Kalemler tarafsız olmalı denir ama tarafsızlık bile bir taraflılıktır aslında. Kalemin siyasi görüşü olur, olmazsa doğasına aykırıdır. Tarafsızlık denilen olgusal yaklaşım; halkın menfaatini düşünerek beslenen taraflılık...
An gelir taraflılığınızın halkın yararına olduğunu bildiğinizden taraflı olursunuz ki ben bunu hep yaptım. Bazen kendi çıkarlarımı hiçe sayarak, zorluklarla karşı karşıya kalıp ağır bedeller ödesem de yaptım. 3 maymunu oynamak kolay ve zararsız olsa da vicdanen o yastığa başınızı koyup uyumanın rahatlığı her şeye değer…
Doğrunun, inandığınızın yanında haksızlığa savaş onurludur. Omurgasızların yapacağı cinsten değil yani. Aslında omurgasızlık da bir duruştur çok suçlayıcı olmamak gerekir. Suçlayıcı olmadan akıllı hamle gözüyle bakarım empatiyle.
Tarafsız taraflılığa dönelim. Kalem ve düşünce olarak muhalif yazanlar mı iyi tanır yoksa yandaş kalemler mi partileri? Kendi adıma konuşayım; muhalif ya da yandaş ayrı ayrı değil bir bütün olarak bakarım. Fotoğrafın bütünü tarafsızlık noktasını teşkil eder. Muhalifseniz hep vurmak için araştırırsınız yıkıcı güç... Yandaşsanız savunmacı olursunuz gerçeği bile görmezden gelerek.
Ben bütünsel bakarım, azcıktan biraz fazla siyasi mutfağı da biliriz, yerel yönetimden merkezi yönetime, ilçe, ilden genel merkezlere...
Bütünden baktığımda aslında siyasi yapıları farklıda olsa mutfağın işleyişi hiç değişmez. Geçmişten günümüze uzanan o yolda geçmişin nezaketinin yerini bağıran çağıran siyasetçiler aldı. Geçmişin siyaseti yaşam biçimi yapanların yerini milletvekilliği, başkan, meclis üyesi olma adına basamak niyetine her şeyi ve herkesi kullanan sözde siyasetçiler aldı. Siyasetin namusunu hiç etti yeni nesil siyasi figürler. Eskilerin özde parti eğitimi şimdilerin sözdesi oldu. Tüm bunlar siyasetin amacını insanların yükselme aracı yapınca da ne siyaset kaldı ne siyasetçi, ne taraf kaldı ne tarafsızlık.
Bir önceki yazımda Vahap Seçer demiştim. Vahap Seçer parti eğitiminden geçmiş bir siyasi obje. 2 dönem milletvekilliği üzerine 2 dönem Mersin gibi kozmopolitan bir şehirde 2014 Özel İdare'nin sınırları ve tüm kendi görev yetkilerini Büyükşehire yüklemesinden sonra devasa bir alanda başkanlık yapan yönetici. Sonradan görme değil, atadan görme mal varlığı ile gözü gönlü tok ve iş hayatından geldiğinden de emekçinin halinden anlayan figür. Bunları sık sık yazıyorum çünkü bizim jenerasyonumuz ve bizden bir hatta iki jenerasyon öncesi 80 ihtilali sonrası yaşananların ruhsal çöküntüsüyle siyasete öcü gibi bakan ebeveynler tarafından yetiştirirdik. Ha beni pek koruyamadılar orası ayrı çünkü siyaset yaşam felsefem. Seviyorum babacanlar napiyim… Kanımıza işlemiş Fenerbahçelik, Atatürkçülük, vatan sevdası gibi…
Duayen lafını çok sevmem çünkü duayenlik yıllarla doğru orantılı bir durum değil. Duruşa saygı ifadesidir bendeki anlamı. Hayata, olaylara, insanlara karşı duruşu olana yaşı kaç olursa olsun şapka çıkarır saygı duyarım. İşte Vahap Seçer'de CHP için bir şans… CHP özünden, siyasi misyonunda uzaklaşan, kısmen düşünce yozlaşması yaşayan kemik oylarını bile dışlayan monarşik bir yapıya dönüştü. Bu yapıdan halkın partisine geçişi mecburi hale geldi. CHP bu ülkenin geçmişi ile geleceğinin kopmaz bağı. Olmazsa olmazı... Korunması gereken siyasi yapı. Tek parti döneminden çok partili yıllara uzanan tarih yolculuğunun bize dersi... Ana muhalefet partisi olmaktan bile öylesine uzak ki…
Toparlanması için geçmişi bugüne, bugünü yarına taşıyacak, siyasi üslubu ile halkın gönlünde birleştirici güç olacak muhalefet yaparken bile parti terbiyesini elden bırakmayacak, zekası, gözü gönlü tokluğu, merkez ve yerelde siyasi tecrübesi ile monarşik parti yapısını cumhuriyetçi parti yapısına döndürecek, eskilerle yenileri, farklı CHP parti düşüncelerini aynı yuvarlak, kare, dikdörtgen masalar etrafında buluşturacak umut olacak bir genel başkana ihtiyacı var. Vahap Seçer ismini telaffuz ederken tüm bu saydıklarım paket halinde kendisinde mevcut. CHP takdir eder etmez partinin iç sorunu ve mutfağı biliriz işleyişi, kaplar ardı siyaseti o yüzden sadece yazar kalem. Dışardan göz fotoğrafın tamamını görür iç çekişmeler biter, eski yeni tek çatı altında...
