Oylar gider, Korkar Yavaş!

Arkadan katiyyen işi olmadığını söyleyen Meral Hanım,  cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisini yüzüstü bırakan ve “ya sen ol ya sen” şeklindeki çoktan seçmeli teklifini kabul etmeyen İmamoğlu ile Yavaş’a o meşhur “Maraş bıçağı”nı “şap şap” diye tüm Türkiye’nin gözleri önünde sapladı. Önceki gün partisinin grup toplantısında konuşan Meral Hanım, İstanbul ve Ankara’yı çeyrek asır geriye götüren ve hizmete hasret bırakan İmamoğlu ile Yavaş’ı resmen yerin dibine soktu. Kendisine “abla” diye hitap eden… Geçmişte yüzünde ‘Rabbi Yessir’ gördüğü... Onu Fatih Sultan Mehmet’e benzettiği İmamoğlu’nu ... “Her seçimden önce Berlin'i, Paris'i vadediyorlar ancak Delhi'nin, Cakarta'nın kaosuna mahkûm ediyorlar” sözleriyle… İstanbul’un ulaşımını çökme noktasına getirdiği için gayet objektif bir şekilde rezil etti. Meral Hanım en sert darbeyi ise geçmişte kendisini “hiç utandırmadığını” söylediği Mansur Yavaş’a vurdu. Yavaş'ın kendisini yarı yolda bıraktığını ima eden Akşener,  okuduğu şiirdeki “Kopunca bir büyük savaş, Er tez gider, korkak yavaş” dizeleriyle, bir dönemin hızlı ülkücüsü Yavaş’a “korkak” göndermesinde bulundu.  Meral Hanım’ın sözlerine çok bozulan Yavaş’ın ise bunun acısını oylarıyla seçildiği İyi Partililerden çıkardığı öne sürüldü. İddialara göre Meral Hanım’ın sözlerine içerlenen Yavaş’ın, “Hiçbir İYİ Partili bir daha gözüme gözükmesin! Bu belediye sınırlarındaki hiçbir İYİ Partili bana gelip merhaba bile demesin!” diye esip gürlediği belirtildi.  Mansur Bey doğrusu bu sözlere neden alındı anlamış değilim…   Zira Meral Hanım’ın ve partisinin sınırsız desteğine rağmen cumhurbaşkanlığı adaylığı cesareti gösteremeyen ve Bay Kemal’e biat ederek “yardımcılığı”na razı olan Yavaş’ın yaptığı tam olarak “korkaklık” değilse nedir? Dahası… İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu’nun, Akşener'in okuduğu Nihal Atsız'a ait şiirdeki “Korkak yavaş” ifadesinin Mansur Yavaş'a yönelik gönderme olduğu iddialarını reddetmesine rağmen neden bu kadar alındı? Oysa geçmişte aynı ifadeleri, oylarını aldığı ve “Yavaş da, İmamoğlu da bilecek ki, seçilmişse HDP’nin oylarıyla seçilmiştir” diyen HDP’liler de kullanmıştı.  Şöyle ki… Geçtiğimiz yıl mayıs ayında Van'a giden Mansur Yavaş, esnafı ziyareti sırasında; “Sizi çok seviyoruz başkanım. Bizi bu dertten kurtarın. Selahattin Demirtaş’ı da istiyoruz” diyen bir kişiye “İnşallah” cevabını vermişti.  Bu cevap sonrası Ülkücü kökenli Mansur Yavaş'a yönelik, “Sende mi Demirtaş sevdalısı oldun?” tepkileri yükselmişti. Hem milliyetçi hem de HDP seçmenini küstürmek istemeyen Yavaş ise anında devreye Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Koordinatörü Volkan Gültekin’i sokmuştu. Gültekin açıklamasında, “Sayın Başkan, yüzlerce insanın bulunduğu gürültülü ortamda yönetimsel şikâyetini dile getiren bir kişiye sıkça 'inşallah' sözüyle yanıt vermiştir. Özellikle 'Selahattin Demirtaş'ı istiyoruz' sözüne bu yanıtın verildiği şeklindeki manipülatif haberler gerçeği yansıtmamaktadır..." diyerek tüm Türkiye’nin canlı yayında şahit olduğu sözleri inkâr etmişti. Bunun üzerine açıklama yapan dönemin HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan; “Kimse sizin İnşallahınıza kalmadı. Maşallah halkımızın da bizim de sizin önünüze geçecek gücümüz de sözümüz de var, bu bize yeter artar!” sözleriyle CHP’li Yavaş’ı “korkak siyaset” yapmakla suçlamıştı. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamanın “ayıp” olduğunu söyleyerek, “siyaset cesaret işidir” dedi ve Yavaş’ı “korkaklık”la itham etti. O dönem HDP’lilerin “korkak” açıklaması karşında ağzını açamayan ve oylar kaçmasın diye basın koordinatörü aracılığıyla durumu toparlamaya çalışan Mansur Yavaş’ın, sıra 81 ilde seçimlere müstakil adaylarla gireceklerini ilan eden İyi Parti’ye gelince efelenmesi doğrusu hiç “inandırıcı” gelmedi. Eğer Yavaş samimi olsaydı,  “Hiçbir HDP’li bir daha gözüme gözükmesin!” derdi. “Yavaş seçilmişse HDP’nin oylarıyla seçilmiştir” diyen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’ye “hadi oradan” diyerek haddini bildirirdi. Ne yani Yavaş’ın gücü bir tek oylarını alamadığı insanlara mı yetiyor?