Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Erbakan'ı hapse attırmak isteyen Tuncay Özkan'dan dikkat çeken anlar! Anısını anlatıp yalandan ağladı

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 08.04.2022 - 23:29, Güncelleme: 08.04.2022 - 23:29
 

Erbakan'ı hapse attırmak isteyen Tuncay Özkan'dan dikkat çeken anlar! Anısını anlatıp yalandan ağladı

2000 yılında yazdığı "Kimliğe göre adalet" başlıklı yazısında Milli Görüş lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın hapse attırılmadığı için veryansın eden CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, bugün bir anısını anlatırken sözde ağladı. Milli Görüşçüleri Millet İttifakı etrafına çekmek için çaba sarfeden Özkan, "Erbakan olsaydı, Millet İttifakı'nın önemli bir paydaşı olurdu" iddiasını savundu.

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in konuğu oldu. Özkan programda, merhum Necmettin Erbakan ile ilgili bir anısını paylaştı. İftira attığı Erbakan için "Millet İttifakı'nın önemli bir paydaşı olurdu" dedi- "Erbakan olsaydı, Millet İttifakı'nın önemli bir paydaşı olurdu" iddiasını savunan Özkan, Necmettin Erbakan'ın Ergenekon operasyonları döneminde cezaevine girdiğinde kendisine avukat gönderen ilk kişi olduğunu söyledi. Tuncay Özkan'ın Erbakan ile ilgili anısını anlatırken ağlaması dikkat çekti.   "Anlatırken tüylerim diken diken oluyor" Samimi görüntüler vermeyen Özkan konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: "Cezaevine girdiğimde bana avukatını gönderen ilk kişi Erbakan Hoca'dır. Dört kez avukatını gönderdi, bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu. Anlatırken tüylerim diken diken oluyor. Kara gün dostu olmak böyle bir şey. O kadar duygulandım ki anlatamam size. Herkesin size terörist muamelesi yaptığı o karanlık dönemde bir dost eli size ulaşıyor ve diyor ki "Bir şeye ihtiyacın var mı kardeşim." Hiç unutamadığım zamanlar. Erbakan Hoca'mın bana uzattığı o ilk eli unutamıyorum. O büyük bir vefa. Allah gani gani rahmet eylesin." Erbakan'ı hapse attırmaya çalışırken de bu kadar gözyaşı döktün mü Tuncay? Öte yandan Tuncay Özkan, 28 Şubat döneminde iftiralar atılan Erbakan Hoca'nın hapse atılmamasıyla ilgili veryansın etmişti.  2000 yılında yazdığı "Kimliğe göre adalet" başlıklı yazısında Erbakan'ın hapisten kurtarılmaya çalışıldığını yazan Özkan, o dönemde birçok yazısında iftiralarla Erbakan'ı hedef almıştı. İşte Tuncay Özkan'ın o yazılarından bazıları: Kimliğe göre adalet (14.09.2000) "Erbakan hakkında verilen tutuklama kararı beş saat sonra ertelendi. Adalet Bakanı Türk’e göre uygulama normal. Acaba söz konusu kişi Erbakan değil, başka bir vatandaş olsaydı ne olurdu?" Kanla gelme arzusu  "Erbakan’ın 28 Şubat sürecini tetikleyen ünlü ‘İktidara kanlı mı geleceğiz kansız mı?’ sözünün vehameti Hizbullah olayıyla açıkça ortaya çıktı. Bu yüzden Hizbullah’ı iyi incelemek gerekiyor" (...) "Şeriat nasıl gelecek? Evet. Sorun ‘İslami rejimin’ gelişinin ‘Kanlı mı, kansız mı’ olacağı sorunudur. Zaman dönüşümün kanla gerçekleştirilmek istendiğinin kanıtıdır." Adalet kantarı şaşarsa (12.08.1999) "Hani Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesi vardı? Hani yargıç ve savcı teminatı? Bunları yargıçlar korumazsa kim koruyacak? Bunlar olmazsa hukuk olur mu? Siyaset elini adaletten çeker mi? Tahkimi çıkartacağım diye yargının verdiği bir kararı ortadan