Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

İP’in Bilgin’i örtü ve ülkücü düşmanı

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 25.06.2022 - 10:33, Güncelleme: 25.06.2022 - 10:33
 

İP’in Bilgin’i örtü ve ülkücü düşmanı

Sözde milliyetçi muhafazakar İP Genel Başkanı Akşener’in grup toplantısında kürsüye çıkardığı, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin yeni basın yasası için, “Bu yasa bir sansür çorbası. Kahrolsun istibdat, kahrolsun sansür” naraları attı. Aynı Bilgin 28 Şubat sürecinde başörtülülere ve hilal bıyıklı ülkücülere basın kartı verilmemesini istemiş, Basın İlan Kurumu’ndan fazla para almak için ‘naylon gazete’ yolsuzluğuna başvurduğunu ifşa eden Akit’i ise 30 günlük resmi ilan yasağı ve tazminat davaları ile susturmaya çalışmıştı.

Sözde milliyetçi muhafazakar İyi Parit’nin Meclis kürsüsündeki konuşmasında yeni basın kanunu ve sosyal medya düzenlemesine tepki gösteren Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in başörtüsü ve ülkücü düşmanı olduğu, 28 Şubat sürecinde muhafazakar basını susturmak için tazminat davaları açıp astronomik ilan kesme cezaları uygulattığı ortaya çıktı. Yasakçı bir zorba İP kürsüsünde “Bu yasa bir sansür çorbası. Kahrolsun istibdat, kahrolsun sansür” naraları atan Bilgin’in Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu ve Basın Kartları Komisyonu’nda görev aldığı dönemde başörtülülere basın kartı verilmesine karşı çıktığı, ülkücülerin ‘hilal bıyığı’ ile çektirdiği fotoğraf sebebiyle basın kartından mahrum olmalarını istediği kaydedildi. Bilgin, geçmişte devletin basını kısıtlaması için bütün yollara başvurdu, yönetiminde olduğu Basın İlan Kurumu’nun Akit’e tarihte emsali bulunmayan 30 gün süreli ilan kesme cezası verdirdi, bununla yetinmeyip 5 yazarımıza adli para cezası verilmesini sağladı, ayrıca gazetemizin ve merhum yazarımız Hasan Karakaya’yı yazısı sebebi ile tazminat cezasına çarptırdı. Nazmi Bilgin 1 Aralık 2003’te, başörtü düşmanlığını şöyle kusmuştu: “Komisyonda olduğum sürece başörtülülere kart verilmemesi için sonuna kadar direneceğim. Başörtülü biri lehine oy kullanmam. Türkiye’nin resmi kartında türbanlı bir resmin olmasına karşıyım. Türban, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine aykırıdır.” Bilgin, devlete vergi veren bir başörtülünün devlet imkanlarından yararlanmasında ne gibi bir sakınca olduğuna ilişkin bir soruya ise, şu garip karşılığı vermişti: “Bu kart profesyonelliği gösterir. Bu karta sahip olan kişi devletin bir kısım imkanlarından yararlanır. Bu kişilere telefon indirimi yapılır, uçak indirimi yapılır. Başörtülü birinin bu kartı alarak bu imkanlardan yararlanmasına karşıyım.” Aynı dönemde ülkücü camianın ‘hilal bıyığı’na da düşmanlık eden Bilgin, “Bana göre, aşağı doğru uzatılmış bıyık ve sakalla başörtüsünün bir farkı yok. Bunların hepsine kart verilmesine karşıyım” demişti. Yolsuzluktan yargılandı Örtüye, bıyığa, sakala düşman olan Nazmi Bilgin, AGC başkanlığı döneminde basın kartı üye sayısını yüksek göstererek Basın İlan Kurumu’ndan yıllık 600 milyar TL’lik yardımdan faydalanma yoluna gittiği iddiasıyla yargılandı. Bilgin’in, sadece 716 olan AGC üyesi basın kartı sahiplerinin sayısını 2 bin 15 gibi göstererek BİK’i aldatma yoluna gittiği öne sürülmüştü. AGC’yi çiftliğe çeviren Bilgin, kendisi ve eşinin lüks tatil masraflarını Cemiyet’e ödettiği gerekçesiyle de hakkında iddianame hazırlanmıştı. Akit'e yapmadığını bırakmadı Bugün basına sınırlama yalanını dillendiren Bilgin, 28 Şubat sürecinin zorba atmosferinde gerçekleştirdiği usulsüzlükleri haberleştiren gazetemiz Akit’e adeta savaş açmıştı. 19 Temmuz 1999’da “Nazmi nayloncu çıktı” haberiyle gündeme taşıyan Akit’e hem adli hem idari davalar açmıştı. Bir tek haber dolayısıyla, gazetemizin basın ilan gelirini kendisinin de yönetim kurulu üyesi olduğu Basın İlan Kurumu’na 30 gün kestirmişti. Dönemin parasıyla Akit’ten 5 milyar TL tazminat istemiş, Ankara 30. Asliye Hukuk Mahkemesi de gazetemizi mahkum etmişti. 12 Nisan 2000’de Bilgin’e hakaret iddiasıyla Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi; yazarlarımız Hasan Karakaya, Emin Kazcı, Murat Balıbey, Kamil Aktaş, Hamit Doğan’a, hakaret iddiasıyla adli para cezasına hükmetmişti.
Sözde milliyetçi muhafazakar İP Genel Başkanı Akşener’in grup toplantısında kürsüye çıkardığı, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin yeni basın yasası için, “Bu yasa bir sansür çorbası. Kahrolsun istibdat, kahrolsun sansür” naraları attı. Aynı Bilgin 28 Şubat sürecinde başörtülülere ve hilal bıyıklı ülkücülere basın kartı verilmemesini istemiş, Basın İlan Kurumu’ndan fazla para almak için ‘naylon gazete’ yolsuzluğuna başvurduğunu ifşa eden Akit’i ise 30 günlük resmi ilan yasağı ve tazminat davaları ile susturmaya çalışmıştı.

