CHP'nin sancılı bir süreç yaşadığı hepimizin malumu; fakat daha sancılı bir süreç yaşayacağını belirtmek isterim. 31 Mart Yerel seçimi ile başlayan ve iktidar olma yolunda halk desteğini arkasına alan CHP'nin, psikolojik üstünlüğünü gün geçtikçe kaybettiğini gözlemliyoruz.
İktidar Olmak İçin Yerelde Çalışmak Lazım
Birçok yazımda 31 Mart seçimlerinin siyaset tarihimizde önemli bir dönüm noktası olacağını ifade etmiştim. Öyle tabi.
CHP'nin, yerel seçimde elde ettiği üstünlüğü koruması durumunda kolaylıkla iktidar olacağını ve iktidar olabilmenin yolunun ise CHP'li belediye başkanlarının performansına bağlı bulunduğunu kaleme almıştım. Bunun aksi durumunda CHP'nin iktidar olabilmesinin mümkün olmadığını da eklemiştim.
Bugün, ilçe belediyelerinde karşılaştığımız manzara sonucunda CHP'nin 31 Mart'taki psikolojik üstünlüğünü kaybettiğini vurgulamak istiyorum.
Daimi surette kamuoyu yoklamaları yapıp anketlerle süreci analiz etmeye gayret ediyoruz. CHP'nin Mersin ilçe belediyelerinde skandallar ve tartışmalar bitmiyor. Halkın hizmet beklediği bir dönemde tartışmalarla anılan ilçe belediyelerinin, ayrıca “usulsüzlük, rant ve şaibeli ihalelerle” gündeme gelmeleri, kamuoyu nezdinde CHP’nin güvenilirliğine ve itibarına gölge düşürüyor.
Sayın Vahap Seçer'in inşa ettiği sosyal belediyecilik devrimi, CHP için büyük bir kazanım olurken, CHP'nin ilçe belediye başkanlarının hukuka aykırılık teşkil eden işlemleri, bir dezavantaj olarak yorumlanıyor. Sanki CHP’ye karşı çalışıyorlar!
CHP Mersin'de korkunç bir kan kaybediyor. Parti genel merkezi ile il örgütünün bu süreçte sessizliğini koruması şüphelere yok açıyor. Yoksa suçlular kollanıyor mu?
Tarsus'ta Neler Oluyor?
Skandalların adresi yine ve yeniden, Tarsus Belediyesi. Tarsus'ta sular ne zaman durulacak, diye sormuyorum artık. Bu hamur daha çok su götürür. Ya hu, hiç mi aklı selim bir partili çıkıp Tarsus Belediye başkanı Ali Boltaç'ı uyarmaz? Herkesin gördüğüne parti yetkilileri de şahitlik ediyor!
O halde neden bu sessizlik? Yoksa Ali Boltaç'ı koruyor musunuz?
Ya da CHP genel merkezinde Ali Boltaç'ı “herşeye rağmen” kollayan birileri mi var? Bunun için mi sessiz kalıyorsunuz?
Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır! En başta olduğu gibi bugün de susmam!
Ali Boltaç'ın, belediye personeline uyguladığı mobbingler, hafızalardaki tazeliğini koruyor. Tarsus’un sıcağında, hamile bir büro personelinin temizlik işlerinde görevlendirilmesi vicdanınıza nasıl sığdı?
O kadar çok sıkıntılı durum var ki, hangisini anlatacağımı şaşırıyorum. Tarsus halkı hiçbir dönemde olmadığı kadar bugün hizmetten ve belediye yatırımlarından yoksun kaldı! Neymiş “belediye malı sorun yaşıyor” imiş.
Herkes sorun yaşıyor; kimse sizin kadar sızlanmıyor! Ayrıca konserler için milyonlarca lira para bulabiliyorsun, ey Ali Boltaç! Birkaç saatlik bir konser için Adana'dan özel bir güvenlik firmasına tek kalemde yüz binlerce lira para ödemeyi de biliyorsun!
Nedir Bu İhalelerdeki Şaibe, Ali!
Daha önce de ihaleler noktasında sıkıntılı durumların var olduğuna değinmiştim. Fakat bugünkü sıkıntılar eskisinden daha büyük. Artık çekinmiyor ve utanmadan hareket ediyorlar. Belediyenin doğrudan temin kapsamındaki ihalelerini düşünün. Bir ihaleye üç ayrı firma giriyor. Her firma ayrı bir fiyat teklifiyle geliyor. Güzel.
Firmaların tekliflerini içeren dosya ve yazılar aynı kalem, aynı kağıt ve aynı yazı tarzıyla yazılmış. Bu durum, yazının tek bir kişi tarafından kaleme aldığını ortağa koyuyor. Bunu çözmek için kriptolog yahut bilirkişi olmaya gerek yok. Sizce bu yazıyı kim yazmıştır?
Bu konuda net bir isim olmasa da mevzu bahis üç şirketin sahibi, söz konusu ihale ile ilgili evrakları doldurmuştur.
Sıkı durun. “Rekabet ediliyor” izlenimi uyandırıldığına bakmayın, bu şirketler tek bir kişiye ait. Şirketlerin Güneş yahut Artur diye adlandırıldığına bakmayın, hepsi tek bir kişiye çalışıyor. İsimler farklı; ama patron aynı!
Konu mecliste tartışmaya açılıyor; Ali Boltaç sessiz. İhale süreci tamamen tartışmalı. İhaleci, kalemi değiştirmeye bile üşenmiş. Bu hadiseye şahitlik eden belediye yetkilileri de var. Adamın kaç şirketi var bilmiyorum; fakat en az 3 şirketi olduğu kesin. Zannediyorum ki hep aynı şirketle ihaleye girmiyor; farklı şirketleri öne sürüyorlar! Nihayetinde kazanan, yine onların kasası oluyor.
Bu Bir Suç!
Bir ihalede üç ayrı teklif verilmiş. Hepsinin kalem, kağıt ve yazı stili aynı. Kalemi değişse belki fark edilmeyecek; ama buna bile gerek duymamış ve endişe etmemiş, demek! Şirket sahibi kalemi eline almış Tarsus Belediyesi Destek Hizmet Müdürlüğü’nde ihale evraklarını yazmaya başlamış. Herkes görmüş.
Uyaran var mı, müdahale eden var mı ya da durum gündeme gelince ihalenin iptali söz konusu oldu mu? Hayır. Nereden buluyorlar bu yüzü?
Bu şirketler Mersin'de kurulmuş. Belediyeden yüklü miktardan ihale almış. En azından 20 milyon liralık ihale alındığı kesin. Fakat tespitlere göre bu rakam tahmin ettiğinizden daha fazla. Belediye personeli ve meclis üyeleri de bu süreçten haberdarlar!
Bunun bir ekip işi olduğunu ve ekibin bazı gazetecilerle işbirliği içerisinde olduğu da iddialar arasında yer alıyor. Tarsuslu gazeteci Burhan Ocakoğlu’nun iddialarına göre mafyatik bir yapı var. Şımarıkça ve göstere göstere hareket etmeleri neden kaynaklanıyor? Tarsus Belediye Meclisi’ndeki, ilgili araştırma komisyonu konu hakkında yürüttüğü tahkikatta usulsüzlük ve hukuksuzluğu ortaya çıkarıyor.
Kayıtlara düşen bu şirketler yoluyla milyonlarca liralık ihaleler alınıyor. Başkan Ali Boltaç bu konuda ne diyecek, bilmiyorum; fakat Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakikati ortaya çıkarmak adına yapacak bir şeyi vardır, elbet.