Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Türkiye'ye dikkat çekti! 'Bölgedeki sıkıntıları dünyaya duyuruyor'

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 11.12.2022 - 18:16, Güncelleme: 11.12.2022 - 18:16
 

Türkiye'ye dikkat çekti! 'Bölgedeki sıkıntıları dünyaya duyuruyor'

BM sözleşmesinin belirttiği suçların hepsinin Keşmir'de işlendiğini buna rağmen uluslararası kamuoyunda yeteri kadar gündeme getirilmediğini belirten Pakistan'ın Wah Üniversitesinden Prof. Dr. Nazir Hussain, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın bölgede yaşanan sıkıntıları dünyaya duyurmaya çalıştıklarını söyledi.

Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın Keşmirlilerin yaşadığı sıkıntıları dünyaya duyurmaya çalışan Müslüman ülkelerden olduğuna işaret eden Pakistan'ın Wah Üniversitesinden Prof. Dr. Nazir Hussain, 'Hindistan'ın diğer bölgelerinden Hindular, bu bölgeye geliyor ve Keşmirlilerin nüfus hakları, toprak hakları engellenmeye çalışılıyor. BM kararlarına göre bu topraklarda ve nüfusta oynama yapamazsınız.' dedi. Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezinin (ESAM) "Uluslararası Hukuk Çerçevesinde İşgal Altındaki Keşmir'e Bakış" başlığıyla düzenlediği "Uluslararası Keşmir Kongresi"nin ikinci gün oturumları, Ankara'da gerçekleştirildi. Pakistan'ın Wah Üniversitesinden Prof. Dr. Nazir Hussain, "Jeopolitik Dinamikler: Keşmir ve Uluslararası Aktörler" başlığıyla düzenlenen ilk oturumda konuştu. Hussain, diğer ülkelerin Hindistan ve Pakistan ile ekonomik ilişkilerinin politik durumu etkilediğini ifade etti. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyelerinin Keşmir konusuna yaklaşımına değinen Hussain, Hindistan ile belirli sorunlar yaşayan Çin'in Keşmir halkının kendi geleceğini tayin etme hakkına nüfuz etmeye çalıştığını kaydetti. Hussain, "Büyük Britanya'nın Hindistan ve Pakistan'dan çekilmesiyle Keşmir sorunu miras kaldı." dedi. Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın Keşmirlilerin yaşadığı sıkıntıları dünyaya duyurmaya çalışan Müslüman ülkelerden olduğuna işaret eden Hussain, "Keşmir meselesi giderek teknik hale getirilerek azınlığa indirgenmeye çalışılıyor. Hindistan'ın diğer bölgelerinden Hindular, bu bölgeye geliyor ve Keşmirlilerin nüfus hakları, toprak hakları engellenmeye çalışılıyor. BM kararlarına göre bu topraklarda ve nüfusta oynama yapamazsınız." değerlendirmesinde bulundu.   "Keşmir gündeme geldiğinde su konusu konuşulmuyor" Mantaq Araştırma Merkezi Üst Yöneticisi ve eski Azad Cammu Keşmir Kalkınma ve Kadınların Gelişimi Bakanı Farzana Yaqoob, Keşmir'in Alt Kıta'nın su havzası olduğunu belirterek "Su, Hindistan ve Pakistan arasında bir anlaşmazlık konusu oldu. Birtakım sorunlara yol açıyor çünkü Güney Asya su açısından sıkıntılar yaşıyor. Keşmir, gündeme geldiğinde su konusu konuşulmuyor." ifadelerini kullandı. İki ülke arasındaki gerginliğin hiçbir zaman azalmadığını belirten Yaqoob, "BM kararları sonucunda birçok hak verilmiş durumda ancak uluslararası toplum, kendisine verilen rolü oynamıyor. Daha çok çalışmamız gerekiyor." diye konuştu. Yaqoob, Pakistan'ın Keşmir'in uluslararası alandaki temsilcisi olduğunu anlatarak Keşmir konusunda farkındalığın Filistin konusunda olduğu kadar artırılması gerektiğinin altını çizdi. İslamabad Çatışma Çözümleme Enstitüsü Direktörü Sabah Aslam da sunumunda, Güney Asya'nın bir kesişim noktasında yer alırken Keşmir'in de bu bölgenin kesişim noktası olduğunu söyledi. Keşmir konusunun tüm bölgeyi ve dünyayı