Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

İstanbul Barosu'ndan ikiyüzlülük!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 05.06.2022 - 21:22, Güncelleme: 05.06.2022 - 21:22
 

İstanbul Barosu'ndan ikiyüzlülük!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sürtük" ifadesine alınan İstanbul Barosu, Gezi çapulcularına sahip çıkarak ilginç bir açıklamada bulundu. Baro, adeta parmak salladıkları Erdoğan'dan "Türk milletinin birliğini temsil ediyorsunuz" şeklindeki ifadesiyle özür istedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’deki grup toplantısında Gezi Kalkışması sırasında camileri kirleten çapulcular için “Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pisletmişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük” ifadelerini kullanmıştı. Asıl görevini yapmayıp Gezi çapulcularını savunmayı görev edindi Kendi tacizci ve hırsızlıktan tutuklanmış avukatlarına disiplin süreci bile başlatmayan İstanbul Barosu, kendine Gezi çapulcularını savunmayı görev edindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özür dilemesini isteyen İstanbul Barosu, "sürtük" ifadeleriyle yabancı ajanların yönlendirmesiyle hükümeti devirme girişiminde bulunan "çapulcular"a destek vermeyi görev edindi.  Hem diş gösterip hem de "Türk milletinin birliğini temsil ediyorsunuz" dediler Hem "“Anayasa’nın 'Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri' başlıklı 104. maddesinde, 'Cumhurbaşkanı, Devlet Başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder' denilerek, Cumhurbaşkanı’nın milletin birliğini temsil ettiği vurgulanmıştır." ifadelerini kullanan hem de diş gösterdikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretlere karşı dilini yutan İstanbul Barosu, "ağaç" yalanını sürdürerek "Gezicilerin yeşilin ve ağaçların korunması için mücadele ettiği" safsatasını sayıkladı. İstanbul Barosu açıklamasının devamında şu sözleri sarf etti: Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi anmasının 9. yılında millete hitaben 'sürtük, çürük' gibi hakaret ve ayrımcılık içeren sözler sarf etmiştir. Gezi Parkı’nın imara açılmaması, yeşilin ve ağaçların korunması için mücadele veren tüm yurttaşlara yönelik hakaret ve ayrımcılık içeren bu sözlerin, milletin tamamının temsilcisi olan Cumhurbaşkanı tarafından söylenilmiş olması son derece esef vericidir. Siz nasıl avukatsınız! Utanmadan müezzinin söylemediği sözleri kulandılar İstanbul Barosu, Gezi çapulcularının kirlettiği caminin müezzinin söylemedim dediği ifadeleri de kullanarak algı oyuyla hukukun onurunu kırmaya çalıştı. O dönemin Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi müezzini Fuat Yıldırım'ın "Basında 'görmedim' ifadesi bir yerlere kadar çekildi. Benimle ilgili yazılar yazıldı, benim ağzımdan çıkmış gibi sözler söylendi. Basında, sosyal medyada çıkan hiçbir ifade, yorum bana ait değil. İlk zamanlarda birkaç medya kuruluşunda resmim koyulup hedef haline getirildim. Bununla ilgili de dava açtım. Benim bilgime başvurulmadan, bana sorulmadan yazılan yazılar. Emniyette verdiğim ifade basına sızdırıldı. Kavramlar, kelimeler üzerinde oynamalar yapıldı ve bizi basına malzeme yaptılar. 'İçki içildiğini görmedim. Yalan mı söyleyeyim' ifadesi nedeniyle 'Başbakanı yalanlayan adam' diye yazıldı. Bu doğru değil, beni üzdü. O gece burada mutlaka polis veya istihbaratçı vardı. Onlar çekmiştir mutlaka görüntü vardır. Ben bilmem. Gördüklerimi anlattım. Bununla bir yerleri vurmak doğru değil" ifadeleri ve "Orada içki içilip içilmediği soruldu. Ben de 'İçki içilip içilmediğini görmedim' dedim. Buradan içki içildiği anlamı da içilmediği anlamı da çıkmaz. İçildiyse caminin 8 güvenlik kamerası var. Oradaki görüntüleri emniyete teslim ettim. Oradan tespit edilebilir" sözleri de çarpıtıldı. Görüntülerdeki içki kutusunu yok sayan İstanbul Barosu, utanmadan müezzinin söylemediği ifadeleri de kullanarak, şu ifadelerde bulundu: "Görüntüleri yok sayıp tehdit edilen müezzinin sözlerini esas alan İstanbul Barosu, "Konuşmasında Gezi’ye katılanların, ‘camide bira içtiklerini ve camiyi kirlettiklerini’ beyan eden Cumhurbaşkanı, bahsettiği caminin bizzat müezzininin, 'Ben din görevlisiyim, olmayanı söyleyemem, camide içki içilmedi' şeklindeki açıklamasını da yok saymıştır. " Utanmadan parmak salladıkları Erdoğan'dan 'özür' beklediler Parmak salladıkları ve Gezi Kalkışması'yla devirmek istedikleri Erdoğan'dan özür isteyen İstanbul Barosu, utanmadan şu sözleri sarf etti: "Milletin huzur ve refahı ve herkesin insan hak ve hürriyetlerinden yararlanmasını kendisine ülkü edineceğine ve üzerine aldığı görevi tarafsızlıkla yerine getireceğine ant içen Cumhurbaşkanı’nın tekrar etmekten hicap duyduğumuz onur kırıcı bu sözleri nedeniyle ivedilikle özür dilemesini bekliyoruz."  