Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

Türkiye'yi bankamatiğe koşanlar değil imanlı gençler kurtardı! İşte Risale-i Nur talebesi ve üniversite öğrencisi şehidin son sözleri

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 15.07.2022 - 20:56, Güncelleme: 15.07.2022 - 20:56
 

Türkiye'yi bankamatiğe koşanlar değil imanlı gençler kurtardı! İşte Risale-i Nur talebesi ve üniversite öğrencisi şehidin son sözleri

Risale-i Nur talebesi Mustafa Avcu'yu babası Ayhan Avcu anlattı. Mustafa'nın şehadetinden önce neler konuştuğunu anlattı.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini durdurmak için meydanlara inen ve darbeci askerlerin kurşunuyla şehit olanlardan biri de Risale-i Nur talebesi Mustafa Avcu'ydu. Mustafa'nın şehadete adım adım gidişini babası Ayhan Avcu anlatıyor: "Risale-i Nur talebesiydi oğlum, ‘Öleceksek bugün öleceğiz oğlum’ diye konuştum" Gencecik bir mühendis adayıydı Mustafa Avcu. Gazi Üniversitesi’nin İnşaat Mühendisliği Fakültesi’nin üçüncü sınıfında okuyordu. Mesleğine hevesle hazırlanıyordu. O kahredici geceye kadar... Ayhan Avcu 15 Temmuz akşamı namazı beraber kıldıklarını anlatıyor. Evde otururken uçak sesleri gelmeye başlamıştı. Bir şeyler olduğunu hisseden Mustafa Avcu, hemen sokağa çıkmıştı. Güneydoğu gazisi baba Ayhan Avcu, çocuklarına hemen harekete geçmelerini öğütlemişti: “Mustafa benden önce gitti. Ben diğer çocuğumla çıktım. ‘Bunlar başarılı olursa ilk iş sizden başlarlar’ dedim Mustafa’ya. Risale-i Nur talebesiydi oğlum. ‘Öleceksek bugün öleceğiz oğlum’ diye konuştum. ‘Yarın ya bu işi bitireceğiz ya da öleceğiz, bitirmeden dönersek zillet içinde yaşamak var; kabul edemeyiz’ dedim. Bunları anlattım çocuklarıma; öngörülerime de inanırlardı zaten.” "Onun yaptıklarına biz genelde takat getiremiyoruz" Ayhan Avcu, büyük oğluyla Keçiören Belediyesi’nin önünden yürümeye başladığında acı bir haber aldı. Onlardan önce çıkan oğlu Mustafa, Genelkurmay Başkanlığı’nın önünde darbecilerin açtığı ateş sonucu şehit olmuştu. Babası kaybettiği oğlunun ‘İslam’ı tam olarak yaşamaya gayret ettiğini’ anlatıyor. Hatta ailede bu konuda kendisinin de önünde olduğunu söylüyor. “Çok dindardı Mustafa. Bizden istediği de dindar bir yaşayışa sahip olmamız, bu dünyadan göçtüğümüzde cennete gitmemizdi. İşte onun yaptıklarına biz genelde takat getiremiyoruz. Geçen bir Beşiktaşlı futbolcuya, ‘Sen çocuklarının ne olmasını istersin’ diye sordular. ‘Ben çocuklarımın cennete gitmesini isterim’ diye cevap verdi. Mustafa da onu isterdi.” "Bir psikolog gibi insanlarla konuşurdu" Mustafa erken yaşta olgunlaşmış, herkesin derdini dinleyen, etrafına tavsiyeler veren biri haline gelmişti. Babası onu ‘psikolog gibiydi’ diye anlatıyor: “Diğer çocuklarımı da İslam’a uygun yetiştirmeye çalıştım ama Mustafa biraz farklıydı doğrusu. 28 Şubat hengâmesinde çocuklarımı yetiştirmek için çok çabaladım. O da yetişti. Olgunlaştı. Bir psikolog gibi insanlarla konuşurdu. Hepimize terapi yapardı. Çoluk çocuğun bile derdini dinlerdi, onlara bir şeyler anlatırdı. ‘Oğlum sen niye dert ediyorsun, herkesin annesi babası var’ derdik; o da ‘Öyle deme baba, ortam kötü, çocukların nereye gittiği belli olmuyor’ diye yaklaşırdı. Bizden ileriydi; hani şair der ya, ‘Ben babamdan ileriyim, doğacak çocuğum benden ileri’; öyleydi durumumuz.” "‘Nereye gidiyorsun, vatan elden gidiyor’ demiş" Oğlunun gözüpek bir tarafı olduğundan da bahsediyor Ayhan Avcu. O geceye dair sonradan öğrendiklerini Hürriyet'te şöyle naklediyor: “Biri korkudan ters yöne kaçıyormuş; ‘Nereye gidiyorsun, vatan elden gidiyor’ demiş ona Mustafa. O da ‘Can tatlı’ diye yanıtlamış. “Canı mı kaldı’ demiş Mustafa da, ‘Vatan meselesi bu.” Ayhan Avcu, evlatlarını vatan, millet ve din hassasiyetiyle yetiştirdiğini, 15 Temmuz gecesi de bunun için dışarıya çıktıklarını, mücadele ettiklerini anlatıyor: “Evlat ne için yetiştirilir? İnsan ne için yaşar? Akıbetimiz zaten ölüm değil mi? Bir insan kendini de evladını da böyle davalar için, İslam davası için feda edebilir. Çünkü bizi Irak’a, Suriye’ye benzeteceklerdi. Batı’nın, emperyalist dünyanın amacı o gece bizi yok etmekti. Kaleyi yıkıp, buralarda rahatça at oynatmak için... ‘Bugün mücadele etmezsek, yarın bu sokaklarda Amerikan askerleri gezecek’ dedim evlatlarıma. Bir oğlum da astsubay; ona da anlattım telefonda; ‘Sakın darbecilerin emirlerini dinleme, gerekirse bırak gel’ dedim. İslam’da da vardır bu: Herkes kendi sürüsünden mesuldür. Kuran’da Allah nefsimizi ve ailemizi ateşten korumayı emrediyor. Vatan sevgisi imandandır. Vatana ihanet demek cehennemi boylamak demek. Vatansız Müslüman olmaz. Yarın yine böyle bir şey başımıza gelebilir. Ben ya da evlatlarımdan biri yine şehit olabilir. Mutlaka öleceğiz sonuçta ama dirildikten sonra hesap verebilmemiz lazım. Bunları idrak edebilmek, insan yetiştirebilmek çok önemli. Ben de bu yönde çok gayret ettim.” "Kur'an'da kadere iman etmek yazar" Ayhan Avcu, “Eşimle öyle üzüldüğümüz, ağladığımız günler oluyor ki” diye içini çekiyor: “Ama Kur'an’da kadere iman etmek yazar. Rabbim böyle dedikten sonra biz ne diyelim? Sabretmekten başka ne yapabiliriz? Devlet de elinden geleni yaptı, sağ olsun. Bizi yalnız bırakmadılar, bırakmıyorlar. Destanların yazılması çok önemlidir. Anmalar çok önemlidir. Sizin de göreviniz bunları unutturmamak.''
Risale-i Nur talebesi Mustafa Avcu'yu babası Ayhan Avcu anlattı. Mustafa'nın şehadetinden önce neler konuştuğunu anlattı.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini durdurmak için meydanlara inen ve darbeci askerlerin kurşunuyla şehit olanlardan biri de  Risale-i Nur talebesi Mustafa Avcu'ydu. Mustafa'nın şehadete adım adım gidişini babası Ayhan Avcu anlatıyor:

" Risale-i Nur talebesiydi oğlum, ‘Öleceksek bugün öleceğiz oğlum’ diye konuştum"

Gencecik bir mühendis adayıydı Mustafa Avcu. Gazi Üniversitesi’nin İnşaat Mühendisliği Fakültesi’nin üçüncü sınıfında okuyordu.

Mesleğine hevesle hazırlanıyordu. O kahredici geceye kadar... Ayhan Avcu 15 Temmuz akşamı namazı beraber kıldıklarını anlatıyor. Evde otururken uçak sesleri gelmeye başlamıştı. Bir şeyler olduğunu hisseden Mustafa Avcu, hemen sokağa çıkmıştı.

Güneydoğu gazisi baba Ayhan Avcu, çocuklarına hemen harekete geçmelerini öğütlemişti:

“Mustafa benden önce gitti. Ben diğer çocuğumla çıktım. ‘Bunlar başarılı olursa ilk iş sizden başlarlar’ dedim Mustafa’ya. Risale-i Nur talebesiydi oğlum. ‘Öleceksek bugün öleceğiz oğlum’ diye konuştum. ‘Yarın ya bu işi bitireceğiz ya da öleceğiz, bitirmeden dönersek zillet içinde yaşamak var; kabul edemeyiz’ dedim. Bunları anlattım çocuklarıma; öngörülerime de inanırlardı zaten.”

"Onun yaptıklarına biz genelde takat getiremiyoruz"

Ayhan Avcu, büyük oğluyla Keçiören Belediyesi’nin önünden yürümeye başladığında acı bir haber aldı. Onlardan önce çıkan oğlu Mustafa, Genelkurmay Başkanlığı’nın önünde darbecilerin açtığı ateş sonucu şehit olmuştu.

