Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

"Hepimiz sokak köpekleriyiz" diyenler, nerdesiniz?

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 28.11.2022 - 13:55, Güncelleme: 28.11.2022 - 13:55
 

"Hepimiz sokak köpekleriyiz" diyenler, nerdesiniz?

Haber 7 : Zekeriya Say yazdı

Mustafa Kemal’in “Foks” adında bir köpeği vardı. Çankaya köşkünde en değer verdiği canlıydı. Anlatılanlara göre Atatürk, Foks'un ne yiyip ne içtiğinden özel hayatına kadar hemen her şeyiyle yakından ilgileniyordu. Köpek de gösterilen ilgiye karşılık vererek Atatürk’ün ayağının dibinden ayrılmıyordu. Gece ise Mustafa Kemal’in yatak odasında kendisine ait minderde uyuyordu. Bir müddet sonra terbiyesini tamamen kaybeden Foks, önce köşke gelenleri, ardından Atatürk’ün elini ısırdı. Devrimler için tehdit görülen Müslümanların darağaçlarında sallandığı o süreçte, “sahibini ısıran köpek” Foks da “tek parti diktası”ndan kendine düşen payı aldı ve CHP yönetimince öldürüldü. CHP’lilerin 'Milli Şef'i İsmet İnönü ise köpeklere karşı adeta savaş ilan etmişti. Başbakanlığı döneminde, 13 Haziran 1932 tarihli Resmi Gazete'de yayımladığı, "Köpeklere karşı ittihaz edilecek tedbirler hakkında" başlıklı “tamim” ile sokak köpeklerine karşı kıyım başlatmıştı. Dönemin Sağlık Bakanlığı’na, “Yapılacak mücadelenin sahipli sahipsiz bütün köpeklere teşmili lazım gelmektedir” ifadesiyle talimat veren İnönü, maskesiz ve bağlı olmayan köpeklerin tamamının öldürülmesini emretmişti. Dedelerindeki bu “köpek” nefreti torunlarına da sirayet etmiş olmalı ki, torunları Eren İnönü ile Yıldız Sertel köpekler yüzünden komşularıyla mahkemelik olmuştu. İsmet İnönü’den sonra CHP’nin başına geçen “Karaoğlan” lakaplı Bülent Ecevit de sokak köpeklerine yönelik zulümle adından söz ettirmişti. Evliliğinin ilk yıllarında Ankara’nın Bahçelievler semtindeki evlerinin bahçesinde kedi, köpek besleyen Ecevit, siyasete atıldıktan sonra hayvan beslemeyi bıraktığı yetmezmiş gibi, iktidarında binlerce sokak hayvanı itlaf edildi. 28 Şubat süresinde, her yere “Başörtülüler ile köpekler giremez” yazıldığı dönemde Ecevit hükümetinin yayımladığı 20 Şubat 2002 tarihli gizli itlaf genelgesinde, belediyelere ve derneklere, “kedi ve köpeklerin sokaklardan barınma merkezlerine toplanması, bir süre sonra da uyutulması” talimatı verildi. Milli Görüş yönetimindeki İstanbul İBB Başkanlığı, skandal talimata ve dönemin kartel medyasının “öldürülmeleri” yönündeki yayınlara rağmen “Biz hiçbir zaman öldürmeyiz” diyerek, “300 bin köpeği öldürmek yerine kısırlaştırma kararı” alırken..  Dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü bile “sahipsiz köpeklerin hemen ortadan kaldırılmasını” istiyordu. Bazı aklı evveller ise “ekonomik kriz” içinde debelenen Ecevit iktidarına, “Başıboş köpekleri Uzakdoğululara ihraç edip, para kazanalım’’ önerisinde bulunuyordu. Zabıtalara “hayvan öldürme yetkisi” veren Ecevit iktidarında o kadar çok köpek itlaf edildi ki, eşi Rahşan Ecevit bile  verdiği bir röportajında, “Son günlerde partimize gelen faksların önemli bir bölümü sokak köpeklerinin görüldükleri yerlerde öldürülmelerini isteyen genelgeye tepkilerden oluşuyor.” itirafında