 Mayıs İhtilâli'nde Anıtkabir'e gittiler; Cemal Gürsel başta olmak üzere. Ben hatırlıyorum vak'ayı. Mustafa Kemal'e, Demokrat Parti erkânını şikâyet ettiler.. "Senden.. Sizden aldığımız müsâadeyle biz bu ihtilâli yaptık!"; deftere de böyle yazdılar.. Bu gazeteyi göstermiş.. "Memleketin en seçkin adamları Atatürk'ün huzûruna gidiyor, ona şikâyette bulunuyor ve ondan aldığı müsâadeyle ihtilâl yapıyor da ben ondan aldığım müsâadeyle izin kullansam ne lâzım gelir?!" Dövdükçe adam inat etmiş. İrfan Özaydınlı'ya bunun haberi gitmiş. İrfan Özaydınlı bunu dinledikten sonra bütün askeri toplamış. "Bir daha anlat!" demiş; bir daha anlatmış. "Benden sana bir ay izin! Git!" demiş. Yalan bile hoşuna gitti. Biliyor ki sahtekarlık ediyor; ama Mustafa Kemal'e serfürû tarzında bir sahtekarlığı bile mükâfâtlandırdı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.