Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Sürekli 'dolar düşecek' diye tahmin yapan Necmettin Batırel kötü haberi verdi: Maalesef geliyor, hazır olun

Ekonomi 11.07.2023 - 21:33, Güncelleme: 11.07.2023 - 21:33
 

Sürekli 'dolar düşecek' diye tahmin yapan Necmettin Batırel kötü haberi verdi: Maalesef geliyor, hazır olun

Dolar kurunun sürekli olarak düşeceğini belirten ekonomist Necmettin Batırel'den Türkiye ekonomisine ilişkin çarpıcı yorumlar geldi.

Ekonomist Necmettin Batırel, hükümetin yeni ekonomi politikasına ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı. Necmettin Batırel, büyük bir hayat pahalılığının bizleri beklediğini söyleyerek kötü haberi verdi. İşte Batırel'in o açıklamaları: Hükümet para politikasına destek amacıyla yapısal önlemleri hayata geçiriyor. Kurumlar vergisi %20’den %25’e yükseltildi. Mal ve hizmetlere uygulanan yüzde 8'lik KDV dilimi yüzde 10'a, yüzde 18'lik KDV dilimi ise yüzde 20'ye çıkarıldı. Yurt dışı cep telefonu kayıt ücreti 20 bin TL oldu, pasaport dahil harçlarda yüzde 50 artışa gidildi. Motorlu taşıtlar vergisi bir defalık iki kat alınacak. İlk bakışta vergiler tabii ki can yaktı, ama mecburen yapıldı. Başka çare kalmamıştı. Deprem konutları için 100 milyar dolar harcanacağını hesaba katarsanız açık çok büyük. Bütçe Şubat ayında 50 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 11 şehrin yıkıldığı büyük felaket ve Mayıs ayındaki seçimler öncesinde artan kamu harcamaları dolayısıyla yılın ilk beş ayında 263.6 milyar lira açık verdi, giderler gelirlerin iki katı arttı. Kurumlar vergisinde yapılan artış 100 milyar TL'nin üzerinde, MTV'nin 40 milyar TL, KDV artışının etkisi 30 milyar lira civarında olacak. Bu vergi artışları sadece memur maaşlarına yapılan 8 bin liralık yükü olan 177 milyar lirayı anca karşılayacak. Geri kalan harcamaları yapabilmek için 1.1 trilyon liralık ek bütçe hazırlandı. Ekonomi yönetiminin şu ana kadar attığı adımlar rasyonel olarak yorumlandığı için hisse senetlerinde sert satışa ve kurlarda da artışa yolaçmadı. Ortodoks kurallara dönüş para ve maliye politikalarının eşgüdüm içinde uygulanmaya konulmasıyla başarılı olur. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bütçe açığını kontrol altına alarak mali disiplini yeniden tesis etmek suretiyle kamu maliyesi göstergelerinde kalıcı bozulmalara geçit vermeyeceğiz. Cari açığı azaltacak adımları atarak ülkemizin risk primini de düşüreceğiz” diyerek hedefini açıkladı. İşte bu yüzden vergi artışları devreye alındı. Amaçlanan ne? Kısa vadede halen yüksek seyreden enflasyon kaynaklı talepten daha fazla gelir elde edilerek, bütçe açığını azaltmak.. Peki bu nasıl gerçekleşecek? Vergi oranları arttırılarak verginin kapsamı genişletildiği için kişi ve kurumların elinde daha az harcanabilir gelir kalacak böylece toplam talep daralacak. Son 2 sene boyunca pandemi felaketi ile Ukrayna – Rusya savaşı ile tarihi deprem faciası, bu vergi artışlarını zorunlu kıldı. Önümüzdeki 1 sene, yani 2024’ün 2. çeyreğinin sonuna kadar hem para hem maliye politikasında sıkı bir duruş dönemi başladı. Vergi düzenlemelerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası kocaman bir yalan. Anayasa Mahkemesi 1999 yılında deprem gibi olağanüstü dönemlerde ek vergi getirmeyi meşru kabul etmiştir. Kur korumalı mevduat hesabının da bütçeye ek getirmesi yeni düzenlemeyle ortadan kaldırıldı. Seçim sonrası dövizdeki yükseliş dolayısıyla ortaya çıkan yaklaşık 100 milyar liralık farkı artık Hazine'nin yerine Merkez Bankası ödeyecek. Bunu para basarak değil, bankalara kullandırdığı faizden elde ettiği gelirle karşılayacak Dolayısıyla merkez bankası desteği ile bütçe açığı artmayacak, hazine daha az borçlanacak, faizler düşük kalacak. Sonuç: pahalı bir hayat bizi bekliyor. Şuursuz para harcama dönemi kapandı. Herkes ayağını yorganına göre uzatacak. Büyüklerimiz ne güzel söylemiş: “Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh-u salah"
Dolar kurunun sürekli olarak düşeceğini belirten ekonomist Necmettin Batırel'den Türkiye ekonomisine ilişkin çarpıcı yorumlar geldi.

