Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Türkiye'nin nehirleri kuruyor mu?

Yaşam (Web Sitesi) - Web Sitesi | 26.08.2022 - 15:54, Güncelleme: 26.08.2022 - 15:54
 

Türkiye'nin nehirleri kuruyor mu?

Kuraklığın vurduğu Avrupa ve Çin'de nehirler kururken, Türkiye'nin hayat damarlarını oluşturan birçok akarsu da tehdit altında

 Türkiye'nin en uzun nehri Kızılırmak yürüyerek geçilebilir hale geldi. Sakarya Nehri'nin günden güne debisi düşüyor. Birçok bölgedeki dereler ve çaylar tamamen kurudu.Küresel ısınmanın etkisi ile bu yaz rekor sıcaklıklar yaşayan Avrupa kuraklık felaketi ile boğuşuyor. İtalya'nın ünlü Po nehri tamamen kururken, nehrin havzasında üretilen ürünlerde düşüş yaşanacağı ifade ediliyor. Almanya'daki Ren nehrinde su seviyesi kritik seviyenin altına düşerken, Tuna nehrindeki çekilme nedeniyle 2. Dünya Savaşı'ndaki batıklar ortaya çıktı.Kuraklık sadece Avrupa'yı değil, Çin'i de vurdu. Dünyanın en uzun 3. nehri olan Yangtze Nehri üzerindeki baraj göllerinde su seviyesi kritik noktaya geriledi. Bu barajlardan elde edilen elektriğin Çin sanayisi için önemli olduğu vurgulanıyor.Dünya kuraklıkla boğuşurken peki Türkiye'de son durum ne? Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi emekli öğretim üyesi ve Su Enstitüsü kurucusu hidrobiyolog ve limnolog Dr. Erol Kesici'nin nehirler, sulak alanlar ve sulak alanların korunması üzerine çok sayıda çalışması bulunuyor. Aynı zamanda Türkiye Tabiatını Koruma Derneği'nin bilim danışmanı olan Dr. Erol Kesici, Türkiye'deki akarsuların durumunun son 30-40 yıldır tehlike altında olduğunu belirterek "Biz Avrupa'nın yaşadığı durumu 1990 yılından bu yana sürekli yaşamaktayız" diyor. Kesici son yıllarda insan kaynaklı kurutmalar ve küresel ısınma nedeniyle Türkiye'nin birçok ırmağının nehir özelliğini kaybettiğini söylüyor. Kesici Türkiye'nin nehirlerinin son durumu hakkında şunları söylüyor: "Nehirler sadece suyunun azalması değil suyunun çürümesi ile de kurumakta. Kirlilik nehri bataklıklaştırmakta. Yeşilırmak tamamen bitmiş vaziyette, neredeyse su kalmadı. Siyanobakteri nedeniyle nehir, müsilajımsı bir yapıda. Kızılırmak'ın su seviyesi giderek azalıyor aynı zamanda aşırı kirlilik var. Siyanobakteri dediğimiz alglerin çok aşırı derecede çoğaldığını görüyoruz. Büyük Menderes'te suya olan talep ve buharlaşma çok fazla. Büyük Menderes'te ona ulaşan bir çok dere kurudu." Debisi düşen Sakarya Nehri ve Nilüfer Çayı'nda da ciddi kurumaların ve kirliliğin olduğunu belirten Kesici "Dicle ve Fırat'ta da su seviyesi giderek azalıyor. Rize'de kurumalar var. İç Anadolu ve Akdeniz bölgesi dereler kurumuş durumda" diyor. YAYA OLARAK KARŞIYA GEÇİLEBİLİYOR  Türkiye'de birçok nehir kuraklık tehdidi altında. İHA'da yer alan habere göre Türkiye'nin en uzun nehri Kızılırmak da bu kurumadan nasibini aldı. Geçmiş yıllarda karşıdan karşıya geçmenin mümkün olmadığı ırmakta şimdilerde yaya olarak karşıdan karşıya geçmek mümkün hale geldi.   Kuruma tehdidi altındaki bir diğer akarsu da Sakarya Nehri. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir'de bulunan Gökpınar Barajı'ndaki suyun bir bölümü, debisindeki azalma sebebi ile tahliye kanalından Sakarya Nehri'ne salınmaya başlandı. Sakarya Nehri'ni besleyen Pınarbaşı Deresi gibi bazı derelerin de kuruduğu ifade ediliyor.  Kuraklık Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki nehirleri de tehdit ediyor. Bölgede etkili olan kuraklık Kars Çayı’nı da vurdu. Adeta dibi görünen çayda zeminde biriken atıklarda gün yüzüne çıktı.  'YERALTI SUYU NEREDEYSE KALMADI' Avrupa'daki nehirler ile bizim nehirlerimizdeki kurumanın karşılaştırılması halinde ciddi farklar görüldüğünü söyleyen Kesici, "Aynı enlem kuşağı arasında bulunan en şiddetli kuruma bizde. Ekim ayına gelince daha da şiddetli şekilde göreceğiz. Gerek göllerde gerek derelerde şiddetli kurumalar var. Suya olan talep artmakta" diyor. Yapılan kaçak sondajlar nedeniyle ülkede yeraltı suyunun neredeyse kalmadığını söyleyen bilim insanı, yeraltı sularının da artık dereleri ve nehirleri besleyemez hale geldiğini ifade ediyor. Kesici "Yapılması gereken, nehirlerin dip çamurlarının bilimsel bir şekilde temizlenmesi gerekiyor. Orası atık depolama alanı hale gelmiş.Dereleri foseptik çukuru ve ağır metal depolama alanı olarak görmekten vazgeçmeliyiz" diyor. Bilinçsizce HES ve gölet yapımının da derelerin kurumasında etkili olduğunu söyleyen Dr. Erol Kesici sözlerini şöyle sonlandırıyor:"Dere yatakları ile oynamamak gerekir. Taşkın alanlarını bozmamak gerekir. Taşkın alanı bir nehirin yaşaması demek. Nehrin kenarındaki çayır ve makilik alanları bütünüyle korumak gerekir."
Kuraklığın vurduğu Avrupa ve Çin'de nehirler kururken, Türkiye'nin hayat damarlarını oluşturan birçok akarsu da tehdit altında

