Zeynel BOĞAN
Köşe Yazarı
Zeynel BOĞAN
 

Ak Parti’de Eksen Kayması ve İnsan Kaynakları Sermayesi Sorunu

Türk siyasal hayatı birçok yönüyle ele alınmışsa da “eğitim” boyutuyla pek değerlendirilememiştir. Bu nedenle süreç “siyasi” boyutunun dışında ele alınamamış ve siyasetin toplumsal boyutu analiz edilememiştir. Yani, çoğu zaman topluma inilememiştir. İşte burada siyaset-toplum, halk-parti ve demokrasi-kitle psikolojisi nokta-i nazarındaki sorunlar tespit edilememiştir. Birçok parti belirli bir mefkûreden yoksun! Nedir bu mefkûre? Merhum Cemil Meriç’in deyimiyle “dünya görüşü” diyebiliriz. Mefkûresiz Parti, Limanı Olmayan Gemi Gibidir Bu ülkede birkaçı istisna olmak üzere köklü parti bulmak zor. Mefkûreye dayalı bir siyasi organizasyon yok denecek kadar az. CHP yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe sahip olup hayat kaynağını “Kemalizm” olarak tanımlanan dünya görüşüne istinat etmektedir. Bu ideoloji sadece söz konusu partiye bir meşruiyet atfetmiyor, aynı zamanda partinin istikbalini tayin etmede de lokomotif görevi üstleniyor. Partinin istikameti değişmiyor; çünkü geldikleri ve gittikleri yön belli. CHP, Kemalizm ile motive oluyor ve varlığını sürdürüyor. Bu çerçevede parti örgütlenmesi ve makbul bir vatandaş yetiştirilmesi noktasında Kemalizm, haddizatında eğitsel bir rol oynuyor. Bugün, CHP'nin kök salmasında bu ideolojik olgu, hayati derecede önem arz ediyor. CHP cenahında durum böyle iken AK Parti cephesinde durum nedir? Hz. Mevlana'nın deyişiyle “bir dokun, bin âh işit, kâse-i fağfurdan.” Ak Parti için kritik bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. Durum Bundan İbaret Ülkemizin siyasi hayatında yüzlerce siyasi parti teşekkül etmiş ve bunların ekseriyeti seçimlere dahi iştirak etmeden ortadan kaybolmuştur. Seçimlere katılan partilerin büyük çoğunluğu ise meclise tek bir aday bile gönderememiştir. Neden kaynaklanıyor diye soracak olursanız, burada önemli bir faktör var: söz konusu partilerin “Gençlik Akademisi” gibi bir nimetten yoksun bulunmaları. Siyasi partiler birer okul mahiyetindedirler. Fransızca “école” kavramından türeyen okul, makbul vatandaş yetiştirmenin önemli bir adresidir. Eğitici misyonuyla partiler, sadece kendi tabanlarında aktivasyonu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ideolojik etkileriyle de ülkenin en ücra bölgelerine nüfuz edebiliyorlar. Bunun için partiyi taze kanla beslemek, parti gençliğini eğitmek, yani partiyi genç tutmak elzem oluyor. Burada gençlik akademileri kritik bir kilometre taşı olarak ortaya çıkıyor. Akademiler yoluyla partiler genç ve dinamik kalıyor ve istikbale emin adımlarla yürüyor. Aksi durumda partilerin eksenden kayması ve dağılma ihtimali artıyor. Siyasette Konjonktür ve Ak Parti Ülkemizde siyasi partiler uzun yıllar askeri vesayetin gölgesinde faaliyetlerini sürdürdü. Ordunun siyasete müdahalesi ile on yılda bir siyasi hayat kontrol altına alındı. 90’lı yıllar, toplumsal reaksiyon açısından bir dönüm noktası oldu. Dayatılan birkaç parti ile iktifa etmesi istenen milletimiz, tüm zorlamalara ve tehditlere rağmen Ak Parti'yi iktidara taşıdı. Memlekette yeniliğin ve umudun adresi olan Adalet ve Kalkınma Partisi, 3 Kasım 2002 yılında tek başına iktidar oldu. O tarihten bugüne Ak Parti'yi iktidarda tutan iki önemli etmen vardı: birincisi reaksiyoner toplumsal hafıza. İkincisi de Ak Parti'nin, milletin hizmetkârı olmasıydı. Ne var ki bugün siyaset alanında vaziyet değişti ve milletimiz büyük beklentiler içerisine girdi. Burada Ak Parti'nin süreci daha iyi okuması ve idrak etmesi bir gereklilik halini aldı. Gençlik Akademisi Şart Ak Parti bugün “sosyal demokrat” olarak tanınsa da zaman zaman muhafazakâr, milliyetçi, demokrat ve bazen de sol tandanslı yaklaşımlarla kamuoyunun karşısına çıkıyor. Hemen her fikre mensup veya fikirsiz ismin partide yer aldığına şahit oluyoruz. Bazen gruplaşmaların olduğunu da fark ediyoruz; çünkü Ak Parti tek bir fikir veya yüce mefkure üzerine bina edilen bir siyasal kurum değildir artık. Bu durumda farklılıkları güçlü bir potada harmanlamak, partiye taze kan sağlamak ve partinin bir katalizör misali topluma öncülük etmesine kapı aralamak için “Gençlik Akademisi” modelind bir müesseseye ihtiyaç duyuluyor. Böylece gençlerin hayati bir mefkûre ile donatılması ve ideal bir gençliğin yetiştirilmesi öncelik haline geliyor. Milli kimlik ve maneviyata endeksli bir kişilik için gençlik akademisi şart. Merhum Erbakan hocanın “Milli Gençlik” müessesesi, merhum Alparslan Türkeş'in “Ülkü Ocakları”, kurumu üzerinde durduğum konuya emsal teşkil etmektedir. Nihayetinde bu eğitim kurumları, partilerin geçmişten geleceğe uzanan toplumsal ve kültürel damarlarını teşkil etmekte ve vizyonunun inşaasını yürütmektedir. Ülkücülük ve Milli Görüş akımları varlıklarını bu eğitim akademilerine borçludurlar. Ak Parti'nin “Gençlik Akademisi” Olmalı Ak Parti'nin kan kaybettiği şu günlerde kolektif bir hafıza ve şuur oluşturmak için gençlik akademisi iyi bir yatırım olacaktır. Partinin ilkeleri ve hedefleri doğrultusunda bir nesil yetiştirmek ve geleceğe yatırım yapma gereği göz ardı edilemez. Kurtarıcı bir lider beklemek yerine yeni liderler yetiştirmek makul bir hamle olacaktır. Parti davasını anlatma ve toplum nezdinde bir farkındalık oluşturma hususunda gençlik akademisi olmazsa olmaz. Son dönemlerde Ak Parti hakkında “halktan koptu” iddialarını duymuşsunuzdur. Bunun en önemli nedenlerinin başında parti ve toplum arasında peyda olan iletişim kopukluğu gelmektedir. Gençlik Akademisi sadece toplum ve siyaset adamı yetiştirmekle kalmayacak aynı zamanda Ak Parti ve Türk toplumu arasındaki organik bağı güçlendirecektir. Aksi halde tükenmek üzere olan bir insan kaynakları sermayesi ve geçici motivasyonla yönlenen bir seçmen kitlesi uzun vadeli hedeflere ulaşmayı mümkün kılmaz. Siyasi bir parti olarak Ak Parti, Gençlik Akademisi ile sadece bir parti değil aynı zamanda bir ekol olarak misyonunu devam ettirebilir.
Ekleme Tarihi: 19 March 2025 - Wednesday

