Terör örgütü DEAŞ, canlı bomba eyleminde kullanacağı kişileri böyle seçiyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianameye göre, 7 Ekim 2021'de Keçiören Karakaya Mahallesindeki bir eve düzenlenen operasyonda sanık Rzaeva gözaltına alındı. Evdeki aramada yüklü miktarda para, örgütsel doküman, dijital materyaller ve sahte Suriye kimlik kartı ele geçirildi. Telefonunda terör örgütü DEAŞ'ın eylemlerinin yer aldığı video ve fotoğraf bulunan sanığın, Rusya makamlarından alınan "yabancı terörist savaşçı listesinde" yer aldığı belirlendi. Savcılık ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemeyen Rzaeva, Dağıstan'da dünyaya geldiğini, daha sonra ailesiyle Rusya'da yaşamaya başladığını söyledi. Suriye'deki iç savaşın başlamasından kısa süre sonra ağabeyinin buraya gittiğini anlatan Rzaeva, ardından ilk eşi Alirızaye Tahmiraz'ın da Suriye'ye geçerek DEAŞ'a katıldığını, daha sonra ikisinin de hava saldırısında öldüklerini söyledi. Rzaeva, 2015'te Türkiye üzerinden Suriye'ye geçtiğini, DEAŞ'ın dul kadınlarla ilgilenen mesulünün yönlendirmesiyle Azerbaycan uyruklu Abbas ile evlendirildiğini anlattı. Deyrizor yakınlarındaki bir köye yerleştiklerini, eşinin DEAŞ adına nöbet tuttuğunu aktaran Rzaeva, 2018'de erzak bulmak için evden ayrılan eşi Abbas'ın 4 gün sonra ölüm haberini aldığını bildirdi. Bunun üzerine DEAŞ'ın dul kadıları tuttuğu bölgeye götürdüğünü, burada tanıştığı Rus uyruklu bir kadınla İdlib'e geçerken terör örgütü PKK mensuplarınca alıkonulduklarını ifade eden Rzaeva, örgütün kontrolündeki Hol kampına götürüldüğünü söyledi. Burada 1 yıl 7 ay kaldıktan sonra kendisine temin edilen sahte Suriye vatandaşı kimlik kartını alarak Hatay üzerinden Türkiye'ye giriş yaptığını, Ankara'da Suriyeli bir ailenin yanında kalmaya başladığını anlatan Rzaeva, ardından Mehmet isimli bir kişiyle İstanbul'a yerleştiğini ifade etti. Burada İbrahim T. ile nikah kıydığın ancak bu evliliğin uzun sürmediğini, boşandıktan sonra Konya'da yaşamaya başladığını anlatan Rzaeva, buradan da Ankara'ya gelerek Keçiören'e yerleştiğini belirtti. DEAŞ mensubu olmadığını, evinde ele geçirilen para ve ziynet eşyalarının kendi birikimi olduğunu öne süren Rzaeva, Türkiye'deki örgüt mensupları ve ailelerine maddi yardımda bulunmadığını iddia etti. DEAŞ mensubu bir kişinin gerçekleştirdiği canlı bombalı saldırının görüntüsünün telefonunda bulunduğu hatırlatılan Rzaeva, "Bu görüntülerin telefonumda bulunmasının sebebini bilmiyorum. Bu telefonu bana Rus uyruklu, adını Karaçav olarak bildiğim kişi hediye olarak verdi." dedi. "ÖRGÜT ADINA PARA DAĞITIYOR" İddianamede sanığın Suriye'de kaldığı süre boyunca DEAŞ'tan eğitim aldığı, "Um Ahmed" ve "Um Yahya" kod adıyla örgüt künyesine kaydedildiği, ayrıca Türkiye'de hakkında örgüt üyeliğinden işlem yapılan kişilerle irtibatının tespit edildiği aktarıldı. Sanıkta ele geçirilen yüksek miktarda para ve ziynet eşyasının örgütsel yapılanma içinde elde edildiğine dikkat çekilen iddianamede, "Rzaeva'nın DEAŞ'ın üst düzey mensuplarıyla irtibat halinde bulunduğu, terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttükten sonra Türkiye'ye döndüğü ve Suriye'den gönderilen paraları Ankara'da örgüt mensuplarının eş ve çocuklarına dağıttığı, aynı zamanda örgüte katılacak kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için bu paraları kullandığı tespit edilmiştir." bilgisine yer verildi. Sanığın cep telefonunda DEAŞ'a ait çok sayıda örgütsel dokuman, video ve fotoğrafın bulunduğu aktarılan iddianamede, "Telefonda ayrıca canlı bomba eylemini gerçekleştirecek terör örgütü mensuplarını belirlemek için kura çekildiğini gösteren görüntülerin yanı sıra araç ile yapılan bir saldırı anını gösteren kayıtların olduğu görülmüştür." denildi. Dosyadaki delillerin sanığın DEAŞ adına hareket ettiği ve örgütsel hiyerarşide yer aldığına dikkat çekilen iddianamede Ayshat Rzaeva'nın, "silahlı terör örgütüne üyelik" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Tutuklu sanık Rzaeva hakkındaki iddianame, Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.