Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Mersin Barosu’ndan Yargıtay’a Tepki

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 09.11.2023 - 10:35, Güncelleme: 09.11.2023 - 11:04
 

Mersin Barosu’ndan Yargıtay’a Tepki

Karar Hukuk Garabetidir

Mersin Barosu Başkanlığı yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) tutuklu Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali kararı vermesi ve tahliyesini istemesi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin ise bu karara uymama ve AYM üyeleriyle ilgili suç duyurusu kararında bulunmasına tepki gösterdi. Açıklamada, Yargıtay’ın almış olduğu kararın hukuk garabeti niteliğinde olduğu belirtildi. “HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİ YOK SAYILMIŞTIR” Mersin Barosu Başkanlığı, Yargıtay’ın AYM’ye yönelik suç duyurusuna karşı yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: Anayasa Mahkemesi tarafından; 14 Mayıs genel seçimlerinde milletvekili seçilen Can Atalay’ın yapmış olduğu bireysel başvuru neticesinde hak ihlali olduğuna ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından yok sayılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda inceleme yetkisinin bulunmadığı belirtilen kararda, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması için karar örneğinin TBMM'ye gönderilmesine, ayrıca ‘kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına’ hükmedilmiştir. Bir hukuk garabeti niteliğinde olan bu karar; Anayasal devletin güvencelerinden biri niteliğinde olan bireysel başvuru yolunu etkili bir başvuru yolu olmaktan çıkarmış, hukukun üstünlüğü ilkesini yok saymış, keyfiliğin yargının en üst makamına kadar uzandığını ortaya koymuştur. Anılan karar Anayasa’nın “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.” şeklindeki 6. maddesi hükmüne açıkça aykırıdır. “TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇECEKTİR” Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali yapıldığının kabulüne dair verdiği karara uymayacağına Anayasal yetkisi olmadan karar vermesi Anayasa’yı fiilen işlevsiz kılmıştır. Normlar hiyerarşisini, Anayasa’nın üstünlüğünü yok sayan bu karar Yargıtay açısından tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Anayasa’nın 11. maddesi “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.” hükmünü, 153. maddesi “Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” hükmünü amirdir. “ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARININ TANINMAMASININ HUKUKEN HİÇBİR İZAHI BULUNMAMAKTADIR” Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin devlete verildiğini belirleyen toplumsal bir sözleşmedir. Bu toplumsal sözleşmenin doğru şekilde uygulanıp uygulanmadığını kontrol eden Anayasa Mahkemesi’nin kararının tanınmamasının hukuken hiçbir izahı bulunmamaktadır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelenmesi sonucu farklı erkler arasında mücadele edildiğine zaman zaman tanık olunmuştur ancak aynı erk kapsamında bulunan yüksek yargı organları arasında hukuka aykırı şekilde, kararı yok sayma aşamasına varan bir mücadele adalet sistemi açısından kaygı vericidir. Yargıtay’ın, normlar hiyerarşisine göre en üstte bulunan Anayasa’ya uygunluk denetimini yapan merci olan Anayasa Mahkemesi kararları ile ilgili olarak denetim yapma yetkisinin olmadığını, yetki aşımı yapılarak verilen bu kararın Anayasal düzene olan güveni temelden sarstığını kamuoyuna saygıyla bildiririz.”
Karar Hukuk Garabetidir

Mersin Barosu Başkanlığı yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) tutuklu Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali kararı vermesi ve tahliyesini istemesi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin ise bu karara uymama ve AYM üyeleriyle ilgili suç duyurusu kararında bulunmasına tepki gösterdi. Açıklamada, Yargıtay’ın almış olduğu kararın hukuk garabeti niteliğinde olduğu belirtildi.

“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİ YOK SAYILMIŞTIR”

Mersin Barosu Başkanlığı, Yargıtay’ın AYM’ye yönelik suç duyurusuna karşı yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Anayasa Mahkemesi tarafından; 14 Mayıs genel seçimlerinde milletvekili seçilen Can Atalay’ın yapmış olduğu bireysel başvuru neticesinde hak ihlali olduğuna ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından yok sayılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda inceleme yetkisinin bulunmadığı belirtilen kararda, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması için karar örneğinin TBMM'ye gönderilmesine, ayrıca ‘kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına’ hükmedilmiştir.

Bir hukuk garabeti niteliğinde olan bu karar; Anayasal devletin güvencelerinden biri niteliğinde olan bireysel başvuru yolunu etkili bir başvuru yolu olmaktan çıkarmış, hukukun üstünlüğü ilkesini yok saymış, keyfiliğin yargının en üst makamına kadar uzandığını ortaya koymuştur. Anılan karar Anayasa’nın “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.” şeklindeki 6. maddesi hükmüne açıkça aykırıdır.

“TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇECEKTİR”

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali yapıldığının kabulüne dair verdiği karara uymayacağına Anayasal yetkisi olmadan karar vermesi Anayasa’yı fiilen işlevsiz kılmıştır. Normlar hiyerarşisini, Anayasa’nın üstünlüğünü yok sayan bu karar Yargıtay açısından tarihe kara bir leke olarak geçecektir.

Anayasa’nın 11. maddesi “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.” hükmünü, 153. maddesi “Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” hükmünü amirdir.

“ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARININ TANINMAMASININ HUKUKEN HİÇBİR İZAHI BULUNMAMAKTADIR”

Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin devlete verildiğini belirleyen toplumsal bir sözleşmedir. Bu toplumsal sözleşmenin doğru şekilde uygulanıp uygulanmadığını kontrol eden Anayasa Mahkemesi’nin kararının tanınmamasının hukuken hiçbir izahı bulunmamaktadır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelenmesi sonucu farklı erkler arasında mücadele edildiğine zaman zaman tanık olunmuştur ancak aynı erk kapsamında bulunan yüksek yargı organları arasında hukuka aykırı şekilde, kararı yok sayma aşamasına varan bir mücadele adalet sistemi açısından kaygı vericidir.

Yargıtay’ın, normlar hiyerarşisine göre en üstte bulunan Anayasa’ya uygunluk denetimini yapan merci olan Anayasa Mahkemesi kararları ile ilgili olarak denetim yapma yetkisinin olmadığını, yetki aşımı yapılarak verilen bu kararın Anayasal düzene olan güveni temelden sarstığını kamuoyuna saygıyla bildiririz.”

Mersin HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.