Antalya gecelik bayan arkadaş izmir otele gelen bayan arkadaş Mersin eve gelen bayan

antalya escort yaşanmış sexs hikayeleri sexs hikayeler porno ozle

Isparta eşya depolama Kahramaraş eşya depolama Karabük eşya depolama Karaman eşya depolama Kars eşya depolama Kastamonu eşya depolama Kırıkkale eşya depolama Kırşehir eşya depolama Kilis eşya depolama Kütahya eşya depolama

Adana incall escort Alanya incall escort Anadolu yakası incall escort Ankara incall escort Antalya incall escort Ataköy incall escort Avcılar incall escort Avrupa yakası incall escort Bahçelievler incall escort Bahçeşehir incall escort Bakırköy incall escort Başiktaş incall escort Beylikdüzü incall escort Bodrum incall escort Bursa incall escort Denizli incall escort Diyarbakır incall escort Esenyurt incall escort Eskişehir incall escort Etiler incall escort Fatih incall escort Gazinatep incall escort Halkalı incall escort İstanbul incall escort İzmir incall escort İzmit incall escort Kadıköy incall escort Kayseri incall escort Kocaeli incall escort Konya incall escort Kurtköy incall escort Kuşadası incall escort Malatya incall escort Maltepe incall escort Mecidiyeköy incall escort Mersin incall escort Nişantaşı incall escort Pendik incall escort Muratpaşa incall escort Şirinevler incall escort Şişli incall escort Taksim incall escort, Ümraniye incall escort

‘Zillet’ten ‘şeref’siz ve ‘haysiyet’siz anayasa

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 12.12.2022 - 12:28, Güncelleme: 12.12.2022 - 12:28
 

‘Zillet’ten ‘şeref’siz ve ‘haysiyet’siz anayasa

6’lı masadan şerefli bir anayasayı zaten beklemediklerini ifade eden hukukçular, “Bunlar bizler şöhretli olarak herkese hakaret edebilelim ama halk bize karşılık veremesin istiyor” dediler