Mersin'in son 30 senelik siyasi geçmişini özelliklede CHP’nin bilen biri olarak Mezitli belediye başkanı Ahmet Serkan Tuncer, Yenişehir Beledi Başkanı Abdullah Özyiğit bu iki isme de değinmeden geçemeyeceğim. Her iki isim de Vahap Seçer gibi CHP hiyerarşisinden geçmiş, parti terbiyesini almış, sahayı bilen partide her görevi görev istenmez verilir sorgusuz yapılır diyerek yapmış çok değerli siyasi figürler.
Ahmet Serkan Tuncer Mezitlili. Parti görevlerinde o sokakların dili olsa da anlatsa, o sokaklarda büyüdü, gençliği...
Seçim dönemi dediği gibi her sokağını bilir. Evet, parti görevleriyle belediye başkanlığı farklı. Ama yerel yönetime yabancı değil ve belediyecilik kurumsaldır. Takır takır devam eder, herkes görev tanımına uygun hareket eder. Sorun işleyişte değil içerdeki ve dışardaki muhalif komplike ellerdedir…
Her entrika gücü zayıflatmak halkın gözünde itibarsızlaştırmak içindir. Burada hem büyükşehir hem ilçe belediye başkanları güvenilir ve tecrübeli insanları çevrelerinde bulundurmalı her söyleyeceklerini 2 değil 4 kere düşünmeli, özel hayatlarına kimseyi müdahale ettirmemeli ve tüm birimlerine, hâkim olmalıdır.
Büyükşehir’de Seçer ikinci dönem bu otoriteyi sağladı; her yerde gözü kulağı var, çünkü şunu biliyor ki kendisine yapılan her türlü entrika aslında Mersin'e ve Mersin halkına yapılıyor. Baba, Abi, kentin hamisi Seçer bu yüzden yerelde her yere hâkim, uçan kuştan haberi var. Abdullah başkanda geçen dönemin tecrübesiyle ayni yolda. Mezitli'de Ahmet başkan oturtuyor sistemi. Mezitli aslında bakıldığında diğer ilçelere göre ayni küçük Mersin kozmopolitanlığında. Siyasi geçişleri çok yağlı zeminde olan bir bölge.
Sürekli belediye birimlerinin içinde başkanın hizmetlerini aksatma operasyonları yapılıyor, büyükşehirle arasında sorun varmış lansesi ediliyor ama halk yemiyor be babacanlar. Bu oyunlar fi tarihli nasıl Vahap beyde ters teptiyse gönüllere taht ettiyse Seçer’i Mersin'de, Mezitli'de de Tuncer ayni yolda. Ahmet başkan başarılı olacak mı ve ikinci dönemi garantiler mi sorusunu tüm yaratılan suni olumsuzluklara rağmen evet diyenlerdenim. Tabi gereken dersleri ve önlemleri alırsa...
Abdullah Başkan, Ahmet Başkan, Vahap Başkan bu üç isim CHP kadim parti akademisi terbiyesini almış ustalar...
Bir isim daha var; Ulaş Yılmaz CHP ilçe başkanı. CHP`de büyüdü erişkin oldu. Çok yükselecek özellikle genel merkezde siyasi aurası bir dönem özellikle saha dışına çıkarılarak engellendi. Vazgeçmedi duruşundan... Gelecekte yine engellemeler olmazsa ben konum yükselişini bekliyorum bu siyasi figürden. Siyasi öngörülerimde hiç yanılmadım bilenler bilir; nokta atıştır onikiden...
Dip notcum geçen gün şoka girdim… 3 bayan konuşuyor, bende acele alışveriş yapıyorum ama kulağım onlarda çünkü yüksek sesle konuluyor hatun. İşte tüm yaylalarda Meski çalışmıyormuş, efendine şöyleyim susuzluk varmış on gündür insanlar perişanmış, Vahap bey çalışmıyormuş..i Muş da muş...
Alışveriş yaptım kafam rahat dur bir ne ne değil öğreneyim sedim serde Meskiclik ve belediyecilik üzerine Vahap Beycilikte olunca…
2 bayan kalmış. Sordum nerede o bayan hangi yaylalarmış diye. Valla dediler tanımıyoruz yanımıza yaklaştı konuştu sonra bir şey almadan çıktı gitti. Kısaca küçük brifing verdim yanlış anlaşılmayı önlemek adına aynı hatunun yaptığı gibi herkesin duyacağı ses tonuyla.
Ya bu arada sevgili yaylada oturanlar lütfen içilecek suyumuzla araba, balkon yıkamayın dünya susuzluğa koşar adım gidiyor musluklardan tıs sesi duymak o kadar yakın ki her damlanın hayatın anlamı olduğunu unutmayınızzzzz.
Dip notcum Mersin Büyükşehir İtfaiye Biriminin canpare yangınlarla mücadelesine saygıyı da ekleyelim ve Nefise kaçar diyelim. Mi?
Demeyelim... Kaçmayız evvel Allah gittim diyelim Behlüldü o bendeniz Nefise...
1990-1994-2004-2009-2012 Mersin ve Mezitlinin son 30 senesinin tüm siyasi tarih fikstürünü az buz dile kolay boru değil babacan... Bizzat yaşadık kulaktan duymadık hiç bir şeyi... Bu da son dip not olsun şimdi gittim ben...