Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

İstanbul'da Halk Otobüsü çalışanları isyan etti!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 12.12.2022 - 23:10, Güncelleme: 12.12.2022 - 23:10
 

İstanbul'da Halk Otobüsü çalışanları isyan etti!

Karayolu Taşımacılık Emekçileri Sendikası (KATAŞ-SEN) tarafından toplu ulaşım çalışanlarının yaşadığı sorunlara ilişkin açıklama yapıldı.

KATAŞ-SEN Genel Merkez Yönetimi, halk otobüsü çalışanlarının yaşadığı sıkıntılara ilişkin bir basın açıklaması düzenledi. "Son aylarda yaşanan trafik kazalarıyla, kavgalarla, ekranlara yansıyan şoför ve yolcu tartışmalarıyla gündemden düşmeyen halk otobüsü şoförlerinin neler yaşadığını sizlerle paylaşmak istiyoruz." denilen açıklamada, "Şiddeti sürekli artan bir saldırı altında çalışmak zorundalar. Bu saldırı kimi zaman silahlı, kimi zaman bıçaklı, kimi zaman da taşlı-sopalı olarak uygulanmaktadır. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de araçlara takılan, şoförleri psikolojik olarak tüketen casus kameralarla çalışma koşulları daha da katlanılmaz hale gelmiş durumdadır." ifadeleri kullanıldı. CHP'li Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin halk otobüsü şoförlerinin sıkıntıları ile ilgilenmediğinin vurgulandığı açıklama, şöyle devam etti: İBB tüm otobüsleri sarıya boyadığı için halk otobüsleri ayırt edilemez hale geldi. Oysa İETT bünyesinde yaklaşık 3 bin 500 halk otobüsü faaliyet gösteriyor. Bu otobüslerde çalışan binlerce arkadaşımız metro, metrobüs, tramvay ve marmarayın çalışmadığı bölgelere ulaşım gerçekleşebilmesi için olmazsa olmaz bir noktada bulunuyor. Buna rağmen, tüm siyasetçi ve yöneticilerin, dünyanın en büyük metropollerinden birisi olmasıyla övünüp durdukları İstanbul’da çalışan halk otobüsü şoförlerinin, tüm sosyal haklardan uzak ağır çalışma koşulları bu aynı siyasetçi ve yöneticilerin gündemine dahi girmiyor.   Hiç bir ekonomik ve sosyal hakları olmayan halk otobüsü şoförleri, iş kanunu dahil, ülkemizin de imzacısı olduğu uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanamaz durumdalar. Bir yılı aşkın süredir halk otobüsü şoförlerinin sorunlarının çözümü, insana yakışır bir çalışma düzeni sağlanması için yoğun bir çaba içindeyiz. Bu sorunları birkaç maddede şöyle ifade edebiliriz: - Kuralsız, güvencesiz, düşük ücretlerle uzun çalışma süreleri. - İstanbul’un toplu ulaşımının yaklaşık olarak %20'lik yükünü sırtlayan halk otobüsü şoförlerinin olmayan sosyal hakları. - İstanbul trafiğinde ve otobüslerde yüz yüze kaldıkları tehditler, tacizler ve yaşanılan kazalarda hiçbir güvencelerinin olmaması. - İBB ve İETT’nin yaşanılan sorunlar karşısında şoförleri yalnız bırakması, onların toplum gözünde günah keçisi haline getirilmesi. - Yaşanan her sorun ve şikayette şoförleri hatalı ve hatta suçlu gösteren yaklaşımlar, yaşanılan hak ihlalleri karşısında yöneticilerin takındığı tavır şoförleri psikolojik olarak tüketirken toplum sağlığı ve güvenliği açısından ciddi riskler taşıyor. - Son aylarda yaşanan kazalar göz önüne alındığında şoförlerin yalnızca kendi can güvenliklerini değil yolcuların da can güvenliği için, şoförlerin haklarının güvence altına alınması, insanca çalışma şartlarının ve koşullarının sağlanması ayrı bir önem kazanıyor. - Yalnızca genel doğruları, tartışmalı kuralları ortaya koyan, hiçbir hak tanımlamayan ceza, rapor, mobing sarmalındaki bir iş sürdürülebilir değildir. - Günde 18-20 saat çalışmak zorunda kalan şoförleri denetimciler ve üçüncü göz dediğiniz yüzlerce çalışanla takibe almakla sorunları çözeceğinizi düşünmek ham hayalden başka bir şey değildir. Şoförlerin yapacağı hataya odaklanarak yapılan denetimler, deyim yerindeyse İstanbul’un her yerine kurulan pusular sorunu çözmek değil daha da büyütmekten başka bir şeye yaramayacaktır. - Hiçbir hakkı tanımlanmamış, ağır çalışma koşullarıyla yıldırılan, yorgunluktan gözlerine kan oturmuş şoförlerin bu şartlarda verimli çalışması beklenemez. - Son günlerde yolculuk esnasında otobüsü durdurarak “Psikolojim bozuldu, gidemiyorum.” diyen şoför arkadaşlarımızın haykırışları yöneticilere şaka geliyorsa, son bir kaç ayda, otobüslerde çalışmayı bırakan şoför sayısına bakmalarını tavsiye ediyoruz. - Diğer bir sorun, bizlerin casus kamera dediği, yapay zeka ve özel bir yazılım sistemi olarak basında yer bulan kameralı denetim uygulamasıdır. Büyük çaplı bu dönüşümün pilot bölgelerde, uzun ve kısa vadeli sonuçları ve etkileri bilinmeden, sonuçları bilimsel bir ölçeklendirmeye tabi tutulmadan, belediye tarafından, en dezavantajlı koşullarda çalışan halk otobüslerine bu kameraların takılması, “ben yaptım oldu tavrı” despotik bir yaklaşımdır. - İETT bünyesinde, az çok kurallı bir sistem içinde çalışan kadrolu otobüs şoförlerinin çalıştığı araçların hiç birinde bu kameralar yokken halk otobüslerine takılmasının amacının ne olduğu açık değil midir? - Ayrıca İLO'nun, Avrupa Çalışma Örgütlerinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve iç hukukun kararı ve KVKK yasası ortadayken bu ısrar anlaşılır değildir. - Sosyal belediyecilik ve toplu taşımada köklü değişim olarak ifade edilen sistem, tüm otobüslerin sarıya boyanması, araçlarda kilometre sistemine geçiş; araç sahipleri ve şirketlerin gelirlerini düzenlerken bu hizmetin sürmesinin olmazsa olmazı şoför arkadaşlarımız yine unutulmuştur. - Sosyal belediyecilik kavramı, yıl ortasındaki artışla, otobüs başı 2,5 şoföre 16.300 TL maaşla ne derece örtüşmektedir? TBMM'de ve İBB'de 2023 bütçesinin tartışıldığı şu günlerde, siyasetçiler ve milletvekillerinin kürsülerden "eşit işe eşit ücret" çağrıları sık sık gündeme gelirken, genelde tüm işçiler ve emekçilere özelde de İstanbul halk otobüsü şoförlerine açlık ve sefalet ücretlerinin dayatıldığını, dayatılacağını görüyoruz. Güvencesizlik, kuralsızlık ve kölece çalışma düzenine karşı mücadelemizi yükselterek sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. İnsanın haklarıyla insan, işçinin haklarıyla işçi olduğunu hatırlatıyor, emeğin haklarının korunması, geliştirilmesi ve emeğin kurtuluşu için KATAŞ SEN sendikası olarak ilgilileri göreve çağırdığımızı kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz.
Karayolu Taşımacılık Emekçileri Sendikası (KATAŞ-SEN) tarafından toplu ulaşım çalışanlarının yaşadığı sorunlara ilişkin açıklama yapıldı.

