Bugüne kadar nice siyasetçi ve belediye başkanı hakkında eleştiri mahiyetinde yazı ya da haber kaleme aldım. Birçoğu geri dönüş yaptı. Üstelik eleştirimi olumlu karşıladıklarını ifade ederek teşekkürde dahi bulundular. Fakat burnundan kıl aldırmayan tek bir kişi farklılığını ortaya koydu ve eleştirileri sindiremedi. Nedir O Farklılık? Kimse senin gibi değil, Ali efendi. Tarsus Belediye başkanı Ali Boltaç'ı kast ediyorum. Sen farklısın ve başkasın. Senin gibi sokak ağzıyla konuşan, işini yapmak yerine oraya buraya laf yetiştiren ve belediye başkanlık görevini icra etmek yerine boş işler peşinden koşan bir başka belediye başkanı yok. Bunun için farklısın. Halk nezdinde hiçbir fonksiyonu olmayan bir iskele belediye başkanısın! Sen muhtar olacak bir potansiyele sahip bile değilken, belediye başkanı yapıldın. Referansın bile şaşırmış durumda. Ömrünün altın çağını yaşıyorsun; bu günleri bir daha göremeyeceksin; nitekim bir sonraki seçimde aday adayı bile olamayacaksın. Belki de Bozdoğan örneğinde olduğu gibi farklı bir partiye geçip CHP’ye muhalefet etmeye kalkışacaksın. Yakışır! Merak etme senin de sonun Haluk Bozdoğan’dan öteye gitmeyecek. Bize Hakaret Edersin, Öyle mi? Adamın biri “ben serserilere yol vermem” demiş. Merak etme başkan biz serserilere de yol veririz. Buyur yol senindir. Yazılarım seni ne diye rahatsız ediyor ki başkan? Ya hu hangi dediğim yanlış ki? Yaptıkların seni rahatsız etmiyor; yaptıklarını yazmam seni çıldırtıyor. Neden mi? Çünkü sen kendini dev aynasında görüyorsun. Eleştiriye tahammülün yok. Zümrütle bezediğin o tahtının etrafında herkesin sana biat etmesini, el pençe divan durmasını bekliyorsun. Gazeteciler senin için gazeller, divanlar yazsın istiyorsun. Öyle değil mi? Sana göre sen yeryüzünün en nadide insanısın! Eleştiriyi hazmedememen yetmezmiş gibi bir de ağza alınmayacak laflar ve dedikodular yapıyorsun. Sen temel görgü kurallarını ve insanlarla nasıl konuşman gerektiğini bilmeyebilirsin. Senin çevrende sana uyarıda bulunacak hiç kimse mi yok, ya hu? Senin partin neden her şeye bu kadar sessiz. Sen ciddiye alınacak bir adam değilsin. Nerede nasıl konuşman gerektiğini de bilmiyorsun. Başkanlık koltuğunda oturuyorsun; fakat krallık taslıyorsun. Boş Yapma; İş Yap! Belediye başkanlığı sorumluluğunu bilmeyen birine sorumluluğunu hatırlatmayı vazife-i asliyemiz, addederiz. Yaz ayı geldiğine göre senin için de konser dönemleri başlamıştır. Çevrendeki insanlara “acaba kimi çağırsak” diye sormak yerine “acaba halkın hangi ihtiyacını karşılayacak projeyi başlatsak” demelisin. Tarsus halkı hizmet beklerken, âlem yapmanın manası yok. Belediye bütçesindeki darboğazlığı bahane etmeyi bırak; konser yapacak para varsa hizmet edecek para da vardır. Laf cambazlığına lüzum yok, Ali! Belediye personeliyle uğraşmayı ya da onların bazılarına mobbing uygulamayı bırakmalısın. Belediyenin şaibeli ihalelerini daha şeffaf hale getirmelisin. Belediye başkanlığı nedir, öncelikle bunu öğrenmelisin. Milletin karısına ya da kızına dil uzatmayacaksın! Yoksa mahkemelik olursun! Şuan olduğun gibi! Sen ki hamile bir belediye personelini sırf garez olsun diye Tarsus sıcağında çöp işlerine veren birisin. Vicdansız! Sen bana adaletten ve insaniyetten bahsedemezsin. Adalete, insaniyete, nezakete ve liyakate en çok ihtiyaç duyan sensin! Belki meziyetlerden haberin dahi yoktur. Doğru, “çobanın düşünce dünyası, güttüğü koyunun kıçı kadardır” derler. Senin de belediye işlerinden anladığın yok. Birkaç davar alıp köyde gütmeye bak! Sahi sana davar da teslim edilmez, şimdi! Koca bir belediyeyi sana nasıl emanet ettiler, anlaşılabilir gibi değil.