etkilediğini kaydeden Aslam, "Keşmir'deki son gelişmelere baktığımızda demografinin 21. yüzyılda olmayacak biçimde kanun dışı olarak değiştiğini görüyoruz. Yasa dışı yerleşimler oldu. BM sözleşmelerinin belirttiği suçların hepsi Keşmir'de işleniyor." dedi. Aslam, Batı'nın da Çin'in etkisi karşısında Hindistan'ı desteklediğini vurgulayarak "Çin de çıkarına olduğu sürece Pakistan'ı destekleyecektir. Avrupa ise Keşmir konusunda kendi sorumluluklarını yerine getirmedi. ABD'nin bu kriz çerçevesinde etkisinin olmadığını ve çözüm için bir şey yapmadığını görüyoruz." diye konuştu. "Süreç Hindistan lehine gelişti" Konferansın, "Ulusötesi Aktivizm, Dayanışma, Hukuk" başlıklı oturumunda konuşan Filistinli Avukat Zaid Shuaibi, "Keşmir'de Filistin'le ilgili eylemler düzenleniyor. Filistin, mücadelesini uluslararası alana taşırken diğer mücadeleler bunu neden yapamadı?" sorusunu yöneltti. Keşmir ve Filistin sorunu arasındaki benzerliklere işaret eden Shuaibi, "Mücadelenizi benzer mücadelelerle uyumlu hale getirmek ve destek oluşturmak. Biz bunu başardık ve uluslararası etki yaratabildik." dedi. Araştırmacı ve gazeteci Mehmet Öztürk de konuşmasında, Keşmir sorununun nükleer savaşa gitme ihtimali bulunan bir gerginlik olduğuna dikkati çekerek Hindistan ve Pakistan'ın nükleer saldırıya maruz kaldıktan sonra nükleer karşılık verme becerisine sahip ülkeler olduğunu kaydetti. Sorunla ilgili süreçlere işaret eden Öztürk, "Keşmir'de çözüm için neredeyse denenmedik yöntem kalmadı. 1947'den beri sürece baktığımızda BM, bir plebisit kararı aldı, ülkeler savaştı, Hindistan Cammu Keşmir'de silahlı mücadele yürüttü ama tüm bunlara rağmen ne statüko değişti ne de Hindistan geri adım attı. Süreç, Hindistan lehine gelişmiştir." ifadelerini kullandı. Öztürk, sınır aşan aktivizmin Keşmir konusunda az da olsa bulunduğunu ancak uluslararası etki için süreklilik olması gerektiğini belirterek, "Dayanışmaya gelirsek maalesef İslam dünyasının Gordion düğümleri var. Bunlar çözülmüyor, birinin gelip kesmesi gerek. Bunlar arasında Doğu Türkistan var, Keşmir var, Rohingya var. Bunlar Filistin gibi ilgi görmüyor." değerlendirmesinde bulundu. "Keşmirli Müslümanların sorununu dile getirince tepki çekiyoruz" California Üniversitesinden araştırmacılar Shaista Patel ve Wendy Matsumura da "Beyaz ve Brahmanik Bir Koloni Olarak Üniversite" başlıklı sunumu yaptı. "Üniversite çeşitliliğin olduğu bir yerken, Keşmir'deki Müslümanlara yönelik suçlar karşısında sesimizi çıkardığımızda tepki çekiyoruz." diyen Patel, üniversitelerin güvenli yerler olması ve benzeri konularda açıklamalar yaparken bir tehdit veya saldırıyla karşılaşılmaması gerektiğine işaret etti. Oturumların sonunda Türkiye, Bangladeş, Hindistan kontrolündeki Keşmir ve Pakistan'dan katılımcıların görüşlerini ifade ettiği "Uluslararası Hukuk Önizlemesinde Sömürgecilikten Yerleşimci Sömürgeciliğe" başlıklı münazara düzenlendi. Münazaranın jüriliğini Hull Üniversitesinden Prof. Dr. Niaz Shah, Uluslararası İslam Üniversitesinden Prof. Dr. Muhammed Mushtaq ve Princeton Üniversitesinden Prof. Dr. Richard Falk yaptı. Konferans, ikinci günde yapılan oturumlar ve münazarayla sona erdi.
BM sözleşmesinin belirttiği suçların hepsinin Keşmir'de işlendiğini buna rağmen uluslararası kamuoyunda yeteri kadar gündeme getirilmediğini belirten Pakistan'ın Wah Üniversitesinden Prof. Dr. Nazir Hussain, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın bölgede yaşanan sıkıntıları dünyaya duyurmaya çalıştıklarını söyledi.

Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın Keşmirlilerin yaşadığı sıkıntıları dünyaya duyurmaya çalışan Müslüman ülkelerden olduğuna işaret eden Pakistan'ın Wah Üniversitesinden Prof. Dr. Nazir Hussain, 'Hindistan'ın diğer bölgelerinden Hindular, bu bölgeye geliyor ve Keşmirlilerin nüfus hakları, toprak hakları engellenmeye çalışılıyor. BM kararlarına göre bu topraklarda ve nüfusta oynama yapamazsınız.' dedi.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezinin (ESAM) "Uluslararası Hukuk Çerçevesinde İşgal Altındaki Keşmir'e Bakış" başlığıyla düzenlediği "Uluslararası Keşmir Kongresi"nin ikinci gün oturumları, Ankara'da gerçekleştirildi.

Pakistan'ın Wah Üniversitesinden Prof. Dr. Nazir Hussain, "Jeopolitik Dinamikler: Keşmir ve Uluslararası Aktörler" başlığıyla düzenlenen ilk oturumda konuştu. Hussain, diğer ülkelerin Hindistan ve Pakistan ile ekonomik ilişkilerinin politik durumu etkilediğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyelerinin Keşmir konusuna yaklaşımına değinen Hussain, Hindistan ile belirli sorunlar yaşayan Çin'in Keşmir halkının kendi geleceğini tayin etme hakkına nüfuz etmeye çalıştığını kaydetti.

Hussain, "Büyük Britanya'nın Hindistan ve Pakistan'dan çekilmesiyle Keşmir sorunu miras kaldı." dedi. Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın Keşmirlilerin yaşadığı sıkıntıları dünyaya duyurmaya çalışan Müslüman ülkelerden olduğuna işaret eden Hussain, "Keşmir meselesi giderek teknik hale getirilerek azınlığa indirgenmeye çalışılıyor. Hindistan'ın diğer bölgelerinden Hindular, bu bölgeye geliyor ve Keşmirlilerin nüfus hakları, toprak hakları engellenmeye çalışılıyor. BM kararlarına göre bu topraklarda ve nüfusta oynama yapamazsınız." değerlendirmesinde bulundu.

 

"Keşmir gündeme geldiğinde su konusu konuşulmuyor"

Mantaq Araştırma Merkezi Üst Yöneticisi ve eski Azad Cammu Keşmir Kalkınma ve Kadınların Gelişimi Bakanı Farzana Yaqoob, Keşmir'in Alt Kıta'nın su havzası olduğunu belirterek "Su, Hindistan ve Pakistan arasında bir anlaşmazlık konusu oldu. Birtakım sorunlara yol açıyor çünkü Güney Asya su açısından sıkıntılar yaşıyor. Keşmir, gündeme geldiğinde su konusu konuşulmuyor." ifadelerini kullandı.

İki ülke arasındaki gerginliğin hiçbir zaman azalmadığını belirten Yaqoob, "BM kararları sonucunda birçok hak verilmiş durumda ancak uluslararası toplum, kendisine verilen rolü oynamıyor. Daha çok çalışmamız gerekiyor." diye konuştu.

Yaqoob, Pakistan'ın Keşmir'in uluslararası alandaki temsilcisi olduğunu anlatarak Keşmir konusunda farkındalığın Filistin konusunda olduğu kadar artırılması gerektiğinin altını çizdi. İslamabad Çatışma Çözümleme Enstitüsü Direktörü Sabah Aslam da sunumunda, Güney Asya'nın bir kesişim noktasında yer alırken Keşmir'in de bu bölgenin kesişim noktası olduğunu söyledi.

