Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Sövgümüz özgürlük yumruğumuz terapi!

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 02.06.2022 - 10:28, Güncelleme: 02.06.2022 - 10:28
 

Sövgümüz özgürlük yumruğumuz terapi!

AK Parti iktidarı kurmaylarına yönelik şiddete varan eylemlerin tamamına sahip çıkan, hatta Bakan Taner Yıldız’a atılan yumruk için, “terapi” ifadesini kullanan Zillet İttifakı bileşenleri, küfürbaz Kaftancıoğlu’na verilen cezaya itiraz edip, Kılıçdaroğlu’na yumruk atan şehit yakınına verilen cezayı ise az bularak adalet mekanizmasına yönelik iğrenç ithamlarda bulunuyor

AK Parti iktidarı kurmaylarına yönelik şiddete varan eylemlerin tamamına sahip çıkan Zillet İttifakı bileşenleri, CHP’nin küfürbazlarına verilen cezaya itiraz edip, Kılıçdaroğlu’na yumruk atan şehit yakınının aldığı cezayı ise az bularak adalet mekanizmasına yönelik iğrenç ithamlar yöneltiyor. Kendilerine öyle, karşıtlarına böyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve merhum annesine küfredip bunu sosyal medyada paylaşan, devlete ‘katil’ deyip Ermeni soykırımı yalanını savunan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na hapis yatarı olmayan ceza verilmesini ağır bulup, şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu’na yumruk atan şehit yakınına 3 yıl 23 ay 30 gün ceza verilmesini hafif karar olarak yansıtan zillet medyası “Adalete bak” şeklindeki manşetlerle çirkin yüzünü bir kez daha gösterdi. 2011 yılında Artvin Hopa’da o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın konvoyu ve otobüsü büyük bir kalabalık tarafından taşlanmış ve bir koruma başından ağır yaralanmıştı. CHP ve yandaş medyası, saldırıyı adeta savunmuş, CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Erdoğan toplumu gererek yönetmek istiyor. Ancak rüzgar eken fırtına biçer” demişti. 14 Mayıs 2014’te Soma’daki maden faciasından sonra acıları paylaşmak için bölgeye giden dönemin Başbakanı Erdoğan’ın makam aracına saldıran marjinal sol vandallar, güvenlik görevlileri tarafından bölgeden uzaklaştırılmıştı. Başkan Erdoğan’a saldırı girişimini Sözcü gazetesi “Tayyip’e Öfke” – “Milli irade tepki gösterdi” – “Koşarak uzaklaştırdılar” manşetiyle sözde haber yapmıştı!. Yıldız'a saldırıya 'terapi' dediler Aynı kafa, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde Taner Yıldız’a yönelik saldırıda da benzer tavır takındı. 20 Nisan 2010’da Bakan Yıldız yumruklu saldırıya uğramış ve burnu kırılmıştı. CHP yandaşı Sözcü gazetesi bu alçak olayı “Yumruk Terapisi” manşetiyle okurlarına duyurdu. Yıldız’ın burnu sargılı olarak anayasa değişikliği oylamasına katılmasından rahatsız olan CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ise, “Utanmıyor musunuz, Türkiye’ye utanç tablosunu izlettiriyorsunuz. Bu millet hesabınızı kesmiş. Seçimde öyle bir Osmanlı tokadı yiyeceksiniz ki benden söylemesi” sözlerini sarf ederek alçaklığı sürdürmüştü. 16 Ağustos 2013’te Hacı Bektaşı Veli’yi Anma Etkinliklerinde dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a saldıran sözde gazeteci Hüseyin Satı’ya CHP’liler sahip çıktı. Saldırganı gözaltına alan polisler, tribünlerdeki CHP’liler tarafından yuhalanırken, dönemin CHP Genel Başkan Yardımcıları Umut Oran ve Gökhan Günaydın saldırganı savunarak polisin kelepçe takmasını engellemişti. Satı’yı polisin elinden alan Oran ve Günaydın, saldırganı kendi makam araçlarıyla polis merkezine götürmüştü. Umut Oran, saldırganı alnından öprerek yanağını okşamıştı. CHP’li Günaydın, “Hacı Bektaşi Veli anma etkinliklerinde yaka paça gözaltına alınan gazeteciyle beraber emniyetteyiz” diyerek o hadsizin Bozdağ’a yumruk atmasına adeta destek çıkmıştı. Olayın olduğu törende bizzat bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu ise konuşmasında saldırıya değinmemiş ve hiçbir kınama veya destek mesajı paylaşmamıştı. Baran: Kendilerine normal, diğerlerine suç Zillet yüzsüzlüğüne sert çıkan Hukukçular Derneği Temsilcisi AV.Latif Cem Baran, “Ülkemizde artık marjinalleşen muhalif gruplar, her şeyi kendi ideolojisi bağlamında değerlendirip, kararları insanları siyasi düşüncelerine göre yorumluyor. Bunlar inançlı insanların yaptıkları eylemleri veya eylem gibi görünen hadiseleri daha da büyütüp, bunları trajik hale getirip, köpürtüp insanların gözüne farklı şekilde sokmaya çalışıyor. Kendi ideolojilerine eşdeğer kişilerin yaptığı iş ve eylemleri ise hukuka normal, hayatın akışının içinde sıradan bir hadiseymiş gibi değerlendirmeye çalışıyorlar. Bu asla adalet veya hukuki bakış açısı değildir. Gerçekten hukuk bakışında olsalar bütün hadiseleri insanın diline, dinine, inancına göre değil bir insan ve vatandaş olması yönüyle değerlendirirlerdi. Onların attığı çelişkili manşetler ve tavırlar bizim için yok hükmündedir.” dedi. 27 Mayıs darbesinde, İsmet İnönü’nün DP’lilere yönelik “sizi ben bile kurtaramam” sözüne atıf yapan Av. Baran, “Bu zihniyetin ürünü olarak Kılıçdaroğlu da kendi gücünü ve kuvvetini düşünmeden bu şekilde kamuoyunu gerginleştirmeye çalışıyor. Ancak Türkiye geçmişten gerekli dersleri çıkarmıştır. Bunların gerginleştirme politikaları ilk seçimde kendilerinin tasfiye olmasıyla neticelenecektir. Aynı gerginliğin ortak stratejik ürünü olarak medyada suni bir gerilim oluşturuluyor. Ancak onların yalanlarına inanmıyor” şeklinde konuştu. İlhaner: İstedikleri suç işleme özgürlüğü Akit’e konuşan Gazeteci Yazar Galip İlhaner, “CHP zihniyeti sadece kendisine adalet ister. İstediği adalet de ‘suç işleme özgürlüğü’dür. Suç işleme özgürlüğüne adalet diyorlar. ‘Biz küfür hakaret edelim kimse bize karışmasın’, ‘biz özgür olalım başkaları önemli değil’ diyorlar. PKK da bu anlayışla ‘insan öldürme özgürlüğü’ istiyor. Bunlar adalet değil, suç işleme özgürlüğü peşinde” ifadelerini kullandı. İlhaner, şöyle devam etti: “Hem yargı bağımsızlığını savunurlar hem yargıya müdahale ederler. Çok utanmaz, pişkin yüzlü bunlar. Her dine hatta dinsizliğe bile saygıları var ama İslam dinine saygıları yok. Kötü bir söz kendilerine söylenince ‘suç’ başkalarına söylenince ‘düşünce özgürlüğü’ oluyor. Suç işleme, çifte standart hukuku. Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret onlara göre suç olmamalı ama aynı söz Atatürk’e söylenince hem suç hem hakaret oluyor! Bazılarını ‘daha üstün insan’ olarak görme hastalığı var CHP’de.”
AK Parti iktidarı kurmaylarına yönelik şiddete varan eylemlerin tamamına sahip çıkan, hatta Bakan Taner Yıldız’a atılan yumruk için, “terapi” ifadesini kullanan Zillet İttifakı bileşenleri, küfürbaz Kaftancıoğlu’na verilen cezaya itiraz edip, Kılıçdaroğlu’na yumruk atan şehit yakınına verilen cezayı ise az bularak adalet mekanizmasına yönelik iğrenç ithamlarda bulunuyor