Türkiye’yi yeniden 90’lı yılların koalisyon bataklığına sürüklemek isteyen zillet yandaşlarının 28 Kasım’da açıkladıkları 84 maddelik sözde anayasa değişikliği önerisinin, “düzeltme ve cevap hakkı” başlıklı 32. maddesinde skandal bir değişikliğe imza atarak, mevcut anayasadan “şeref” ve “haysiyet” kelimelerini tamamen çıkararak yerine ‘şöhret’ sözcüğünü koydukları ortaya çıktı. 6’lı masadan şerefli bir anayasayı zaten beklemediklerini ifade eden hukukçular, “Bunlar bizler şöhretli olarak herkese hakaret edebilelim ama halk bize karşılık veremesin istiyor” dediler. Akit, küresel emperyalistlerin dayatması ile bir araya gelen 6+1 ittifakının maskesini düşürmeye devam ediyor. Başörtüsünü anayasal güvence altına alacak değişikliğe karşı çıktıkları halde, kendi hazırladıkları 84 maddelik “anayasa değişikliği” önersine, anayasa yazım tekniklerine aykırı şekilde “hayvan hakları” maddesini ilave eden şer ittifakının bir rezaleti daha ortaya çıktı. 6‘lı masa müdavimlerince hazırlanan ve 28 Kasım’da açıklanan anayasa değişikliği önerisinin, “düzeltme ve cevap hakkı” başlıklı 32. maddesinde skandal bir değişikliğe imza atılarak, mevcut anayasadan “şeref” ve “haysiyet” kelimelerinin tamamen çıkarıldığı öğrenildi. Yürürlükteki anayasada yer alan, “Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir” şeklindeki maddeyi baştan sona değiştiren zillet bileşenlerinin öneride, “Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin şöhret ve haklarına dokunulması hallerinde tanınır” ifadesine yer vererek, “şeref” ve “haysiyet” yerine, “ünlü olma” anlamındaki “şöhret” kelimesini tercih ettiği belirlendi. Kelime oyunlarıyla asimilasyon Zilletin buram buram vesayet kokan ve anayasa taslağını Akit’e değerlendiren TÜRKAD Başkanı Mehmet Sarı, şunları ifade etti: “Bizim anayasamızdaki ‘haysiyet’ ve şeref tanımlaması, Batı’daki ‘onur’ tanımlamasıyla karşılık bulur. Bu kelimelerle oynamak suretiyle, işin özünü bir tarafa bırakarak yapılacak düzenlemelerden bu topluma fayda gelmez. 6’lı yapının hâlâ geçmişte Türkiye’ye dönük olarak yapmış oldukları girişimlerde olduğu gibi şimdi de şekli manalarda yapabilecekleri düzenlemelerle, dayatmalarla milleti bir kalıba sokabileceklerini düşündüklerini anlıyoruz. Aynı kafa ve mantalitede hiçbir değişiklik yok. Her şeyden önce kişilerin saygınlığına, şeref ve haysiyetine karşı yapılacak saldırılar hiçbir hukuk devletinde, uluslar arası metinde korunur bir durum değildir. Geçmişte bu tür kelime oyunlarıyla Türkiye’de yapılan hukuksuzlukların, özellikle CHP zihniyetinin kavramlar üzerinden milletin haklarıyla, hukuklarıyla nasıl oynadığını insanımız her noktasıyla hatırlıyor. Bu açıdan belli kelimeler üzerinde oynayarak, bunları esneterek, insanların haysiyetine ve şerefine saldırıların önünü açabilecek girişimlerin hiç şüphesiz toplumumuzda karşılığı yok. Milletimiz nazarında bu kelime oyunlarının tasvip edilmediğini söyleyebilirim. Nitekim bizim anayasamıza ve Yargıtay uygulamalarına baktığımızda başkalarının toplumsal statüsünü, benliğini, kişiliğini, ailesini ve manevi haklarını örseleyici, yaralayıcı, küçük düşürücü ifadelerde bulunmak ‘suç’ olarak telakki edilmiştir. Burada şüphesiz ki bir başkasının onuruna, haysiyetine yönelebilecek saldırılar her halükarda suç olarak düzenlemiş ve cezalandırılmıştır. Altılı masanın ancak yapabileceği şey kelimelerle üzerinde oynayarak insanların mevcut hak ve hukukuna yapılabilecek saldırıların önünü açmaya çalışmaktır.” Bol bol hakaret etmek için Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Genel Başkan Yardımcısı Av. Harun Akdere de, şunları söyledi: “İnsanın en temel varlığı şeref ve haysiyettir. Anayasa ise toplum ve devlet ilişkisini düzenler. Bu düzenleme ile hayvanı, başörtülü insanlara tercih eden, şöhreti ise şerefin ve haysiyetin önüne alan yeni bir anayasa taslağı hazırlandığını görüyorum. Bu, şeref ve haysiyetten arındırılmış bir anayasa hazırlamak anlamına geliyor. O zihniyet, şöhret değil diye kameralar karşısında şehidin anasına bacısına küfretmişti biliyorsunuz. Hazırladıkları bu taslakla, ‘istediğimiz gibi vatandaşa küfredelim ama vatandaş bize karşılık verdiğinde şöhret olduğumuz için onlara dava açalım, bu davalarla zengin olalım, tazminatlara hükmedelim, hükmettirelim’ niyetinde oldukları anlaşılıyor. Yani aslında cumhurbaşkanını hep hakaret davalarından dolayı eleştirenler, gerçekte bu davaların sadece kendilerine has birer davaya dönüşmesini istiyorlar. Bunu anayasal güvence altına almaya çalışıyorlar. Zaten, 6’lı ittifaktan haysiyetli ve şerefli bir anayasa taslağı hazırlamaları beklenemezdi. Aslında bu, masa muhalefetinin ana unsuru olan CHP’nin, ‘halk sahilleri doldurdu vatandaş denize giremiyor’ mantığının, kendi elitist dar çevrede yaşama formunun bir tezahürü olarak anayasa taslağına yansıdığını gösteriyor.”
6’lı masadan şerefli bir anayasayı zaten beklemediklerini ifade eden hukukçular, “Bunlar bizler şöhretli olarak herkese hakaret edebilelim ama halk bize karşılık veremesin istiyor” dediler

Türkiye’yi yeniden 90’lı yılların koalisyon bataklığına sürüklemek isteyen zillet yandaşlarının 28 Kasım’da açıkladıkları 84 maddelik sözde anayasa değişikliği önerisinin, “düzeltme ve cevap hakkı” başlıklı 32. maddesinde skandal bir değişikliğe imza atarak, mevcut anayasadan “şeref” ve “haysiyet” kelimelerini tamamen çıkararak yerine ‘şöhret’ sözcüğünü koydukları ortaya çıktı. 6’lı masadan şerefli bir anayasayı zaten beklemediklerini ifade eden hukukçular, “Bunlar bizler şöhretli olarak herkese hakaret edebilelim ama halk bize karşılık veremesin istiyor” dediler.