Babası kaybettiği oğlunun ‘İslam’ı tam olarak yaşamaya gayret ettiğini’ anlatıyor. Hatta ailede bu konuda kendisinin de önünde olduğunu söylüyor. “Çok dindardı Mustafa. Bizden istediği de dindar bir yaşayışa sahip olmamız, bu dünyadan göçtüğümüzde cennete gitmemizdi. İşte onun yaptıklarına biz genelde takat getiremiyoruz. Geçen bir Beşiktaşlı futbolcuya, ‘Sen çocuklarının ne olmasını istersin’ diye sordular. ‘Ben çocuklarımın cennete gitmesini isterim’ diye cevap verdi. Mustafa da onu isterdi.”

"Bir psikolog gibi insanlarla konuşurdu"

Mustafa erken yaşta olgunlaşmış, herkesin derdini dinleyen, etrafına tavsiyeler veren biri haline gelmişti. Babası onu ‘psikolog gibiydi’ diye anlatıyor:

“Diğer çocuklarımı da İslam’a uygun yetiştirmeye çalıştım ama Mustafa biraz farklıydı doğrusu. 28 Şubat hengâmesinde çocuklarımı yetiştirmek için çok çabaladım. O da yetişti. Olgunlaştı. Bir psikolog gibi insanlarla konuşurdu. Hepimize terapi yapardı. Çoluk çocuğun bile derdini dinlerdi, onlara bir şeyler anlatırdı. ‘Oğlum sen niye dert ediyorsun, herkesin annesi babası var’ derdik; o da ‘Öyle deme baba, ortam kötü, çocukların nereye gittiği belli olmuyor’ diye yaklaşırdı. Bizden ileriydi; hani şair der ya, ‘Ben babamdan ileriyim, doğacak çocuğum benden ileri’; öyleydi durumumuz.”

"Nereye gidiyorsun, vatan elden gidiyor’ demiş"

Oğlunun gözüpek bir tarafı olduğundan da bahsediyor Ayhan Avcu. O geceye dair sonradan öğrendiklerini Hürriyet'te şöyle naklediyor:

“Biri korkudan ters yöne kaçıyormuş; ‘Nereye gidiyorsun, vatan elden gidiyor’ demiş ona Mustafa. O da ‘Can tatlı’ diye yanıtlamış. “Canı mı kaldı’ demiş Mustafa da, ‘Vatan meselesi bu.”

Ayhan Avcu, evlatlarını vatan, millet ve din hassasiyetiyle yetiştirdiğini, 15 Temmuz gecesi de bunun için dışarıya çıktıklarını, mücadele ettiklerini anlatıyor:

“Evlat ne için yetiştirilir? İnsan ne için yaşar? Akıbetimiz zaten ölüm değil mi? Bir insan kendini de evladını da böyle davalar için, İslam davası için feda edebilir. Çünkü bizi Irak’a, Suriye’ye benzeteceklerdi. Batı’nın, emperyalist dünyanın amacı o gece bizi yok etmekti. Kaleyi yıkıp, buralarda rahatça at oynatmak için... ‘Bugün mücadele etmezsek, yarın bu sokaklarda Amerikan askerleri gezecek’ dedim evlatlarıma. Bir oğlum da astsubay; ona da anlattım telefonda; ‘Sakın darbecilerin emirlerini dinleme, gerekirse bırak gel’ dedim. İslam’da da vardır bu: Herkes kendi sürüsünden mesuldür. Kuran’da Allah nefsimizi ve ailemizi ateşten korumayı emrediyor. Vatan sevgisi imandandır. Vatana ihanet demek cehennemi boylamak demek. Vatansız Müslüman olmaz. Yarın yine böyle bir şey başımıza gelebilir. Ben ya da evlatlarımdan biri yine şehit olabilir. Mutlaka öleceğiz sonuçta ama dirildikten sonra hesap verebilmemiz lazım. Bunları idrak edebilmek, insan yetiştirebilmek çok önemli. Ben de bu yönde çok gayret ettim.”

"Kur'an'da kadere iman etmek yazar"

Ayhan Avcu, “Eşimle öyle üzüldüğümüz, ağladığımız günler oluyor ki” diye içini çekiyor: “Ama Kur'an’da kadere iman etmek yazar. Rabbim böyle dedikten sonra biz ne diyelim? Sabretmekten başka ne yapabiliriz? Devlet de elinden geleni yaptı, sağ olsun. Bizi yalnız bırakmadılar, bırakmıyorlar. Destanların yazılması çok önemlidir. Anmalar çok önemlidir. Sizin de göreviniz bunları unutturmamak.''

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.