Kibir abidesi Boğaziçi çiftliğe dönmüş! Sinema dersi veren hoca, matematikçi çıktı!

Kibir abidesi Boğaziçi Üniversitesi’nde 10 yıldır öğretim üyeliği yapan Özcan Vardar’ın Film Çalışmaları Sertifika Programı kapsamında eğitim verdiği halde, “sinema alanından mezun olmadığı” ortaya çıktı. Daha önce de, Taksim’de bir avukatlık bürosu işleten baro mensubu kişinin aynı üniversitede öğretim üyeliği yaptığı ortaya çıkmış, yeni dönemde ders vermesinin önüne geçilmişti. Film çalışmaları ile ilgili kariyeri olmadığı halde, bu alanda lisans düzeyinde ders vermeye kalkışan Özcan Vardar ise kendisini, “Boğaziçi Üniversitesi matematik bölümü mezunuyum. Sanatsal alanlarda ders veren hocaların yaptıkları işler ve nasıl birikime sahip oldukları önemlidir” diyerek savundu.. YÖK’te bu konuda uzman isimler ise, “Bu mantıkla. dedi. Vardar, konuyla ilgili karşı davaların açıldığını ve kazanıldığını ancak kararların uygulanmadığını da ekledi. Kariyeri olmadığı halde yıllardır öğretim üyeliği yapan Özcan Vardar’ın kendisine yapılan bu kıyağı, değişik ortamlarda muhalif açıklamalarla ödemeye çalıştığı öğrenildi. Son olarak CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın organizesindeki Altın Portakal Film Festivali’nde kendisine ödül verilen Vardar, yaptığı konuşmada, Gezi tutuklusu Çiğdem Mater’i anmış, ayrıca şu küstah ifadeleri kullanmıştı: “Boğaziçi Üniversitesi’ne yönelik çok büyük saldırılar var. Bu zorbalıklara rağmen boyun eğmeyen yüm dostlarıma bu ödülü ithaf ediyorum” “Öğrenim hakkı kısıtlanan”ların yanısıra, literatüre yeni bir kavram da ekleyerek, “sinema dersi vermesi engellenen matematikçi” sıfatını kazanan Vardar, Cumhuriyet gazetesine şu demeci verdi: “Ders vermesi engellenen her hoca için farklı farklı kılıflar uyduruldu. Bizim iki yıl boyunca direnişte sergilediğimiz duruş da belli. Bunları tespit edip kılıf uydurmaya çalışıyorlar” Vardar’ın matematik mezunu olmasına rağmen Sinema dersi vermesinin arkasından bir skandal daha çıktı.. Vardar dava açmak istediğinde, fakültenin “biz açalım”şeklindeki talebi sonrasında, aslında fakültenin de yeterli yetkiye sahip olmadığı ortaya çıktı.. Vardar, skandalı utanmadan şöyle itiraf etti: “Bölümün onayladığı kişinin ders verememesi demek, akademik özerkliğe müdahaledir. Benim yerime davayı fakülte açmak istedi çünkü bu aynı zamanda fakültenin akademik özerkliğine de bir müdahaleydi. Daha sonra öğrendik ki mahkeme de fakülteyi yeterli yetkiye sahip olmadığı gerekçesiyle reddetmiş!” Cumhuriyet gazetesine konuşan Vardar’ın, “ders içeriğini tamamen ben belirliyorum. Bu nedenle de yerime ders verebilecek başka bir kişi yok.” sözleri, Boğaziçi Üniversitesi’nin, birileri tarafından nasıl çiftlik gibi kullanıldığını gözler önüne serdi..