Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Muhalefetin son kozu, “çocuk gelin” iftirası!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 09.12.2022 - 12:29, Güncelleme: 09.12.2022 - 12:29
 

Muhalefetin son kozu, “çocuk gelin” iftirası!

Haber7'den Zekeriya Say'ın köşe yazısı

Türkiye’de muhalefetin uygulanış şekli genel olarak çirkindir. Her türlü şaibeden uzak, salt halkın desteğiyle iktidara gelen siyasi partiler, genellikle ayak oyunları ve bel altı vuruşlarla alaşağı edilmeye çalışılıyor. Bu taktiğin geçmişte verdiği sonuçlar, muhalefeti kolaycılığa alıştırmış görünüyor. “Proje üretemiyorsan bari iktidarı yıprat” düşüncesiyle, her seferinde aynı metodu devreye sokuyorlar. Yaşanan küresel ekonomik krize rağmen, 20 yıllık Ak Parti iktidarını 2023 seçimlerinde de deviremeyeceğini anlayan muhalefet ve güdümlü medyası, yine aynı kirli senaryoyu sahnelemeye başladı. “Enflasyon, açlık, yolsuzluk, hırsızlık, kadrolaşma ve dış politikada savrulma” gibi söylemlerle Ak Parti’yi yıpratamayacağını gören malum güruh, seçime 6 aydan az bir süre kala, özellikle 28 Şubat sürecinde çok etkili sonuçlar veren “Psikolojik Harp Metodları”ndan birinin güncel sürümünü piyasaya sürdü. Bir İslami vakıf yöneticisinin, 6 yaşındaki kızını “beyaz gelinlik” giydirerek, cemaate mensup bir kişiyle evlendirdiğini öne sürerek çok sinsi bir “çocuk gelin” hikâyesi uyduruldu. İcazet töreninde çekildiği belgelenen bir kare fotoğraf ve hamileliğinin 5. ayında kaybettiği bebeği nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığı anlaşılan bir kızcağızın, henüz karara bağlanmamış davası üzerinden kurgulanan “karanlık senaryo” ile özellikle AK Parti tabanını oluşturan İslami cemaatler, adeta “çocuk istismarcısı”  birer canavar gibi lanse edilmeye başlandı. Mütedeyyin kesime karşı iflah olmaz bir düşmanlık besleyen, her seferinde milli ve manevi değerlerimiz üzerinden siyasi mühendislik faaliyetleri yürüten tetikçi medyanın peşin hükümler içeren ifadelerle hazırladığı manipülatif haberlerle de, İslami eğitim veren tüm vakıf ve cemaatlerin adeta “pedofili bataklığı”na dönüştüğü algısı oluşturulmaya çalışıldı. "Tarikatlar kapatılsın" "AKP istismara sessiz kaldı" "Tarikatlar iktidarını defedelim" "Ya laik gelecek ya dinci düzen"  "Siyasetin koruması altında: Cemaatler" "Laiklik geriletildi istismarın temel taşları döşendi" "Zorla evlendirilen çocukların hikayesi AKP iktidarı destekli tarikat gerçeğini bir kez daha ortaya koydu” şeklindeki, tek merkezden atılmış izlenimi veren manşetlerle, AK Parti hükümeti, sözde “6 yaşında çocukların evlenmesine göz yumuyormuş” gibi gösterilerek, itibar süikastine maruz bırakıldı. Başında “Müslüman Türk halkını Ege Denizi’ne dökme tehdidinde bulunan” eski CHP’li milletvekili Hüsnü Bozkurt’un bulunduğu Atatürkçü Düşünce Derneği, sözde "6 yaşında evlilik" iddiası üzerinden Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen hafızlar için düzenlenen icazet merasimlerini hedef aldı. “Laik Cumhuriyet’e meydan okunduğunu” öne sürerek, yalnızca AK Parti ile yetinmeyip, TBMM Başkanı ile Diyanet İşleri Başkanı gibi üst düzey siyaset ve devlet yetkililerini de linç etmeye kalkıştı. Henüz mahkeme aşamasında olan ve kesinleşmeyen bir iddia üzerinden neredeyse tüm muhalifler esip