Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Hükümet şimdiden tedbir almalı!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 17.10.2022 - 14:09, Güncelleme: 17.10.2022 - 14:09
 

Hükümet şimdiden tedbir almalı!

İşte ‘yağlı kazığa oturtma’ tehdidinin yeni versiyonu

28 Şubat davası kapsamında tutuklanan Hakkı Kılınç'ın eşi Saadet Kılınç, Cumhuriyet paçavrasına yazdığı mektupta, hükümet ve yargı Atatürk düşmanı olduğu için eşinin tutuklandığını savunarak ağızları açık bıraktı. Ayrıca 28 Şubat davasının tamamen kumpas olduğunu savundu. Akit TV'de Murat Alan'ın sunumu ve Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun yorumlarıyla ekranlarınıza gelen Manşetlerin Dili'nde, söz konusu mektup da masaya yatırıldı. Mustafa Kemal'in, "Ya üniforma giyin ya da siyaset yapın" şeklinde dönemin askerlerine yaptığı uyarıyı hatırlatan Karahasanoğlu şunları söyledi: Güven Erkaya'nın kendisi anlattı: Biz postmodern bir darbe yaptık. Kendileri söylüyorlar. Biz de dışarıdan bakan insanlar olarak; koalisyon hükümeti var, güven oyu aldılar, buna rağmen bakanlar tehdit edildi. Bakanlık koltuğunda oturan isimler istifa etti. Hürriyet'te, "Gerekirse silah bile kullanırız" başlığı atıldı, bunu yapan kendi kafasına göre mi attı? O zamanın askeri yetkililerü Hürriyet'in bu manşetinden sonra çıkıp, "Bizim böyle bir demecimiz olmamıştır, bunlar kendi kendilerine uyduruyorlar" dediler mi? Demediler. Veya başka bir olay; Sincan'da tankların yürütülmesi. Sincan'da tank yürütüyorsunuz, bazı kesimlere mesaj verdik, diyorsunuz. Mektubu yazan Saadet Kılınç'ın eşi Hakkı Kılınç'a soralım; tarih 1997, İçişleri Bakanı Meral Akşener, Genelkurmay'dan bir komutan şunu demiş midir -Çetin Soner diye açıklandı bu isim- Meral Akşener'in müsteşarı Teoman Ünüsan'a telefon açıp, "O kadına (Meral Akşener) söyle, oraya gelirsek, bakanlığın önünde yağlı kazığa oturturuz onu." Niçin? Erbakan hocanın içişleri bakanı olarak göreve devam ediyor, istifa etmiyor diye. Şimdi, Meral Akşener bunu inkar ediyor mu? Etmiyor. Hatta zaman zaman, "Ben şöyle yiğit bir kadınım, bu tehditleri aldım ama eyvallah etmedim" diye anlatıyor. Peki bu tehdidi yapana bir ceza verilmesi gerekmiyor mu? Hakkı Kılınç'ın eşi desin ki, "Biz yağlı kazığa oturtma tehdidini yapanların cezalandırılmasını istiyoruz. Ama benim eşim böyle bir şey yapmamıştır. Dolayısıyla ben eşimin tekrar yargılanmasını istiyorum. 28 Şubat'ta da hiçbir şekilde meşru hükümete engel olma çabası, faaliyeti yoktur." Ama, "28 Şubat'ta ne oldu biz bilmiyoruz, biz masumuz" diyorlarsa da bizim aklımızla alay etmesinler. Davanın tamamına kumpas diyor. Sen davanın tamamına kumpas dersen, o zaman bu tehdidi ne yapacağız? Genelkurmay içerisinden bir paşa, seçimle göreve gelmiş hükümetin bir bakanına, "Oraya gelirsek yağlı kazığa oturturuz" deme hakkı, yetkisi var mı söylesinler. Başörtüsü yasağına girmiyorum. O konuda, "Generaller bizden böyle bir talepte bulunuyor" demişlerdi. E şimdi bunun yargılanması yapılınca da, "Atatürk düşmanı." Bakın sadece masumuz, demiyorlar. Biz masumuz da demiyorlar. Saldırıyorlar. "Bizim mahkum olmamızın arkasında yatan sebep bizi yargılayanların ve iktidarın Atatürk'e düşman olmasıdır" diyor. Saldırıyor, devam ediyor. Yani yağlı kazığa oturtulma tehdidinin bir başka benzerini de şimdi yapıyorlar. Yarın öbür gün şu veya bu kurumda Atatürkçü isimler bir araya gelip de bir şey yaparlarsa, "Biz söylemiştik, bunlar Atatürk düşmanı oldukları için Atatürkçüler şu an böyle böyle yaptı" diyecekler. Dolayısıyla ben şu anki hükümetin de bu tür söylemlere karşı tedbir alması gerektiğini düşünüyorum.
İşte ‘yağlı kazığa oturtma’ tehdidinin yeni versiyonu

28 Şubat davası kapsamında tutuklanan Hakkı Kılınç'ın eşi Saadet Kılınç, Cumhuriyet paçavrasına yazdığı mektupta, hükümet ve yargı Atatürk düşmanı olduğu için eşinin tutuklandığını savunarak ağızları açık bıraktı. Ayrıca 28 Şubat davasının tamamen kumpas olduğunu savundu.