Akit, küresel emperyalistlerin dayatması ile bir araya gelen 6+1 ittifakının maskesini düşürmeye devam ediyor. Başörtüsünü anayasal güvence altına alacak değişikliğe karşı çıktıkları halde, kendi hazırladıkları 84 maddelik “anayasa değişikliği” önersine, anayasa yazım tekniklerine aykırı şekilde “hayvan hakları” maddesini ilave eden şer ittifakının bir rezaleti daha ortaya çıktı. 6‘lı masa müdavimlerince hazırlanan ve 28 Kasım’da açıklanan anayasa değişikliği önerisinin, “düzeltme ve cevap hakkı” başlıklı 32. maddesinde skandal bir değişikliğe imza atılarak, mevcut anayasadan “şeref” ve “haysiyet” kelimelerinin tamamen çıkarıldığı öğrenildi. Yürürlükteki anayasada yer alan, “Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir” şeklindeki maddeyi baştan sona değiştiren zillet bileşenlerinin öneride, “Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin şöhret ve haklarına dokunulması hallerinde tanınır” ifadesine yer vererek, “şeref” ve “haysiyet” yerine, “ünlü olma” anlamındaki “şöhret” kelimesini tercih ettiği belirlendi.

Kelime oyunlarıyla asimilasyon

Zilletin buram buram vesayet kokan ve anayasa taslağını Akit’e değerlendiren TÜRKAD Başkanı Mehmet Sarı, şunları ifade etti: “Bizim anayasamızdaki ‘haysiyet’ ve şeref tanımlaması, Batı’daki ‘onur’ tanımlamasıyla karşılık bulur. Bu kelimelerle oynamak suretiyle, işin özünü bir tarafa bırakarak yapılacak düzenlemelerden bu topluma fayda gelmez. 6’lı yapının hâlâ geçmişte Türkiye’ye dönük olarak yapmış oldukları girişimlerde olduğu gibi şimdi de şekli manalarda yapabilecekleri düzenlemelerle, dayatmalarla milleti bir kalıba sokabileceklerini düşündüklerini anlıyoruz. Aynı kafa ve mantalitede hiçbir değişiklik yok. Her şeyden önce kişilerin saygınlığına, şeref ve haysiyetine karşı yapılacak saldırılar hiçbir hukuk devletinde, uluslar arası metinde korunur bir durum değildir. Geçmişte bu tür kelime oyunlarıyla Türkiye’de yapılan hukuksuzlukların, özellikle CHP zihniyetinin kavramlar üzerinden milletin haklarıyla, hukuklarıyla nasıl oynadığını insanımız her noktasıyla hatırlıyor. Bu açıdan belli kelimeler üzerinde oynayarak, bunları esneterek, insanların haysiyetine ve şerefine saldırıların önünü açabilecek girişimlerin hiç şüphesiz toplumumuzda karşılığı yok. Milletimiz nazarında bu kelime oyunlarının tasvip edilmediğini söyleyebilirim. Nitekim bizim anayasamıza ve Yargıtay uygulamalarına baktığımızda başkalarının toplumsal statüsünü, benliğini, kişiliğini, ailesini ve manevi haklarını örseleyici, yaralayıcı, küçük düşürücü ifadelerde bulunmak ‘suç’ olarak telakki edilmiştir. Burada şüphesiz ki bir başkasının onuruna, haysiyetine yönelebilecek saldırılar her halükarda suç olarak düzenlemiş ve cezalandırılmıştır. Altılı masanın ancak yapabileceği şey kelimelerle üzerinde oynayarak insanların mevcut hak ve hukukuna yapılabilecek saldırıların önünü açmaya çalışmaktır.”

Bol bol hakaret etmek için

Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Genel Başkan Yardımcısı Av. Harun Akdere de, şunları söyledi: “İnsanın en temel varlığı şeref ve haysiyettir. Anayasa ise toplum ve devlet ilişkisini düzenler. Bu düzenleme ile hayvanı, başörtülü insanlara tercih eden, şöhreti ise şerefin ve haysiyetin önüne alan yeni bir anayasa taslağı hazırlandığını görüyorum. Bu, şeref ve haysiyetten arındırılmış bir anayasa hazırlamak anlamına geliyor. O zihniyet, şöhret değil diye kameralar karşısında şehidin anasına bacısına küfretmişti biliyorsunuz. Hazırladıkları bu taslakla, ‘istediğimiz gibi vatandaşa küfredelim ama vatandaş bize karşılık verdiğinde şöhret olduğumuz için onlara dava açalım, bu davalarla zengin olalım, tazminatlara hükmedelim, hükmettirelim’ niyetinde oldukları anlaşılıyor. Yani aslında cumhurbaşkanını hep hakaret davalarından dolayı eleştirenler, gerçekte bu davaların sadece kendilerine has birer davaya dönüşmesini istiyorlar. Bunu anayasal güvence altına almaya çalışıyorlar. Zaten, 6’lı ittifaktan haysiyetli ve şerefli bir anayasa taslağı hazırlamaları beklenemezdi. Aslında bu, masa muhalefetinin ana unsuru olan CHP’nin, ‘halk sahilleri doldurdu vatandaş denize giremiyor’ mantığının, kendi elitist dar çevrede yaşama formunun bir tezahürü olarak anayasa taslağına yansıdığını gösteriyor.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.