Ak Parti’de Eksen Kayması ve İnsan Kaynakları Sermayesi Sorunu

Türk siyasal hayatı birçok yönüyle ele alınmışsa da “eğitim” boyutuyla pek değerlendirilememiştir. Bu nedenle süreç “siyasi” boyutunun dışında ele alınamamış ve siyasetin toplumsal boyutu analiz edilememiştir. Yani, çoğu zaman topluma inilememiştir. İşte burada siyaset-toplum, halk-parti ve demokrasi-kitle psikolojisi nokta-i nazarındaki sorunlar tespit edilememiştir.

Birçok parti belirli bir mefkûreden yoksun! Nedir bu mefkûre? Merhum Cemil Meriç’in deyimiyle “dünya görüşü” diyebiliriz.

Mefkûresiz Parti, Limanı Olmayan Gemi Gibidir

Bu ülkede birkaçı istisna olmak üzere köklü parti bulmak zor. Mefkûreye dayalı bir siyasi organizasyon yok denecek kadar az.

CHP yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe sahip olup hayat kaynağını “Kemalizm” olarak tanımlanan dünya görüşüne istinat etmektedir. Bu ideoloji sadece söz konusu partiye bir meşruiyet atfetmiyor, aynı zamanda partinin istikbalini tayin etmede de lokomotif görevi üstleniyor. Partinin istikameti değişmiyor; çünkü geldikleri ve gittikleri yön belli.

CHP, Kemalizm ile motive oluyor ve varlığını sürdürüyor. Bu çerçevede parti örgütlenmesi ve makbul bir vatandaş yetiştirilmesi noktasında Kemalizm, haddizatında eğitsel bir rol oynuyor. Bugün, CHP'nin kök salmasında bu ideolojik olgu, hayati derecede önem arz ediyor.

CHP cenahında durum böyle iken AK Parti cephesinde durum nedir? Hz. Mevlana'nın deyişiyle “bir dokun, bin âh işit, kâse-i fağfurdan.”

Ak Parti için kritik bir konuyu gündeme getirmek istiyorum.

Durum Bundan İbaret

Ülkemizin siyasi hayatında yüzlerce siyasi parti teşekkül etmiş ve bunların ekseriyeti seçimlere dahi iştirak etmeden ortadan kaybolmuştur. Seçimlere katılan partilerin büyük çoğunluğu ise meclise tek bir aday bile gönderememiştir. Neden kaynaklanıyor diye soracak olursanız, burada önemli bir faktör var: söz konusu partilerin “Gençlik Akademisi” gibi bir nimetten yoksun bulunmaları.

