Gazeteciliğin yüz karaları! Dün ‘Erdoğan intikam alıyor’, bugün ‘saray’ın yargısı’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pınar Gültekin cinayetine ilişkin, “Davanın takipçisiyim” demişti. Katil Cemal Metin Avcı’nın 23 yıl hapis cezası alması sonrası muhalifler, Erdoğan’ın sözlerini hatırlatarak karara tepki gösterdi. Sürekli yargının Erdoğan’a bağlı olduğunu ileri sürerek kara propagandaya imza atan kesim, Erdoğan’ın istemediği bir karar alınınca da yine Cumhurbaşkanı’nı suçladı. Akit TV’de Murat Alan’ın sunumu ve Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu’nun yorumlarıyla ekranlarınıza gelen Manşetlerin Dili’nde, söz konusu tepkiler de masaya yatırıldı. Cemal Metin Avcı'nın ailesinin CHP teşkilatlarında çalıştığını hatırlatan Karahasanoğlu, "Erdoğan davaya müdahil olacağını söyleyince, CHP'den intikam alıyor, dediler. Şimdi Cumhuriyet gazetesi diyor ki, hani Tayyip Erdoğan bu davanın takipçisi olacaktı? Adam 14 yıl yatacak, deyip Tayyip Erdoğan'aa vuruyorlar. Tayyip Erdoğan takipçisiyim dediyse, istinafına kadar Aile Bakanlığı bu işin her türlü aşamada takipçisi olacak anlamında söyledi. Yoksa hakime gidip bunu yapacaksın deme yetkisi zaten Cumhurbaşkanı'nın yok. Ama onlar ne diyorlar, yargıda saray ne derse o, diyorlar." ifadelerini kullandı. Karahasanoğlu şunları söyledi: Tayyip Erdoğan'ın bu davada diyeceği şu: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını verin. İndirim işlerine girmeyin, verin cezasını bitsin. Hakim de verirdi o kararı, olur biterdi. Bağımsızlığın göstergesi aslında bu. Yoksa bir yandan Cumhurbaşkanı diyecek ki ben bu davanın takipçisiyim... Bu noktada Cumhuriyet'in de, Karar'ın da çelişkisi, Sözcü'nün de çelişkisi bir yandan cumhurbaşkanına her istediğini yargıda yaptırıyor diyorlar. Öbür taraftan da bu örneklerde görüyoruz ki mahkemeler kendi vicdanlarına göre bağımsız karar veriyorlar.