Ekonomist Necmettin Batırel, hükümetin yeni ekonomi politikasına ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı.

Necmettin Batırel, büyük bir hayat pahalılığının bizleri beklediğini söyleyerek kötü haberi verdi.

İşte Batırel'in o açıklamaları:

Hükümet para politikasına destek amacıyla yapısal önlemleri hayata geçiriyor. Kurumlar vergisi %20’den %25’e yükseltildi. Mal ve hizmetlere uygulanan yüzde 8'lik KDV dilimi yüzde 10'a, yüzde 18'lik KDV dilimi ise yüzde 20'ye çıkarıldı. Yurt dışı cep telefonu kayıt ücreti 20 bin TL oldu, pasaport dahil harçlarda yüzde 50 artışa gidildi. Motorlu taşıtlar vergisi bir defalık iki kat alınacak. İlk bakışta vergiler tabii ki can yaktı, ama mecburen yapıldı. Başka çare kalmamıştı. Deprem konutları için 100 milyar dolar harcanacağını hesaba katarsanız açık çok büyük. Bütçe Şubat ayında 50 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 11 şehrin yıkıldığı büyük felaket ve Mayıs ayındaki seçimler öncesinde artan kamu harcamaları dolayısıyla yılın ilk beş ayında 263.6 milyar lira açık verdi, giderler gelirlerin iki katı arttı.

Kurumlar vergisinde yapılan artış 100 milyar TL'nin üzerinde, MTV'nin 40 milyar TL, KDV artışının etkisi 30 milyar lira civarında olacak. Bu vergi artışları sadece memur maaşlarına yapılan 8 bin liralık yükü olan 177 milyar lirayı anca karşılayacak. Geri kalan harcamaları yapabilmek için 1.1 trilyon liralık ek bütçe hazırlandı. Ekonomi yönetiminin şu ana kadar attığı adımlar rasyonel olarak yorumlandığı için hisse senetlerinde sert satışa ve kurlarda da artışa yolaçmadı. Ortodoks kurallara dönüş para ve maliye politikalarının eşgüdüm içinde uygulanmaya konulmasıyla başarılı olur. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bütçe açığını kontrol altına alarak mali disiplini yeniden tesis etmek suretiyle kamu maliyesi göstergelerinde kalıcı bozulmalara geçit vermeyeceğiz. Cari açığı azaltacak adımları atarak ülkemizin risk primini de düşüreceğiz” diyerek hedefini açıkladı. İşte bu yüzden vergi artışları devreye alındı. Amaçlanan ne? Kısa vadede halen yüksek seyreden enflasyon kaynaklı talepten daha fazla gelir elde edilerek, bütçe açığını azaltmak.. Peki bu nasıl gerçekleşecek?

Vergi oranları arttırılarak verginin kapsamı genişletildiği için kişi ve kurumların elinde daha az harcanabilir gelir kalacak böylece toplam talep daralacak. Son 2 sene boyunca pandemi felaketi ile Ukrayna – Rusya savaşı ile tarihi deprem faciası, bu vergi artışlarını zorunlu kıldı. Önümüzdeki 1 sene, yani 2024’ün 2. çeyreğinin sonuna kadar hem para hem maliye politikasında sıkı bir duruş dönemi başladı. Vergi düzenlemelerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası kocaman bir yalan. Anayasa Mahkemesi 1999 yılında deprem gibi olağanüstü dönemlerde ek vergi getirmeyi meşru kabul etmiştir. Kur korumalı mevduat hesabının da bütçeye ek getirmesi yeni düzenlemeyle ortadan kaldırıldı. Seçim sonrası dövizdeki yükseliş dolayısıyla ortaya çıkan yaklaşık 100 milyar liralık farkı artık Hazine'nin yerine Merkez Bankası ödeyecek. Bunu para basarak değil, bankalara kullandırdığı faizden elde ettiği gelirle karşılayacak Dolayısıyla merkez bankası desteği ile bütçe açığı artmayacak, hazine daha az borçlanacak, faizler düşük kalacak. Sonuç: pahalı bir hayat bizi bekliyor. Şuursuz para harcama dönemi kapandı. Herkes ayağını yorganına göre uzatacak. Büyüklerimiz ne güzel söylemiş: “Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh-u salah"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.