bulundu. Hatta!.. “Gizli Dosyalar” dizinde FBI ajanı Molder'ı canlandıran Hollywood yıldızı Gillian Anderson bile Başbakan Ecevit'e mektup yazarak, “Ülkenizde köpekler, develer, ayılar ve horozlara yönelik kötü muameleler olabildiğini şaşkınlıkla öğrendim” diye, tepki gösterdi. Başkan Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarında ise tıpkı mütedeyyin insanlar gibi “ümmet” kabul edilen masum canlılar da rahat bir nefes aldı. AK Partili belediyeler, sokak hayvanları için 5 yıldızlı otel ayarında barınaklar inşa edip, aşılama ve kısırlaştırma çalışmalarına hız verdi. Sadece İstabul’da onlarca barınak açtı.  Buna rağmen, Ecevit iktidarında yaşanan köpek katliamları karşısında dut yemiş bülbüle dönen sözde hayvanseverler, kısırlaştırma çalışmalarına karşı çıktı. Barınaklar “müebbet hapishanelerdir”, “tecrit merkezidir” diyerek, algı yürüttü. AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce sokak hayvanları için inşa edilen Cebeci Bakımevi hizmete açıldığında ağızları açık kalan köpek severler, aynı günlerde, İBB’ye bağlı Hasdal Rehabilitasyon Merkezi'nde hayvanlara eziyet edildiği iddiasıyla Taksim Gezi Parkı'nda toplanıp, "Hepimiz sokak köpekleriyiz" şeklinde sloganlar attı. Derken.. Sokakta aç kalma endişesi taşıyan sahipsiz hayvanları için bile doğaya yem bırakan AK Partili bazı belediyeler, 31 Mart 2019’da yapılan kirli ittifaklar sonucu CHP’li yöneticilerin eline geçti. Örneğin, seçim kampanyası sırasında hazırladığı “İstanbul’a Yeni Bir Başlangıç” adlı kitapçığın 24’ünci maddesini hayvan haklarına ayıran ve “İstanbul’da nefes alan her canlının yaşam hakkını koruyacak çözümlerle geliyoruz” şeklinde bol kepçeden vaatte bulunan CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve gelir gelmez ilk iş olarak sokak köpeklerinden kurtulmaya çalıştı. Topladığı başıboş köpekleri Kocaeli’nin Gebze ilçesinde terk ederken suçüstü oldu. Sonra Adalar’daki binlerce at, ya öldü ya sırra kadem bastı. Akabinde,  Kısırkaya Bakımevi’ndeki 1400 köpeğin kaybolduğu iddia edildi. Akabinde, Türkiye’de en son Ecevit iktidarında görülen, AK Parti’nin gelişiyle tarihe karışan “Sokak köpekleri terörü” yeniden hortladı. Sıfırdan başlayıp hiçbir barınak yapmayan, sokak hayvanlarıyla yeterince ilgilenmeyerek köpek saldırılarının artmasında payı olduğunu düşündüğüm CHP’li yöneticilerin imdadına ise Konya’da çekilen skandal bir görüntü yetişti. CHP’li belediyelerin zulümlerini ve beceriksizliklerini görmeyen fondaş medya, Konya Büyükşehir Belediyesine ait barınaktaki bir köpeğin, barınak çalışanları tarafından kürekle darp edilmesini manşetlerine taşıyarak, algıyı tersine çevirdi. Nedense bu manzarayı görünce aklıma Ecevit iktidarı geldi. O zaman da, Ecevit hükümetinin zulmünü görmeyen satılık kalemler.. Konya Belediyesi’nin ortağı olduğu et firmasının hamile bir hayvanı kestiğini öne sürerek, sol faşist zihniyetin toplu hayvan katliamlarını perdelemişti.  
Haber 7 : Zekeriya Say yazdı

Mustafa Kemal’in “Foks” adında bir köpeği vardı. Çankaya köşkünde en değer verdiği canlıydı. Anlatılanlara göre Atatürk, Foks'un ne yiyip ne içtiğinden özel hayatına kadar hemen her şeyiyle yakından ilgileniyordu.