KATAŞ-SEN Genel Merkez Yönetimi, halk otobüsü çalışanlarının yaşadığı sıkıntılara ilişkin bir basın açıklaması düzenledi.

"Son aylarda yaşanan trafik kazalarıyla, kavgalarla, ekranlara yansıyan şoför ve yolcu tartışmalarıyla gündemden düşmeyen halk otobüsü şoförlerinin neler yaşadığını sizlerle paylaşmak istiyoruz." denilen açıklamada, "Şiddeti sürekli artan bir saldırı altında çalışmak zorundalar. Bu saldırı kimi zaman silahlı, kimi zaman bıçaklı, kimi zaman da taşlı-sopalı olarak uygulanmaktadır. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de araçlara takılan, şoförleri psikolojik olarak tüketen casus kameralarla çalışma koşulları daha da katlanılmaz hale gelmiş durumdadır." ifadeleri kullanıldı.

CHP'li Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin halk otobüsü şoförlerinin sıkıntıları ile ilgilenmediğinin vurgulandığı açıklama, şöyle devam etti:

İBB tüm otobüsleri sarıya boyadığı için halk otobüsleri ayırt edilemez hale geldi. Oysa İETT bünyesinde yaklaşık 3 bin 500 halk otobüsü faaliyet gösteriyor. Bu otobüslerde çalışan binlerce arkadaşımız metro, metrobüs, tramvay ve marmarayın çalışmadığı bölgelere ulaşım gerçekleşebilmesi için olmazsa olmaz bir noktada bulunuyor.

Buna rağmen, tüm siyasetçi ve yöneticilerin, dünyanın en büyük metropollerinden birisi olmasıyla övünüp durdukları İstanbul’da çalışan halk otobüsü şoförlerinin, tüm sosyal haklardan uzak ağır çalışma koşulları bu aynı siyasetçi ve yöneticilerin gündemine dahi girmiyor.

 

Hiç bir ekonomik ve sosyal hakları olmayan halk otobüsü şoförleri, iş kanunu dahil, ülkemizin de imzacısı olduğu
uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanamaz durumdalar. Bir yılı aşkın süredir halk otobüsü şoförlerinin sorunlarının çözümü, insana yakışır bir çalışma düzeni sağlanması için yoğun bir çaba içindeyiz. Bu sorunları birkaç maddede şöyle ifade
edebiliriz:

- Kuralsız, güvencesiz, düşük ücretlerle uzun çalışma süreleri.