Asli görevinizi çapulcuları savunmak mı? Asli görevi Türkiye'de kargaşa çıkaran grupları savunmakmış gibi davranan İstanbul Barosu, Gezi Kalkışması'nda rol  alan çapulcuları savunmayı görev edindi.  Tacizci, hırsız ve dolandırıcı avukatlara soruşturma başlattınız mı? Asıl yapması gereken görevleri yerine getirmeyen İstanbul Barosu, tacizcilik, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlardan tutuklanan avukatlara hiçbir disiplin süreci başlatmadı.  İş adamını 90 milyon liralık sahte senetle icra ettirdiler İşadamı İbrahim Karaduman’ı 90 milyon liralık sahte senetle icra ettiren avukat Aydın M. tutuklandı. İşadamının 57 gayrimenkulü haczedildi.  Karaduman İnşaat ve Emlak Otomotiv'in sahibi İbrahim Karaduman'a geçtiğimiz günlerde İstanbul İcra Müdürlüğü'nden bir tebligat geldi. Tebligata göre borçlusu olduğu 5.5 milyon dolarlık (yaklaşık 90 milyon lira) senet icra takibine konmuştu. Alacaklısı Özgür Bula görünen senet, Başaran Akyüz tarafından cirolanmıştı. İcra nedeniyle büyük bir şok yaşayan Karaduman itirazda bulundu. Borcun ve imzanın kendisine ait olmadığı ifade ederek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu yaptı. Sabah'tan Dilek Yaman Demir'in haberine göre Karaduman, 2015'te alacaklının evini icra yoluyla satın aldığını, ancak Bula'nın boşanma aşamasındaki eşinin evdeki hakkının gasp edilmesi nedeniyle dava açınca satışın iptal edildiğini aktardı. Karadamun o dönemde bir tanışıklığı olduğunu kaydettiği Bula ile aralarında bu nedenle husumet oluştuğunu iddia etti. Karaduman dilekçesinin devamında, icradan ucuza ihale kovalayan avukat Mehmet A. ile tanıştıktan sonra iş yapmaya karar verdiğini, borca konu senetteki imzaların avukat Mehmet A. ile aralarındaki sözleşmede atılan imzaların tahrif edilerek hazırlandığını öne sürdü. Karaduman, "Aramızda hiçbir ilişki olmayan bu şahıslara 90 milyon liralık bir borcumun olması mümkün değil. Özgür Bula ve Başaran Akyüz'ün iki avukatı Aydın M. ve Kübra T. senedin sahte olduğunu bile bile icra takibi başlatarak tüm mal varlığıma haciz koydular. 57 farklı gayrimenkulüm, olmayan bir borç nedeniyle haczedildi, satışa çıkarıldı. Olay avukatların dâhil olduğu bir örgüt tarafından yürütülmektedir" dedi. Bula ise Karaduman'ın kendisine verdiği çeki, borcu karşılığında Akyüz'e verdiğini ve senedin gerçek olduğunu savundu. Adli Tıp Kurumu incelemesine gönderilen senedin 'hattat' usulüyle yani taklit yöntemiyle oluşturulduğu saptandı. Avukat Aydın M.'nin sahte olduğunu bildiği halde senedi icra takibine koyduğu tespit edildi. Sahte imza ile 90 milyonluk senet düzenleyen avukat Aydın M., avukat Mehmet A., Bula ve Akyüz'ün işbirliği içinde hareket ettiği belirlendi. Tutuklanan Aydın M.'nin örgütlü şekilde birden fazla aileyi, sahte senetle soymaya çalıştığı ortaya çıktı. Avukat Aydın M. (solda) tutuklandı. Senette Özgür Bula (ortada) alacaklı görünüyor. Sahte senet Başaran Akyüz (sağda) tarafından cirolandı. Adli Tıp Kurumu sahte senetteki ıslak imzanın hattat adı verilen yöntemle hazırlandığını tespit etti. Tacizci avukata da disiplin süreci başlatılmadı 2020 yılında ise genç stajyer avukata cinsel tacizde bulunduğu ortaya çıkan Avukat Muhittin Köylüoğlu ile ilgili İstanbul Barosu'ndan herhangi bir disiplin süreci başlatmadığı öğrenildi. Muhittin Köylüoğlu'nun adı, başta İstanbul Barosu olmak üzere sol medyada gizlenmişti.  
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sürtük" ifadesine alınan İstanbul Barosu, Gezi çapulcularına sahip çıkarak ilginç bir açıklamada bulundu. Baro, adeta parmak salladıkları Erdoğan'dan "Türk milletinin birliğini temsil ediyorsunuz" şeklindeki ifadesiyle özür istedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’deki grup toplantısında Gezi Kalkışması sırasında camileri kirleten çapulcular için “Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pisletmişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük” ifadelerini kullanmıştı.