 Türkiye'nin en uzun nehri Kızılırmak yürüyerek geçilebilir hale geldi. Sakarya Nehri'nin günden güne debisi düşüyor. Birçok bölgedeki dereler ve çaylar tamamen kurudu.Küresel ısınmanın etkisi ile bu yaz rekor sıcaklıklar yaşayan Avrupa kuraklık felaketi ile boğuşuyor. İtalya'nın ünlü Po nehri tamamen kururken, nehrin havzasında üretilen ürünlerde düşüş yaşanacağı ifade ediliyor. Almanya'daki Ren nehrinde su seviyesi kritik seviyenin altına düşerken, Tuna nehrindeki çekilme nedeniyle 2. Dünya Savaşı'ndaki batıklar ortaya çıktı.Kuraklık sadece Avrupa'yı değil, Çin'i de vurdu. Dünyanın en uzun 3. nehri olan Yangtze Nehri üzerindeki baraj göllerinde su seviyesi kritik noktaya geriledi. Bu barajlardan elde edilen elektriğin Çin sanayisi için önemli olduğu vurgulanıyor.Dünya kuraklıkla boğuşurken peki Türkiye'de son durum ne? Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi emekli öğretim üyesi ve Su Enstitüsü kurucusu hidrobiyolog ve limnolog Dr. Erol Kesici'nin nehirler, sulak alanlar ve sulak alanların korunması üzerine çok sayıda çalışması bulunuyor. Aynı zamanda Türkiye Tabiatını Koruma Derneği'nin bilim danışmanı olan Dr. Erol Kesici, Türkiye'deki akarsuların durumunun son 30-40 yıldır tehlike altında olduğunu belirterek "Biz Avrupa'nın yaşadığı durumu 1990 yılından bu yana sürekli yaşamaktayız" diyor. Kesici son yıllarda insan kaynaklı kurutmalar ve küresel ısınma nedeniyle Türkiye'nin birçok ırmağının nehir özelliğini kaybettiğini söylüyor.

