Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Sezer’in jakuzisi, Baykal’ın banyosu, Özkan’ın iftirası!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 08.04.2024 - 10:55, Güncelleme: 08.04.2024 - 10:55
 

Sezer’in jakuzisi, Baykal’ın banyosu, Özkan’ın iftirası!

Haber7'den Zekeriya Say'ın yazısı

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in suratına “Anayasa kitapçığı” fırlatarak ülkeyi ekonomik krize sokan ve Türkiye’ye “50 milyar dolar”dan daha fazla kayıp yaşatan Ahmet Necdet Sezer… Sırf “cumhurbaşkanı” seçildikten sonra markette kasa kuyruğuna girdiği ve makam aracını kırmızı ışıkta durdurduğu için yandaşlarınca “halktan biri” ilan edilmişti. CHP’nin eski Genel Başkanlarından Deniz Baykal ise millete ait Çankaya Köşkü’nde oğlu Levent Sezer için yaptığı düğünde “elektrik faturası”nı cebinden ödeyen katı laikçi Sezer’i “Hz. Ömer”e benzetmişti. İşin trajikomik yanı ise; Baykal’ın, “Hz. Ömer”e benzettiği Ahmet Necdet Sezer, oğlunun düğününü, bilerek ve isteyerek 11 Eylül 2004 gününe… Yani! Peygamber Efendimizin, Allah'ın huzuruna yükseltildiği  “Miraç Kandili”ne denk getirmişti. Tüm yurtta Müslümanlar ellerini semaya açıp dualar ederken, sözde “halk adamı” Sezer o mübarek gecede,  “864 rakımlı” Çankaya Köşkü’nde, misafirlerine başta “rakı” olmak üzere çeşitli içkiler ikram ediyordu. “Yalaka basın” ise bu ayıplı düğünü “sadeliği(!)” ile “örnek düğün” manşetleriyle aklıyordu. Sözde “halk adamı” Sezer, görevde ikinci yılında şahsi evi gibi kullandığı Çankaya Köşkü’nde tadilat başlatmış, konutunu ipek perdeler ve ithal mobilyalarla donatmıştı. Köşkteki banyosunu da yeniletmeyi ihmal etmeyen Sezer, İtalyan “Albatros” firmasından son teknoloji ürünü “iki jakuzi” ile bir de “buhar banyosu” ithal etmişti. Çift kişilik jakuzi ile buhar banyosunu kendi kullandığı banyoya monte ettiren Sezer, diğer jakuziyi de köşkte ağırladığı misafirlerin banyosuna yerleştirmişti. 28 bin dolara mal olan  “Albatros” marka jakuzi ve buhar banyosu kendisine sorulduğunda ise; “Eşya seçiminde Türkiye Cumhuriyeti’nin prestiji ve Cumhurbaşkanlığı makamının önemi gözetildi” açıklamasını yapmıştı. “İtibardan tasarruf etmeyen” Bay Sezer; “Bu eşyaları, kendisinden sonra görev yapacak cumhurbaşkanlarının da kullanacağını göz önünde bulundurduğunu” söylemeyi ihmal etmemişti. Kısa bir süre sonra ise bu kez; Sezer’e “Hz. Ömer” benzetmesinde bulunan dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal “banyo” ve “jakuzi” haberlerinin konusu oldu. Zira Deniz Baykal’ın da; O dönem 24 trilyon liraya mal olan yeni “CHP Genel Merkez Binası”ndaki Oval Ofis’te bulunan kendi odasına ve parti yöneticilerinin odalarına birer banyo yaptırdığı ortaya çıkmıştı. Banyo ve jakuzi ile yetinmeyen Baykal’ın özel misafirleri ile daha rahat görüşebilmek(!) için makam katına bir de “iç oda” yaptırması çokça konuşulmuştu. Dönemin gazetelerinde, Baykal’ın; “Evde sular kesik olduğu için Genel Merkezde banyo yapmak zorunda kaldım” dediğine dair, yığınla ifadesine rastlamak mümkün… Peki! Cumhurbaşkanı Sezer ile ana muhalefet lideri Baykal, kendi makamlarına “jakuzi” yaptırmakla meşgulken, o dönem “Başbakan” olan Recep Tayyip Erdoğan ne yapıyordu? O da, TBMM “ana bina”daki tüm odalar AK Parti ve CHP’li yöneticiler ile komisyon başkanları arasında paylaştırıldığından, “danışman”larına oda ayarlamak için “Başbakan”a ait banyoyu yıktırmakla meşguldü. *** Derken… 31 Mart 2019 seçimleri oldu… Sezer ve Baykal’ın ardından, İstanbul halkı sel sularında can verirken Fethiye Faralya'da lüks bir otelin güllü jakuzisinde keyif çatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da görmezden gelen malum zihniyet ve medyası.. O dönem HDP’den Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Adnan Selçuk Mızraklı’nın kayyım tarafından “makam odası”na yaptırılan “banyo” üzerinden yürütülen kirli manipülasyona çanak tuttu.  