kaldırıp, Necmettin Erbakan ile bu suçtan cezaevine giren diğer politikacıları kurtarmaya kalkarsanız yargı ne duruma düşer? Yargı neden siyasete, ‘siz ne yapıyorsunuz’ diye sormuyor? Makam araçları, lojmanlar veya binalar için bağırıp çağıran adalet adamları şimdi niye susuyor? Yargı bugün içinde olduğu açmazlardan ve düştüğü uçurumdan daha derin bir uçuruma düşer sanılıyorsa yanılırlar. Erbakan ile ilgili kararı veren ve onu onaylayan yargıçların yerinde olmak ister misiniz? Çünkü bundan sonra başkalarıyla ilgili kararları verirken, hangi ruh halinde olacaklarını düşünmek bile istemiyorum." Yasalarla oynamayın - (30.03.2000) "Bugün Meclis’te yapılacak Anayasa değişikliği oylaması dünkü sonuçlarla gerçekleşirse, yani Recai Kutan ile Demirel taraftarları arasında dün gün boyunca ve gece de devam eden, ‘Necmettin Erbakan’ı kurtarma pazarlıkları’ sonuç vermez de Meclis’te karşı oy kullanan milletvekili sayısı 202’nin altına düşmezse, bu tablo cumhurbaşkanlığı aday adayı Süleyman Demirel’in yasal olarak görev süresinin sona erdiğinin işareti demektir. Matematik bilimi ve kurallar bize Meclis’te 367 oy alamayan Anayasa değişikliği önerisinin geçerli olamayacağını gösteriyor." Türbanın dayattığı kriz (13.05.1999) DSP Genel Baskani Bülent Ecevit’in erken seçim gibi bir senaryosu yoksa!.. Ve hükümeti MHP-ANAP ortakligiyla kurmayi planliyorsa, önündeki büyük sorun Merve Kavakçi ve yemin krizi olacaktir. Kavakçi’nin yemin etmesinin engellenmesi güç gözükmektedir. Zaman ve zemin kollanip kürsü türbana birakilmak istenmektedir. Gerginlik bulasabilir! Ama bunun sonrasi Türkiye türban gerginligini daha farkli yasamaya hazirlanmalidir. Bugün Erbakan ve arkadaslarinin yarattigi bu gerginlik, böyle bir durum sonrasinda herkesi saran ates haline dönüsebilecektir. Bunun bir boyutu da terördür. Kanla beslenen değişim (03.07.1999) "Yeni bir siyasal yapılanma mı, yoksa kanlı bir dönüşüm mü? Türkiye’nin önünde duran tarihi soru budur. Yani Necmettin Erbakan’ın dile getirdiği büyük yol ayrımında ne yaşanacaktır? Bu yol ayrımına gelinmiş midir? Köktendincilerin tutumu nasıl şekillenecektir? ‘Kanlı mı, kansız mı? Tatlı mı, acı mı?’ Türkiye bu soruların yanıtını aramaktadır. Bu çalışmada köktendinci İslam’ın çözüm olarak dayattığı silahlı yüzünün temellerine ineceğiz. 2000’in Türkiyesi’ni bekleyen tehlikelerden biri olan radikal İslam anlayışının birikimini tahlil etmeye çalışacağız. Düşünülen değişimin kanla olmasını isteyenlerin Türkiye içindeki kaynaklarına ve dışarıdaki bağlantılarına bakacağız. Kısacası kanla beslenen bir değişimin temsilcilerinin, köktendinci terörün beslendiği noktaları, çok bilinmeyen silahlı yüzünü size tanıtmaya çalışacağız. Öncelikle Türkiye’de faaliyet gösteren silahlı köktendinci unsurların yapılarını ve örgütsel özelliklerini incelemekte fayda bulunmaktadır. Ellerindeki silah ne kadardır? İstedikleri anda hangi silahlara ulaşıyorlar ve bunlarla neler yapıyorlar?"
2000 yılında yazdığı "Kimliğe göre adalet" başlıklı yazısında Milli Görüş lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın hapse attırılmadığı için veryansın eden CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, bugün bir anısını anlatırken sözde ağladı. Milli Görüşçüleri Millet İttifakı etrafına çekmek için çaba sarfeden Özkan, "Erbakan olsaydı, Millet İttifakı'nın önemli bir paydaşı olurdu" iddiasını savundu.