Kesici Türkiye'nin nehirlerinin son durumu hakkında şunları söylüyor:

"Nehirler sadece suyunun azalması değil suyunun çürümesi ile de kurumakta. Kirlilik nehri bataklıklaştırmakta. Yeşilırmak tamamen bitmiş vaziyette, neredeyse su kalmadı. Siyanobakteri nedeniyle nehir, müsilajımsı bir yapıda. Kızılırmak'ın su seviyesi giderek azalıyor aynı zamanda aşırı kirlilik var. Siyanobakteri dediğimiz alglerin çok aşırı derecede çoğaldığını görüyoruz. Büyük Menderes'te suya olan talep ve buharlaşma çok fazla. Büyük Menderes'te ona ulaşan bir çok dere kurudu."

Debisi düşen Sakarya Nehri ve Nilüfer Çayı'nda da ciddi kurumaların ve kirliliğin olduğunu belirten Kesici "Dicle ve Fırat'ta da su seviyesi giderek azalıyor. Rize'de kurumalar var. İç Anadolu ve Akdeniz bölgesi dereler kurumuş durumda" diyor.

YAYA OLARAK KARŞIYA GEÇİLEBİLİYOR 

Türkiye'de birçok nehir kuraklık tehdidi altında. İHA'da yer alan habere göre Türkiye'nin en uzun nehri Kızılırmak da bu kurumadan nasibini aldı. Geçmiş yıllarda karşıdan karşıya geçmenin mümkün olmadığı ırmakta şimdilerde yaya olarak karşıdan karşıya geçmek mümkün hale geldi.  

Türkiye'nin nehirleri kuruyor mu? - Resim : 2

Kuruma tehdidi altındaki bir diğer akarsu da Sakarya Nehri. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir'de bulunan Gökpınar Barajı'ndaki suyun bir bölümü, debisindeki azalma sebebi ile tahliye kanalından Sakarya Nehri'ne salınmaya başlandı. Sakarya Nehri'ni besleyen Pınarbaşı Deresi gibi bazı derelerin de kuruduğu ifade ediliyor. 
Kuraklık Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki nehirleri de tehdit ediyor. Bölgede etkili olan kuraklık Kars Çayı’nı da vurdu. Adeta dibi görünen çayda zeminde biriken atıklarda gün yüzüne çıktı. 

'YERALTI SUYU NEREDEYSE KALMADI'

Avrupa'daki nehirler ile bizim nehirlerimizdeki kurumanın karşılaştırılması halinde ciddi farklar görüldüğünü söyleyen Kesici, "Aynı enlem kuşağı arasında bulunan en şiddetli kuruma bizde. Ekim ayına gelince daha da şiddetli şekilde göreceğiz. Gerek göllerde gerek derelerde şiddetli kurumalar var. Suya olan talep artmakta" diyor.

Türkiye'nin nehirleri kuruyor mu? - Resim : 3

Yapılan kaçak sondajlar nedeniyle ülkede yeraltı suyunun neredeyse kalmadığını söyleyen bilim insanı, yeraltı sularının da artık dereleri ve nehirleri besleyemez hale geldiğini ifade ediyor. Kesici "Yapılması gereken, nehirlerin dip çamurlarının bilimsel bir şekilde temizlenmesi gerekiyor. Orası atık depolama alanı hale gelmiş.Dereleri foseptik çukuru ve ağır metal depolama alanı olarak görmekten vazgeçmeliyiz" diyor. Bilinçsizce HES ve gölet yapımının da derelerin kurumasında etkili olduğunu söyleyen Dr. Erol Kesici sözlerini şöyle sonlandırıyor:"Dere yatakları ile oynamamak gerekir. Taşkın alanlarını bozmamak gerekir. Taşkın alanı bir nehirin yaşaması demek. Nehrin kenarındaki çayır ve makilik alanları bütünüyle korumak gerekir."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.