Köpek de gösterilen ilgiye karşılık vererek Atatürk’ün ayağının dibinden ayrılmıyordu.

Gece ise Mustafa Kemal’in yatak odasında kendisine ait minderde uyuyordu.

Bir müddet sonra terbiyesini tamamen kaybeden Foks, önce köşke gelenleri, ardından Atatürk’ün elini ısırdı.

Devrimler için tehdit görülen Müslümanların darağaçlarında sallandığı o süreçte, “sahibini ısıran köpek” Foks da “tek parti diktası”ndan kendine düşen payı aldı ve CHP yönetimince öldürüldü.

CHP’lilerin 'Milli Şef'i İsmet İnönü ise köpeklere karşı adeta savaş ilan etmişti. Başbakanlığı döneminde, 13 Haziran 1932 tarihli Resmi Gazete'de yayımladığı, "Köpeklere karşı ittihaz edilecek tedbirler hakkında" başlıklı “tamim” ile sokak köpeklerine karşı kıyım başlatmıştı.

Dönemin Sağlık Bakanlığı’na, “Yapılacak mücadelenin sahipli sahipsiz bütün köpeklere teşmili lazım gelmektedir” ifadesiyle talimat veren İnönü, maskesiz ve bağlı olmayan köpeklerin tamamının öldürülmesini emretmişti. Dedelerindeki bu “köpek” nefreti torunlarına da sirayet etmiş olmalı ki, torunları Eren İnönü ile Yıldız Sertel köpekler yüzünden komşularıyla mahkemelik olmuştu.

İsmet İnönü’den sonra CHP’nin başına geçen “Karaoğlan” lakaplı Bülent Ecevit de sokak köpeklerine yönelik zulümle adından söz ettirmişti.

Evliliğinin ilk yıllarında Ankara’nın Bahçelievler semtindeki evlerinin bahçesinde kedi, köpek besleyen Ecevit, siyasete atıldıktan sonra hayvan beslemeyi bıraktığı yetmezmiş gibi,

iktidarında binlerce sokak hayvanı itlaf edildi.

28 Şubat süresinde, her yere “Başörtülüler ile köpekler giremez” yazıldığı dönemde Ecevit hükümetinin yayımladığı 20 Şubat 2002 tarihli gizli itlaf genelgesinde, belediyelere ve derneklere, “kedi ve köpeklerin sokaklardan barınma merkezlerine toplanması, bir süre sonra da uyutulması” talimatı verildi.

Milli Görüş yönetimindeki İstanbul İBB Başkanlığı, skandal talimata ve dönemin kartel medyasının “öldürülmeleri” yönündeki yayınlara rağmen “Biz hiçbir zaman öldürmeyiz” diyerek, “300 bin köpeği öldürmek yerine kısırlaştırma kararı” alırken.. 

Dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü bile “sahipsiz köpeklerin hemen ortadan kaldırılmasını” istiyordu. Bazı aklı evveller ise “ekonomik kriz” içinde debelenen Ecevit iktidarına, “Başıboş köpekleri Uzakdoğululara ihraç edip, para kazanalım’’ önerisinde bulunuyordu.

Zabıtalara “hayvan öldürme yetkisi” veren Ecevit iktidarında o kadar çok köpek itlaf edildi ki, eşi Rahşan Ecevit bile  verdiği bir röportajında, “Son günlerde partimize gelen faksların önemli bir bölümü sokak köpeklerinin görüldükleri yerlerde öldürülmelerini isteyen genelgeye tepkilerden oluşuyor.” itirafında bulundu.