Sözde milliyetçi muhafazakar İyi Parit’nin Meclis kürsüsündeki konuşmasında yeni basın kanunu ve sosyal medya düzenlemesine tepki gösteren Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in başörtüsü ve ülkücü düşmanı olduğu, 28 Şubat sürecinde muhafazakar basını susturmak için tazminat davaları açıp astronomik ilan kesme cezaları uygulattığı ortaya çıktı.

Yasakçı bir zorba

İP kürsüsünde “Bu yasa bir sansür çorbası. Kahrolsun istibdat, kahrolsun sansür” naraları atan Bilgin’in Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu ve Basın Kartları Komisyonu’nda görev aldığı dönemde başörtülülere basın kartı verilmesine karşı çıktığı, ülkücülerin ‘hilal bıyığı’ ile çektirdiği fotoğraf sebebiyle basın kartından mahrum olmalarını istediği kaydedildi. Bilgin, geçmişte devletin basını kısıtlaması için bütün yollara başvurdu, yönetiminde olduğu Basın İlan Kurumu’nun Akit’e tarihte emsali bulunmayan 30 gün süreli ilan kesme cezası verdirdi, bununla yetinmeyip 5 yazarımıza adli para cezası verilmesini sağladı, ayrıca gazetemizin ve merhum yazarımız Hasan Karakaya’yı yazısı sebebi ile tazminat cezasına çarptırdı.

Nazmi Bilgin 1 Aralık 2003’te, başörtü düşmanlığını şöyle kusmuştu: “Komisyonda olduğum sürece başörtülülere kart verilmemesi için sonuna kadar direneceğim. Başörtülü biri lehine oy kullanmam. Türkiye’nin resmi kartında türbanlı bir resmin olmasına karşıyım. Türban, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine aykırıdır.” Bilgin, devlete vergi veren bir başörtülünün devlet imkanlarından yararlanmasında ne gibi bir sakınca olduğuna ilişkin bir soruya ise, şu garip karşılığı vermişti: “Bu kart profesyonelliği gösterir. Bu karta sahip olan kişi devletin bir kısım imkanlarından yararlanır. Bu kişilere telefon indirimi yapılır, uçak indirimi yapılır. Başörtülü birinin bu kartı alarak bu imkanlardan yararlanmasına karşıyım.” Aynı dönemde ülkücü camianın ‘hilal bıyığı’na da düşmanlık eden Bilgin, “Bana göre, aşağı doğru uzatılmış bıyık ve sakalla başörtüsünün bir farkı yok. Bunların hepsine kart verilmesine karşıyım” demişti.

Yolsuzluktan yargılandı

Örtüye, bıyığa, sakala düşman olan Nazmi Bilgin, AGC başkanlığı döneminde basın kartı üye sayısını yüksek göstererek Basın İlan Kurumu’ndan yıllık 600 milyar TL’lik yardımdan faydalanma yoluna gittiği iddiasıyla yargılandı. Bilgin’in, sadece 716 olan AGC üyesi basın kartı sahiplerinin sayısını 2 bin 15 gibi göstererek BİK’i aldatma yoluna gittiği öne sürülmüştü. AGC’yi çiftliğe çeviren Bilgin, kendisi ve eşinin lüks tatil masraflarını Cemiyet’e ödettiği gerekçesiyle de hakkında iddianame hazırlanmıştı.

Akit'e yapmadığını bırakmadı

Bugün basına sınırlama yalanını dillendiren Bilgin, 28 Şubat sürecinin zorba atmosferinde gerçekleştirdiği usulsüzlükleri haberleştiren gazetemiz Akit’e adeta savaş açmıştı. 19 Temmuz 1999’da “Nazmi nayloncu çıktı” haberiyle gündeme taşıyan Akit’e hem adli hem idari davalar açmıştı. Bir tek haber dolayısıyla, gazetemizin basın ilan gelirini kendisinin de yönetim kurulu üyesi olduğu Basın İlan Kurumu’na 30 gün kestirmişti. Dönemin parasıyla Akit’ten 5 milyar TL tazminat istemiş, Ankara 30. Asliye Hukuk Mahkemesi de gazetemizi mahkum etmişti. 12 Nisan 2000’de Bilgin’e hakaret iddiasıyla Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi; yazarlarımız Hasan Karakaya, Emin Kazcı, Murat Balıbey, Kamil Aktaş, Hamit Doğan’a, hakaret iddiasıyla adli para cezasına hükmetmişti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.