Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Sahuru atlamayın, bağışıklığı güçlü tutun!

Sağlık (Web Sitesi) - Web Sitesi | 01.04.2022 - 10:51, Güncelleme: 01.04.2022 - 10:51
 

Sahuru atlamayın, bağışıklığı güçlü tutun!

Oruç nasıl tutulur?

Mutlaka sahur yapılması gerektiğini vurgulayan Uzel, Covid-19 salgını sürecini de hatırlatarak, "Sağlıklı bir menü ile desteklenen dengeli beslenme geleneğini, Ramazan ayı boyunca bağışıklığı da güçlü tutmak için aksatmamak önemli" dedi. Oruç nasıl tutulur? Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, oruç tutarken aynı zamanda bağışıklık sistemini de destekleyecek şekilde dengeli beslenmenin önemine dikkat çekti. Mutlaka sahur yapılması gerektiğini vurgulayan Uzel, Covid-19 salgını sürecini de hatırlatarak, "Sağlıklı bir menü ile desteklenen dengeli beslenme geleneğini, Ramazan ayı boyunca bağışıklığı da güçlü tutmak için aksatmamak önemli" dedi. Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, Ramazan ayında öğün sayısı ve sırası farklılaşacağı için bu düzeni bünyeyi güçsüz düşürmeden sağlamak gerektiğini vurguladı. Bireylerin oruç tutarken de günlük besin ihtiyaçları dahilinde vücuda yeterli miktarda su, karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral alımı yapmaları gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Uzel, "Vücut güçsüz düşerse, bir müddet sonra hastalıklarla baş etme konusunda düşük verim gösterecektir. Bu nedenle özellikle pandemi dönemi içerisinde sahura kalkmadan oruç tutma alışkanlığından vazgeçilmesi gerekir. Nasıl kahvaltı günlük beslenmenin en önemli öğünü ise sahur da sağlam bir kahvaltı olarak değerlendirilebilir" diye konuştu. Vücut direncini artırmak için dengeli beslenme şart Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, vücut direncini arttırmak için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: "A, C ve E vitaminlerini içeren besinler tüketilmeli; selenyum, çinko, magnezyum ve vb. mineralleri alımı omega yağ asidi içeren yiyecekler ile takviye edilmeli. Sadece D vitamini besinlerde az miktarda bulunduğu için bu amaçla güneş ışığından yararlanılmalı. Kalsiyum ve fosfor tüketimi haftada en az iki kez balık ve her gün süt tüketimi ile desteklenmeli. Özellikle E vitamininin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunmakta. Bu vitamin hastalıkla savaşmak adına vücut direncini arttırmakta ve A vitamininin okside olmasını engellemektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz ve yağlı tohumlar E vitamini içeriği bakımından zengin yiyeceklerdir. Bağışıklığı güçlendiren besinlere örnek olarak, somon-sardalye gibi yağlı balıklar, portakal, yeşil çay, yumurta, bal kabağı, taze kırmızıbiber, ıspanak, brokoli, cibez, radika, domates ve yoğurt sayılabilir. Çörekotu yağı, kekik yağı, nane yağı, zeytin yaprağı ekstresi gibi ürünler özellikle pandemi döneminde sık tüketilmeye başlanan ürünler arasında. Ancak bağışıklık sistemini güçlendirmek için tüketilebilecek bir besin olmadığını, dengeli beslenmenin önemini de unutmamalı." "Protein ve lif kaynaklı yiyecekler mümkünse birlikte tüketilmeli" Sahur öğününde ağır yiyecekler tüketmenin sorun oluşturabileceğini de aktaran Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, "Herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamak için protein ve lif kaynaklı yiyecekler mümkünse birlikte tüketilmeli. Sahurda süt, yoğurt, peynir, çorba, sebze ya da çok hafif kuru baklagillerden oluşan hafif gıdalar tercih edilmeli. Bu gıdalardan bol lifli olanları tüketilirse uzun süren açlığın sebep olabileceği kabızlık sorunu da ortadan kalkmış olur. Protein kaynakları tek başına olmanın yanında sebze eşliğinde de tüketilebilir. Menemen, yumurtalı ıspanak vb. yiyecekler bu seçeneğe örnek olarak verilebilir. Yağda kızartma yerine haşlama ya da fırınlama yoluyla pişirilen yemekler tercih edilmelidir" dedi. İftar sofralarında ise bir öğünde alınması gerekenden fazla miktarda yiyecek tüketilmemesi gerektiğini söyleyen Ruhan Aşkın Uzel, "İftar sofralarında midede aşırı tokluk oluşmamalı. Oruç tutulan saatlerin sonuna yaklaşıldığında düşen kan şekeri, aşırı yiyecek alımı ile yükselmeye başlar ve denge bozulur. Unutulmaması gereken diğer bir husus ise beynin tokluk sinyalini 15-20 dakika sonra verdiğidir. Bu süreden daha kısa zamanda ve hızlıca tüketilen yiyecekler, özellikle yüksek enerjide ise tokluk ötesi bir durum ve kilo fazlası olarak bireye geri dönecektir" diye konuştu. Hava sıcaklıklarının artmaya başladığı döneme denk gelen Ramazan ayında yeterli sıvı alımına özen gösterilmesinin metabolizmayı düzenlediğini belirten Doç. Dr. Uzel, "Ramazan ayında da su tüketiminin toplu miktarda değil, gereken miktarda, ancak zamana yayarak yeterli yönetebilmesi önemli. Susuzluk hissinin giderilmesi için gazlı, şekerli içeceklere yönelmek yanlıştır. Bu tarz içecekler vücutta suyun yerini tutmadıkları gibi ihtiyaç duyulan sıvı dengesini sağlamaktan da uzaktır. Hem su tüketimini engellememesi ve sıvı kaybını artırmaması hem de kafeinin az tüketilmesi açısından çay ve kahve tüketimi sınırlandırılmalı. Günlük çay ve kahve tüketimi 3 fincanı geçmemeli, bunun yerine doğrudan su tercih edilmeli. Duru yapılmış çorbalar, sulandırılarak hazırlanmış ayran, ev yapımı meyve suyu ve limonatalar, sulu yemekler de sıvı tüketimini artırmak için önerilebilecek diğer yöntemlerdir" şeklinde konuştu. Uzel, sadece beslenmenin değil kaliteli uyku düzeni ve bünyeye uygun fiziksel egzersizlerin de vücut direncini arttırmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek için önemine dikkat çekti.
Oruç nasıl tutulur?