AK Parti iktidarı kurmaylarına yönelik şiddete varan eylemlerin tamamına sahip çıkan Zillet İttifakı bileşenleri, CHP’nin küfürbazlarına verilen cezaya itiraz edip, Kılıçdaroğlu’na yumruk atan şehit yakınının aldığı cezayı ise az bularak adalet mekanizmasına yönelik iğrenç ithamlar yöneltiyor.

Kendilerine öyle, karşıtlarına böyle

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve merhum annesine küfredip bunu sosyal medyada paylaşan, devlete ‘katil’ deyip Ermeni soykırımı yalanını savunan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na hapis yatarı olmayan ceza verilmesini ağır bulup, şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu’na yumruk atan şehit yakınına 3 yıl 23 ay 30 gün ceza verilmesini hafif karar olarak yansıtan zillet medyası “Adalete bak” şeklindeki manşetlerle çirkin yüzünü bir kez daha gösterdi.

2011 yılında Artvin Hopa’da o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın konvoyu ve otobüsü büyük bir kalabalık tarafından taşlanmış ve bir koruma başından ağır yaralanmıştı. CHP ve yandaş medyası, saldırıyı adeta savunmuş, CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Erdoğan toplumu gererek yönetmek istiyor. Ancak rüzgar eken fırtına biçer” demişti.

14 Mayıs 2014’te Soma’daki maden faciasından sonra acıları paylaşmak için bölgeye giden dönemin Başbakanı Erdoğan’ın makam aracına saldıran marjinal sol vandallar, güvenlik görevlileri tarafından bölgeden uzaklaştırılmıştı. Başkan Erdoğan’a saldırı girişimini Sözcü gazetesi “Tayyip’e Öfke” – “Milli irade tepki gösterdi” – “Koşarak uzaklaştırdılar” manşetiyle sözde haber yapmıştı!.