Asıl görevini yapmayıp Gezi çapulcularını savunmayı görev edindi

Kendi tacizci ve hırsızlıktan tutuklanmış avukatlarına disiplin süreci bile başlatmayan İstanbul Barosu, kendine Gezi çapulcularını savunmayı görev edindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özür dilemesini isteyen İstanbul Barosu, "sürtük" ifadeleriyle yabancı ajanların yönlendirmesiyle hükümeti devirme girişiminde bulunan "çapulcular"a destek vermeyi görev edindi. 

Hem diş gösterip hem de "Türk milletinin birliğini temsil ediyorsunuz" dediler

Hem "“Anayasa’nın 'Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri' başlıklı 104. maddesinde, 'Cumhurbaşkanı, Devlet Başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder' denilerek, Cumhurbaşkanı’nın milletin birliğini temsil ettiği vurgulanmıştır." ifadelerini kullanan hem de diş gösterdikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretlere karşı dilini yutan İstanbul Barosu, "ağaç" yalanını sürdürerek "Gezicilerin yeşilin ve ağaçların korunması için mücadele ettiği" safsatasını sayıkladı.

İstanbul Barosu açıklamasının devamında şu sözleri sarf etti:

Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi anmasının 9. yılında millete hitaben 'sürtük, çürük' gibi hakaret ve ayrımcılık içeren sözler sarf etmiştir. Gezi Parkı’nın imara açılmaması, yeşilin ve ağaçların korunması için mücadele veren tüm yurttaşlara yönelik hakaret ve ayrımcılık içeren bu sözlerin, milletin tamamının temsilcisi olan Cumhurbaşkanı tarafından söylenilmiş olması son derece esef vericidir.

