Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

"Fedakar öğretmenlere hakarettir" deyip çağrı yaptı:

Eğitim (Web Sitesi) - Web Sitesi | 19.08.2022 - 10:36, Güncelleme: 19.08.2022 - 10:42
 

"Fedakar öğretmenlere hakarettir" deyip çağrı yaptı:

"Sınavsız ve sadece yıl kriter alınarak uzman ve başöğretmenlik verilmesi çalışan, gayret eden fedakar öğretmenlere hakarettir" dedi.

Eğitimci Yazar Adnan Kalkan, uzman ve başöğretmenlik üzerine her kafadan ayrı bir ses çıktığını belirterek "Uzman ve başöğretmenlik için kimisi sadece sınavı referans almak istiyor kimisi ise (daha çok yorulmak istemeyen öğretmen kesimi) sınav değil, yıl referans alınmasını istiyor. Öğretmenlik sınavla olmaz değil, kendi alanı ile ilgili %50 sınav, %50 performans, proje ve etkileşim baz alınarak uzman ve baş öğretmen hakkı verilmelidir. Eğer bir öğretmen alanında iyi ise neden sınavdan korksun? Alanında iyi değilse zaten kendisini yetiştirmeli aksi halde kul hakkına girer" ifadelerini kullandı. "Sınavsız ve sadece yıl kriter alınarak uzman ve başöğretmenlik verilmesi çalışan, gayret eden fedakar öğretmenlere hakarettir" diyen Adnan Kalkan kaleme aldığı yazısında şu ifadeleri kullandı: "Allah Kuran-ı Kerim'de "İnsan için çalıştığının karşılığı vardır," der (Necm Suresi 39. Ayet). Milli Eğitim Bakanlığı da performansa göre maaş vermelidir. Ve hatta her çocuğun zorunlu olarak okuması sebebiyle öğretmenliğe uygun olmayan öğretmenleri memur geri hizmetine vermelidir ki yetişen neslimize zararı olmasın. Bununla beraber hak eden öğretmene de hakettiğini vermelidir ki azim, teşvik ve gayreti artsın. Bu görüşe ancak çalışmak istemeyen ve rahatına bakmak isteyen ve nesilleri harcayan karşı çıkar kanaatindeyim. MEB adil kriter koyup adil tekip ve teftiş etmeli, çalışan öğretmen daha çok kazanmalı... Çalışan ve çalışmayan öğretmenin aynı maaşı alması haksızlıktır. Şimdi düşünün, ortaokulda dersimize giren Hazan hoca, çoktan seçmeli de olsa, klasik de olsa bizi sınav yaptığında matematikten 90 üstü alan ben, liseye geçtiğimizde yüzümüze gülmeyen,değer vermeyen ve matematik yeteneğimi elimden alan, öğrenciyi hakir gören Sevinç hoca sırf yıl doldurdu diye uzman öğretmen veya başöğretmen olması Hazan hocaya hakarettir. Yine öğrencisi ile arkadaş gibi olan ve her sosyal faaliyetin arkasından çıkan Beytullah hoca ve derse gelip coğrafya dersinde ALES matematik çözen, dersi öğrenciye anlattırıp onu da dinlemeyen ve ders zili çalmaya yakın kapıya yakın duran, öğretmen demeye bin şahit gereken Atilla hoca yılı tuttu diye uzman ve başöğretmenlik verilmesi Beytullah hocaya hakarettir. Emeğine saygısızlıktır. Diğerine ise haketmediğini verip kul hakkına sokmaktır. Aslında sınavlara komple karşı olan bir insanım ama ilkokuldan üniversiteye kadar sistem değişmedikçe sınavı kaldırmak mümkün görünmüyor. Sınavlar Türkiye'de maalesef gerektiği gibi yapılamıyor. Liyakat mülakat ile ortaya çıkarılır. Maalesef bizde mülakat torpil işi olarak yapıldığı ve algılandığı için, mülakatın hakkını vermediğimizden dolayı liyakati de yakalayamıyoruz. Ya hep ya hiç mantığı doğru değil. Sınavsız da olmaz, salt sınavla da olmaz. Ama öncelik proje, derste memnuniyet ve başarı, sosyal etkinlik ve üretim gibi kriterler uzman ve başöğretmenlikte etkili olmalıdır. Sadece yılı referans almak fedakar, cefakar, gayretli öğretmene hakarettir. Sadece yılı referans almak isteyenlerin bir kısmı derde deva olmayan, kendini geliştirmeye zahmet edip güncellemeyen, belki de öğrencilerini harcayan kesimdir. Aradaki farkı ilkokul öğretmen tercihinde (gerçi eşitlik safsatası ile çocuk mecbur bırakılıyor) görebilirsiniz. Çalışan, gayretli, fedakar öğretmen için veli okul idaresine baskı yaparken, çalışmayan, gayret etmeyen, derse girip çıkan kısım öğretmen az sayıda öğrenci ile yılı bitiriyor, öğrenciyi de bitiriyor. Hangi adalet ile bu iki öğretmen kesimi yıldan dolayı aynı maaşı alsın? Nesli ihya medeniyeti inşa etmeye gayret eden fedakar öğretmenler ile insan harcayan öğretmen hangi adalet ile aynı maaşı alsın? Bir değil birden çok kriter ile uzman ve başöğretmenlik hakkı tanınmalı. Aksi halde çalışana haksızlık yapılmış olur. Çalışanın azmi ve şevki kırılır."
"Sınavsız ve sadece yıl kriter alınarak uzman ve başöğretmenlik verilmesi çalışan, gayret eden fedakar öğretmenlere hakarettir" dedi.