Mutlaka sahur yapılması gerektiğini vurgulayan Uzel, Covid-19 salgını sürecini de hatırlatarak, "Sağlıklı bir menü ile desteklenen dengeli beslenme geleneğini, Ramazan ayı boyunca bağışıklığı da güçlü tutmak için aksatmamak önemli" dedi. Oruç nasıl tutulur?

Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, oruç tutarken aynı zamanda bağışıklık sistemini de destekleyecek şekilde dengeli beslenmenin önemine dikkat çekti. Mutlaka sahur yapılması gerektiğini vurgulayan Uzel, Covid-19 salgını sürecini de hatırlatarak, "Sağlıklı bir menü ile desteklenen dengeli beslenme geleneğini, Ramazan ayı boyunca bağışıklığı da güçlü tutmak için aksatmamak önemli" dedi.

Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, Ramazan ayında öğün sayısı ve sırası farklılaşacağı için bu düzeni bünyeyi güçsüz düşürmeden sağlamak gerektiğini vurguladı. Bireylerin oruç tutarken de günlük besin ihtiyaçları dahilinde vücuda yeterli miktarda su, karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral alımı yapmaları gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Uzel, "Vücut güçsüz düşerse, bir müddet sonra hastalıklarla baş etme konusunda düşük verim gösterecektir. Bu nedenle özellikle pandemi dönemi içerisinde sahura kalkmadan oruç tutma alışkanlığından vazgeçilmesi gerekir. Nasıl kahvaltı günlük beslenmenin en önemli öğünü ise sahur da sağlam bir kahvaltı olarak değerlendirilebilir" diye konuştu.