gürledi. “Erken evlilik” düzenlemesini, “tecavüz serbest bırakılıyor” yalanıyla manipüle eden partisinin aksine, sayısı 4 bini bulan “genç evlilik mağduru” için mücadele veren CHP İzmir milletvekili Özcan Purçu bile, “6 yaşındaki gelin” yalanı üzerinden hükümeti ağır sözlerle hedef aldı. Evli ve 3 çocuk babası olan yeğeni Hıdır Çakmak’ın, yaşları 11 ila 14 arasında değişen 4 kız çocuğunu defalarca istismar ettiği gerekçesiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırılmasını görmezden gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise olayın aslı ortaya çıkmadan; “6 yaşında çocuk! Bunu yapan, buna göz yuman, bunun sistemini kuran şerefsizdir ve haysiyetsizdir! Şerefsiz ve haysiyetsiz muamelesi de görecektir! Hak ettiğinizi bulacaksınız” şeklinde, hakaretle karışık tehditler savurdu. Peki, İslam’ı, Müslümanları ve AK Parti iktidarını topyekun “karalama kampanyasına” dönüştürülen sözde “çocuk evliliğine” konu edilen H.K.G adlı kızın “reşit yaşta” evlendiğine dair görsellerin paylaşılması ve kardeşlerinin açıklamalarına rağmen, yapılan tazyikler ve iftiralar neden hız kesmiyor? Bu durumu özetleyecek en iyi örnek, Ergenekon iddianamesine giren bir gizli tanığın ifadesinde saklı. Tanık ifadesinde; “Müslüm Gündüz-Fadime Şahin” ya da “Ali Kalkancı-Emire Ersoy” ilişkisinden hareketle, bir anlamda “28 Şubat Darbesi’nin fotoğrafı”nı çekmiş ve mütedeyyin insanların oylarıyla seçilen hükümetleri alaşağı etmenin formülünü vermişti. Gizli tanık, Refah Partisi’ne karşı kesin sonuç veren ve günümüzde AK Parti’ye karşı devreye sokulan “Psikolojik Harp Metodu”nun hazırlanış ve uygulama aşamasını şöyle anlatmıştı!..  “Gizli tanık” anlatıyor: “Refah Partisi’nin giderek oylarını artırdığını ve bunun hiçbir şekilde önüne geçilemediğini gören darbeciler, büyük şehirlerde, toplumun nabzını en iyi tutan meslek grubu olan taksicilerle görüşüp tahlil yaptılar. Taksiye binip şoförlere; Refah Partililerin yaptığı iddia edilen yolsuzlukları anlattılar. ‘Bunlar Türkiye’yi İran’a çevirecek’ dediler. Gördüler ki bu iddiaları, taksiciler ciddiye almıyor. Sonra taksicilere, ‘Filanca tarikatın şeyhi, kadınlara kızlara tecavüz etmiş’ şeklinde hayali hikâyeler anlattılar. Taksiciler buna çok sinirlendi. ‘Vay namussuz, şerefsizler’ dediler. “Ha demek ki Türk toplumunun en hassas tarafı burası!.. Demek ki; namus ve belden aşağı mevzularda, halk son derece duyarlı!” Hemen bu yönde senaryolar hazırlamak için kollar sıvandı.” Gördüğünüz gibi… Maalesef bugün de aynı kirli senaryoların güncellenip, tekrar sahneye sürülmeye çalışıldığına alenen şahit oluyoruz. Sözde “çocuk gelin" olayının yaşandığı vakfın muhafazakâr olmasını fırsat bilerek, özellikle sosyal medya üzerinden, topluma; “Bunların sakallı veya başörtülü olduklarına bakmayın... Bunlar; her haltı yerler, sonra da Müslüman geçinirler! “Ne gelirse hacıdan- hocadan gelir” şeklinde bir mesaj verilmeye çalışıldığının farkındayız. Bu yüzden.. Daha önce gördüğümüz ve milli iradenin teveccühüyle iktidara gelen AK Parti’ye ve mütedeyyin kesime yönelik bu kirli mühendislik çalışmalarına ve siyaseti dizayn etme girişimlerine karşı daha uyanık olmak zorundayız!
Haber7'den Zekeriya Say'ın köşe yazısı

Türkiye’de muhalefetin uygulanış şekli genel olarak çirkindir.

