Temel bey bu günahların hesabını nasıl verecek? CHP’de Kandil Gecesi rakı içip ‘Rabbim kabul etsin’ söylemi!

Pegasus çalışanlarının Kandil Gecesi yaptıkları rakılı paylaşım gündemdeki yerini korurken, söz konusu skandalı savunmak CHP'li avukat Kerem Donat'a düştü. Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun CHP savunuculuğunu hatırlatarak önemli bir yazı kaleme aldı. Karahasanoğlu'nun bugünkü yazısı şu şekilde: Pegasus çalışanlarının, Kadir gecesi içki içip, fotoğraf çektirip, bir de ahlaksızca “Rabbim Kabul etsin” yazarak o fotoğrafı paylaşmaları hemen tüm internet sitelerinde eleştiri konusu oldu.. Ama, paylaşımı yapan densizin avukatı Kerem Donat, CHP’nin yayın organı Cumhuriyet’e şu açıklamayı yaptı: “Yeni Akit Gazetesi, müvekkilimin de aralarında bulunduğu 8 kişiyi hedef gösterdi.” Haberi okuyunca.. “Hoşgeldin Ali dayı” dedim, kendi kendime.. 28 Şubat’ta bol bol dinliyorduk böyle tehdit imalı, “Akit hedef gösterdi.. Açarız davayı, çektiririz çileyi” şantajlarını.. Merak ettim.. “Bir tanışıklığımız var mı Kerem Donat ile” diye.. Varmış.. İslam’a hakaret için, şimdi Pegasus çalışanı avukatlığını üstlenip, “Özgürlük. Nerdesin özgürlük” diye kollarını açarak, Cumhuriyet’in haberine konan avukat.. Akit TV’nin bir KJ’sindeki maddi hata üzerinden, hemen mahkemeye koşmuş, “Cezalandırın bu Akit TV”yi diyerek, dilekçe vermiş.. Şimdi bu avukat, özgürlükçü mü? Yasakçı mı? Atatürk söz konusu ise, yasakçı..   İslam dini söz konusu ise, “İstediğiniz hakareti edin, hem fikri planda, hem de mesleki avukatlık anlamında yanınızdayım” diyor.. Olay bununla sınırlı olsa iyi.. Adam, tepki çeken Pegasuslulardan daha cesur.. Pegasuslular, kendi hesaplarından hakareti yapmışlar, biri diğerine paylaşmış. Savunmalarına göre, paylaştıkları kişilerden birisi, piyasaya yaymış. Yoksa kendileri, herkese açık bir hesaptan, kandil gecesi rakı zıkkımlanıp, sonra da “Rabbim kabul etsin” paylaşımı yapmış değiller.. Şimdi avukatları Kerem Donat ise, herkesin ulaşabileceği internet sitelerinde yayınlanan, gazetelerde çıkacak olan şu sözleri, hiç tereddüt etmeden söyleyebiliyor: “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir laik devlet olması sebebiyle ramazan diye bir tabir bizde açıkçası olmadı, bu toplumun bir kesimini ilgilendiren başka bir takvime göre icra edilen bir ay.” Hani şu Kerem oğlumuza, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir laik devlet olması sebebiyle Kerem diye bir tabir bizde açıkçası olmadı, bu toplumun bir kesimini ilgilendiren başka bir literatüre göre anlamlandırılan bir kelime” diyerek ismi üzerinden bir hatırlatma yapsam mı diye düşündüm ama.. Kerem’in keremsizliğini geçelim.. Bizde, Ramazan olmadı ha.. Başka bir takvim ha.. Devam ediyor, kereminden şüphe ettiren Kerem: “Bizi yaşam tarzımızı alakadar edecek, bununla ilgili baskı görmemize sebep olacak bir şey değil.” Senin yaşam tarzın ne ola ki, diyeceğim de.. Sona saklayalım onu.. Ama şunu söylediği an, üyesi olduğu barodan, mezun olduğu fakülteye kadar hepsinin ayağa kalkması lazımdı: “Vay efendim Kadir Gecesi nasıl içersiniz? Bununla ilgili nasıl paylaşım yaparsınız, hatta paylaşım yaptınız, nasıl dalga geçersiniz? Yani dini dogmalar sahiplerini bağlar. Yani inanmayanlar için bu herhangi bir yaptırıma dini olarak sebep gösterilemez. Ayrıca böyle bir suç varsa şayet bu