Yıkılmayan binalar Altaylı'yı çok üzmüş
Yıkılmayan binalar Altaylı'yı çok üzmüş
Böyle bir zamanda böyle bir yazı yazacak kadar cahil olur mu insan?
Böyle bir zamanda böyle bir yazı yazacak kadar cahil olur mu insan?
Depremin ilk gününden beri Türkiye Cumhuriyeti devletini ve hükümetini eleştiren, Hatay'a Suriyeli'ler giriyor diye yalan söyleyen, bu yalana karşı çıkanları konuşturmayıp sözünü kesen Fatih Altaylı, Toki'nin yıkılmayan binaları onu üzmüş olmalı ki Hatay Devlet Hastanesi üzerinden depremin acılarını dindirmeye çalışan hükümete vurmaya devam ediyor.Altaylı, "Yıkılanların yüzde 99’unun 1999 öncesi yapıldığı iddia edilerek sorumluluk genelde olduğu gibi geçmişe yüklenmeye çalışılıyor." diyerek yüzde 1'in içinde bulunan Hatay Devlet Hastanesini örnek alarak yarayı saran eli ısırıyor.
"Tek Yürek Türkiye" kampanyalarının açıldığı, depremzedelere yardımlaşma çağrılarının tüm ülkede konuşulduğu, enkaz altından günler sonra çıkan mucizelere bir nebze olsun sevinildiği, depremzedelerin yaralarının sarılmaya başlandığı bir dönemde devlete vurmanın ya vatan hainlerinin ya da gaflet içinde bulunan cahillerin işi olduğunu düşünüyoruz.
Altaylı, "Tehditler, öfkeler, yeni bölünmeler altında post deprem dönemi yaşamaya devam ediyor, yaraları sarmaya çalışıyoruz." demiş. Post Deprem ne demek? Post modern darbeyi çağrıştıran bu ifade ne anlama geliyor? Anlayabilmiş değiliz. Devletine böylesine kudurmuş köpek gibi saldıran bir kişi "yaraları sarıyoruz" demiş.
Elbette yaralar sarıldıktan sonra depremin tüm özeleştirisi yapılacak, suçu olanlar cezasını çekecektir. Ancak yara sarılırken yarayı saran el ısırılmaz...
Deprem acısı içerisinde mucize sevinçlere ihtiyacımız olduğu bir dönemde
Yüzde 99'u görmeyen Altaylı, yüzde 1'in içerisindeki bir binayı yazısına konu etmiş. Ne diyelim o bina kadar taş düşsün başına..
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.