Her türlü şaibeden uzak, salt halkın desteğiyle iktidara gelen siyasi partiler, genellikle ayak oyunları ve bel altı vuruşlarla alaşağı edilmeye çalışılıyor.

Bu taktiğin geçmişte verdiği sonuçlar, muhalefeti kolaycılığa alıştırmış görünüyor.

“Proje üretemiyorsan bari iktidarı yıprat” düşüncesiyle, her seferinde aynı metodu devreye sokuyorlar.

Yaşanan küresel ekonomik krize rağmen, 20 yıllık Ak Parti iktidarını 2023 seçimlerinde de deviremeyeceğini anlayan muhalefet ve güdümlü medyası, yine aynı kirli senaryoyu sahnelemeye başladı.

“Enflasyon, açlık, yolsuzluk, hırsızlık, kadrolaşma ve dış politikada savrulma” gibi söylemlerle Ak Parti’yi yıpratamayacağını gören malum güruh, seçime 6 aydan az bir süre kala, özellikle 28 Şubat sürecinde çok etkili sonuçlar veren “Psikolojik Harp Metodları”ndan birinin güncel sürümünü piyasaya sürdü.

Bir İslami vakıf yöneticisinin, 6 yaşındaki kızını “beyaz gelinlik” giydirerek, cemaate mensup bir kişiyle evlendirdiğini öne sürerek çok sinsi bir “çocuk gelin” hikâyesi uyduruldu.

İcazet töreninde çekildiği belgelenen bir kare fotoğraf ve hamileliğinin 5. ayında kaybettiği bebeği nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığı anlaşılan bir kızcağızın, henüz karara bağlanmamış davası üzerinden kurgulanan “karanlık senaryo” ile özellikle AK Parti tabanını oluşturan İslami cemaatler, adeta “çocuk istismarcısı”  birer canavar gibi lanse edilmeye başlandı.

Mütedeyyin kesime karşı iflah olmaz bir düşmanlık besleyen, her seferinde milli ve manevi değerlerimiz üzerinden siyasi mühendislik faaliyetleri yürüten tetikçi medyanın peşin hükümler içeren ifadelerle hazırladığı manipülatif haberlerle de, İslami eğitim veren tüm vakıf ve cemaatlerin adeta “pedofili bataklığı”na dönüştüğü algısı oluşturulmaya çalışıldı.

"Tarikatlar kapatılsın"

"AKP istismara sessiz kaldı"

"Tarikatlar iktidarını defedelim"

"Ya laik gelecek ya dinci düzen" 

"Siyasetin koruması altında: Cemaatler"

"Laiklik geriletildi istismarın temel taşları döşendi"

"Zorla evlendirilen çocukların hikayesi AKP iktidarı destekli tarikat gerçeğini bir kez daha ortaya koydu” şeklindeki, tek merkezden atılmış izlenimi veren manşetlerle, AK Parti hükümeti, sözde “6 yaşında çocukların evlenmesine göz yumuyormuş” gibi gösterilerek, itibar süikastine maruz bırakıldı.

Başında “Müslüman Türk halkını Ege Denizi’ne dökme tehdidinde bulunan” eski CHP’li milletvekili Hüsnü Bozkurt’un bulunduğu Atatürkçü Düşünce Derneği, sözde "6 yaşında evlilik" iddiası üzerinden Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen hafızlar için düzenlenen icazet merasimlerini hedef aldı. “Laik Cumhuriyet’e meydan okunduğunu” öne sürerek, yalnızca AK Parti ile yetinmeyip, TBMM Başkanı ile Diyanet İşleri Başkanı gibi üst düzey siyaset ve devlet yetkililerini de linç etmeye kalkıştı.

Henüz mahkeme aşamasında olan ve kesinleşmeyen bir iddia üzerinden neredeyse tüm muhalifler esip gürledi.

