Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Çocuklar arasında vakalar arttı!

Sağlık 31.10.2023 - 19:43, Güncelleme: 31.10.2023 - 19:43
 

Çocuklar arasında vakalar arttı!

Uzman isim, 14 günden uzun süren ishal vakalarına karşı aileleri uyardı.

Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Doktor Meltem Gülşan, çocuklarda kronik ishale dikkat çekerek, ishalin 14 günden uzun sürmesi durumunda bunun kronik veya persistan ishal olarak adlandırıldığını, kronik ishallerin sıklığının tüm dünyada yaklaşık yüzde 3 ile 20 arasında olduğunu söyledi. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kronik ishalin nedenlerinin farklılık gösterdiğine değinen Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Doktor Meltem Gülşan, gelişmekte olan ülkelerde bağırsak enfeksiyonlarının kronik ishalin önemli bir kısmını oluşturduğunu ve bu çocuklardaki sosyoekonomik şartlar, beslenme bozukluğu, mikrobesinlerin eksikliği gibi faktörlerin kronik ishal gelişimine zemin hazırladığını söyledi. Uzm. Dr. Gülşan, ishalin 14 günden uzun sürmesi durumunda bunun kronik veya persistan ishal olarak adlandırıldığını, kronik ishallerin sıklığının tüm dünyada yaklaşık yüzde 3 ile 20 arasında olduğunu kaydetti. İshal diğer bir ifade ile (Diyare) sindirim sistemi rahatsızlıklarından kaynaklanan, normalden daha sık ve sulu dışkılama olarak tanımlanabileceğini belirtti. İshalin genellikle bağırsak hareketlerinin hızlanması ve bağırsaklardaki suyun ve elektrolitlerin emilimini engelleyen bir durum neticesinde meydana geldiğini ifade eden Uzm. Dr. Gülşan, Akut ishalin 7 ile 10 gün sürdüğüne vurgu yaptı. “Karın ağrısı, kilo kaybı, kusma organik hastalıklar uyarıcıdır” Bağırsak lümenindeki su absorbsiyonunun azalması (bozulmuş elektrolit emilimi veya aşırı elektrolit sekresyonu) ya da lümene su çeken osmotik bir yükün olması ile ishal meydana geldiğini belirten Uzman Doktor Gülşan, “Kronik ishale neden olan durumlar temel olarak osmotik ve sekretuvar olarak ikiye ayrılır. Ancak bazı hastalıklarda her iki mekanizma da ishal oluşumundan sorumlu olabilir. Hastanın dışkılama sıklığı, volümü, kan ve mukus içeriği ve çocuğun diyeti ile ilişkisi sorgulanmalıdır. Eşlik eden karın ağrısı, kilo kaybı, kusma organik hastalıklar için uyarıcıdır. Eklem yakınması ve ağız ülserleri, inflamatuar bağırsak hastalıklarına eşlik edebilir. Enfeksiyöz ishaller için başka hastalarla temas ve yakın zamanda yapılan seyahatler sorgulanmalıdır. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu ve rektal prolapsus, kistik fibrozis için tipik iken, kronik ishale eşlik eden ağır sistemik enfeksiyonlar immün yetmezliğin bir göstergesi olabilir. Fizik muayenede hastanın kilo, boy ve baş çevresi, büyüme geriliğine göre değerlendirmelidir. Kilo alımında azalma, durma veya kilo kaybı sıklıkla önemli bir hastalığın habercisidir. Karın muayenesinde iç organlarda şişliğin hissedilmesi, malabsorbsiyon sendromları ya da bakteriyel aşırı çoğalmaya işaret eder. Anal muayenede inflamatuar bağırsak hastalığına ait fistül ağzı gibi perianal hastalık keşfi olabilir ya da rektal tuşede kanlı dışkı tespit edilebilir. Büyüme geriliği olan ya da kilo alımı yetersiz olan hastalarda tetkikler aşamalı olarak planlanmalıdır. İlk aşamada gaita incelemeleri, mikrobiyolojik testler, bağırsak emilim testleri, çölyak ve besin alerjileri değerlendirilir. Daha sonraki aşamalarda ise gerekirse radyolojik, endoskopik ve histolojik tetkikler planlanır. Çocukluk çağında yağ malabsorbsiyonunun en ciddi olduğu hastalık kistik fibrozistir. Çölyak hastalığı, inek sütü protein alerjisi ve crohn hastalığında da yağ malabsorbsiyonu gelişebilir. İlk basamak tetkiklerle tanı konulamayan hastalara, endoskopi ve/veya kolonoskopi yapılarak mukoza görünümü değerlendirilir ve biyopsiler alınır. Biyopsinin histopatolojik değerlendirmesi ile çölyak hastalığı, inflamatuar bağırsak hastalıkları, alerjik enteropatiler, intestinal lenfienjiektazi tanıları konur. Tanı konulamayan hastalarda immünhistokimyasal ve elektron mikroskop ile tanıya gidilebilir. Safra asit malabsorbsiyonundan şüphe edilen hastalarda dışkıda total veya spesifik safra asitleri ölçülebilir. Tanı için gerekirse motilite çalışması, elektofizyolojik çalışmalar ve özellikle konjenital ishallerde genetik araştırmalar yapılabilir” diye konuştu.
Uzman isim, 14 günden uzun süren ishal vakalarına karşı aileleri uyardı.

Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Doktor Meltem Gülşan, çocuklarda kronik ishale dikkat çekerek, ishalin 14 günden uzun sürmesi durumunda bunun kronik veya persistan ishal olarak adlandırıldığını, kronik ishallerin sıklığının tüm dünyada yaklaşık yüzde 3 ile 20 arasında olduğunu söyledi.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kronik ishalin nedenlerinin farklılık gösterdiğine değinen Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Doktor Meltem Gülşan, gelişmekte olan ülkelerde bağırsak enfeksiyonlarının kronik ishalin önemli bir kısmını oluşturduğunu ve bu çocuklardaki sosyoekonomik şartlar, beslenme bozukluğu, mikrobesinlerin eksikliği gibi faktörlerin kronik ishal gelişimine zemin hazırladığını söyledi.

Uzm. Dr. Gülşan, ishalin 14 günden uzun sürmesi durumunda bunun kronik veya persistan ishal olarak adlandırıldığını, kronik ishallerin sıklığının tüm dünyada yaklaşık yüzde 3 ile 20 arasında olduğunu kaydetti. İshal diğer bir ifade ile (Diyare) sindirim sistemi rahatsızlıklarından kaynaklanan, normalden daha sık ve sulu dışkılama olarak tanımlanabileceğini belirtti. İshalin genellikle bağırsak hareketlerinin hızlanması ve bağırsaklardaki suyun ve elektrolitlerin emilimini engelleyen bir durum neticesinde meydana geldiğini ifade eden Uzm. Dr. Gülşan, Akut ishalin 7 ile 10 gün sürdüğüne vurgu yaptı.

“Karın ağrısı, kilo kaybı, kusma organik hastalıklar uyarıcıdır”

Bağırsak lümenindeki su absorbsiyonunun azalması (bozulmuş elektrolit emilimi veya aşırı elektrolit sekresyonu) ya da lümene su çeken osmotik bir yükün olması ile ishal meydana geldiğini belirten Uzman Doktor Gülşan, “Kronik ishale neden olan durumlar temel olarak osmotik ve sekretuvar olarak ikiye ayrılır. Ancak bazı hastalıklarda her iki mekanizma da ishal oluşumundan sorumlu olabilir. Hastanın dışkılama sıklığı, volümü, kan ve mukus içeriği ve çocuğun diyeti ile ilişkisi sorgulanmalıdır. Eşlik eden karın ağrısı, kilo kaybı, kusma organik hastalıklar için uyarıcıdır. Eklem yakınması ve ağız ülserleri, inflamatuar bağırsak hastalıklarına eşlik edebilir. Enfeksiyöz ishaller için başka hastalarla temas ve yakın zamanda yapılan seyahatler sorgulanmalıdır. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu ve rektal prolapsus, kistik fibrozis için tipik iken, kronik ishale eşlik eden ağır sistemik enfeksiyonlar immün yetmezliğin bir göstergesi olabilir. Fizik muayenede hastanın kilo, boy ve baş çevresi, büyüme geriliğine göre değerlendirmelidir. Kilo alımında azalma, durma veya kilo kaybı sıklıkla önemli bir hastalığın habercisidir. Karın muayenesinde iç organlarda şişliğin hissedilmesi, malabsorbsiyon sendromları ya da bakteriyel aşırı çoğalmaya işaret eder. Anal muayenede inflamatuar bağırsak hastalığına ait fistül ağzı gibi perianal hastalık keşfi olabilir ya da rektal tuşede kanlı dışkı tespit edilebilir. Büyüme geriliği olan ya da kilo alımı yetersiz olan hastalarda tetkikler aşamalı olarak planlanmalıdır. İlk aşamada gaita incelemeleri, mikrobiyolojik testler, bağırsak emilim testleri, çölyak ve besin alerjileri değerlendirilir. Daha sonraki aşamalarda ise gerekirse radyolojik, endoskopik ve histolojik tetkikler planlanır. Çocukluk çağında yağ malabsorbsiyonunun en ciddi olduğu hastalık kistik fibrozistir. Çölyak hastalığı, inek sütü protein alerjisi ve crohn hastalığında da yağ malabsorbsiyonu gelişebilir. İlk basamak tetkiklerle tanı konulamayan hastalara, endoskopi ve/veya kolonoskopi yapılarak mukoza görünümü değerlendirilir ve biyopsiler alınır. Biyopsinin histopatolojik değerlendirmesi ile çölyak hastalığı, inflamatuar bağırsak hastalıkları, alerjik enteropatiler, intestinal lenfienjiektazi tanıları konur. Tanı konulamayan hastalarda immünhistokimyasal ve elektron mikroskop ile tanıya gidilebilir. Safra asit malabsorbsiyonundan şüphe edilen hastalarda dışkıda total veya spesifik safra asitleri ölçülebilir. Tanı için gerekirse motilite çalışması, elektofizyolojik çalışmalar ve özellikle konjenital ishallerde genetik araştırmalar yapılabilir” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.