Halka hizmet için gönderilen belediye bütçesinin Kandil’e aktığını örtmeye çalışan ittifak ortakları, banyo görüntülerini ekranlarda döndürerek güya kayyımların yönettiği belediyelerde “israf” yapıldığına dair “algı” oluşturmaya çalıştı. O dönem HDP’li Mızraklı’nın paylaştığı “banyo” görüntüleri üzerinden çok kirli bir siyaset yürüten CHP’liler, bu iftiraların işe yaradığını düşünmüş olmalı ki 5 yıl sonra benzer bir yalanı Sancaktepe Belediyesi üzerinden devreye soktular… Seçimden önce “para kuleleri” ve 50 milyon dolarlık 3 adet ultra lüks villası ile gündeme gelen Ekrem İmamoğlu'nun rezaletlerini görmezden gelen İBB Başkanının kampanya direktörü Necati Özkan, eski Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü'ye alçak bir iftira atarak, makam katına 'jakuzi'  taktırdığını söyledi. Özkan’ın kirli iftirasını ifşa eden Sancaktepe Belediyesinin yeni CHP'li Başkanı Alper Yeğin, başkanlık binasında jakuzi olmadığını itiraf etse de… İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca resen soruşturma başlatılsa da atılan çamur çoktan iz bırakmış oldu. Yıllardır Sezer ile Baykal’ın on binlerce dolarlık lüks ‘jakuzisine’ ve ‘iç odası’na tek kelime etmeyen ihanet medyası ve paralı troller, bundan sonra olmayan jakuzi üzerinden AK Partililere itibar suikasti yapmaya devam edecektir. * Peki, her fırsatta “yalan söylemeyi beceremediğini” söyleyen Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyalarını yürüten… "Bir anneye, bir kadına” alçakça iftira atmakta sakınca görmeyen bu yalancı ve müfteri Necati Özkan kim, hiç merak ettiniz mi? Kendisi “topçu subay” olarak TSK’da görev yaparken, Marksist-Leninist görüşlerinden dolayı re'sen emekli edildi. Ordudan atıldıktan sonra “Öykü Reklam Ajansı”nı kurdu.  “Gezi Parkı olaylarını” organize edenler arasında gösterilen ve “onları gönülden destekledim” itirafında bulunan sözde anti-emperyalist Necati Özkan, 2006 yılında zenginlerin kalesi olarak bilinen Akmerkez'de 2 milyon 650 bin dolara, 1050 metrekarelik bir kat satın aldı. Sonrasında “duayen” reklamcı diye pazarlanan Necati Özkan’ın, aslında bir “fikir hırsızı” olduğu ve çektiği reklamlarda araklama sahneler kullandığı tescillendi. Özkan’ın, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi hayatını anlattığı “Kahraman'ın Yolculuğu” adlı kitabı da Amerikalı yazar Joseph Campbell'in "Kahraman'ın Sonsuz Yolculuğu" adlı kitabından birebir aşırdığı ortaya çıktı. Hayatını yalandan ve fikir hırsızlığından kazanan Necati Özkan, bunun karşılığında CHP’li belediyelerden verilen milyonlarca liralık ihalelerle ihya edildi. Yalanın CHP’de ne kadar itibar gördüğünün farkında olan Özkan da muhtemelen son seçimde AK Parti’nin kaybettiği belediyelerden nemalanmak için böyle bir yola başvurdu. CHP’nin “Goebbels”i olarak bilinen Sedef Kabaş ne diyordu? “Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar çok olur.” Hasılı! Siz yalancıların canını yakmaz iseniz, onlar sizin canınızı yakmaya devam eder efendiler… Bilmem anlatabildim mi?
Haber7'den Zekeriya Say'ın yazısı

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in suratına “Anayasa kitapçığı” fırlatarak ülkeyi ekonomik krize sokan ve Türkiye’ye “50 milyar dolar”dan daha fazla kayıp yaşatan Ahmet Necdet Sezer…

Sırf “cumhurbaşkanı” seçildikten sonra markette kasa kuyruğuna girdiği ve makam aracını kırmızı ışıkta durdurduğu için yandaşlarınca “halktan biri” ilan edilmişti.