Hatta!..

“Gizli Dosyalar” dizinde FBI ajanı Molder'ı canlandıran Hollywood yıldızı Gillian Anderson bile Başbakan Ecevit'e mektup yazarak, “Ülkenizde köpekler, develer, ayılar ve horozlara yönelik kötü muameleler olabildiğini şaşkınlıkla öğrendim” diye, tepki gösterdi.

Başkan Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarında ise tıpkı mütedeyyin insanlar gibi “ümmet” kabul edilen masum canlılar da rahat bir nefes aldı.

AK Partili belediyeler, sokak hayvanları için 5 yıldızlı otel ayarında barınaklar inşa edip, aşılama ve kısırlaştırma çalışmalarına hız verdi.

Sadece İstabul’da onlarca barınak açtı. 

Buna rağmen, Ecevit iktidarında yaşanan köpek katliamları karşısında dut yemiş bülbüle dönen sözde hayvanseverler, kısırlaştırma çalışmalarına karşı çıktı. Barınaklar “müebbet hapishanelerdir”, “tecrit merkezidir” diyerek, algı yürüttü.

AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce sokak hayvanları için inşa edilen Cebeci Bakımevi hizmete açıldığında ağızları açık kalan köpek severler, aynı günlerde, İBB’ye bağlı Hasdal Rehabilitasyon Merkezi'nde hayvanlara eziyet edildiği iddiasıyla Taksim Gezi Parkı'nda toplanıp, "Hepimiz sokak köpekleriyiz" şeklinde sloganlar attı.

Derken..

Sokakta aç kalma endişesi taşıyan sahipsiz hayvanları için bile doğaya yem bırakan AK Partili bazı belediyeler, 31 Mart 2019’da yapılan kirli ittifaklar sonucu CHP’li yöneticilerin eline geçti.

Örneğin, seçim kampanyası sırasında hazırladığı “İstanbul’a Yeni Bir Başlangıç” adlı kitapçığın 24’ünci maddesini hayvan haklarına ayıran ve “İstanbul’da nefes alan her canlının yaşam hakkını koruyacak çözümlerle geliyoruz” şeklinde bol kepçeden vaatte bulunan CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve gelir gelmez ilk iş olarak sokak köpeklerinden kurtulmaya çalıştı. Topladığı başıboş köpekleri Kocaeli’nin Gebze ilçesinde terk ederken suçüstü oldu. Sonra Adalar’daki binlerce at, ya öldü ya sırra kadem bastı.

Akabinde,  Kısırkaya Bakımevi’ndeki 1400 köpeğin kaybolduğu iddia edildi.

Akabinde,

Türkiye’de en son Ecevit iktidarında görülen, AK Parti’nin gelişiyle tarihe karışan “Sokak köpekleri terörü” yeniden hortladı.

Sıfırdan başlayıp hiçbir barınak yapmayan, sokak hayvanlarıyla yeterince ilgilenmeyerek köpek saldırılarının artmasında payı olduğunu düşündüğüm CHP’li yöneticilerin imdadına ise Konya’da çekilen skandal bir görüntü yetişti.

CHP’li belediyelerin zulümlerini ve beceriksizliklerini görmeyen fondaş medya, Konya Büyükşehir Belediyesine ait barınaktaki bir köpeğin, barınak çalışanları tarafından kürekle darp edilmesini manşetlerine taşıyarak, algıyı tersine çevirdi.

Nedense bu manzarayı görünce aklıma Ecevit iktidarı geldi.

O zaman da, Ecevit hükümetinin zulmünü görmeyen satılık kalemler..

Konya Belediyesi’nin ortağı olduğu et firmasının hamile bir hayvanı kestiğini öne sürerek, sol faşist zihniyetin toplu hayvan katliamlarını perdelemişti.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.