Siz nasıl avukatsınız! Utanmadan müezzinin söylemediği sözleri kulandılar

İstanbul Barosu, Gezi çapulcularının kirlettiği caminin müezzinin söylemedim dediği ifadeleri de kullanarak algı oyuyla hukukun onurunu kırmaya çalıştı.

O dönemin Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi müezzini Fuat Yıldırım'ın "Basında 'görmedim' ifadesi bir yerlere kadar çekildi. Benimle ilgili yazılar yazıldı, benim ağzımdan çıkmış gibi sözler söylendi. Basında, sosyal medyada çıkan hiçbir ifade, yorum bana ait değil. İlk zamanlarda birkaç medya kuruluşunda resmim koyulup hedef haline getirildim. Bununla ilgili de dava açtım. Benim bilgime başvurulmadan, bana sorulmadan yazılan yazılar. Emniyette verdiğim ifade basına sızdırıldı. Kavramlar, kelimeler üzerinde oynamalar yapıldı ve bizi basına malzeme yaptılar. 'İçki içildiğini görmedim. Yalan mı söyleyeyim' ifadesi nedeniyle 'Başbakanı yalanlayan adam' diye yazıldı. Bu doğru değil, beni üzdü. O gece burada mutlaka polis veya istihbaratçı vardı. Onlar çekmiştir mutlaka görüntü vardır. Ben bilmem. Gördüklerimi anlattım. Bununla bir yerleri vurmak doğru değil" ifadeleri ve "Orada içki içilip içilmediği soruldu. Ben de 'İçki içilip içilmediğini görmedim' dedim. Buradan içki içildiği anlamı da içilmediği anlamı da çıkmaz. İçildiyse caminin 8 güvenlik kamerası var. Oradaki görüntüleri emniyete teslim ettim. Oradan tespit edilebilir" sözleri de çarpıtıldı.

Görüntülerdeki içki kutusunu yok sayan İstanbul Barosu, utanmadan müezzinin söylemediği ifadeleri de kullanarak, şu ifadelerde bulundu:

"Görüntüleri yok sayıp tehdit edilen müezzinin sözlerini esas alan İstanbul Barosu, "Konuşmasında Gezi’ye katılanların, ‘camide bira içtiklerini ve camiyi kirlettiklerini’ beyan eden Cumhurbaşkanı, bahsettiği caminin bizzat müezzininin, 'Ben din görevlisiyim, olmayanı söyleyemem, camide içki içilmedi' şeklindeki açıklamasını da yok saymıştır. "

Utanmadan parmak salladıkları Erdoğan'dan 'özür' beklediler

Parmak salladıkları ve Gezi Kalkışması'yla devirmek istedikleri Erdoğan'dan özür isteyen İstanbul Barosu, utanmadan şu sözleri sarf etti:

"Milletin huzur ve refahı ve herkesin insan hak ve hürriyetlerinden yararlanmasını kendisine ülkü edineceğine ve üzerine aldığı görevi tarafsızlıkla yerine getireceğine ant içen Cumhurbaşkanı’nın tekrar etmekten hicap duyduğumuz onur kırıcı bu sözleri nedeniyle ivedilikle özür dilemesini bekliyoruz." 

Asli görevinizi çapulcuları savunmak mı?

Asli görevi Türkiye'de kargaşa çıkaran grupları savunmakmış gibi davranan İstanbul Barosu, Gezi Kalkışması'nda rol  alan çapulcuları savunmayı görev edindi. 

Tacizci, hırsız ve dolandırıcı avukatlara soruşturma başlattınız mı?