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in konuğu oldu.

Özkan programda, merhum Necmettin Erbakan ile ilgili bir anısını paylaştı.

İftira attığı Erbakan için "Millet İttifakı'nın önemli bir paydaşı olurdu" dedi-

"Erbakan olsaydı, Millet İttifakı'nın önemli bir paydaşı olurdu" iddiasını savunan Özkan, Necmettin Erbakan'ın Ergenekon operasyonları döneminde cezaevine girdiğinde kendisine avukat gönderen ilk kişi olduğunu söyledi.

Tuncay Özkan'ın Erbakan ile ilgili anısını anlatırken ağlaması dikkat çekti.

 

"Anlatırken tüylerim diken diken oluyor"

Samimi görüntüler vermeyen Özkan konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Cezaevine girdiğimde bana avukatını gönderen ilk kişi Erbakan Hoca'dır. Dört kez avukatını gönderdi, bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu. Anlatırken tüylerim diken diken oluyor. Kara gün dostu olmak böyle bir şey. O kadar duygulandım ki anlatamam size. Herkesin size terörist muamelesi yaptığı o karanlık dönemde bir dost eli size ulaşıyor ve diyor ki "Bir şeye ihtiyacın var mı kardeşim." Hiç unutamadığım zamanlar. Erbakan Hoca'mın bana uzattığı o ilk eli unutamıyorum. O büyük bir vefa. Allah gani gani rahmet eylesin."

Erbakan'ı hapse attırmaya çalışırken de bu kadar gözyaşı döktün mü Tuncay?

Öte yandan Tuncay Özkan, 28 Şubat döneminde iftiralar atılan Erbakan Hoca'nın hapse atılmamasıyla ilgili veryansın etmişti. 

2000 yılında yazdığı "Kimliğe göre adalet" başlıklı yazısında Erbakan'ın hapisten kurtarılmaya çalışıldığını yazan Özkan, o dönemde birçok yazısında iftiralarla Erbakan'ı hedef almıştı.

İşte Tuncay Özkan'ın o yazılarından bazıları:

Kimliğe göre adalet (14.09.2000)

"Erbakan hakkında verilen tutuklama kararı beş saat sonra ertelendi. Adalet Bakanı Türk’e göre uygulama normal. Acaba söz konusu kişi Erbakan değil, başka bir vatandaş olsaydı ne olurdu?"

Kanla gelme arzusu 

"Erbakan’ın 28 Şubat sürecini tetikleyen ünlü ‘İktidara kanlı mı geleceğiz kansız mı?’ sözünün vehameti Hizbullah olayıyla açıkça ortaya çıktı. Bu yüzden Hizbullah’ı iyi incelemek gerekiyor"

(...)

"Şeriat nasıl gelecek?
Evet. Sorun ‘İslami rejimin’ gelişinin ‘Kanlı mı, kansız mı’ olacağı sorunudur. Zaman dönüşümün kanla gerçekleştirilmek istendiğinin kanıtıdır."