Vücut direncini artırmak için dengeli beslenme şart

Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, vücut direncini arttırmak için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

"A, C ve E vitaminlerini içeren besinler tüketilmeli; selenyum, çinko, magnezyum ve vb. mineralleri alımı omega yağ asidi içeren yiyecekler ile takviye edilmeli. Sadece D vitamini besinlerde az miktarda bulunduğu için bu amaçla güneş ışığından yararlanılmalı. Kalsiyum ve fosfor tüketimi haftada en az iki kez balık ve her gün süt tüketimi ile desteklenmeli. Özellikle E vitamininin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunmakta. Bu vitamin hastalıkla savaşmak adına vücut direncini arttırmakta ve A vitamininin okside olmasını engellemektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz ve yağlı tohumlar E vitamini içeriği bakımından zengin yiyeceklerdir. Bağışıklığı güçlendiren besinlere örnek olarak, somon-sardalye gibi yağlı balıklar, portakal, yeşil çay, yumurta, bal kabağı, taze kırmızıbiber, ıspanak, brokoli, cibez, radika, domates ve yoğurt sayılabilir. Çörekotu yağı, kekik yağı, nane yağı, zeytin yaprağı ekstresi gibi ürünler özellikle pandemi döneminde sık tüketilmeye başlanan ürünler arasında. Ancak bağışıklık sistemini güçlendirmek için tüketilebilecek bir besin olmadığını, dengeli beslenmenin önemini de unutmamalı."

"Protein ve lif kaynaklı yiyecekler mümkünse birlikte tüketilmeli"

Sahur öğününde ağır yiyecekler tüketmenin sorun oluşturabileceğini de aktaran Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, "Herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamak için protein ve lif kaynaklı yiyecekler mümkünse birlikte tüketilmeli. Sahurda süt, yoğurt, peynir, çorba, sebze ya da çok hafif kuru baklagillerden oluşan hafif gıdalar tercih edilmeli. Bu gıdalardan bol lifli olanları tüketilirse uzun süren açlığın sebep olabileceği kabızlık sorunu da ortadan kalkmış olur. Protein kaynakları tek başına olmanın yanında sebze eşliğinde de tüketilebilir. Menemen, yumurtalı ıspanak vb. yiyecekler bu seçeneğe örnek olarak verilebilir. Yağda kızartma yerine haşlama ya da fırınlama yoluyla pişirilen yemekler tercih edilmelidir" dedi.

İftar sofralarında ise bir öğünde alınması gerekenden fazla miktarda yiyecek tüketilmemesi gerektiğini söyleyen Ruhan Aşkın Uzel, "İftar sofralarında midede aşırı tokluk oluşmamalı. Oruç tutulan saatlerin sonuna yaklaşıldığında düşen kan şekeri, aşırı yiyecek alımı ile yükselmeye başlar ve denge bozulur. Unutulmaması gereken diğer bir husus ise beynin tokluk sinyalini 15-20 dakika sonra verdiğidir. Bu süreden daha kısa zamanda ve hızlıca tüketilen yiyecekler, özellikle yüksek enerjide ise tokluk ötesi bir durum ve kilo fazlası olarak bireye geri dönecektir" diye konuştu.

Hava sıcaklıklarının artmaya başladığı döneme denk gelen Ramazan ayında yeterli sıvı alımına özen gösterilmesinin metabolizmayı düzenlediğini belirten Doç. Dr. Uzel, "Ramazan ayında da su tüketiminin toplu miktarda değil, gereken miktarda, ancak zamana yayarak yeterli yönetebilmesi önemli. Susuzluk hissinin giderilmesi için gazlı, şekerli içeceklere yönelmek yanlıştır. Bu tarz içecekler vücutta suyun yerini tutmadıkları gibi ihtiyaç duyulan sıvı dengesini sağlamaktan da uzaktır. Hem su tüketimini engellememesi ve sıvı kaybını artırmaması hem de kafeinin az tüketilmesi açısından çay ve kahve tüketimi sınırlandırılmalı. Günlük çay ve kahve tüketimi 3 fincanı geçmemeli, bunun yerine doğrudan su tercih edilmeli. Duru yapılmış çorbalar, sulandırılarak hazırlanmış ayran, ev yapımı meyve suyu ve limonatalar, sulu yemekler de sıvı tüketimini artırmak için önerilebilecek diğer yöntemlerdir" şeklinde konuştu.
Uzel, sadece beslenmenin değil kaliteli uyku düzeni ve bünyeye uygun fiziksel egzersizlerin de vücut direncini arttırmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek için önemine dikkat çekti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.