Yıldız'a saldırıya 'terapi' dediler

Aynı kafa, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde Taner Yıldız’a yönelik saldırıda da benzer tavır takındı. 20 Nisan 2010’da Bakan Yıldız yumruklu saldırıya uğramış ve burnu kırılmıştı. CHP yandaşı Sözcü gazetesi bu alçak olayı “Yumruk Terapisi” manşetiyle okurlarına duyurdu. Yıldız’ın burnu sargılı olarak anayasa değişikliği oylamasına katılmasından rahatsız olan CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ise, “Utanmıyor musunuz, Türkiye’ye utanç tablosunu izlettiriyorsunuz. Bu millet hesabınızı kesmiş. Seçimde öyle bir Osmanlı tokadı yiyeceksiniz ki benden söylemesi” sözlerini sarf ederek alçaklığı sürdürmüştü.

16 Ağustos 2013’te Hacı Bektaşı Veli’yi Anma Etkinliklerinde dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a saldıran sözde gazeteci Hüseyin Satı’ya CHP’liler sahip çıktı. Saldırganı gözaltına alan polisler, tribünlerdeki CHP’liler tarafından yuhalanırken, dönemin CHP Genel Başkan Yardımcıları Umut Oran ve Gökhan Günaydın saldırganı savunarak polisin kelepçe takmasını engellemişti.

Satı’yı polisin elinden alan Oran ve Günaydın, saldırganı kendi makam araçlarıyla polis merkezine götürmüştü. Umut Oran, saldırganı alnından öprerek yanağını okşamıştı. CHP’li Günaydın, “Hacı Bektaşi Veli anma etkinliklerinde yaka paça gözaltına alınan gazeteciyle beraber emniyetteyiz” diyerek o hadsizin Bozdağ’a yumruk atmasına adeta destek çıkmıştı. Olayın olduğu törende bizzat bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu ise konuşmasında saldırıya değinmemiş ve hiçbir kınama veya destek mesajı paylaşmamıştı.

Baran: Kendilerine normal, diğerlerine suç

Zillet yüzsüzlüğüne sert çıkan Hukukçular Derneği Temsilcisi AV.Latif Cem Baran, “Ülkemizde artık marjinalleşen muhalif gruplar, her şeyi kendi ideolojisi bağlamında değerlendirip, kararları insanları siyasi düşüncelerine göre yorumluyor. Bunlar inançlı insanların yaptıkları eylemleri veya eylem gibi görünen hadiseleri daha da büyütüp, bunları trajik hale getirip, köpürtüp insanların gözüne farklı şekilde sokmaya çalışıyor. Kendi ideolojilerine eşdeğer kişilerin yaptığı iş ve eylemleri ise hukuka normal, hayatın akışının içinde sıradan bir hadiseymiş gibi değerlendirmeye çalışıyorlar. Bu asla adalet veya hukuki bakış açısı değildir. Gerçekten hukuk bakışında olsalar bütün hadiseleri insanın diline, dinine, inancına göre değil bir insan ve vatandaş olması yönüyle değerlendirirlerdi. Onların attığı çelişkili manşetler ve tavırlar bizim için yok hükmündedir.” dedi.

27 Mayıs darbesinde, İsmet İnönü’nün DP’lilere yönelik “sizi ben bile kurtaramam” sözüne atıf yapan Av. Baran, “Bu zihniyetin ürünü olarak Kılıçdaroğlu da kendi gücünü ve kuvvetini düşünmeden bu şekilde kamuoyunu gerginleştirmeye çalışıyor. Ancak Türkiye geçmişten gerekli dersleri çıkarmıştır. Bunların gerginleştirme politikaları ilk seçimde kendilerinin tasfiye olmasıyla neticelenecektir. Aynı gerginliğin ortak stratejik ürünü olarak medyada suni bir gerilim oluşturuluyor. Ancak onların yalanlarına inanmıyor” şeklinde konuştu.

İlhaner: İstedikleri suç işleme özgürlüğü

Akit’e konuşan Gazeteci Yazar Galip İlhaner, “CHP zihniyeti sadece kendisine adalet ister. İstediği adalet de ‘suç işleme özgürlüğü’dür. Suç işleme özgürlüğüne adalet diyorlar. ‘Biz küfür hakaret edelim kimse bize karışmasın’, ‘biz özgür olalım başkaları önemli değil’ diyorlar. PKK da bu anlayışla ‘insan öldürme özgürlüğü’ istiyor. Bunlar adalet değil, suç işleme özgürlüğü peşinde” ifadelerini kullandı.

İlhaner, şöyle devam etti: “Hem yargı bağımsızlığını savunurlar hem yargıya müdahale ederler. Çok utanmaz, pişkin yüzlü bunlar. Her dine hatta dinsizliğe bile saygıları var ama İslam dinine saygıları yok. Kötü bir söz kendilerine söylenince ‘suç’ başkalarına söylenince ‘düşünce özgürlüğü’ oluyor. Suç işleme, çifte standart hukuku. Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret onlara göre suç olmamalı ama aynı söz Atatürk’e söylenince hem suç hem hakaret oluyor! Bazılarını ‘daha üstün insan’ olarak görme hastalığı var CHP’de.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.