Adalet kantarı şaşarsa (12.08.1999)

"Hani Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesi vardı? Hani yargıç ve savcı teminatı? Bunları yargıçlar korumazsa kim koruyacak? Bunlar olmazsa hukuk olur mu? Siyaset elini adaletten çeker mi? Tahkimi çıkartacağım diye yargının verdiği bir kararı ortadan kaldırıp, Necmettin Erbakan ile bu suçtan cezaevine giren diğer politikacıları kurtarmaya kalkarsanız yargı ne duruma düşer? Yargı neden siyasete, ‘siz ne yapıyorsunuz’ diye sormuyor? Makam araçları, lojmanlar veya binalar için bağırıp çağıran adalet adamları şimdi niye susuyor?
Yargı bugün içinde olduğu açmazlardan ve düştüğü uçurumdan daha derin bir uçuruma düşer sanılıyorsa yanılırlar. Erbakan ile ilgili kararı veren ve onu onaylayan yargıçların yerinde olmak ister misiniz? Çünkü bundan sonra başkalarıyla ilgili kararları verirken, hangi ruh halinde olacaklarını düşünmek bile istemiyorum."

Yasalarla oynamayın - (30.03.2000)

"Bugün Meclis’te yapılacak Anayasa değişikliği oylaması dünkü sonuçlarla gerçekleşirse, yani Recai Kutan ile Demirel taraftarları arasında dün gün boyunca ve gece de devam eden, ‘Necmettin Erbakan’ı kurtarma pazarlıkları’ sonuç vermez de Meclis’te karşı oy kullanan milletvekili sayısı 202’nin altına düşmezse, bu tablo cumhurbaşkanlığı aday adayı Süleyman Demirel’in yasal olarak görev süresinin sona erdiğinin işareti demektir. Matematik bilimi ve kurallar bize Meclis’te 367 oy alamayan Anayasa değişikliği önerisinin geçerli olamayacağını gösteriyor."

Türbanın dayattığı kriz (13.05.1999)

DSP Genel Baskani Bülent Ecevit’in erken seçim gibi bir senaryosu yoksa!.. Ve hükümeti MHP-ANAP ortakligiyla kurmayi planliyorsa, önündeki büyük sorun Merve Kavakçi ve yemin krizi olacaktir. Kavakçi’nin yemin etmesinin engellenmesi güç gözükmektedir. Zaman ve zemin kollanip kürsü türbana birakilmak istenmektedir.
Gerginlik bulasabilir!
Ama bunun sonrasi Türkiye türban gerginligini daha farkli yasamaya hazirlanmalidir. Bugün Erbakan ve arkadaslarinin yarattigi bu gerginlik, böyle bir durum sonrasinda herkesi saran ates haline dönüsebilecektir. Bunun bir boyutu da terördür.

Kanla beslenen değişim (03.07.1999)

"Yeni bir siyasal yapılanma mı, yoksa kanlı bir dönüşüm mü? Türkiye’nin önünde duran tarihi soru budur. Yani Necmettin Erbakan’ın dile getirdiği büyük yol ayrımında ne yaşanacaktır? Bu yol ayrımına gelinmiş midir? Köktendincilerin tutumu nasıl şekillenecektir?
‘Kanlı mı, kansız mı? Tatlı mı, acı mı?’ Türkiye bu soruların yanıtını aramaktadır. Bu çalışmada köktendinci İslam’ın çözüm olarak dayattığı silahlı yüzünün temellerine ineceğiz. 2000’in Türkiyesi’ni bekleyen tehlikelerden biri olan radikal İslam anlayışının birikimini tahlil etmeye çalışacağız. Düşünülen değişimin kanla olmasını isteyenlerin Türkiye içindeki kaynaklarına ve dışarıdaki bağlantılarına bakacağız. Kısacası kanla beslenen bir değişimin temsilcilerinin, köktendinci terörün beslendiği noktaları, çok bilinmeyen silahlı yüzünü size tanıtmaya çalışacağız.
Öncelikle Türkiye’de faaliyet gösteren silahlı köktendinci unsurların yapılarını ve örgütsel özelliklerini incelemekte fayda bulunmaktadır. Ellerindeki silah ne kadardır? İstedikleri anda hangi silahlara ulaşıyorlar ve bunlarla neler yapıyorlar?"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.