CHP’nin eski Genel Başkanlarından Deniz Baykal ise millete ait Çankaya Köşkü’nde oğlu Levent Sezer için yaptığı düğünde “elektrik faturası”nı cebinden ödeyen katı laikçi Sezer’i “Hz. Ömer”e benzetmişti.

İşin trajikomik yanı ise;

Baykal’ın, “Hz. Ömer”e benzettiği Ahmet Necdet Sezer, oğlunun düğününü, bilerek ve isteyerek 11 Eylül 2004 gününe…

Yani!

Peygamber Efendimizin, Allah'ın huzuruna yükseltildiği  “Miraç Kandili”ne denk getirmişti.

Tüm yurtta Müslümanlar ellerini semaya açıp dualar ederken, sözde “halk adamı” Sezer o mübarek gecede,  “864 rakımlı” Çankaya Köşkü’nde, misafirlerine başta “rakı” olmak üzere çeşitli içkiler ikram ediyordu.

“Yalaka basın” ise bu ayıplı düğünü “sadeliği(!)” ile “örnek düğün” manşetleriyle aklıyordu.

Sözde “halk adamı” Sezer, görevde ikinci yılında şahsi evi gibi kullandığı Çankaya Köşkü’nde tadilat başlatmış, konutunu ipek perdeler ve ithal mobilyalarla donatmıştı.

Köşkteki banyosunu da yeniletmeyi ihmal etmeyen Sezer, İtalyan “Albatros” firmasından son teknoloji ürünü “iki jakuzi” ile bir de “buhar banyosu” ithal etmişti.

Çift kişilik jakuzi ile buhar banyosunu kendi kullandığı banyoya monte ettiren Sezer, diğer jakuziyi de köşkte ağırladığı misafirlerin banyosuna yerleştirmişti.

28 bin dolara mal olan  “Albatros” marka jakuzi ve buhar banyosu kendisine sorulduğunda ise;

“Eşya seçiminde Türkiye Cumhuriyeti’nin prestiji ve Cumhurbaşkanlığı makamının önemi gözetildi” açıklamasını yapmıştı.

“İtibardan tasarruf etmeyen” Bay Sezer;

“Bu eşyaları, kendisinden sonra görev yapacak cumhurbaşkanlarının da kullanacağını göz önünde bulundurduğunu” söylemeyi ihmal etmemişti.

Kısa bir süre sonra ise bu kez;

Sezer’e “Hz. Ömer” benzetmesinde bulunan dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal “banyo” ve “jakuzi” haberlerinin konusu oldu.

Zira Deniz Baykal’ın da;

O dönem 24 trilyon liraya mal olan yeni “CHP Genel Merkez Binası”ndaki Oval Ofis’te bulunan kendi odasına ve parti yöneticilerinin odalarına birer banyo yaptırdığı ortaya çıkmıştı.

Banyo ve jakuzi ile yetinmeyen Baykal’ın özel misafirleri ile daha rahat görüşebilmek(!) için makam katına bir de “iç oda” yaptırması çokça konuşulmuştu.

Dönemin gazetelerinde, Baykal’ın;

“Evde sular kesik olduğu için Genel Merkezde banyo yapmak zorunda kaldım” dediğine dair, yığınla ifadesine rastlamak mümkün…

Peki!

Cumhurbaşkanı Sezer ile ana muhalefet lideri Baykal, kendi makamlarına “jakuzi” yaptırmakla meşgulken, o dönem “Başbakan” olan Recep Tayyip Erdoğan ne yapıyordu?

O da,

TBMM “ana bina”daki tüm odalar AK Parti ve CHP’li yöneticiler ile komisyon başkanları arasında paylaştırıldığından, “danışman”larına oda ayarlamak için “Başbakan”a ait banyoyu yıktırmakla meşguldü.