Keşmir konusunun tüm bölgeyi ve dünyayı etkilediğini kaydeden Aslam, "Keşmir'deki son gelişmelere baktığımızda demografinin 21. yüzyılda olmayacak biçimde kanun dışı olarak değiştiğini görüyoruz. Yasa dışı yerleşimler oldu. BM sözleşmelerinin belirttiği suçların hepsi Keşmir'de işleniyor." dedi.

Aslam, Batı'nın da Çin'in etkisi karşısında Hindistan'ı desteklediğini vurgulayarak "Çin de çıkarına olduğu sürece Pakistan'ı destekleyecektir. Avrupa ise Keşmir konusunda kendi sorumluluklarını yerine getirmedi. ABD'nin bu kriz çerçevesinde etkisinin olmadığını ve çözüm için bir şey yapmadığını görüyoruz." diye konuştu.

"Süreç Hindistan lehine gelişti"

Konferansın, "Ulusötesi Aktivizm, Dayanışma, Hukuk" başlıklı oturumunda konuşan Filistinli Avukat Zaid Shuaibi, "Keşmir'de Filistin'le ilgili eylemler düzenleniyor. Filistin, mücadelesini uluslararası alana taşırken diğer mücadeleler bunu neden yapamadı?" sorusunu yöneltti.

Keşmir ve Filistin sorunu arasındaki benzerliklere işaret eden Shuaibi, "Mücadelenizi benzer mücadelelerle uyumlu hale getirmek ve destek oluşturmak. Biz bunu başardık ve uluslararası etki yaratabildik." dedi.

Araştırmacı ve gazeteci Mehmet Öztürk de konuşmasında, Keşmir sorununun nükleer savaşa gitme ihtimali bulunan bir gerginlik olduğuna dikkati çekerek Hindistan ve Pakistan'ın nükleer saldırıya maruz kaldıktan sonra nükleer karşılık verme becerisine sahip ülkeler olduğunu kaydetti.

Sorunla ilgili süreçlere işaret eden Öztürk, "Keşmir'de çözüm için neredeyse denenmedik yöntem kalmadı. 1947'den beri sürece baktığımızda BM, bir plebisit kararı aldı, ülkeler savaştı, Hindistan Cammu Keşmir'de silahlı mücadele yürüttü ama tüm bunlara rağmen ne statüko değişti ne de Hindistan geri adım attı. Süreç, Hindistan lehine gelişmiştir." ifadelerini kullandı.

Öztürk, sınır aşan aktivizmin Keşmir konusunda az da olsa bulunduğunu ancak uluslararası etki için süreklilik olması gerektiğini belirterek, "Dayanışmaya gelirsek maalesef İslam dünyasının Gordion düğümleri var. Bunlar çözülmüyor, birinin gelip kesmesi gerek. Bunlar arasında Doğu Türkistan var, Keşmir var, Rohingya var. Bunlar Filistin gibi ilgi görmüyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Keşmirli Müslümanların sorununu dile getirince tepki çekiyoruz"

California Üniversitesinden araştırmacılar Shaista Patel ve Wendy Matsumura da "Beyaz ve Brahmanik Bir Koloni Olarak Üniversite" başlıklı sunumu yaptı. "Üniversite çeşitliliğin olduğu bir yerken, Keşmir'deki Müslümanlara yönelik suçlar karşısında sesimizi çıkardığımızda tepki çekiyoruz." diyen Patel, üniversitelerin güvenli yerler olması ve benzeri konularda açıklamalar yaparken bir tehdit veya saldırıyla karşılaşılmaması gerektiğine işaret etti.

Oturumların sonunda Türkiye, Bangladeş, Hindistan kontrolündeki Keşmir ve Pakistan'dan katılımcıların görüşlerini ifade ettiği "Uluslararası Hukuk Önizlemesinde Sömürgecilikten Yerleşimci Sömürgeciliğe" başlıklı münazara düzenlendi.

Münazaranın jüriliğini Hull Üniversitesinden Prof. Dr. Niaz Shah, Uluslararası İslam Üniversitesinden Prof. Dr. Muhammed Mushtaq ve Princeton Üniversitesinden Prof. Dr. Richard Falk yaptı. Konferans, ikinci günde yapılan oturumlar ve münazarayla sona erdi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.