bize göre suç değildir. Çünkü bu ülkede ifade hürriyeti diye bir şey söz konusudur.” Biri şimdi bu keremsize “Atatürk seni bağlar.. Ben Atatürkçü değilim..” diye başlayıp, Atatürk’e hakaretler etse.. Atatürk’ü alaya almaya kalksa.. Yerinde durabilir mi acaba? Hakaret olmadığı halde, Akit’i mahkeme vermeye koştuğuna göre.. Atatürk ile alay etmeye kalkanı, haydi haydi şikayet edecek, “Düşünce özgürlüğü” falan da dinlemeyecektir.. “Atatürk söz konusu ise.. Düşünce hürriyeti yoktur, o kadar” diyeceğinden eminim.. İslam dinine hakarette, “O İslam’a inananları bağlar” diyeceksin.. Atatürk söz konusu olunca, “Hooop” diyeceksin.. İslam’a hakaret var ise, “Düşünce hürriyeti” diyeceksin.. Atatürk’e eleştiri olunca.. “En ağırından ceza verilmesini talep ediyorum” diyecek kadar ilkesizleşeceksin.. Ve soldan çarklı Cumhuriyet’e yaptığı açıklamayı, şöyle bitiriyor malum avukat: “Anayasa’nın 24. maddesine göre din ve vicdan hürriyeti sadece dindarları değil, inanmayanları veya inansa bile buna göre yaşamayanları korur.” Yani diyor ki Kerem, “Dine inanmayanlar, Kadir gecesinde rakı içebilir, bunu paylaşabilir, rakı içerken çekilen fotoğrafa ‘Rabbim kabul etsin’ diye yazabilir. Rab ile, yaratıcı ile alay edebilir. Anayasa bu alay etmeyi güvence altına almıştır.” Hukuk diplomanı nereden aldın diyeceğim ama.. Atatürk’te bu söylediklerinin tam tersini savununca.. “İlkokul diplomanı nereden aldın” diye sormak zorunda kalıyorum.. Kerem Donat önemli değil.. Toplumda onun gibi “bir öyle-bir böyle” açıklama yapan; bir yasakçı, bir demokrat geçinen binlerce avukat var.. Binlerce isim var.. Önemli olan, Kerem Donat ve benzeri isimlerin hemen tamamının, CHP kadrolarında yer alması.. Yok, şaşırmayın.. Helalleşme adı altında, dindar insanları söğüşlemeye kalkan Kemal Kılıçdaroğlu döneminde de, bu Kerem Donat isimli, İslam dinine “Dogma” deyip, İslam’a hakaret edilmesini “Din inananı bağlar” gibi absürt bir savunma ile meşrulaştırmaya çalışan kişi, CHP üyesi.. Hatta teşkilatta da aktif bir isim.. Bir yandan başörtülü birini alıp vitrine koy.. Diğer yandan “İslam dogma.. İnananı bağlar. Biri rakılı foto ile, ‘Rabbim kabul etsin’ derse, biz gider onun avukatlığını yaparız” diyenleri partide el üstünde tutmaya devam et.. Yanarım yanarım da. Bu CHP’lilere kefil olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 80 yaşında girdiği bu günahların hesabını nasıl verecek, ona yanarım.. Ayasofya’yı ibadete tekrar açan Tayyip Erdoğan’ın “Ayakkabısı boyasızdı, pantolonu ütüsüzdü” diye aklına gelen her şeyine laf çakmaya çalışan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, ne dinle alay eden Pegasuslu şarlatanlara, ne de onların dine saygısızlıkta geri durmayan CHP’li avukatına tek kelime etme yüreğini kendinde bulamıyor, ona yanarım.. AK Parti’nin dış kapısının, dış tokmağındaki bir kişinin, parti tarafından da hemen telin edilen bir hatalı hareketini görünce, “Buldum, buldum” diyerek, hamamdan havlu ile caddeye fırlayanlar misali ortalıkta dolaşanlar.. Hem Atatürkçü, hem de CHP’li avukatın sözüne, CHP’li müvekkillerinin dine saygısızlıklarına, tek kelime edemiyorlar.. SP’li yöneticileri hareketlendirmek için bir ihbar yapalım: “Rakıcıların amca oğlunun kayınbiraderinin baldızının komşusu, AK Partili imiş!” Haydi Temel Bey, haydi Birol Bey.. Koşun.. Koşun AK Parti’ye saldırın..