Eğitimci Yazar Adnan Kalkan, uzman ve başöğretmenlik üzerine her kafadan ayrı bir ses çıktığını belirterek "Uzman ve başöğretmenlik için kimisi sadece sınavı referans almak istiyor kimisi ise (daha çok yorulmak istemeyen öğretmen kesimi) sınav değil, yıl referans alınmasını istiyor. Öğretmenlik sınavla olmaz değil, kendi alanı ile ilgili %50 sınav, %50 performans, proje ve etkileşim baz alınarak uzman ve baş öğretmen hakkı verilmelidir. Eğer bir öğretmen alanında iyi ise neden sınavdan korksun? Alanında iyi değilse zaten kendisini yetiştirmeli aksi halde kul hakkına girer" ifadelerini kullandı.

"Sınavsız ve sadece yıl kriter alınarak uzman ve başöğretmenlik verilmesi çalışan, gayret eden fedakar öğretmenlere hakarettir" diyen Adnan Kalkan kaleme aldığı yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Allah Kuran-ı Kerim'de "İnsan için çalıştığının karşılığı vardır," der (Necm Suresi 39. Ayet). Milli Eğitim Bakanlığı da performansa göre maaş vermelidir. Ve hatta her çocuğun zorunlu olarak okuması sebebiyle öğretmenliğe uygun olmayan öğretmenleri memur geri hizmetine vermelidir ki yetişen neslimize zararı olmasın. Bununla beraber hak eden öğretmene de hakettiğini vermelidir ki azim, teşvik ve gayreti artsın. Bu görüşe ancak çalışmak istemeyen ve rahatına bakmak isteyen ve nesilleri harcayan karşı çıkar kanaatindeyim. MEB adil kriter koyup adil tekip ve teftiş etmeli, çalışan öğretmen daha çok kazanmalı...

Çalışan ve çalışmayan öğretmenin aynı maaşı alması haksızlıktır.

Şimdi düşünün, ortaokulda dersimize giren Hazan hoca, çoktan seçmeli de olsa, klasik de olsa bizi sınav yaptığında matematikten 90 üstü alan ben, liseye geçtiğimizde yüzümüze gülmeyen,değer vermeyen ve matematik yeteneğimi elimden alan, öğrenciyi hakir gören Sevinç hoca sırf yıl doldurdu diye uzman öğretmen veya başöğretmen olması Hazan hocaya hakarettir. Yine öğrencisi ile arkadaş gibi olan ve her sosyal faaliyetin arkasından çıkan Beytullah hoca ve derse gelip coğrafya dersinde ALES matematik çözen, dersi öğrenciye anlattırıp onu da dinlemeyen ve ders zili çalmaya yakın kapıya yakın duran, öğretmen demeye bin şahit gereken Atilla hoca yılı tuttu diye uzman ve başöğretmenlik verilmesi Beytullah hocaya hakarettir. Emeğine saygısızlıktır. Diğerine ise haketmediğini verip kul hakkına sokmaktır.

Aslında sınavlara komple karşı olan bir insanım ama ilkokuldan üniversiteye kadar sistem değişmedikçe sınavı kaldırmak mümkün görünmüyor. Sınavlar Türkiye'de maalesef gerektiği gibi yapılamıyor. Liyakat mülakat ile ortaya çıkarılır. Maalesef bizde mülakat torpil işi olarak yapıldığı ve algılandığı için, mülakatın hakkını vermediğimizden dolayı liyakati de yakalayamıyoruz. Ya hep ya hiç mantığı doğru değil. Sınavsız da olmaz, salt sınavla da olmaz. Ama öncelik proje, derste memnuniyet ve başarı, sosyal etkinlik ve üretim gibi kriterler uzman ve başöğretmenlikte etkili olmalıdır. Sadece yılı referans almak fedakar, cefakar, gayretli öğretmene hakarettir.

Sadece yılı referans almak isteyenlerin bir kısmı derde deva olmayan, kendini geliştirmeye zahmet edip güncellemeyen, belki de öğrencilerini harcayan kesimdir. Aradaki farkı ilkokul öğretmen tercihinde (gerçi eşitlik safsatası ile çocuk mecbur bırakılıyor) görebilirsiniz. Çalışan, gayretli, fedakar öğretmen için veli okul idaresine baskı yaparken, çalışmayan, gayret etmeyen, derse girip çıkan kısım öğretmen az sayıda öğrenci ile yılı bitiriyor, öğrenciyi de bitiriyor.

Hangi adalet ile bu iki öğretmen kesimi yıldan dolayı aynı maaşı alsın? Nesli ihya medeniyeti inşa etmeye gayret eden fedakar öğretmenler ile insan harcayan öğretmen hangi adalet ile aynı maaşı alsın?

Bir değil birden çok kriter ile uzman ve başöğretmenlik hakkı tanınmalı. Aksi halde çalışana haksızlık yapılmış olur. Çalışanın azmi ve şevki kırılır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.