“Erken evlilik” düzenlemesini, “tecavüz serbest bırakılıyor” yalanıyla manipüle eden partisinin aksine, sayısı 4 bini bulan “genç evlilik mağduru” için mücadele veren CHP İzmir milletvekili Özcan Purçu bile, “6 yaşındaki gelin” yalanı üzerinden hükümeti ağır sözlerle hedef aldı.

Evli ve 3 çocuk babası olan yeğeni Hıdır Çakmak’ın, yaşları 11 ila 14 arasında değişen 4 kız çocuğunu defalarca istismar ettiği gerekçesiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırılmasını görmezden gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise olayın aslı ortaya çıkmadan; “6 yaşında çocuk! Bunu yapan, buna göz yuman, bunun sistemini kuran şerefsizdir ve haysiyetsizdir! Şerefsiz ve haysiyetsiz muamelesi de görecektir! Hak ettiğinizi bulacaksınız” şeklinde, hakaretle karışık tehditler savurdu.

Peki, İslam’ı, Müslümanları ve AK Parti iktidarını topyekun “karalama kampanyasına” dönüştürülen sözde “çocuk evliliğine” konu edilen H.K.G adlı kızın “reşit yaşta” evlendiğine dair görsellerin paylaşılması ve kardeşlerinin açıklamalarına rağmen, yapılan tazyikler ve iftiralar neden hız kesmiyor?

Bu durumu özetleyecek en iyi örnek, Ergenekon iddianamesine giren bir gizli tanığın ifadesinde saklı.

Tanık ifadesinde; “Müslüm Gündüz-Fadime Şahin” ya da “Ali Kalkancı-Emire Ersoy” ilişkisinden hareketle, bir anlamda “28 Şubat Darbesi’nin fotoğrafı”nı çekmiş ve mütedeyyin insanların oylarıyla seçilen hükümetleri alaşağı etmenin formülünü vermişti.

Gizli tanık, Refah Partisi’ne karşı kesin sonuç veren ve günümüzde AK Parti’ye karşı devreye sokulan “Psikolojik Harp Metodu”nun hazırlanış ve uygulama aşamasını şöyle anlatmıştı!..

 “Gizli tanık” anlatıyor:

“Refah Partisi’nin giderek oylarını artırdığını ve bunun hiçbir şekilde önüne geçilemediğini gören darbeciler, büyük şehirlerde, toplumun nabzını en iyi tutan meslek grubu olan taksicilerle görüşüp tahlil yaptılar.

Taksiye binip şoförlere; Refah Partililerin yaptığı iddia edilen yolsuzlukları anlattılar.

‘Bunlar Türkiye’yi İran’a çevirecek’ dediler.

Gördüler ki bu iddiaları, taksiciler ciddiye almıyor.

Sonra taksicilere, ‘Filanca tarikatın şeyhi, kadınlara kızlara tecavüz etmiş’ şeklinde hayali hikâyeler anlattılar.

Taksiciler buna çok sinirlendi.

‘Vay namussuz, şerefsizler’ dediler.

“Ha demek ki Türk toplumunun en hassas tarafı burası!.. Demek ki; namus ve belden aşağı mevzularda, halk son derece duyarlı!”

Hemen bu yönde senaryolar hazırlamak için kollar sıvandı.”

Gördüğünüz gibi…

Maalesef bugün de aynı kirli senaryoların güncellenip, tekrar sahneye sürülmeye çalışıldığına alenen şahit oluyoruz.

Sözde “çocuk gelin" olayının yaşandığı vakfın muhafazakâr olmasını fırsat bilerek, özellikle sosyal medya üzerinden, topluma; “Bunların sakallı veya başörtülü olduklarına bakmayın... Bunlar; her haltı yerler, sonra da Müslüman geçinirler! “Ne gelirse hacıdan- hocadan gelir” şeklinde bir mesaj verilmeye çalışıldığının farkındayız.

Bu yüzden..

Daha önce gördüğümüz ve milli iradenin teveccühüyle iktidara gelen AK Parti’ye ve mütedeyyin kesime yönelik bu kirli mühendislik çalışmalarına ve siyaseti dizayn etme girişimlerine karşı daha uyanık olmak zorundayız!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.