***

Derken…

31 Mart 2019 seçimleri oldu…

Sezer ve Baykal’ın ardından, İstanbul halkı sel sularında can verirken Fethiye Faralya'da lüks bir otelin güllü jakuzisinde keyif çatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da görmezden gelen malum zihniyet ve medyası..

O dönem HDP’den Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Adnan Selçuk Mızraklı’nın kayyım tarafından “makam odası”na yaptırılan “banyo” üzerinden yürütülen kirli manipülasyona çanak tuttu. 

Halka hizmet için gönderilen belediye bütçesinin Kandil’e aktığını örtmeye çalışan ittifak ortakları, banyo görüntülerini ekranlarda döndürerek güya kayyımların yönettiği belediyelerde “israf” yapıldığına dair “algı” oluşturmaya çalıştı.

O dönem HDP’li Mızraklı’nın paylaştığı “banyo” görüntüleri üzerinden çok kirli bir siyaset yürüten CHP’liler, bu iftiraların işe yaradığını düşünmüş olmalı ki 5 yıl sonra benzer bir yalanı Sancaktepe Belediyesi üzerinden devreye soktular…

Seçimden önce “para kuleleri” ve 50 milyon dolarlık 3 adet ultra lüks villası ile gündeme gelen Ekrem İmamoğlu'nun rezaletlerini görmezden gelen İBB Başkanının kampanya direktörü Necati Özkan, eski Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü'ye alçak bir iftira atarak, makam katına 'jakuzi'  taktırdığını söyledi.

Özkan’ın kirli iftirasını ifşa eden Sancaktepe Belediyesinin yeni CHP'li Başkanı Alper Yeğin, başkanlık binasında jakuzi olmadığını itiraf etse de…

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca resen soruşturma başlatılsa da atılan çamur çoktan iz bırakmış oldu.

Yıllardır Sezer ile Baykal’ın on binlerce dolarlık lüks ‘jakuzisine’ ve ‘iç odası’na tek kelime etmeyen ihanet medyası ve paralı troller, bundan sonra olmayan jakuzi üzerinden AK Partililere itibar suikasti yapmaya devam edecektir.

*

Peki, her fırsatta “yalan söylemeyi beceremediğini” söyleyen Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyalarını yürüten…

"Bir anneye, bir kadına” alçakça iftira atmakta sakınca görmeyen bu yalancı ve müfteri Necati Özkan kim, hiç merak ettiniz mi?

Kendisi “topçu subay” olarak TSK’da görev yaparken, Marksist-Leninist görüşlerinden dolayı re'sen emekli edildi.

Ordudan atıldıktan sonra “Öykü Reklam Ajansı”nı kurdu.

 “Gezi Parkı olaylarını” organize edenler arasında gösterilen ve “onları gönülden destekledim” itirafında bulunan sözde anti-emperyalist Necati Özkan, 2006 yılında zenginlerin kalesi olarak bilinen Akmerkez'de 2 milyon 650 bin dolara, 1050 metrekarelik bir kat satın aldı.

Sonrasında “duayen” reklamcı diye pazarlanan Necati Özkan’ın, aslında bir “fikir hırsızı” olduğu ve çektiği reklamlarda araklama sahneler kullandığı tescillendi.

Özkan’ın, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi hayatını anlattığı “Kahraman'ın Yolculuğu” adlı kitabı da Amerikalı yazar Joseph Campbell'in "Kahraman'ın Sonsuz Yolculuğu" adlı kitabından birebir aşırdığı ortaya çıktı.

Hayatını yalandan ve fikir hırsızlığından kazanan Necati Özkan, bunun karşılığında CHP’li belediyelerden verilen milyonlarca liralık ihalelerle ihya edildi.

Yalanın CHP’de ne kadar itibar gördüğünün farkında olan Özkan da muhtemelen son seçimde AK Parti’nin kaybettiği belediyelerden nemalanmak için böyle bir yola başvurdu.

CHP’nin “Goebbels”i olarak bilinen Sedef Kabaş ne diyordu?

“Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar çok olur.”

Hasılı!

Siz yalancıların canını yakmaz iseniz, onlar sizin canınızı yakmaya devam eder efendiler…

Bilmem anlatabildim mi?

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.