Siyasi partiler birer okul mahiyetindedirler. Fransızca “école” kavramından türeyen okul, makbul vatandaş yetiştirmenin önemli bir adresidir.

Eğitici misyonuyla partiler, sadece kendi tabanlarında aktivasyonu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ideolojik etkileriyle de ülkenin en ücra bölgelerine nüfuz edebiliyorlar. Bunun için partiyi taze kanla beslemek, parti gençliğini eğitmek, yani partiyi genç tutmak elzem oluyor.

Burada gençlik akademileri kritik bir kilometre taşı olarak ortaya çıkıyor. Akademiler yoluyla partiler genç ve dinamik kalıyor ve istikbale emin adımlarla yürüyor. Aksi durumda partilerin eksenden kayması ve dağılma ihtimali artıyor.

Siyasette Konjonktür ve Ak Parti

Ülkemizde siyasi partiler uzun yıllar askeri vesayetin gölgesinde faaliyetlerini sürdürdü. Ordunun siyasete müdahalesi ile on yılda bir siyasi hayat kontrol altına alındı.

90’lı yıllar, toplumsal reaksiyon açısından bir dönüm noktası oldu. Dayatılan birkaç parti ile iktifa etmesi istenen milletimiz, tüm zorlamalara ve tehditlere rağmen Ak Parti'yi iktidara taşıdı. Memlekette yeniliğin ve umudun adresi olan Adalet ve Kalkınma Partisi, 3 Kasım 2002 yılında tek başına iktidar oldu.

O tarihten bugüne Ak Parti'yi iktidarda tutan iki önemli etmen vardı: birincisi reaksiyoner toplumsal hafıza. İkincisi de Ak Parti'nin, milletin hizmetkârı olmasıydı.

Ne var ki bugün siyaset alanında vaziyet değişti ve milletimiz büyük beklentiler içerisine girdi. Burada Ak Parti'nin süreci daha iyi okuması ve idrak etmesi bir gereklilik halini aldı.

Gençlik Akademisi Şart

Ak Parti bugün “sosyal demokrat” olarak tanınsa da zaman zaman muhafazakâr, milliyetçi, demokrat ve bazen de sol tandanslı yaklaşımlarla kamuoyunun karşısına çıkıyor.

Hemen her fikre mensup veya fikirsiz ismin partide yer aldığına şahit oluyoruz. Bazen gruplaşmaların olduğunu da fark ediyoruz; çünkü Ak Parti tek bir fikir veya yüce mefkure üzerine bina edilen bir siyasal kurum değildir artık.

Bu durumda farklılıkları güçlü bir potada harmanlamak, partiye taze kan sağlamak ve partinin bir katalizör misali topluma öncülük etmesine kapı aralamak için “Gençlik Akademisi” modelind bir müesseseye ihtiyaç duyuluyor.

Böylece gençlerin hayati bir mefkûre ile donatılması ve ideal bir gençliğin yetiştirilmesi öncelik haline geliyor.

Milli kimlik ve maneviyata endeksli bir kişilik için gençlik akademisi şart. Merhum Erbakan hocanın “Milli Gençlik” müessesesi, merhum Alparslan Türkeş'in “Ülkü Ocakları”, kurumu üzerinde durduğum konuya emsal teşkil etmektedir.

Nihayetinde bu eğitim kurumları, partilerin geçmişten geleceğe uzanan toplumsal ve kültürel damarlarını teşkil etmekte ve vizyonunun inşaasını yürütmektedir.

Ülkücülük ve Milli Görüş akımları varlıklarını bu eğitim akademilerine borçludurlar.

Ak Parti'nin “Gençlik Akademisi” Olmalı

Ak Parti'nin kan kaybettiği şu günlerde kolektif bir hafıza ve şuur oluşturmak için gençlik akademisi iyi bir yatırım olacaktır. Partinin ilkeleri ve hedefleri doğrultusunda bir nesil yetiştirmek ve geleceğe yatırım yapma gereği göz ardı edilemez. Kurtarıcı bir lider beklemek yerine yeni liderler yetiştirmek makul bir hamle olacaktır.

Parti davasını anlatma ve toplum nezdinde bir farkındalık oluşturma hususunda gençlik akademisi olmazsa olmaz.

Son dönemlerde Ak Parti hakkında “halktan koptu” iddialarını duymuşsunuzdur. Bunun en önemli nedenlerinin başında parti ve toplum arasında peyda olan iletişim kopukluğu gelmektedir.

Gençlik Akademisi sadece toplum ve siyaset adamı yetiştirmekle kalmayacak aynı zamanda Ak Parti ve Türk toplumu arasındaki organik bağı güçlendirecektir.

Aksi halde tükenmek üzere olan bir insan kaynakları sermayesi ve geçici motivasyonla yönlenen bir seçmen kitlesi uzun vadeli hedeflere ulaşmayı mümkün kılmaz.

Siyasi bir parti olarak Ak Parti, Gençlik Akademisi ile sadece bir parti değil aynı zamanda bir ekol olarak misyonunu devam ettirebilir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve birebirhaber.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.