Akit TV'de Murat Alan'ın sunumu ve Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu'nun yorumlarıyla ekranlarınıza gelen Manşetlerin Dili'nde, söz konusu mektup da masaya yatırıldı.

Mustafa Kemal'in, "Ya üniforma giyin ya da siyaset yapın" şeklinde dönemin askerlerine yaptığı uyarıyı hatırlatan Karahasanoğlu şunları söyledi:

Güven Erkaya'nın kendisi anlattı: Biz postmodern bir darbe yaptık. Kendileri söylüyorlar. Biz de dışarıdan bakan insanlar olarak; koalisyon hükümeti var, güven oyu aldılar, buna rağmen bakanlar tehdit edildi. Bakanlık koltuğunda oturan isimler istifa etti.

Hürriyet'te, "Gerekirse silah bile kullanırız" başlığı atıldı, bunu yapan kendi kafasına göre mi attı? O zamanın askeri yetkililerü Hürriyet'in bu manşetinden sonra çıkıp, "Bizim böyle bir demecimiz olmamıştır, bunlar kendi kendilerine uyduruyorlar" dediler mi? Demediler.

Veya başka bir olay; Sincan'da tankların yürütülmesi. Sincan'da tank yürütüyorsunuz, bazı kesimlere mesaj verdik, diyorsunuz.

Mektubu yazan Saadet Kılınç'ın eşi Hakkı Kılınç'a soralım; tarih 1997, İçişleri Bakanı Meral Akşener, Genelkurmay'dan bir komutan şunu demiş midir -Çetin Soner diye açıklandı bu isim- Meral Akşener'in müsteşarı Teoman Ünüsan'a telefon açıp, "O kadına (Meral Akşener) söyle, oraya gelirsek, bakanlığın önünde yağlı kazığa oturturuz onu." Niçin? Erbakan hocanın içişleri bakanı olarak göreve devam ediyor, istifa etmiyor diye. Şimdi, Meral Akşener bunu inkar ediyor mu? Etmiyor. Hatta zaman zaman, "Ben şöyle yiğit bir kadınım, bu tehditleri aldım ama eyvallah etmedim" diye anlatıyor. Peki bu tehdidi yapana bir ceza verilmesi gerekmiyor mu?

Hakkı Kılınç'ın eşi desin ki, "Biz yağlı kazığa oturtma tehdidini yapanların cezalandırılmasını istiyoruz. Ama benim eşim böyle bir şey yapmamıştır. Dolayısıyla ben eşimin tekrar yargılanmasını istiyorum. 28 Şubat'ta da hiçbir şekilde meşru hükümete engel olma çabası, faaliyeti yoktur." Ama, "28 Şubat'ta ne oldu biz bilmiyoruz, biz masumuz" diyorlarsa da bizim aklımızla alay etmesinler.

Davanın tamamına kumpas diyor. Sen davanın tamamına kumpas dersen, o zaman bu tehdidi ne yapacağız?

Genelkurmay içerisinden bir paşa, seçimle göreve gelmiş hükümetin bir bakanına, "Oraya gelirsek yağlı kazığa oturturuz" deme hakkı, yetkisi var mı söylesinler.

Başörtüsü yasağına girmiyorum. O konuda, "Generaller bizden böyle bir talepte bulunuyor" demişlerdi. E şimdi bunun yargılanması yapılınca da, "Atatürk düşmanı."

Bakın sadece masumuz, demiyorlar. Biz masumuz da demiyorlar. Saldırıyorlar. "Bizim mahkum olmamızın arkasında yatan sebep bizi yargılayanların ve iktidarın Atatürk'e düşman olmasıdır" diyor. Saldırıyor, devam ediyor. Yani yağlı kazığa oturtulma tehdidinin bir başka benzerini de şimdi yapıyorlar. Yarın öbür gün şu veya bu kurumda Atatürkçü isimler bir araya gelip de bir şey yaparlarsa, "Biz söylemiştik, bunlar Atatürk düşmanı oldukları için Atatürkçüler şu an böyle böyle yaptı" diyecekler.

Dolayısıyla ben şu anki hükümetin de bu tür söylemlere karşı tedbir alması gerektiğini düşünüyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.