- İstanbul’un toplu ulaşımının yaklaşık olarak %20'lik yükünü sırtlayan halk otobüsü şoförlerinin olmayan sosyal hakları.

- İstanbul trafiğinde ve otobüslerde yüz yüze kaldıkları tehditler, tacizler ve yaşanılan kazalarda hiçbir güvencelerinin olmaması.

- İBB ve İETT’nin yaşanılan sorunlar karşısında şoförleri yalnız bırakması, onların toplum gözünde günah keçisi haline getirilmesi.

- Yaşanan her sorun ve şikayette şoförleri hatalı ve hatta suçlu gösteren yaklaşımlar, yaşanılan hak ihlalleri karşısında yöneticilerin takındığı tavır şoförleri psikolojik olarak tüketirken toplum sağlığı ve güvenliği açısından ciddi riskler taşıyor.

- Son aylarda yaşanan kazalar göz önüne alındığında şoförlerin yalnızca kendi can güvenliklerini değil yolcuların da can güvenliği için, şoförlerin haklarının güvence altına alınması, insanca çalışma şartlarının ve koşullarının sağlanması ayrı bir önem kazanıyor.

- Yalnızca genel doğruları, tartışmalı kuralları ortaya koyan, hiçbir hak tanımlamayan ceza, rapor, mobing sarmalındaki bir iş sürdürülebilir değildir.

- Günde 18-20 saat çalışmak zorunda kalan şoförleri denetimciler ve üçüncü göz dediğiniz yüzlerce çalışanla takibe almakla sorunları çözeceğinizi düşünmek ham hayalden başka bir şey değildir. Şoförlerin yapacağı hataya odaklanarak yapılan denetimler, deyim yerindeyse İstanbul’un her yerine kurulan pusular sorunu çözmek değil daha da büyütmekten başka bir şeye yaramayacaktır.

- Hiçbir hakkı tanımlanmamış, ağır çalışma koşullarıyla yıldırılan, yorgunluktan gözlerine kan oturmuş şoförlerin bu şartlarda verimli çalışması beklenemez.

- Son günlerde yolculuk esnasında otobüsü durdurarak “Psikolojim bozuldu, gidemiyorum.” diyen şoför arkadaşlarımızın haykırışları yöneticilere şaka geliyorsa, son bir kaç ayda, otobüslerde çalışmayı bırakan şoför sayısına bakmalarını tavsiye ediyoruz.

- Diğer bir sorun, bizlerin casus kamera dediği, yapay zeka ve özel bir yazılım sistemi olarak basında yer bulan kameralı denetim uygulamasıdır. Büyük çaplı bu dönüşümün pilot bölgelerde, uzun ve kısa vadeli sonuçları ve etkileri bilinmeden, sonuçları bilimsel bir ölçeklendirmeye tabi tutulmadan, belediye tarafından, en dezavantajlı koşullarda çalışan halk otobüslerine bu kameraların
takılması, “ben yaptım oldu tavrı” despotik bir yaklaşımdır.

- İETT bünyesinde, az çok kurallı bir sistem içinde çalışan kadrolu otobüs şoförlerinin çalıştığı araçların hiç birinde bu kameralar yokken halk otobüslerine takılmasının amacının ne olduğu açık değil midir?

- Ayrıca İLO'nun, Avrupa Çalışma Örgütlerinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve iç hukukun kararı ve KVKK yasası ortadayken bu ısrar anlaşılır değildir.

- Sosyal belediyecilik ve toplu taşımada köklü değişim olarak ifade edilen sistem, tüm otobüslerin sarıya boyanması, araçlarda kilometre sistemine geçiş; araç sahipleri ve şirketlerin gelirlerini düzenlerken bu hizmetin sürmesinin olmazsa olmazı şoför arkadaşlarımız yine unutulmuştur.

- Sosyal belediyecilik kavramı, yıl ortasındaki artışla, otobüs başı 2,5 şoföre 16.300 TL maaşla ne
derece örtüşmektedir?

TBMM'de ve İBB'de 2023 bütçesinin tartışıldığı şu günlerde, siyasetçiler ve milletvekillerinin kürsülerden "eşit işe eşit ücret" çağrıları sık sık gündeme gelirken, genelde tüm işçiler ve emekçilere özelde de İstanbul halk otobüsü şoförlerine açlık ve sefalet ücretlerinin dayatıldığını, dayatılacağını görüyoruz.

Güvencesizlik, kuralsızlık ve kölece çalışma düzenine karşı mücadelemizi yükselterek sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. İnsanın haklarıyla insan, işçinin haklarıyla işçi olduğunu hatırlatıyor, emeğin haklarının korunması, geliştirilmesi ve emeğin kurtuluşu için KATAŞ SEN sendikası olarak ilgilileri göreve çağırdığımızı kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.