Şükrü Ersoy'dan İstanbul İçin Deprem Uyarısı: Tehlike Kapıda!

Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy katıldığı bir televizyon programında İstanbul’da beklenen büyük depreme dair önemli açıklamalarda bulundu. Ersoy bazı kesimlerin "İstanbul'da artık büyük bir deprem olmayacak" şeklindeki söylemlerinin oldukça riskli olduğuna dikkat çekerek tarihten ders alınması gerektiğini vurguladı. Deprem Bitti Demek Tehlikeli Bir Yaklaşım Programda yaptığı değerlendirmelerde "6.2 büyüklüğündeki deprem İstanbul depremiydi yaşandı bitti" şeklindeki yorumların gerçeği yansıtmadığını belirten Ersoy bu tür söylemlerin kamuoyunu yanıltabileceğini ifade etti. 7.4 büyüklüğündeki bir deprem ile 7.2 büyüklüğündeki bir depremin bile etkileri arasında ciddi farklar olduğunu anlatan Ersoy her iki senaryonun da büyük zararlar doğurabileceğine işaret etti. Deprem etkisinin yalnızca büyüklükle değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Şükrü Ersoy zemin yapısının ve ivme değerlerinin de hasar seviyesinde belirleyici olduğunu kaydetti. 2023 depremlerinde görülen yüksek ivme değerlerinin binalar üzerinde ciddi etkilere yol açtığını hatırlatan Ersoy İstanbul’un bazı bölgelerinde zemin yapısının deprem dalgalarını yavaşlatarak daha şiddetli etkiler yaratabileceğini vurguladı. 4.3'lük Deprem Ayrı Bir Öneme Sahip Geçtiğimiz günlerde meydana gelen 4.3 büyüklüğündeki depreme de değinen Prof. Dr. Şükrü Ersoy bu sarsıntının diğerlerinden farklı bir noktada gerçekleştiğini belirtti. Söz konusu depremin Kumburgaz Fayı'nın en doğu ucunda meydana geldiğini açıklayan Ersoy bu durumun bölgede stres boşalması sağladığını aynı zamanda çevresindeki diğer faylara gerilim aktarabileceğini ifade etti. Ersoy 4.3 büyüklüğündeki depremin ardından oluşabilecek artçı sarsıntıların dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi. Bu depremin ardından Kumburgaz Fayı üzerinde 3 büyüklüğünde bazı depremler yaşandığını aktaran Ersoy bu tür küçük depremlerin enerjinin bir kısmını boşaltması açısından olumlu bir gelişme olabileceğini ifade etti. Yine de transfer edilen gerilim nedeniyle yeni bir aktivitenin başlayıp başlamayacağının zaman içinde gözlemlenmesi gerektiği belirtildi. Marmara Denizi içerisindeki kırılmaya aday dört ana fay parçasının toplam uzunluğunun 120 kilometreyi geçtiği bilgisini paylaşan Ersoy bu durumun bölgede ciddi bir risk oluşturduğunu vurguladı.