Asıl yapması gereken görevleri yerine getirmeyen İstanbul Barosu, tacizcilik, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlardan tutuklanan avukatlara hiçbir disiplin süreci başlatmadı. 

İş adamını 90 milyon liralık sahte senetle icra ettirdiler

İşadamı İbrahim Karaduman’ı 90 milyon liralık sahte senetle icra ettiren avukat Aydın M. tutuklandı. İşadamının 57 gayrimenkulü haczedildi. 

Karaduman İnşaat ve Emlak Otomotiv'in sahibi İbrahim Karaduman'a geçtiğimiz günlerde İstanbul İcra Müdürlüğü'nden bir tebligat geldi. Tebligata göre borçlusu olduğu 5.5 milyon dolarlık (yaklaşık 90 milyon lira) senet icra takibine konmuştu. Alacaklısı Özgür Bula görünen senet, Başaran Akyüz tarafından cirolanmıştı. İcra nedeniyle büyük bir şok yaşayan Karaduman itirazda bulundu. Borcun ve imzanın kendisine ait olmadığı ifade ederek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu yaptı.

Sabah'tan Dilek Yaman Demir'in haberine göre Karaduman, 2015'te alacaklının evini icra yoluyla satın aldığını, ancak Bula'nın boşanma aşamasındaki eşinin evdeki hakkının gasp edilmesi nedeniyle dava açınca satışın iptal edildiğini aktardı. Karadamun o dönemde bir tanışıklığı olduğunu kaydettiği Bula ile aralarında bu nedenle husumet oluştuğunu iddia etti. Karaduman dilekçesinin devamında, icradan ucuza ihale kovalayan avukat Mehmet A. ile tanıştıktan sonra iş yapmaya karar verdiğini, borca konu senetteki imzaların avukat Mehmet A. ile aralarındaki sözleşmede atılan imzaların tahrif edilerek hazırlandığını öne sürdü. Karaduman, "Aramızda hiçbir ilişki olmayan bu şahıslara 90 milyon liralık bir borcumun olması mümkün değil. Özgür Bula ve Başaran Akyüz'ün iki avukatı Aydın M. ve Kübra T. senedin sahte olduğunu bile bile icra takibi başlatarak tüm mal varlığıma haciz koydular. 57 farklı gayrimenkulüm, olmayan bir borç nedeniyle haczedildi, satışa çıkarıldı. Olay avukatların dâhil olduğu bir örgüt tarafından yürütülmektedir" dedi.

Bula ise Karaduman'ın kendisine verdiği çeki, borcu karşılığında Akyüz'e verdiğini ve senedin gerçek olduğunu savundu. Adli Tıp Kurumu incelemesine gönderilen senedin 'hattat' usulüyle yani taklit yöntemiyle oluşturulduğu saptandı. Avukat Aydın M.'nin sahte olduğunu bildiği halde senedi icra takibine koyduğu tespit edildi. Sahte imza ile 90 milyonluk senet düzenleyen avukat Aydın M., avukat Mehmet A., Bula ve Akyüz'ün işbirliği içinde hareket ettiği belirlendi. Tutuklanan Aydın M.'nin örgütlü şekilde birden fazla aileyi, sahte senetle soymaya çalıştığı ortaya çıktı.

Avukat Aydın M. (solda) tutuklandı. Senette Özgür Bula (ortada) alacaklı görünüyor. Sahte senet Başaran Akyüz (sağda) tarafından cirolandı. Adli Tıp Kurumu sahte senetteki ıslak imzanın hattat adı verilen yöntemle hazırlandığını tespit etti.

Tacizci avukata da disiplin süreci başlatılmadı

2020 yılında ise genç stajyer avukata cinsel tacizde bulunduğu ortaya çıkan Avukat Muhittin Köylüoğlu ile ilgili İstanbul Barosu'ndan herhangi bir disiplin süreci başlatmadığı öğrenildi. Muhittin Köylüoğlu'nun adı, başta İstanbul Barosu olmak üzere sol medyada gizlenmişti.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.